Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1015 E. 2020/1131 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1015
KARAR NO : 2020/1131
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2018
NUMARASI : 2015/1134 Esas, 2018/179 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.Davacı yüklenici, davalı taşeron ile 05.06.2014 tarihinde imzalanan sözleşmeye göre davalının Fethiye ve Finike’de asfalt sathi kaplama yapılması işini üstlendiğini, sözleşme konusu iş için davlı şirkete KDV dahil 236.000,00 TL’lik fatura kestiğini, davalının 150.000,00 TL ödeme yaptığını, bakiye 86.000,00 TL’nin ödenmediğini ileri sürerek bu miktarın davalıdan tahsilini istemiş; davalı taşeron şirket ise, davacının ödemesi gereken KDV ve SGK tahakkuklarını kendisinin ödediğini, davacıya borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, mali müşavir bilirkişiden alınan rapor hükme esas kabul edilerek, uyuşmazlığın davalı tarafça yapıldığı iddia olunan KDV ve SGK ödemelerinin davaya konu bakiye alacaktan mahsubunun gerekip gerekmediği, gerekli ise miktarının ne kadar olduğu noktasında toplandığını, sözleşmenin 12.2.maddesi gereğince 9.594,71 TL’lik SGK ödenmesinin tamamen davalıya ait olduğunu, 64.868,54 TL KDV ödemesinin ise sözleşmede tüm masrafların bedel içinde olacağının kararlaştırılmış olması sebebiyle talep edilemeyeceğini, buna göre 86.000,00 TL’lik bakiye fatura alacağından davalının yapmış olduğu ödemelerin yarısının (25.304,02 TL) bu alacaktan mahsup edilmesi gerektiğini belirterek fark miktar (60.695,98 TL) kadar davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, iş bu karar aleyhine istinaf başvurusu yapan davalı vekili istinafında özetle hükme esas alınan rapor ile önceki bilirkişi arasında önemli oranda fark bulunduğu halde bu çelişki giderilmeden son bilirkişi raporu karara esas alınarak verilen kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasında davacı tarafından davalıya kesilen 236.000,00 TL tutarlı fatura karşılığında davalı tarafından davacıya 150.000,00 TL’lik ödeme yapıldığı, davaya konu 86.0000,00 TL’lik kısmın ödenmediği konusunda ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafça davacı nam ve hesabına ödendiği iddia olunan KDV ve SGK bedellerinin dava konusu alacaktan mahsubunun gerekip gerekmediği, gerekli ise ne kadar olduğu noktalarında toplanmaktadır. Mahkemece ikinci son bilirkişi raporu hükme esas alarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemece alınan ilk bilirkişi raporunda davacı alacağı 7.826,22 TL, karara dayanak yapılan ikinci son bilirkişi raporunda ise 60.695,98 TL olarak belirlenmiştir. Davalı tarafça her bir bilirkişi raporuna karşı ileri sürülen itiraz sebepleri karşılanmadığı gibi, bilirkişi raporları arasında belirlenen tutar yönünden de önemli oransızlık bulunduğu ve ancak bu çelişkinin de giderilmediği anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece yargılama sırasında alınan her iki bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin tarafların itirazları da gözetilerek giderilmesi için yeniden seçilecek bilirkişi/bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınması ve sonucuna uygun yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle sonucuna uygun yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2018 tarih, 2015/1134 Esas, 2018/179 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.