Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/933 E. 2018/832 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/933
KARAR NO : 2018/832
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2017
NUMARASI : 2014/156 Esas, 2017/363 Karar,
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 21/06/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde, Davalı şirketin Türkmenistan’da yapılacak Shovvroom’un. tasarım ve uygulaması konusunda müvekkili şirketten teklif istediğini, müvekkili şirketin 20 Eylül 2013 tarihli e-posta ile 6 adet oda, 2 adet banyo için 108.000.00-TL’lik (tasarım bedeli hariç) teklifi sunduğunu, aynı teklife göre bedelin % 50’si peşin bakiyesinin iş tesliminde ödeneceğini, görüşmelerin belirli bir aşamaya gelmesi üzerine davalı şirketin, 28.09.2013 tarihli e-posta ekinde projeyi de gönderdiğini, bu arada 6 oda 2 banyo olan toplam işin, 8 oda 3 banyoya çıkarıldığını, bunun üzerine müvekkili şirketin 30.09.2013 tarihli e-posta ile 8 oda ve 3 banyo için (13.5O0.OO-TL. x 11) 148.500,00-TL. lik (KDV Hariç) teklifi davalı şirkete sunduğunu, teklifin davalı şirket tarafından kabul edildiğinin bildirilmesi üzerine 30 Eylül 2013 tarihli e-posta ile % 50 avansın gönderilmesi için banka hesap numarası bildirildiği, davalı şirketin bildirilen müvekkili şirketin hesabına 80.000,00 TL havale yaptığını, teklife uygun olarak yaklaşık %50 miktarındaki 80.000.00-TL avansı alan müvekkili şirket derhal işe başlayarak ve aradaki anlaşmaya uygun olarak işi tamamlayarak teslim ettiğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete sözleşme dışında da ek işler yapılıp fatura düzenlendiğini, bu faturalara itiraz edilmediğini, davalı şirkete toplam KDV dahil 211.142,58 TL iş yapıldığını, buna karşılık davalı tarafın müvekkili şirkete 95.000,00 TL, müvekkili şirketin tedarikçisi …ı Ltd.Şti.’ne 30.750,00 TL olmak üzere toplam 125.750,00 TL ödeme yaptığını, böylece bakiye 85.392,58 TL alacak kaldığını, davalının bakiye kalan borcunu ödemediğini, ayrıca yapılan işle ilgili düzenlenen 21/02/2014 tarihli, 434448 seri numaralı faturayı iade ettiğini belirterek fatura miktarı olan 85.258,54 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasında herhangi bir sözleşme olmadığını, müvekkili şirketle davacı taraf arasındaki ilişkinin bir takım ürünleri temin etmeye dayalı basit cari hesap ilişkisi olduğunu, davacı şirketin başka firmalardan aldığı ürünleri üzerine kar koyarak müvekkili şirkete temin ettiğini, söz konusu e-mailler incelendiğinde taraflar arasında davacının iddia ettiği şekilde bir anlaşmanın yapıldığına dair ibare bulunmadığını, ayrıca bu mail yazışmalarında müvekkili şirketin herhangi bir temsilcisinin taraf olmadığını, davanın sebebi fatura içeriğini ve bedelini doğrulayan herhangi bir ibare dahi bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekili dosyaya sunduğu diğer yazılı beyanlarında, müvekkili şirketin hiçbir zaman davacı taraftan Showroom tasarım ve uygulaması konulu bir hizmet almadığını, dosyaya ibraz edilen e-mail yazışmalarında müvekkili şirket çalışanlarının taraf olmadığını, bu yazışmalarda ismi geçen …’ın müvekkili şirketin çalışanı olmadığı gibi, temsilcisi de olmadığı, sonuç olarak davaya konu faturadaki hizmet nedeniyle davacı tarafın yazılı bir delili olmadığından davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekili yine dilekçelerinde 01/10/2013 tarihinde yapılan 80.000,00 TL’lik ödemenin müvekkili şirket çalışanları tarafından taraflar arasındaki ürün teminine yönelik cari hesap ilişkisi kapsamında değerlendirilerek ödeme yapıldığını beyan etmiştir.
İstinaf incelemesine konu yerel mahkeme kararında; davacının, davalıya 85.258,54 TL bedelli Türkmenistan showroom tasarım ve uygulaması bakiye bedelli açıklamalı faturaya konu işi yapıp teslim ettiğini usulen kanıtlayacak yeterli delil sunmadığı, taraflar arasındaki işin mal tedarik ve teslim olup, davacının temin ettiği malları Türkmenistan’da davalıya teslim ettiği, bunun aksine yeterli delil elde edilemediği, davacının yemin deliline de dayanması nedeniyle hatırlatılan yemin deliline de dayanmayacağını bildirdiğinden bu durumda davacının davasını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş, istinaf dilekçesinde; önceki iddialarını aynen tekrar ederek, müvekkili şirketin taraflar arasındaki anlaşmalar nedeniyle davalı şirkete fatura kestiğini, e-postalarda da görüleceği üzere davalı şirketin Türkmenistan’da yapılacak Showroom’un tasarımı ve uygulaması konusunda müvekkili şirketten teklif istemesi üzerine davacı şirketin teklif sunduğunu, daha sonra 01/10/2013 tarihinde müvekkili şirket ile davalı şirket arasında bir yazışma daha olduğunu ve aynı tarihte davalı şirketin teklif bedelinin yaklaşık olarak yarısına tekabül eden 80.000,00 TL’lik avansı müvekkili şirkete ödediğini, dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olmalarına rağmen yemin deliline başvurulamadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dosya kapsamına göre taraflar arasında yazılı bir sözleşme yoktur. Davacı taraf delil olarak e-mail yazışmalarına, tanık ve yemin deliline dayanmıştır.
