Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/997 E. 2018/964 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/997
KARAR NO : 2018/964
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2017
NUMARASI : 2014/331 Esas, 2017/325 Karar,
DAVANIN KONUSU : Tazminat, İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 10/07/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Taraflar arasındaki asıl davada, davacı yüklenici… A.Ş. Şirketi 2.463.468,76-TL hakediş bedeli ile 100.000,00-TL maddi ve 100.000,00-TL manevi tazminat talebinde bulunmuş; karşı davada ise, iş sahibi… Anonim Şirketi, fazla yapılan ödemeler, ayıplı işler bedeli, ecrimisil, yoksun kalınan kar ve vekalet ücreti olmak üzere toplam 4.813.350,00-TL’nin tahsilini talep etmiş, 12/11/2013 tarihli dilekçesi ile talebini 401.580,00-TL arttırarak 5.214.930,00-TL’ye çıkartmıştır.
Mahkemece; asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile, 4.892.734,00-TL’nin karşı dava tarihi olan 20/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karar davacı-karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf edilmiştir.
Davacı-karşı davalı yüklenici ….A.Ş., davalı iş sahibi ile imzalanan 30/09/2009 tarihli sözleşme gereği yapımını üstlendiği fabrika, antrepo ve idari bina inşaatını ve çevre duvarlarını sözleşmeye uygun olarak inşa etmekte iken Ekim, Kasım ve Aralık 2011 aylarına ait hakedişlerin ödenmemesi nedeniyle inşaatı durdurduklarını ve bu hususu 16/12/2011 tarihli ihtarnameyle bildirdiklerini ancak bu sırada davalı-karşı davacı iş sahibinin sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini belirterek hakediş bedeli ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş; davalı-karşı davacı iş sahibi ….A.Ş.; asıl davaya cevabında, uzatılmış süreye rağmen inşaatın %60 seviyesinde yapıldığını, idari binaya hiç başlanmadığını, ayıplı imalatlar bulunduğunu, kalan sürede işin tamamlanmasının imkansız olduğunu, yüklenicinin de şantiyeyi terk ettiğini, sözleşmenin ihlali nedeniyle sözleşmeyi feshettiklerini, yapılan iş karşılığı davacıya 33.539.199,00-TL + KDV avans ödemesi yaptıklarını, 7.846.812,00-TL tutarında inşaat malzemesi verildiğini, inşaatla ilgisi olmayan harcamaların da kendilerinden tahsil edildiğini, yapılan ödemelerin inşaat maliyetinden çok fazla olduğunu belirterek asıl davanın reddini talep etmiş; karşı davasında ise, fazla yapılan ödemeler, ayıpların giderilmesi için gereken masraflar, ecrimisil, yoksun kalınan kar ve vekalet ücreti talebinde bulunmuştur.
Asıl davada taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı yüklenicinin hakediş alacağının bulunup bulunmadığı, sözleşmenin feshinde davalı iş sahibinin haklı olup olmadığı ve bu nedenle maddi ve manevi tazminat talep edip edemeyeceği noktasındadır. Yargılama sırasında alınan ve az miktar farkı hariç birbirini doğrulayan bilirkişi heyet raporlarını esas alan mahkemenin, sözleşme hükümlerini ve taraf beyanlarını da birlikte değerlendirerek, davalı-karşı davacı iş sahibinin, davacı-karşı davalı yükleniciye nakdi ve malzeme olarak 36.790.390,00-TL ödeme yaptığı ve bu ödemenin her iki raporda belirlenen inşaat imalat maliyetinin üzerinde olduğu ve bu nedenle davacı-karşı davalının hakediş alacağının bulunmadığı, davacının hakediş alacağı bulunmadığı halde inşaatı durdurması ve işi terk etmesi nedeniyle davalı iş sahibinin sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğine ilişkin değerlendirmesi ve maddi ve manevi tazminat şartlarının da bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine dair verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı-karşı davalı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
Davacı-karşı davalı yüklenici şirketin karşı davaya yönelik istinaf itirizlarının incelenmesinde ise, mahkemece, kabul edilip hükmedilen 4.892.734,00-TL üzerinden hesaplanıp belirlenen 83.555,75-TL nispi istinaf karar harcı ve 85,70-TL başvurma harcı ile 100,00-TL gider avansının tamamlanması için davacı-karşı davalıya HMK’nın 344.maddesi hükmü prosedürüne uygun olarak tebliğ edilen muhtıra gereği davacı-karşı davalı tarafça yerine getirilmemiş, davacı vekilince muhtıraya cevaben karardan rücu edilmesi talep edilmiş ve harç ve masraflar yatırılmamıştır.
Asıl ve birleşen davalar usul gereği (diğer şartları da varsa) birlikte görülse dahi, iki ayrı dava olup, müstakiliyetlerini korudukları için her iki dava yönünden ayrı ayrı istinaf harç ve giderlerin ayrı ayrı alınması gerek ve zorunludur.
Somut olayda, davacı-karşı davalı tarafça istinaf edilen karşı davaya yönelik nispi istinaf harç ve giderleri için usulünce tebliğ edilen muhtırada verilen kesin süre içerisinde tamamlanmadığının anlaşılmasına göre bu dava yönünden başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/04/2017 tarih ve 2014/331 Esas, 2017/325 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, davacı-karşı davalı vekilinin karşı davaya yönelik başvurusunun yapılmamış sayılmasına,
2-Alınması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 10/07/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.