Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/835 E. 2018/515 K. 08.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/835
KARAR NO : 2018/515
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2017
NUMARASI : 2014/1317 Esas, 2017/39 Karar,
DAVANIN KONUSU : Sözleşmenin İptali
KARAR TARİHİ : 08/05/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı yüklenici şirket ile dava dışı arsa sahipleri tarafından imzalanan 17/02/2011 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu arsayı 18/04/2014 tarihinde satın aldığını, sözleşme hükümlerine göre inşaatın toplam 18 ayda tamamlanıp anahtar teslimi şeklinde yapılıp teslimi gerektiği halde belirlenen sürede inşaata başlanıp süresinde teslim edilmediğini belirterek sözleşmenin geriye etkili olarak feshi ile müsbet ve menfi zararının tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, taşımazın ruhsatının alınıp inşaata başlandığını, 28/02/2013 tarihli ek sözleşme ile sözleşme süresinin 16 ay daha uzatıldığını, dava tarihi itibariyle bir yıldan fazla bir süre kaldığını belirterek erken açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yargılama sırasında mahallinde 14/07/2015 tarihinde yapılan keşifle alınan bilirkişi raporuna göre, keşif tarihi itibariyle dahi herhangi bir inşai faliyete başlanmadığı belirtilerek davaya konu sözleşmenin geriye etkili olarak feshine, sözleşmenin tapudaki şerhin terkinine, tazminat taleplerinin reddine dair verilen karar davalı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf talebinde özetle, zarar kapsamında davacının 108.031,08-TL ödenen para cezasının da tahsilini talep ettiği halde, kısmen reddedilen davada müvekkili lehine nisbi yerine maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, sözleşme ve 28/02/2013 tarihli ek sözleşmeye göre işin süresi 05/10/2015 tarihinde sona erdiği halde, davanın 10/09/2014 tarihinde erken açıldığından reddinin gerektiğini, müvekkilinin işe zamanında başladığını, arsanın satışının muvazalı olduğunu, arsayı satın alan davacıdan iş ve işlemler için vekalet istendiği halde vekalet verilmediğini, satışın hukuki değerlendirilmesinin yapılmadığını, davalının yaptığı harcamaların akıbeti konusunda herhangi bir değerlendirmenin yapılmadığını, inşaat sözleşmesi şerhinin terkinin mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinin bir türü olan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’nden kaynaklanan sözleşmenin geriye etkili olarak feshi ile müsbet ve menfi zararın tahsili talebine ilişkin olup; davacı şirket arsa sahibi, davalı şirket ise yüklenicidir.
Dava dışı arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında düzenlenen ve davacı şirketin de sözleşmeye konu arsayı 18/04/2014 tarihinde satın alması nedeniyle sözleşmenin tarafı konumuna geldiği davaya konu 17/02/2011 tarihli usulüne uygun düzenlenmiş sözleşme hükümlerine göre, İstanbul İli, Ataşehir İlçesi, Yenisahra Mahallesi …parselde tapuda arsa sahipleri adına kayıtlı taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat yapılacağı, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren proje izinlerinin alınacağı, projenin tasdik ettirileceği, inşaata başlanacağı, yapı ruhsatı tarihinden itibaren 14 ayda tamamlanarak, iskan raporu alınmış olarak dairlerin arsa sahiplerine imza karşılığında teslim edileceği kararlaştırılmıştır.
Arsa sahipleri … ve … ile davalı yüklenici şirket yetkilisi… tarafından 28/02/2013 tarihinde adi yazılı şekilde imzalanan “Ek Sözleşme” başlıklı sözleşmenin 13. maddesinde ana sözleşmenin 6. maddesinde belirtilen iş süresine 16 ay ek süre verilmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmış olup, davacı taraf bu sözleşmenin adi yazılı şekilde yapıldığından geçersiz olduğunu ileri sürmüştür.
Dosyada mevcut Ataşehir Belediye Başkanlığı’nın 03/10/2013 tarih ve 2013/964 karar sayılı Encümen Kararı ile sözleşmeye konu …parsel üzerindeki inşaatın hafriyatı aşamasında ruhsatına aykırı olarak komşu…parsele üç metre tecavüz ederek hafriyat yapıldığı ve kazık çakılması nedeniyle inşai faaliyetin durdurulmasına karar verilerek mühürlendiği ve arsa sahipleri ile yükleniciye 108.031,08 TL idari para cezası verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, yargılama sırasında mahalinde 14/07/2015 tarihinde yapılan keşifle alınan bilirkişi raporuna göre, keşif tarihi itibariyle sözleşmeye konu arsa üzerinden her hangi bir inşai faaliyete başlanmadığı belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı, sözleşme ve bilirkişi raporuna göre, inşaatın 05/04/2013 tarihli Yapı Ruhsatından itibaren 14 ay içerisinde, yani 05/06/2014 tarihinde tesliminin gerektiği, ana sözleşme Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi olup, yasa gereği noterde düzenleme şeklinde usulüne uygun yapılmış ise de , ek sözleşmede ana sözleşmenin yapılış şekline tabi olup aynı şekilde noterden düzenleme şeklinde yapılması gerektiği halde, taraflarca adi yazılı şekilde düzenlenmiş olduğundan geçersiz olup, geçersiz sözleşmede kararlaştırılan ek sürenin iş süresine ilave edilmesi söz konusu olamayacağı, dava ana sözleşmede kararlaştırılan teslim süresinden yaklaşık 2 ay erken açılmış ise de inşai faaliyete kısmi hafriyat dışında başlanmadığı hususu gözetilerek kalan sürede de işin tamamlanmasının mümkün olamayacağı, yapılan hafriyatında parsel sınırlarına ve imar mevzuatına uygun olmaması nedeniyle faaliyetin durdurularak mühürlendiği ve mahkemece, yargılama sırasında mahalinde 14/07/2015 tarihinde yapılan keşif tarihi itibariyle de her hangi bir imalatın olmadığı anlaşılmış olmakla mahkemece, inşaatın süresinde tamamlanıp teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin geriye etkili olarak feshine karar verilmiş olması dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu, davacı dava dilekçesinde sözleşmenin feshi ile tazminata ilişkin harca esas değerleri ayrı ayrı göstererek, menfi ve müspet zarar kapsamında 2.000,00-TL talep etmiş olmakla, bu talebin reddi yönünden davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti de doğru olup açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebinin tümden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi Mahkemesi’nin 24/01/2017 tarih ve 2014/1317 Esas, 2017/39 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 9.720,51-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 2.432,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.288,51-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 08/05/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.