Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/886 E. 2018/877 K. 26.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/886
KARAR NO : 2018/877
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2016
NUMARASI : 2014/1162 Esas, 2016/744 Karar,
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 26/06/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Asıl dava, doğalgaz kullanımına dönüştürülen araçların depo bağlantı demirleri ve aksesuarlarının hazırlanması ve montajı yapımı işi nedeniyle yazılı eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan ve iş bedelinin ödenmemesi nedeniyle feshedilmiş sözleşmeye dayalı cezai şart alacağının tahsili için başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine konu alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, birleşen (2014/1163 Esas) dava ise, aynı sözleşme ilişkisine dayalı cari hesaptan kaynaklanan ve faturaya bağlanan bakiye alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine konu alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olup; davacı şirket iş sahibi, davalı şirket ise yüklenicidir.
Asıl davada davacı iş sahibi şirket vekili, sözleşme gereği müvekkilinin ödemeleri yaptığını, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, davalının süresinden sonra sözleşmeyi feshettiğini, davalının ödemeyi ve vade farkını tahsil ettikten 3 ay sonra sözleşmeyi feshetmesinde iyi niyetli olmadığını, davalının geç ödemeyle ilgili olarak müvekkilini temerrüte düşürmediğini belirterek müvekkilinin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takibe konu alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, %20 kötü niyet tazminatının tahsilini; birleşen davasında ise, müvekkili şirketin takip konusu fatura nedeniyle borçlu olmadığını, bilakis davalı taraftan alacaklı bulunduklarını belirterek İstanbul .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibe konu alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı yüklenici şirket vekili asıl davaya cevabında, davacı iş sahibinin ödemeleri sözleşmeye uygun olarak zamanında yapmadığını, çekle yapılan ödemelerin karşılıksız çıktığını, davacıdan zamanında ödeme alamaması nedeniyle kendi ödemelerinde de gecikme yaşadığını ve bu nedenle zarara uğradığını, ödemelerin aksaması nedeniyle 11/11/2013 tarihli ihtarnameyle sözleşmeyi feshettiklerini ve sözleşmenin 8.3 maddesine göre 25.000,00 EURO cezai şart alacağının tahsili için icra takibi yaptıklarını, takibin itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleştiğini, birleşen davaya cevabında ise, müvekkili yüklenicinin cari hesap alacağı bulunduğunu ve faturaya bağlanan bu alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davacı-borçlunun itiraz etmediğini ve bu nedenle kesinleşen takip nedeniyle alacaklı olduklarını belirterek asıl ve birleşen davaların reddine, İİK’nın 72/4 maddesi gereğince %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacının, davalıya karşılıksız çıkan çek nedeniyle toplam 80.000,00 TL bedelli çek verdiğini ve 11.713,86 TL vade farkı faturasını da ödediğini, fesih tarihi itibariyle davalının 17.021,48-TL alacaklı olduğu belirlenmiş ise de 30/06/2013 tarihli ek protokol gereğince 4.000×3+KDV=14.160,00 TL’nin mahsubu gerektiğini ve 17.021,48 – 14.600,00=2.421,48-TL kalan tutar kadar fesih tarihi itibariyle davacı borçlu ise de temerrüt gerçekleşmediğinden davacının bu borcu 14/12/2013 tarihine kadar düzenleyeceği 90 gün vadeli çek ile ödeme imkanı varken bu beklenmeden 11/11/2013 tarihinde gerçekleşen feshin haklı olmadığından davanın kabulü ile yargılama sırasında tahsil edildiği anlaşılan 89.683,00-TL’nin istirdadına; birleşen dava yönünden ise, 30/06/2013 tarihli ek protokol gereği 4.000×3+KDV kesintisinin mahsup edilmesi gerektiğini, buna göre 17.021,48 TL fatura bedelinden davacının 14.160,00 TL’lik kısmı ve ferilerinden dolayı borçlu olmadığının kabulüne ilişkin kısmen kabulü dair verilen karar asıl ve birleşen dava davalısı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Asıl ve birleşen dava davalısı vekili istinaf talebinde özetle; asıl davaya yönelik istinafında, davacı iş sahibinin sözleşme kapsamında ödemeleri sürekli aksattığını, karşılıksız çıkan 2 adet çekin sonradan ödenmiş olmasının fesih hakkını ortadan kaldırmayacağını, 17/01/2014 tarihli bononun ödenmeyen 24.233,00-TL’lik kısmı için takip yapıldıktan sonra ödendiğini, davacının ödemeleri geç yapması nedeniyle temerrüte düştüğünü bu nedenle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini belirterek cezai şart alacağının bulunduğunu, cezai şart alacağına ilişkin taleplerin yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu; birleşen davaya yönelik istinafında, 