Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/979 E. 2018/962 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/979
KARAR NO : 2018/962
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2017
NUMARASI : 2016/16 Esas, 2017/287 Karar,
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 10/07/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, sipariş üzerine temizlik ve kozmetik ürünlerinin imali işi nedeniyle sözlü eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan ve cari hesaba dayalı bakiye iş bedelinin tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali ve takibin devamı ile icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; davacı şirket yüklenici, davalı şirket ise iş sahibidir.
Mahkemece; muhasebesel bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne dair verilen karar davalı iş sahibi şirket vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davacı yüklenici şirket vekili, sipariş üzerine üretilip teslim edilen temizlik ve kozmetik ürünlerin bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, bedelin tahsili için giriştikleri icra takibine davalı iş sahibinin haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ve takibin devamı ile %20 icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davalı iş sahibi şirket vekili, müvekkili şirketin merkez adresinin Karşıyaka / İzmir olduğunu bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davalı şirketin davacıya borcunun bulunmadığını, dava konusu alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının talep edilemeyeceğini belirterek davanın yetki ve esastan reddine ve kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davalı iş sahibi şirket vekili istinaf talep dilekçesinde özetle, yetki itirazının yerel mahkemece hatalı olarak reddedildiğini, davacı taraf ticari defterleri incelenmeden tanzim olunan bilirkişi raporunun eksik olduğunu, davalının davacıya borcunun bulunmadığını, alacak likit olmadığından inkar tazminatı talebinin kabulünün hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamından, davalı tarafça icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine itiraz edildiği görülmüştür. Davalı vekili, müvekkili şirketin merkezinin Çiğli/İzmir adresi olduğunu belirterek bağlı bulunduğu Karşıyaka İcra Daireleri ile Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür.
Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme, davalının yerleşim yeri mahkemesi veya sözleşmenin ifa yeri (edimin yerine getirildiği) mahkemedir. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin içtihatları kapsamında, para borçlarına ilişkin olarak götürülecek borçlardan olması nedeniyle davacı ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi yetkisi, eser sözleşmelerinin niteliği ve ayrıca para borcundan anlaşılması gerekenin karz sözleşmeden kaynaklanan para borçlarının anlaşılması gerektiğinden bahisle kabul edilmemiştir.
İtirazın iptali davalarında, mahkemenin yetkisiyle birlikte, İcra Dairesi’nin yetkisine de itiraz edilmiş olması halinde öncelikle İcra Dairesi’nin yetkisine ilişkin itirazın incelenip değerlendirilmesi Yargıtay içtihatları gereğidir. İcra Dairesi’nin yetkisiz olması halinde de usulüne uygun bir icra takibinden bahsedilemeyeceğinden bahisle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir.
İİK’nın yetkiyi düzenleyen 50.maddesi hükmüne göre, para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Yapılan açıklamalar ve belirtilen yasal düzenlemeler kapsamında somut olaya bakıldığında, dosya kapsamından sözleşmenin ifa yeri net olmamakla beraber davacı tarafça irsaliyeli fatura düzenlenmiş olmasına göre işin davalı adresinde teslimin kararlaştırıldığının anlaşılması gerekir. Kaldı ki, davacı adresi ifa yeri kabul edildiğinde dahi takibin davacının bulunduğu Tuzla/İstanbul adresinin bağlı bulunduğu İstanbul Anadolu İcra Dairesi’nde yapılması gerekirdi. Buna göre takibin davalı şirketin merkezinin bulunduğu Çiğli/İzmir adresinin bağlı bulunduğu Karşıyaka/İzmir İcra Dairesi’nde yapılması gerektiği halde yetkisiz İstanbul icra dairesinde yapıldığının anlaşılmasına göre, davalı tarafça süresinde ve usulünce kendi ikamet adresi gösterilerek yapmış olduğu yetkiye itirazının kabulü ile yetkisiz icra dairesinde takip yapılmış olduğunun anlaşılmasına göre usulüne uygun bir takipten de bahsedilemeyeceğinden davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esası incelenerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmadığından kararın kaldırılarak davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar verilmek üzere dosyanın HMK’nın 353/1-a/4 maddesi uyarınca mahal mahkemesine gönderilmesine kesin olmak üzere karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı vekinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2017 Tarih, 2016/16 Esas, 2017/287 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 10/07/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.