Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/890
KARAR NO : 2020/1387
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/03/2017
NUMARASI : 2014/532 Esas, 2017/211 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 26/11/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m.356 hükmü gereğince duruşmalı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, taraflar arasında müvekkiline ait binanın kaplaması ve çelik çatının projeye uygun olarak eksikliklerinin KDV dahil 80.000,00-USD karşılığında 25.08.2012 tarihine kadar yapılıp bitirilmesi hususunda 07.08.2012 tarihinde anlaşma imzalandığını; davacı müvekkili şirketin davalı firmaya dava tarihine kadar 102.000,00-TL nakit ödeme yaptığını, 15.03.2013 vade tarihli, 15.000,00-TL, 30.04.2013 vade tarihli, 15.000,00-TL, 15.05.2013 vade tarihli, 7.500,00TL ve 30.05.2013 vade tarihli 7.500,00TL olmak üzere toplam 45.000,00-TL meblağlı 4 adet senet düzenlenerek verdiğini; davalı şirketin bir kısım işleri hiç yapmadığı, yapılan kısımların ise eksik ve hatalı olarak yapıldığını, sözleşmedeki edimlerini yerine getirmemesine rağmen 20.02.2013 tanzim, 15.03.2013 vade tarihli 15.000,00-TL. tutarındaki bonoya dayalı olarak İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davacı müvekkili aleyhine icra takibinde bulunduğunu; takibe konu senet üzerinde tanzim tarihi bulunmadığına ilişkin davalı tarafından aslını aldığına dair imzalı belge vermiş olmasına rağmen senedin üzerine tanzim tarihi eklentisi yapılarak takibe geçildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla tanzim edilen senedin bir an için kambiyo senetleri vasfını taşıdığını varsayılacak olunsa bile senette kefil olan davacı müvekkili Kerim Mar’a senedin ödenmediğine dair ihtar keşide edilmediğinden aleyhine takip yapma imkanının kalmadığını belirterek, senet üzerinde tahrifat ve eklenti yapmak suretiyle müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin iptaline, mezkur senetten ve icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, yine henüz takibe geçilmemiş olan 30.04.2013 vade tarihli, 15.000,00 TL tutarlı, 15.05.2013 vade tarihli, 7.500,00 TL tutarlı ve 30.05.2013 vade tarihli, 7.500,00-TL tutarlı senetler için de müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, %20 tazminatın davalıdan alınarak davacı müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilince süresinde davaya cevap dilekçesi sunulmamış, ancak 03/06/2014 tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığını, ticari defterlerin davacı lehine kesin delil teşkil etmesinin mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda ödenmeyen senet miktarları hariç tutulmak kaydı ile belgesi olmayan ödemenin ve ödeme gününden çok sonra kaydı yapılan ödemelerin mahsubu ile bakiye borç miktarı olarak tespit edilen 8.421,99-TL meblağın eksik olduğunu, bu nedenle davalı müvekkilinin ticari defter kayıtlarındaki bakiye borç miktarının esas alınması gerektiğini beyan etmiştir. Mahkemece, yaptırılan bilirkişi incelemelerinde davacı defterlerinde davacı tarafından kayıtlara alınan 144.078,00 TL. tutarındaki davalı tarafından faturanın içeriği mal ve hizmetin sözleşme kapsamında tam ve eksiksiz olarak davacıya teslim edilip edilmediğinin yerinde yapılacak teknik inceleme neticesinde tespit edilebileceği, davalı defterlerinde ise davalı şirketin 2012 – 2013 yılı yasal defter ve kayıtlarına göre dava ve takip konusu senetler dahil 65.670,99 TL alacaklı olduğunun belirlendiği, teknik inceleme için yazılan talimatta atanan bilirkişilerin eksikliklerin varlığını saptamalarına rağmen bu eksikliklerin ne miktarda giderilebileceğinin davacının sunacağı delillerle kanıtlanabileceğinin belirlendiği, davacının da bu hususta delil sunamadığı gerekçesiyle, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; müvekkilinin davalı tarafa iş bu sözleşme nedeniyle 102.000,00.TL. ödeme yaptığını, bakiye kısmın senetlere bağlandığını; ödenmeyen meblağın davalı tarafından tamamlanmamış, yapılan işlerin de eksik ifa