08/02/2016 tarihli duruşmada HMK 150.maddesi gereği dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği halde, davacının birleşen 2014/1163 Esas sayılı davasını yenilemediğini, davacının 18/02/2014 takip tarihi itibariyle ek protokol kapsamında yapılacak kesintilerle ilgili bir talebi olmadığı halde mahkemece hatalı olarak mahsup yapıldığını, davacı tarafın bu kesintilere ilişkin kesmiş olduğu 26/03/2014 ve 23/04/2014 tarihli faturalara da itiraz edildiğinden kesinleşmediği gibi takip tarihinden (18/02/2014) sonra düzenlendiğini, takip tarihinden önce de bunlara ilişkin bir talebinin bulunmadığını, birleşen dava karar harcının yanlış hesaplandığını belirterek kararın kaldırılarak davaların reddine, birleşen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamından, davalı yüklenicinin eser sözleşmesi kapsamında iş bedelinin zamanında ödenmemesi nedeniyle feshetmiş olduğu sözleşmeye dayanarak cezai şart alacağı ile iş bedeli alacağının tahsili için iki ayrı takip yaptığı ve davacı iş sahibinin de bu takiplerle ilgili açılan ve birleştirilen davalarında ise ödemelerin sözleşmeye uygun olarak yapıldığını ve sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, davalıya borçlu olmadığını ve bilakis alacaklı olduğunu belirterek her iki davasında takibe konu talepler bakımından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-alacaklı yüklenici tarafından, davacı-borçlu aleyhinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas ve 2014/4975 Esas sayılı dosyalarından 74.725,00-TL cezai şart alacağı ve 17.462,19-TL (440,69-TL işlemiş faiz dahil) iş bedeli alacağının tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı ve itiraz edilmemesi nedeniyle her iki takibin kesinleştiği görülmüştür.
Taraflarca imzalanan 15/04/2013 tarihli sözleşmenin 3.maddesinde taraflardan birinin sözleşmeyi ihlal etmesi halinde diğer tarafın bir aylık fesih öneline uyarak sözleşmeyi feshedebileceği, ödeme başlıklı 5.maddesinde ise, aynen “Sözleşmeye konu olan montajı yapılan malzemelerin irsaliyesi…nın yetkilisine imza karşılığında teslim edilir. Faturalar, irsaliyenin bir fotokopisi ile birlikte …’ın Satınalma Müdürlüğü’ne imza karşılığı teslim edilecektir. Bu şekilde …’ın Satınalma Müdürlüğü’ne imza karşılığı faturayı teslim etmek … yükümlülüğündedir. Her ay içerisinde yapılan teslimatlara bağlı olarak, o ay içerisinde ayın 01-30’ncu (son günü) günü arasında … tarafından düzenlenen faturaların mutlaka KDV dahil toplam bedeli faturaya yazılacaktır. O ay içerisinde teslim edilen yedek parçaların toplam fatura bedelleri o ayı takip eden ayın 1.nci gününden başlamak üzere 90 gün vadeli çek ile ödeme yapılacaktır. Çek ödemesi takip eden ayın 1. Haftası, en geç 2. Haftası yapılır. …. ödemede temerrüde düşerse, temerrüt tarihinden itibaren reeskont faiz uygulanır. …nın ödemesini zamanında yapmaması iş bu sözleşmenin ihlali sonucu doğurur. Bu durumda …’nin sözleşmeyi feshetme hakkı doğar.” sözleşmenin 8.1 maddesinde aynen “Taraflar, işbu Sözleşme’de yazılı şart ve yükümlülüklerden herhangi birisini tam ve/veya gereği gibi yerine getirmemesi halinde derhal ve/veya sözleşme süresi içerisinde herhangi bir sebep göstermeye gerek olmaksızın birbirine 1 (bir) ay önceden noter marifeti ile yapacağı bildirim ile Sözleşme’yi feshettiğini bildirerek tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebilir.” 8.2 maddesinde aynen “Sözleşmenin feshi …ın ve …’nin iş bu sözleşemeden doğan diğer hak ve yükümlülüklerine halel getirmemektedir ve bu kapsamda sözleşmenin feshi halinde … ve …nin karşılıklı olarak taahhütleri ve yükümlülükleri 30 gün boyunca devam eder.” 8.3 maddesinde aynen “Taraflardan birine Sözleşme’nin feshedilme hakkının doğduğu durumlarda ve/veya sözleşme’nin taraflardan birinin kusuru nedeni ile fesih olması durumunda, Taraflar cezai şart olarak, 25.000 EURO bedeli, herhangi bir mahkeme hükmü, ihtar ve rızasının aranmasına gerek kalmaksızın ilk talep halinde gayri kabili rücu olarak ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt etmiştir. Bu bedelin ödenmesi, aynen ifa ile birlikte, ifaya ekli cezai tazminat olarak da talep edilebilecektir. Bu bedelin ödenmesinin talep edilebilmesi için hiçbir maddi veya manevi somut zararın ispatı gerekmediği gibi, bu tazminat diğer maddi ve manevi tazminatların yerine geçmez ve onlardan mahsup edilemez. Sözleşme’de kararlaştırılan cezai şart miktarları Tarafların karşılıklı müzakereleri ile belirlenmiş olup, taraflar, cezai şart miktarının kendi ekonomik mahvına sebep olmayacak miktarda belirlenmiş olduğunu ve bu bedelin tenkisini talep hakkından peşinen feragat ettiğini kabul ve beyan eder.” düzenlemesine yer verildiği anlaşılmaktadır.
