Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/794 E. 2018/342 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/794
KARAR NO : 2018/342
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2017
NUMARASI : 2016/295 Esas, 2017/335 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı …, davalı tarafa ait Ataköyde bulunan otel iskelesinin ağaç kaplama işlerini yaparak buna ilişkin 13/11/2015 tarihli 43.700,00 TL bedelli fatura düzenlediğini, davalının 25.000,00 TL ödemesine rağmen, bakiye 18.306,00 TL alacağı ödemediği için Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyasında icra takibi yaptığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, yaptığı imalatın ayıplı olmadığını, 2015 yılı Aralık ayında meydana gelen fırtına neticesinde ve dalgaların etkisi ile iskele üzerindeki bir kısım ahşapların kırılmış olduğunu, davalı şirketin de bu nedenle kalan iş bedelini ödemeyeceğini bildirdiğini, kendisinin herhangi bir kusuru bulunmadığını, suyun temas etmediği kara kısmında bulunan ahşap kaplamanın halen mevcut olduğunu ileri sürerek, icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin davacı ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, fatura içeriğinin dayanağı bulunmadığını, bu nedenle takibe itiraz edildiğini, faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, faiz ve icra inkar tazminatı talep hakkı bulunmadığını savunmuş, keşif mahallindeki beyanında ise, davacının iskelenin ahşap kaplama işini hatalı ve eksik yaptığını, bu nedenle iskelenin zarar gördüğünü, otelin iskeleyi hiç kullanamadığını, işin uzmanı olan davacının ahşap kaplamanın su ile temas edeceğini öngörerek yapması ve buna göre malzeme kullanmış olması gerektiğini, tamamen davacının kusurundan kaynaklı olarak ahşap zeminin zarar gördüğünü, bu nedenle müvekkili şirketin avans ödemesi dışında geriye kalan ödemeyi yapmadığını belirterek, davanın reddine ve %20 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, aşamalarda davalı tarafça da kabul edilen sözlü eser sözleşmesi gereğince davalının Ataköy’de bulunan otel iskelesinin ağaç kaplama işini yaptığı, davalı iş sahibi tarafından ileri sürülen ayıp savunmasının kanıtlanamadığı, yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda iskelenin kara kısmındaki ağaç kaplamanın zeminde mevcut olduğu, deniz kısmındaki ağaç kaplamalarının olmadığı, ancak demir iskele kenarlarında yapışkan malzemeler bulunduğundan ahşap kaplama uygulamasının iskelenin tamamında yapılmış olduğunun kabulü gerektiği, davalı iş sahibince ayıbın varlığının yöntemince kanıtlanamadığı, bu nedenle davacı tarafın edimini tam olarak yerine getirdiği kabul edilerek icra takip tarihi olan 29.01.2016 tarihi itibari ile davalı şirketten 18.306,00 TL alacaklı olduğu ve alacağın likit ve itirazın haksız olduğu gerekçeleriyle, davanın kabulü ile Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına, asıl alacağın %20’sine tekabül eden 3.661,20 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde; takibe dayanak gösterilen fatura içeriği ile davacının yaptığı iddia edilen işlerin farklı olduğunu, dava konusu işin davacı tarafından sözleşmeye uygun şekilde yapıldığı ve teslim edildiğine ilişkin delil bulunmadığını, avans ödemesinin işin tamamının yapıldığına delil kabul edilemeyeceğini, faturanın da işin teslim edildiğini göstermeyeceğini, davacının yükümlendiği işi hatalı ve eksik yaptığı, bu husustaki itirazlardan haberdar olduğunun kendi beyanı ile sabit olduğunu, bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olduğunu, bilirkişi raporunda kaplamanın iskelenin tamamına yapıldığı ve faturada belirtilen miktarın faturanın kesildiği 2015 kasım ayı itibari ile piyasa rayiçlerine uygun bir bedel olduğunun belirtildiğini, bilirkişi raporundaki kanaatin yoruma ve varsayıma dayalı olup kabul edilemeyeceği gibi, hüküm kurmaya da elverişli olmadığını, malzeme cinsi ve ahşap uygulamanın davacı tarafından dayanıklı malzeme kullanılarak, usulünce yapılıp yapılmadığının da denetlenemediğini, buna rağmen kullanılan malzemenin fiyatının piyasa rayiçlerine uygun olduğu görüş ve kanaatine varılmasının hatalı olduğunu, keşifte iskelede malzeme bulunmamasının dayanıklı malzeme seçilmemesi ve kaplamanın doğru uygulanmamasından kaynaklanabileceği ihtimalinden söz edilmediğini, davacının yükümlendiği işi yerine getirmediği için, alacak talebinde bulunamayacağını, mahkeme kararındaki işin ayıplı olduğunun ispatlanamadığı yönündeki gerekçenin ve davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, taraflar arasında düzenlenen sözlü eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte, aşamalardaki taraf beyanlarından aralarında, davalıya ait otelin iskelesinin ahşap kaplama işinin yapımına ilişkin sözlü eser sözleşmesi kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir.
