Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/893 E. 2018/780 K. 05.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/893
KARAR NO : 2018/780
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2017
NUMARASI : 2015/891 Esas, 2017/196 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 05/06/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı şirketten üstlendiği yıkım işi kapsamındaki iksa işini 10/03/2014 tarihli sözleşme ile davalıya verdiğini, ancak davalının işi tamamlamadan şantiyeyi terk ettiğini, müvekkilinin işin yapılan kısmının bedelini tam olarak ödediğini, davalının ise ödemesi gereken 7.005,78 TL SGK primlerini ödemediğini, 204,15 TL işlemiş faiz ile birlikte 7.209,93 TL alacak için yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davanın yazılı usule tabi olduğu, önce İstanbul İcra Müdürlüğü’nde takip yapıldığı, yetkisizlik kararı ile dosyanın Bakırköy 5. İcra müdürlüğü’ne tevzi olduğu, ancak bundan sonra borçlu davalıya ödeme emri çıkarılmadığı gibi bir durma kararı da bulunmadığı, bu durumda eldeki itirazın iptali davasının konusunun olmadığı, usule uygun bir itiraz bulunmadığı, davacı vekiline açıkça tahkikata ilişkin talebi bulunup bulunmadığı sorulup bundan sonra tahkikatta yapılabilecek işler yönünden ara karardan rücu talebinde bulunmuş olduğundan davacı vekilinin yeniden tahkikat aşamasına dönülmesi içerikli talebinin kabul edilmediği gerekçeleriyle konusu olmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde, dava dilekçesinin tebliğinden sonra davalı tarafın icra tebligatının kendilerine yeniden yapılmadığı konusunda itirazları bulunmadığı halde mahkemece sorgulama yapılmasının usule uygun olmadığını, süresinde ıslah talebinde bulunulduğunu, ıslah talebinin oturumun başında “tahkikat tamamlanmıştır” şeklindeki beyanları esas alınarak reddedildiğini, bu ret kararının yerinde olmadığını, ıslah talep edildiğinde mahkemenin henüz tahkikatı tamamlamamış ve tahkikatın bitip karar aşamasına geçildiğinin ilan edilmemiş olduğunu belirterek, kararın kaldırılıp davanın kabulüne karar verilmesini veya kararının kaldırılarak davayı ıslah etmek üzere süre verilerek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Taraflar arasındaki dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir.
Davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… sayılı takip dosyasında asıl alacak ve işlemiş faiz olarak toplam 7.209,93 TL alacağın tahsili istenmiş, davalı borçlu taraf icra takibinin yetkili Bakırköy İcra Müdürlüğü’nde açılmadığı gerekçesiyle yetkiye ve ayrıca borca itiraz etmiş, alacaklı vekilinin 07/09/2015 tarihli dilekçesi ile dosyanın yetkili Bakırköy İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesi talebi üzerine dosyanın gönderildiği Bakırköy 5. İcra Müdürlüğü’nce ödeme emri düzenlenmiş, ancak ödeme emri davalı borçluya tebliğ edilmemiştir.
Bakırköy 5. İcra Müdürlüğü’nün 21/02/2017 tarihli yazısında, gerekli posta giderinin karşılanmaması nedeniyle ödeme emrinin tebliğe çıkartılmadığı, bu nedenle bir itiraz dilekçesi bulunmadığından takibin durdurulmasına ilişkin bir karar verilmediği bildirilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 61/1. Maddesinde “Ödeme emri borçluya takip talebinden itibaren nihayet 3 gün içinde tebliğe gönderilir”, Kanun’un 62/1 maddesinde “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur.”, 66/1 maddesinde ise “Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur.” hükümleri düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı vekili icra takibine itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece icra takibinin yetkisizlikle gönderildiği Bakırköy 5. İcra Müdürlüğü tarafından gönderilen bir ödeme emrine itiraz bulunmadığından konusu bulunmayan davanın reddine karar verilmiştir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için İİK’nın 61/1, 62/1 ve 66/1 maddeleri uyarınca, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde ve usulüne uygun bir itirazının bulunması ve bu itiraz üzerine takibin durmuş olması şarttır. Ancak, icra takip dosyasında ödeme emri hazırlanmasına rağmen, gerekli posta giderleri yatırılmadığından ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edilmediği, bu nedenle icra takibinin durmadığı ve davalı borçlu tarafından vaki bir itirazın da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, itirazın iptali davasının görülme şartları oluşmadığından mahkemece konusu bulunmayan davanın reddine karar verilmesi yerinde olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/02/2017 tarih ve 2015/891 esas, 2017/196 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 05/06/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.