Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/943 E. 2018/879 K. 26.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/943
KARAR NO : 2018/879
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2017
NUMARASI : 2015/1344 Esas, 2017/347 Karar,
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 26/06/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Asıl dava, mermer imalat ve montaj yapım işi nedeniyle yazılı eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan ve işin geç teslim edildiği iddiasına dayalı olarak cezai şart alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu, birleşen (2016/281 Esas) dava ise, aynı sözleşme ilişkisinden kaynaklanan ve ödenmeyen bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; asıl dava davacısı iş sahibi, birleşen dava davacısı ise yüklenicidir.
Asıl davada davacı iş sahibi vekili, davalı yüklenici ile müvekkili arasında 24/06/2015 tarihli mermer imalatı ve montaj yapımı işini konu alan sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre işin 26/07/2015 tarihinde teslim edilmesi gerekirken 54 gün gecikmeyle 17/10/2015 tarihinde teslim edildiğini, günlük 2.000,00-TL’den 108.000,00-TL cezai şart alacaklarının bulunduğunu, tahsili için başlattıkları icra takibine davalı tarafın haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davalı yüklenici vekili, geç teslimin söz konusu olmadığını, yer tesliminin geç yapıldığını, müvekkiline iş bedelinin ödenmediğini, montaj işi için diğer firma işlerinin beklendiğini, davacı talebi üzerine ilave işler de yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen (2016/281 Esas) dava davacısı yüklenici vekili birleşen davada, sözleşmeye konu işi tamamlayarak teslim eden müvekkiline bakiye iş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek tahsili için başlattıkları icra takiben davalı iş sahibinin haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Birleşen dava davalısı iş sahibi vekili, davacıya karşı herhangi bir borçlarının bulunmadığını, sözleşme kapsamında davacının hak ettiği ödemelerin yapıldığını ancak kalan tutarın ise gecikme nedeniyle işletilecek olan cezai şart alacağına mahsup edildiğini belirterek davanın reddi ile %20 kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
Mahkemece; asıl dava yönünden, teslim sırasında cezai şart alacağı yönünden herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmediğinden cezai şart talep etme hakkı bulunmadığından davanın reddine; birleşen dava yönünden ise, taraf ticari defterleri ve beyanlarına göre yapılan işin ödenmeyen ve cezai şart alacağına mahsup edildiği beyan edilen kısmı olan 81.465,00-TL alacaklı olduğundan davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair verilen karar asıl dava davacısı ve birleşen dava davalısı iş sahibi vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Asıl dava davacısı ve birleşen dava davalısı şirket vekili asıl dava yönünden istinafında, cevap dilekçesinin süresinde verilmediğini bu nedenle davalı tarafın delillerinin hükme esas alınamayacağını, hükme esas alınan e-posta çıktısının teslim tutanağı yerine geçemeyeceğini, 17/09/2015 tarihli tesilm tutanağında eksik hususlar bulunması nedeniyle verilen ilave sürede de işin tamamlanmadığını ve akabinde henüz icra takibi başlattıklarını, bununla da işin kabul edilmediğinin çekincesi niteliğinde olduğunu; birleşen dava yönünden istinafında ise, davalı-birleşen davacı tarafın ticari defterlerinin kapanışları yapılmadığından delil olarak kabulünün hatalı olduğu belirtilerek yerel mahkeme kararının kaldırılarak ısıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davacı iş sahibi, işin geç teslim edilmesi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptalini talep etmiş, birleşen davada ise yüklenici iş bedelinin tahsili için başlattığı icra takibine yönelik itirazın iptali talebinde bulunmuştur.
Taraflarca imzalanan 24/06/2015 tarihli sözleşmenin süreyi düzenleyen 3.maddesinde işin 30 gün içerisinde teslim edileceği, işin gecikmesi halinde günlük 2.000,00-TL ceza kesintisi yapılacağı kararlaştırılmıştır. Düzenleme içeriğine ve Yargıtay içtihatların göre kararlaştırılan bu ceza eser sözleşmesi kapsamında işin süresinde teslimini sağlayan ifaya ekli ceza niteliğinde olup, talep edilebilmesi için işin teslimi sırasında buna yönelik bir ihtirazi kaydın bulunması gerekir. Dosyada mevcut imzası ve içeriği inkar edilmeyen 17/09/2015 tarihli “İş Teslim Protokolüdür” başlıklı belgeye göre işin liste halinde belirlenip belirtilen eksiklikleriyle teslim alındığının anlaşıldığı ve ancak cezai şart alacağına ilişkin bir ihtirazi kaydın bulunmadığı görülmüş olmakla, ihtirazi kayıt içermeyen bu belgeye göre davacı iş sahibinin davaya konu takip alacağı ifaya ekli cezayı talep edemeyeceğine ilişkin mahkeme kararı usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur.
Dosya kapsamından davacı iş sahibinin, davalı yüklenicinin birleşen davada takibe konu yaptığı iş bedeli tutarını cezai şart alacağına mahsuben uhdesinde tutulduğuna ilişkin beyanıyla kabulünde olup bu iş bedeli alacağı da sabit olduğundan mahkemece buna ilişkin birleşen davanın kabulüne dair kararının da doğru olduğunun anlaşılmasına göre, asıl dava davacısı-birleşen dava davalısı iş sahibi vekilinin her iki davaya yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2017 tarih ve 2015/1344 Esas, 2017/347 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı-birleşen dava davalısı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Asıl davada alınması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50-TL istinaf karar harcının davacı-birleşen dava davalısından alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Birleşen davada alınması gereken 5.564,87-TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.391,21-TL’nin mahsubu ile bakiye 4.173,66-TL istinaf karar harcının davacı-birleşen dava davalısından alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı-birleşen dava davalısı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı-birleşen dava davacısı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 26/06/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.