Davacı tarafın dayandığı fatura dava dilekçesine ekli olup, 21/02/2014 tarihli 85.258,54 TL miktarlı açıklama kısmında Türkmenistan Showroom Tasarım ve Uygulama Bedeli Bakiyesi şeklinde belirtilmiş, dava dilekçesinin sonuç bölümünde faturadaki bedelin tahsili talep edilmiştir.
İlk derece mahkemesinde yargılama aşamasında taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişi heyeti raporun sonuç bölümünde, her iki tarafın cari kayıtları incelendiğinden davacı şirketin kayıtlarına göre 85.344,83 TL alacaklı olduğu, davalı yanın cari kayıtlarına göre ise davalı şirketin 86,29 TL borçlu olduğu, tarafların ticari defterleri arasındaki farkın davanın sebebi olan 21/02/2014 tarihli 85.258,54 TL miktarındaki faturadan kaynaklandığını, davacının faturaladığı hizmeti verdiğinin tespitinin dosyadaki bilgi ve belgelere göre kesin bir şekilde yapılamadığını belirtmişlerdir.
İstinaf incelemesine konu dava dosyasında ikinci kez bilirkişi incelemesi yapılmış, bu bilirkişi heyeti de raporlarında; e-mailleri incelediklerinde taraflarca üzerinde karşılıklı anlaşmaya varılmış bir işin detaylarını içeren bilginin olmadığını, davacı yanın somut ilişkide çekişmesiz olarak bir eser meydana getirdiğini ispatlayamadığını beyan etmişlerdir.
Davacı taraf delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmış ve yerel mahkemece yargılama aşamasında 28/02/2017 tarihli duruşmada davacı vekiline davasının ispatı için yemin deliline dayanıp dayanmadığını, bu delile dayanması halinde yemine konu hususları bildirmesi için 2 hafta kesin süre verilmesine, aksi halde yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiştir ve 04/04/2017 tarihine duruşma günü verilmiştir.
Davacı vekili celse arasında 08/03/2017 tarihli dilekçesinde tarafına verilen yemin teklif etme süresinin uzatılmasını talep etmiş, mahkeme bu talebi değerlendirerek dilekçe üzerine “Yemin hususundaki ara kararı geçerli olduğundan gereğinin süresinde yerine getirilmesi, rücu talebinin değerlendirilmesi ve karara bağlanmasının kesin süreye etki etmeyeceğine göre ara kararın yerine getirilmesi gerekeceğinden şimdilik talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına” dair karar vermiştir.
Bunun üzerine davacı vekili yine celse arasında duruşmadan önce 15/03/2017 tarihinde yazılı beyanda bulunarak yemin teklif etmeyeceklerini beyan etmiş ve 28/02/2017 tarihli ara kararından dönülerek dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilmesini talep etmiştir. Nitekim İlk derece mahkemesi de 04/04/2017 tarihli duruşmada davacı vekilinin bilirkişiden rapor alınmasına ilişkin talebinin ve yemin hususundaki ara kararından dönülmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili istinaf dilekçesinde, dava dilekçesinde yer alan yemin deliline başvurulamadan hüküm kurulduğunu beyan etmiş ise de, bu istinaf sebebi dosya kapsamına göre doğru değildir.
Davacı tarafça Showroom tasarım ve uygulama işinin yapıldığı iddiasına dayalı olarak alacak talebinde bulunulmuş ise de, davalı, taraflar arasında sadece malzeme tedarikine dayalı sözleşme ilişkisi olduğunu kabul etmiştir.
Dosyada buna ilişkin taraflarca da itiraza uğramayan malzemelere yönelik faturaların bulunduğu sabittir.
Davalı eser sözleşmesi kapsamında; eser sözleşmesi ilişkisini inkar etmiş olup, davacı tarafça bu husus yasal delillerle kanıtlanamadığı gibi mahkemece yemin teklif hakkı hatırlatılmasına rağmen yemin teklif etmeyeceklerini bildirmiş olmalarına göre usul ve yasaya, dosya kapsamına uygun mahkeme kararına karşı davacı vekilince yapılan istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/04/2017 tarih ve 2014/156 Esas, 2017/363 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 21/06/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.