Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1034 E. 2020/1119 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1034
KARAR NO : 2020/1119
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2018
NUMARASI : 2016/1415 Esas, 2018/301 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 19/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili, müvekkilinin davalıya satıp teslim etmiş olduğu mallara ilişkin faturalar düzenlendiğini, ancak davalının 182.648,36 TL cari hesap borcunu ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; davacı tarafından müvekkiline satılan ve bedeli ödenmeyen bir mal bulunmadığını, ancak taraflar arasında imalat ve montaja ilişkin 19/09/2013 tarihli alt yüklenici sözleşmesi imzalandığını, işin yapımında kullanlacak malzemenin dava dışı firma tarafından temin edildiğini, davacının sözleşmeye konu işi yaptığını ispat etmesi gerektiğini, henüz kesin hesap yapılmadığını, ancak davacının usule aykırı bir şekilde fiyatlandırma yapıldığını, ayrıca davacının kusuru nedeniyle işin geciktirildiğini, buna ilişkin ceza alacağı haklarını saklı tuttuklarını, teknik bilirkişi incelemesi de yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.Mahkemece, somut olayda uyuşmazlığın cari hesabı oluşturan 02/05/2015 tarihli 187.955,10 TL bedelli hakediş açıklamalı faturadan kaynaklandığı, 19/09/2013 tarihli sözleşmede işin şartları ve bedelinin düzenlenmiş olduğu, davalı iş sahibinin bu faturaya konu işin eksiksiz olarak yapıldığını davacının ispatlaması gerektiğini, ayrıca davacının bu faturadaki fiyatlandırmasının fahiş olduğunu savunduğu, uyuşmazlık konusu fatura da dahil olmak üzere davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, dolayısıyla davacı yüklenicinin uyuşmazlığa konu faturaya konu işi yapıp teslim etmiş olduğunu ispat etmiş sayılması gerektiği, faturayı teslim alıp defterine kaydeden davalının artık faturadaki fiyatlandırmanın fahiş olduğu yönündeki savunmasının da dinlenemeyeceği, davalının ayıplı imalat yönünde bir savunmasının olmaması nedeniyle teknik bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek bulunmadığı, davacının davalı defterlerinde kayıtlı olduğu şekilde 182.648,24 TL asıl alacak talebinde haklı olduğu, bunun yanında davalının takip öncesinde temerrüde düşürüldüğüne dair delil sunulmamış olması nedeniyle davacının işlemiş faiz talebinin haksız olduğu, ayrıca alacak likit olduğundan icra inkar tazminatı talebinin yerinde olduğu, reddedilen kısım yönünden ise davacı icra takibinde haksız ise de kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece tarafların sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirip getirmediğini ve borcun doğumunun haklılığını incelenmeksizin karar verildiğini, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde sözleşme bedelinin aşıldığının, faturalara ilişkin hakedişlerin müvekkil şirketçe onaylanmadığının işin geçici ve kesin kabullerinin yapılmadığının, davacının kendi edimlerini yerine getirip getirmediğinin teknik bir bilirkişi incelemesi yapılmasının gerektiğinin tespit edilmesine rağmen mahkemece bu hususların dikkate alınmadığını, mahkemece davacının edimini yerine getirip getirmediğinin araştırılmadığını, ihtilaf konusu fatura ekinde yer alan 5, 6, 7 nolu hakediş belgelerinde müvekkili şirketin kaşe ve imzası ile onayının bulunmadığını, davacı tarafından usule aykırı fiyatlandırmalar yapıldığını, davacının fahiş fiyatlandırmalar içeren faturalar gönderdiğini, müvekkilin bu faturaları iade ettiğini, bahse konu fiyatlandırmadaki fahişliğin ancak bütün incelemeler sonunda netleşeceğinden ve sözleşmenin 11. Maddesi gereğince geçici kabul yapılmadığından ve iş halen devam ettiğinden ticari teamüller gereği kesin hesap aşamasında tartışılacağından müvekkili tarafından ihtirazi kayıt konulmadığını, fatura konusunun kiralama olmasına rağmen, fatura bedelinin satın alma bedelinden yüksek olduğunu, teknik inceleme yapılmış olması halinde fahişliğin çok rahat anlaşılacağını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı alt yüklenici; davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 19/09/2013 tarihli “Alt yüklenici sözleşmesi” bulunmaktadır. Davacı alt yüklenici tarafından davalı aleyhinde 182.648,36 TL asıl ve 7.618,69 TL işlemiş faiz alacağının tahsili için icra takibi başlatılmıştır. Dosya kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüpraş Batman Tesisleri HDPE yangın suyu yenilemesi işi ile ilgili 5, 6 ve 7 nolu hakedişe ilişkin 02/05/2015 tarihli 187.955,10 TL bedelli faturadan kaynaklanmaktadır.Ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı bakımından kesin delillerden ise de işin yapılıp teslim edildiğinin ayrıca ispat edilmesi gerekmektedir (Yargıtay 15. HD. 22/10/2014 tarih 2014/4030-5970 sayılı kararı). Davacı taraf bakiye iş bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep etmiş, taraf defterlerinin birbirleriyle uyumlu olduğu uyuşmazlığın 02/05/2015 tarihli 187.955,10 TL bedelli faturadan kaynaklandığı, tüm faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu nedenle yüklenicinin uyuşmazlığa konu fatura konusu işi yapıp teslim ettiğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Fakat, dosya kapsamına göre dava konusu faturalara konu (5), (6) ve (7) nolu hakedişlerde davacının imzası bulunmadığı gibi fatura kapsamında ayrıntılı açıklama bulunmadığından söz konusu hakedişlerin düzenlenmesine esas tüm belgeler temin edilip mahallinde keşif yapılarak hakedişlere göre işlerin yapılıp yapılmadığı ve sözleşme ekindeki birim fiyat listesine göre fahiş fiyatlandırma yapılıp yapılmadığı hususlarında konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2018 tarih, 2016/1415 Esas, 2018/301 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.