Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/103 E. 2019/1310 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/103
KARAR NO : 2019/1310
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/10/2017
NUMARASI : 2016/835 Esas, 2017/993 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 23/10/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, mekanik tesisat işleri yapım işini konu alan yazılı eser sözleşmesine dayalı faturaya bağlanmış bakiye bedel alacağının tahsili için ilamsız icra yoluyla yapılan takibe yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, takibin asıl alacak miktarı olan 599.777,88 TL üzerinden devamına, işlemiş faiz ile alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen karar taraf vekillerince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir. Davacı taşeron, sözleşmesiyle üstlendiği mekanik tesisat işlerini süresinde tamamlayarak teslim ettiği halde bakiye bedelin ödenmediğini, ödenmesi için ihtarname tebliğ edildiğini ve sonrasında da tahsili için yapılan takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini; davalı yüklenici (iş sahibi) şirket ise, işin eksik ve kusurlu olarak ifa edilerek geç teslim edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece oy çokluğu ile, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelme sonucu alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davaya konu takip dayanağı faturaların her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, işin sözleşmeye uygun eksiksiz ve kusursuz olarak tamamlanıp teslim edildiğinin 19.01.2016 tarihli belge ile davalı şirket tarafından kabul edildiğini, eksik ve ayıpların belirlenip davacı tarafa bildirildiğinin isbatlanamadığını, ayıplı işlerin dava dışı bir firmaya yaptırıldığına ilişkin belgelerin süresinden sonra sunulduğunu, bunların ayıp ihbarı yerine geçemeyeceğini, alacağın yargılamayla belirlendiğini, takiple temerrüdün gerçekleştiği belirtilerek davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Muhalif üye hakim, muhalefet şerhinde itirazın iptali davalarında dava miktarı ıslahla arttırılamayacağından davanın 180.000,00 TL üzerinden kabulü yerine ıslahla arttırılan miktar üzerinden kabulü yönündeki çoğunluk kararına katılmadığını ifade etmiştir. Davacı vekili istinaf talebinde özetle, davalı şirketin 02.12.2015 tarihli ihtarname ile temerrüde düşürüldüğü halde işlemiş faiz taleplerinin hatalı olarak reddedildiğini, takip konusu alacak taraf defterlerine kayıtlı faturaya dayalı olup likit olduğu halde icra inkar tazminatı taleplerinin hatalı olarak reddedildiğini belirterek kısmen red kararının kaldırılarak davanın tümden kabul edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf talebinde özetle; müvekkili şirket ile dava dışı arsa sahibi kooperatif arasında imzalanan geçici kabul tutanağında kabule engel olmayacak şekilde eksik işlerin bulunduğunun belirlendiğini, mahkemece sadece defter incelemesiyle yetinilerek, diğer iddialar araştırılmadan hatalı ve eksik karar verildiğini, delillerinin süresinde verildiğini ve davacı tarafından bu delillerin cevaplandırıldığını, süresinden sonra verildiğine dair davacı itirazının da bulunmadığını, işin geciktiği konusunda uyuşmazlık olmadığını, iş sahibi kooperatif ile imzalanan geçici kabul tutanağının davacı tarafa bildirildiğini, İski temiz su hattının hatalı yapıldığını, karara muhalif üye hakim tarafından da ifade edildiği üzere itirazın iptali davalarında dava miktarının ıslahla arttırılamayacağını belirterek kararın kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında mekanik tesisat işleri yapım işini konu alan 09.07.2014 tarihli götürü fiyat usulünde imzalanmış yazılı eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu uyuşmazlık dışıdır. Davacı, davaya konu takiple bakiye bedel alacağının tahsilini istemiş; davalı ise, işin eksik ve kusurlu olarak geç ifa edildiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı tarafından faktoring şirketine hitaben yazılan 19.01.2016 tarihli belgede işin eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim alındığını kabul ettiğini belirtilerek defter incelemesiyle davacı alacağının da belirlendiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Faktoring şiretine yazılan yazının prosedür gereği verilmesi zorunlu belge olup olmadığı ilgili faktoring şirketinden sorulmamıştır. Söz konusu belgenin prosedür gereği verilmek zorunda olunduğunun anlaşılması halinde belge içeriğinde yer alan (işin eksiksiz ve ayıpsız teslim alındığına ilişkin) beyanın ayrıca ve usulünce araştırılması gerekir. İş sahibi eseri teslim alır almaz gözden geçirerek varsa eksik ve ayıplı işleri belirleyip veya tesbit ettirip makûl sürede bunları yükleniciye bildirmelidir. Aksi halde imalatı olduğu gibi kabul etmiş sayılır. Sözleşmede götürü bedel kararlaştırıldığına göre, davacının talep edebileceği iş bedeli, fiziki oran uygulanarak belirlenmelidir. Bunun için yapılan imâlatın miktarı, eksik ve ayıplı işler de gözetilerek bulunduktan sonra tüm işe oranlanarak kararlaştırılan bedelin bulunacak olan bu orana uygulanması sonucu elde edilecek tutardan ihtilafsız ve isbatlanan ödemeler düşürülerek belirlenmelidir. Yukarıda yapılan açıklamalara göre, faktoring şirketine hitaben yazılan “Teyit Mektubu” başlıklı 19.01.2016 tarihli belgenin prosedür gereği verilmesi gereken belge niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde davacının talep edebileceği bedel alacağının açıklanan yol ve yöntemle belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sadece defter incelemesiyle yetinilerek karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına aykırı olduğundan kararın kaldırılarak dosyanın gereği için mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2017 tarih, 2016/835 Esas, 2017/993 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraf vekillerince yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde kendilerine iadesine, 5-Taraf vekillerince yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.