Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/891 E. 2018/820 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/891
KARAR NO : 2018/820
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2017
NUMARASI : 2016/167 Esas, 2017/181 Karar,
DAVANIN KONUSU : Tespit
KARAR TARİHİ : 19/06/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, sözleşmenin feshi ile bir kısım alacakların tespiti ve karara bağlanması talebine ilişkin olup; davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı yüklenici şirket yetkilisi, davalı işsahibi şirket ile büyük ortağı ve yönetici olduğu davacı şirket adına 01/02/2011 tarihinde …Konutları işinin mekanik tesisatının yapımı hakkında sözleşme imzaladıklarını, sözleşme kapsamında bir çok hazırlık ve bir kısım işleri de yaptıklarını ancak davalının sözleşme konusu işle ilgili Belediyede yaşadığı sorun nedeniyle işlerin durdurulduğunu ve 1 yıla yakın süre beklediğini bu sırada davalı tarafça kendilerine her hangi bir bildirim veya ihtar yapılmadan işin bir başka firmaya verildiğini, sözleşmenin geçerli olarak düzenlenmediğini, sözleşme öncesi durumlarla ilgili kendisinin bilgilendirilmediğini bu nedenle yanıltıldığını, edimler arasında orantısızlık bulunduğunu, sözleşmenin iradeyi sakatlayan sebepler nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek, beklenilen süre boyunca bir çok masraf yaptıklarını ve kar kaybına uğradıklarını, maddi ve manevi zarar gördüklerini belirterek sözleşmenin feshi ile alacakların ve maddi ve manevi zararların tespiti ile karara bağlanmasını talep etmiştir.
Davalı iş sahibi şirket vekili, davacı şirketin iflas etmesi nedeniyle dava açma ehliyetinin olmadığını, HMK’nın 84/b maddesi gereğince iflas eden davacı şirketten teminat alınması gerektiğini, sözleşmeye konu proje için 20/04/2010 tarihinde ruhsat alındığını ancak ruhsatın Belediye tarafından 12/05/2011 tarihinde iptal edildiğini, bununla ilgili idare mahkemesinde dava açtıklarını, inşaatın durdurulmasına ilişkin idare kararından sonra (İstanbul 7. idare Mahkemesi 2014/617 Esas) inşaata devam edildiğini, yapılan işlere karşılık düzenlenen 4 adet hakediş bedelinin davacıya ödendiğini, davacıya verilen avans nedeniyle müvekkelinin alacaklı olduğunu, davacı şirketin 19/11/2014 tarihinde iflasına karar verildiğini, sözleşmenin 53/2 fıkrası gereğince iflas nedeniyle sözleşmenin kendiliğinden fesholunduğunu, davacı taleplerinin haklı olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı şirketin 19/11/2014 tarihinde iflasına karar verildiği, davacının, davanın açıldığı tarihte (19/02/2016) sıfatının bulunmadığını belirterek sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen karar davacı şirket yetkilisi tarafından süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davacı yüklenici şirket yetkilisi istinaf talep dilekçesinde özetle; davayı iflas eden şirketin büyük ortağı ve yönetici sıfatı ile açtığını, iflas kararının henüz kesinleşmediğini, davaya iflas idaresine yardımcı olmak için açtığını, anılan şirket iflas etmiş olsa bile tüzel kişiliğini koruduğundan ve yetkili organlar faaliyetlerine devam edebildiklerinden tasarruf yetkisi içermeyen iş bu davayı açabildiğini, kaldı ki davanın takibi için icra dairesinden yetki aldığını ve bir çok davayı alınan yetkiyle yürütebildiğini belirterek usul ve yasaya uygun olmayan yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamından, davacı şirketin 19/11/2014 tarihinde iflasına karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, müflis davacı şirketinin tasfiyesinin ilgili icra dairesinde İİK’nın 218.maddesi uyarınca basit tasfiye olarak müdürlükçe resen yürütüldüğü anlaşılmaktadır.
İflas eden şirketin tüzel kişiliği devam etmekte olup, tasarrufi işlemler hariç, davaya konu husus da dahil bir kısım işlerin şirket organlarınca takip edilip yapılabileceği ve bunun için de iflas idaresi tarafından yetki verilebileceğinden, iflasına karar verilmiş davacı şirket adına 19/02/2016 tarihinde açılan bu dava tarihinde davanın açılıp yürütülmesi yönünde davacı şirket temsilcisine iflas idaresi tarafından verilmiş bir yetki belgesi yok ise de, yargılama sırasında 13/05/2016 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … iflas dosyasından davacıya davayı takip yetkisinin verildiğinin anlaşılmasına göre, davanın esası incelenip karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde davacının davanın açıldığı tarihte sıfatının bulunmadığından bahisle davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmiş olması hatalı olup, belirtilen gerekçeye göre HMK’nın 353/1-a/6 maddesine göre yerel mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın esası incelenerek yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/03/2017 Tarih, 2016/167 Esas, 2017/181 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/06/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.