Davalı yüklenici şirket Çerkezköy … Noterliği’nin 11/11/2013/…sayılı ihtarnameyle sözleşmeyi feshettiğini diğer taraf davacı iş sahibi şirkete bildirmiştir. Davalı yüklenici ihtarnamesinde fesih sebebi olarak davacı iş sahibi …şirketi tarafından ödeme yerine verilen 12/09/2013 tarih ve 17.995,00-TL ve 17/09/2013 keşide tarihli ve 38.391,00-TL bedelli çeklerin karşılıksız çıkmasını göstermiştir. Bilirkişi tarafından belirlenen ve mahkemece de dikkate alınarak değerlendirilen 30/06/2013 tarihli ek protokol hükümlerine göre kesintilerin de mahsubu ile davalının 2.421,48-TL alacaklı olduğuna hükmedilmiş ve bu nedenle davalının sözleşme kapsamında alacaklı olduğu anlaşılmış ise de cari alacaktan kaynaklanan bu alacak bedeli fesih sebebi olarak gösterilmediği anlaşılmakla bu bakiye alacağa ilişkin bir temerrütten de bahsedilemez.
Sözleşmenin feshi sebebi olarak gösterilen karşılıksız çeklere karşılık ve vade farkı da dahil davacı iş sahibi tarafından yeni çeklerle ödeme yapıldığı ve ödemenin de davalı alacaklı yüklenici tarafından alındığı mahkemenin de kabulündedir.
Yapılan açıklamalar ve dosya kapsamına göre, davacı iş sahibinin sözleşme kapsamında ödemeleri zamanında yaptığının kabulü ile sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle asıl davanın kabulüne karar verilmesinde ve imzası ve içeriği inkar edilmeyen 30/06/2013 tarihli ek protokol hükümlerine göre kesintilerin de hesaba katılarak hesaplanan iş bedeli alacağında da dosya kapsamına aykırılık yoktur. Asıl davada davacı lehine hükmedilen kötüniyet tazminatına yönelik davalı istinafında ise, davacının cezai şart alacağı yönünden borçlu olmadığı yargılamayla belirlendiği gibi, davalı alacaklı yüklenicinin, borçlu davacıya menfi tespit davası açmaya zorlayan takibinde kötü niyetli olduğunun da ispat edilemediğinin anlaşılmasına göre kötüniyet tazminatı talebinin reddi yerine, yazılı şekilde kabulü de hatalı olduğundan kararın bu yönüyle kaldırılarak, asıl davada talep edilen kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesine ve birleşen davada hükmedilen karar harcına yönelik istinaf talebinin de Dairemizce yeniden hükmedilecek kararda değerlendirilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,
2-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2016 tarih ve 2014/1162 Esas, 2016/744 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Asıl davanın KABULÜ ile, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibinden dolayı davacının davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip kapsamında yapılan 89.683,00-TL tahsilatın davalıdan istirdadı ile davacıya verilmesine,
4-Asıl davada kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Birleşen İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1163 esas sayılı davasının KISMEN KABULÜ ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün …sayılı takibinden dolayı davacının takip konusu 17.021,50-TL’lik asıl alacağa 14.160,00-TL’lik kısmı ve ferilerinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazla talebin reddine,
6-Birleşen davada kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
ASIL DAVADA;
1-Alınması gereken 6.126,25-TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.276,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.850,10-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davacı tarafça yapılan 145,00-TL posta, 1.000,00-TL bilirkişi 58,00-TL başlangıçta yatırılan harç masrafı olmak üzere toplam 1203,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 9.924,64-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
BİRLEŞEN DAVADA;
1-Alınması gereken 967,26-TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 298,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 669,01-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davacı tarafından yatırılan 298,25-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine iadesine,
2-Davalı tarafından yapılan 171,40-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 18,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 189,40-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 26/06/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.