edilmiş olmasından kaynaklandığını; yapılan keşif sonucu alınan raporlarda haklılığın tespit edilmesine rağmen davasının reddi yoluna gidildiğini; takibe konulan senetler ile davalıya teslim edilen senetler arasında sonradan yapılan ilave ve eklentilerin tespit edilmesini talep etmelerine rağmen mahkemece bu hususta tetkikat yapılmadığını ve gerekçeli kararda açıklama yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dairemiz tarafından davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 356. maddesi gereğince duruşmalı olarak incelenmesine, istinaf sebeplerinin incelenmesi bakımından tahkikat duruşması açılmasına karar verilmiştir. Yerel mahkemece taraf defterlerinin incelenmesi için talimat yolu ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve mahallinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi raporu alınmıştır. Sarıkamış Asliye Hukuk Mahkemesi’nden talimat yolu ile alınan 14.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda; “Çatı imalatında büyük eksiklikler olup, bunların tamamlanmasının gerektiği, çatının sökülüp yeniden imal edilmesi, çatı mahya ve oluk ve kar tutucularının yapılması, hasarlı sandaviç panellerin sökülüp yerine yenilerinin konulması, sandaviç panellerindeki kaymaların düzeltilmesi gerektiği belirtilmiş; yeniden ek rapor alınması için yazılan talimat sonucu alınan 07.04.2015 – 05.05.2016 ve 29.11.2016 tarihli raporlarda eksikliklerin miktarının belirtilmediği anlaşılmıştır. Dairemizce yapılan yargılama sırasında mahallinde yeniden keşif yapılmak sureti ile, dosya kapsamında daha önce 29/11/2016 tarihli raporu düzenleyen bilirkişi … bilirkişi trafından yapılacak ölçüm ve inceleme sonucunda, götürü bedel olarak düzenlenen sözleşme bedeline göre davalı yüklenici tarafından sözleşme konusu işlerin ne kadarlık kısmının yapıldığı, yapılan işlerde eksik ve ayıplı imalat bulunup bulunmadığı, varsa bunların tüm sözleşme bedeline oranı ve buna göre miktarı tespit edilerek, davalı tarafından davacı tarafa ödenmesi gereken iş bedelinin tespiti ile tarafların itirazları da dikkate alınarak belirtilen hususlarda ek rapor alınmasına karar verilmiş ise de mahkemece bilirkişiye ulaşılamaması üzerine, yeni bir inşaat bilirkişisi tespit edilerek rapor alınmasına karar verilmiş ve alınan 05/07/2019 tarihli rapor ve 11/11/2019 tarihli ek raporların yeterli olmaması nedeniyle götürü usule göre hesaplama yapılması için yeniden yazılan talimat sonucu 12/03/2020 tarihli ek rapor alınmıştır.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında, davacı şirkete ait taşınmazın kaplaması ve çelik çatının projeye uygun olarak eksikliklerinin 25.08.2012 tarihine kadar yapılıp bitirilmesi hususunda 07.08.2012 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmede işin anahtar teslim götürü bedeli KDV dahil 80.000,00-USD olarak belirlendiği ve iş bedeli kaşılığı 15.03.2013 vade tarihli, 15.000,00-TL. tutarlı, 30.04.2013 vade tarihli, 15.000,00-TL. tutarlı, 15.05.2013 vade tarihli, 7.500,00TL. tutarlı, 30.05.2013 vade tarihli 7.500,00TL, tutarlı olmak üzere toplam 45.000,00-TL meblağlı 4 adet senet düzenlenerek verildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından davadan önce 15.03.2013 vade tarihli, 15.000,00-TL. tutarındaki senede dayalı olarak İstanbul…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine icra takibine girişildiği ve dava açıldıktan sonra da 15.05.2013 vade tarihli, 7.500,00TL tutarlı ve 30.05.2013 vade tarihli 7.500,00TL tutarlı senetlere dayalı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ve 30.04.2013 vade tarihli, 15.000,00-TL tutarlı senet için İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile takibe girişildiği görülmüştür.Yanlar arasındaki sözleşme götürü bedelli olduğundan, davacı yüklenicinin bu sözleşmeyi kısmen ifa etmesi halinde hak ettiği iş bedeli ya da iş sahibinin fazla ödemesi olup olmadığının sözleşme ile üstlenilen işin tamamına göre eksik ve kusurlar dikkate alınıp düşülmek suretiyle gerçekleştirilen iş ve imalâtın