Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/989 E. 2018/810 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/989
KARAR NO : 2018/810
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2017
NUMARASI : 2016/21 Esas, 2017/114 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 19/06/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında 20/10/2015 tarihli sözleşme imzalandığını, düzenlenen faturalardan bir kısmının ödenmediğini, yapılan ilamsız icra takibine itiraz edildiğini, para borçlarında alacaklının ikametgahı mahkemelerinin yetkili olup müvekkilinin ikametgahının Derince olduğundan Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunu belirterek, davalının Kocaeli .. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin adresinin Gebze olup, bu davada genel yetkili mahkemenin Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, mahsuplaşma halinde müvekkilinin alacaklı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasında 20/10/2015 tarihli emanet usulü inşaat yapı taahhüt sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafından Kocaeli … İcra Dairesinin … takip sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalı tarafça yetki ve borca itiraz ettiğinden takibin durduğu, davalı şirketin adresinin Gebze’de olduğu, sözleşmenin Gebze’de düzenlendiği ve ifa yerinin de Gebze olduğu, sözleşmenin 20. Maddesinde yetki sözleşmesi yapılarak Gebze mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığı, HMK’nın 17. Maddesi gereğince aksi kararlaştırılmamışsa davaya sadece sözleşmeyle belirlenen yerde bakılması gerektiği, bu nedenlerle Kocaeli İcra Daireleri’nin yetkisi bulunmayıp, Gebze İcra Daireleri’nin yetkili olduğu, takibin yetkisiz Kocaeli İcra Dairesinde yapıldığı gerekçesiyle, icra takibi yetkisiz icra dairesinde yapıldığından davacının davasının usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde, fatura borcunun para borcu olması nedeniyle alacaklının ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğunu, müvekkilinin adresi Derince olduğundan yetkili mahkemenin Kocaeli mahkemeleri olması gerektiğini, sözleşmeyle verilen yetkinin özel yetki olup, genel yetkiyi kaldırmayacağını, mahkemece yetkisizlik kararı verilip yetkili mahkemeyi belirtmesine rağmen dosyayı yetkili mahkemeye göndermediğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görülmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemelerin yetkisi 6100 sayılı HMK’nın 5 ilâ 19 maddeleri arasında düzenlenmiştir. HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir. TMK’nın 19. Maddesine göre gerçek kişilerin yerleşim yeri, sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Aynı Kanunun 51. Maddesine göre tüzel kişilerin yerleşim yeri ise, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. HMK’nın 10. Maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. HMK’nın 17. Maddesine göre tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. HMK’nın 18. Maddesine göre ise, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz. Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.
818 sayılı BK’nın 73. (6098 sayılı TBK’nın 89.) maddesine göre, borcun ifa yeri konusunda aksine bir anlaşma yoksa, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde; parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde; bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir. Para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceğine dair BK’nın 73. ( TBK’nın 89.) maddedeki kural salt para alacakları ile ilgili olup, eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarıyla da kabul edilmektedir. (bkz. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 02/10/2015 tarih ve 2015/3705 esas, 2015/4747 karar; 24/03/2015 tarih ve 2014/3179 esas, 2015/1457 karar; 23/02/2015 tarih ve 2014/2485 esas, 2015/922 karar sayılı kararları)
Somut olayda, taraflar arasında davalı iş sahibine ait taşınmaz üzerinde depo ve yönetim binası ile sosyal alanların yapımı hususunda sözleşme düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki bu sözleşme niteliğince, BK’nın 355 (TBK’nın 470) ve devamı maddelerinde hükme bağlanan bir eser sözleşmesidir. Eser sözleşmelerinde yetkili mahkeme HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı mahkemesi veya Kanun’un 10. Maddesinde düzenlenen sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesidir. Davacı, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davasını bu iki yer mahkemesinden birinde açabileceği gibi, tarafların tacir veya kamu tüzelkişisi olması kaydıyla HMK’nın 17. Maddesi gereğince yetki sözleşmesi ile kararlaştırdıkları yerde de açabilir.
Davacı tarafça Kocaeli İcra Dairesinde yapılan icra takibine davalı taraf süresinde yetki itirazında bulunmuş, davaya cevabında da yetki itirazını ileri sürmüştür.
Taraflar arasındaki dava eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, her iki taraf da tacirdir. Dosya kapsamından davalının ikametgahının ve sözleşmenin ifa edileceği yerin Gebze olduğu anlaşılmaktadır. Yine taraflarca sözleşmenin 20. Maddesinde de bu sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü için Gebze mahkeme ve icra daireleri yetkili kılınmıştır. İtirazın iptali davalarının görülebilmesi için öncelikle icra takibinin yetkili yer icra dairesinde açılması gerekmektedir. Bu husus dava şartı niteliğindedir. İstinaf incelemesine konu olayda icra takibi yetkili yer icra dairesinde açılmadığından mahkemece davacının davasının usulden reddine karar verilmesi yerinde olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2017 tarih ve 2016/21 esas, 2017/114 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 19/06/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.