fiziki oranının tespit edilip, bu oranın götürü bedele uygulanarak hak edilen bedelin hesaplanıp kanıtlanan ödemeler düşülmek suretiyle belirlenmesi gerekir.Dairemiz tarafından talimat yolu ile alınan 12/03/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda; yapımı kararlaştırılan 2.000 m2 işin 100 birim ve iş bedelinin 80.000,00-USD kabul edilmesi halinde 356.10 m2, yani 17.80 birim ve 14.240 USD’lik kısmın yapılmadığı; yapılan işin ayıplı imalat kısmının yapılan ölçümler neticesinde 2.26 birim olduğu ve parasal değerinin 1.808,00 USD olduğu; toplam olarak yapılan işte eksik imalat ve ayıplı imalat toplamının 20.06 birim olup parasal değerinin 16.048 USD olduğu belirtilmiştir. Ticari defter incelemesi sonucu alınan raporda davalı yüklenici tarafından düzenlenen 19/10/2012 tarihli 122.100,00 TL + 21.978,00 TL= 144.078,00 TL için düzenlenen faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu; taraflar iş bedeli olarak TL fatura kestiği ve ödeme ile senetler TL olarak düzenlendiğinden fatura bedeli üzerinden yapılan hesaplama sonucu; eksik imalat ve ayıplı imalat toplamının 20.06 birim olduğuna göre 144.078,00 x %20.06 = 28.902,04 TL olup davalı yüklenicinin talep edebileceği iş bedeli 144.078,00 – 28.902,04 = 115.175,96 TL dir. Davacının nakit yaptığı 96.000,00 TL ödeme ile 45.000,00 TL senet bedelleri toplamı 141.000,00 TL olup, davacının davalıya 141.000,00 – 115.175,95 = 25.825,04 TL fazla ödemesi olduğu anlaşılmaktadır. Davacı iş sahibinin 25.825,04 TL fazla ödemesi olduğundan, ödeme miktarına göre davalı yüklenici tarafından takibe girişilen senetlerin takip tarihi esas alınarak değerlendirilmesi halinde; 15.000,00 TL’nin İstanbul …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyada takibe konu edilen 15.03.2013 vade tarihli, 15.000,00-TL. tutarındaki senetten, kalan 10.824,00 TL’nin İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasından mahsubuna ve bu miktarlar için borçlu olmadığının tespitine; davacının bu takip dosyası için borçlu olduğu 4.175,96 TL için takibin aynı koşullarda devamına, İstanbul …. İcra Müdürülüğünün … Esas sayılı dosya alacağına dair açtığı menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerekmişir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/03/2017 tarih ve 2014/532 esas, 2017/211 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davanın KISMEN KABULÜ ile; A-İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esasa sayılı dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine,B-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takibe konulan 30/04/2013 tarihli senet nedeniyle davacının 10.824,04 TL borçlu olmadığının tespitiyle takibin 4.175,96 TL için aynı koşullarda devamına,C-Davacının İstanbul …. İcra Müdürülüğü’nün … Esas sayılı dosya alacağına dair açtığı menfi tespit davasının reddine,4-Şartlar oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 1.858,62 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 792,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.066,47 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacılar tarafından yatırılan 792,15 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,3-Davacılar tarafından yapılan 2.855,70 TL tebligat ve posta gideri, 1.050,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.905,70 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 2.304,36 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.081,29 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
1-Davacılar tarafından yatırılan 31,40 TL istinaf karar harcının istek halinde ve karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,2-Davacılar tarafından yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 701,30 TL posta ve tebligat gideri, 500,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.201,30 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından ve davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda, miktar yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/11/2020