Davacı yüklenici tarafından düzenlenen 13/11/2015 tarihli 43.306,00 TL bedelli “Ağaç deck döşeme çelik konstrüksiyon uygulaması” açıklamalı fatura dayanak gösterilerek, davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında 18.306,00 TL asıl alacağın tahsili istemiyle icra takibi yapıldığı, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından 25.000,00 TL avans ödemesi yapıldığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.
Mali müşavir tarafından düzenlenen 25/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların 2015 yılı defterlerinin kapanış kayıtlarının bulunduğu, davalının işletme defteri tuttuğu, davalı defterlerinde davacı tarafından düzenlenen 43.306,00 TL tutarlı faturanın kayıtlı olduğu, davalının 18/08/2015 tarihinde iş avansı olarak 25.000,00 TL’yi EFT ile gönderdiği, davalı defterlerine göre davacıya 18.306,00 TL borçlu göründüğü belirtmiştir.
Mahkemece mahalline yapılan keşif sırasında yapılan gözlemde; keşif mahallinin … Otel olduğu, davacının yaptığını iddia ettiği ağaç kaplamanın iskele bölümünde yer aldığı, iskele bölümünün kara kısmındaki ağaç kaplamanın zeminde mevcut olduğu, ancak üzerinde iş makinası geçmiş olması nedeniyle iş makinası palet izlerinin olduğu, bir kısmının zarar gördüğü, iskele bölümünde yer alan kısımda ise ağaç kaplamalarının olmadığı, demir iskeleden ibaret olduğu ancak demir iskele kenarlarından yapışkan malzemelerinin bulunduğunun gözlemlendiği belirtilmiştir.
Keşfte hazır bulunan inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 02/03/2017 tarihli raporda; fatura konusunu oluşturan ağaç deck döşeme malzemesinin iskelenin başlangıcında belli bir çizgiye kadar yerine monteli şekilde durmakta olduğu, iskelenin uç kısmında dikdörtgen boşlukların bulunduğu alanda ise bu ahşap kaplama malzemenin yerinde bulunmadığını, davacının keşif anında verdiği fotoğrafta ahşap deck malzemenin büyük bir oranda iskelenin kara tarafına kaplanmış olduğu, iskelenin henüz kaplanmamış olan deniz tarafına kaplanmak üzere de kaplanan kısmın üzerinde, iskele yapısının sağ ve sol tarafında çok sayıda monte edilmeyi bekleyen ahşap deck malzemenin bulunduğunun görüldüğünü, yerinde yapılan incelemelerde; beton iskelenin dikdörtgen kesitli boşluklarına döşenmiş olan demir doğrama ızgaraların üst kısmında; bu ızgaranın üzerine ahşap kaplamanın yapılmış/monte edilmiş olduğunu gösteren montaj vida deliklerinin bulunması, fotoğrafta da iskelenin büyük bir kısmının ahşap malzeme ile kaplanmış olduğu ve kaplanmamış alan ile ilgili ortamda çok sayıda monte edilmeyi bekleyen ahşap malzemenin bulunması ve yine keşif anında iskelenin hemen yan tarafında deforme olmuş da olsa bir kısım ahşap kaplama malzemesinin görülmesi sebepleri ile, davacı tarafından uygulamanın yapıldığı tarihte iskelenin tamamında ahşap kaplamanın yapılmış olduğu görüş ve kanaatine varıldığını, 13.11.2015 tarihli faturada götürü bedel şeklinde fiyatlandırma yapıldığını, ahşap malzemenin maliyeti, nakli ve montaj maliyetleri dikkate alındığında; söz konusu iskelenin tamamında bu ahşap deck malzemenin kaplanması için faturada belirtilen götürü 36.700,00 TL + KDV tutarın faturanın kesildiği 2015 Kasım ayı itibariyle piyasa rayiçlerine uygun bir bedel olduğunu belirtmiştir.
Somut olayın incelenmesinde; davacı yüklenici tarafından bakiye iş bedelinin tahsili için icra takibi yapıldığı, itiraz üzerine duran takibin devamı için bu davanın açıldığı, davalı iş sahibince yüklenicinin işi eksik ve ayıplı yapması ve iskelenin zarar görmesi nedeniyle avans ödemesi dışındaki ödemeyi yapmadığını savunması karşısında, davacının da imalatın ayıplı olmadığını, 2015 yılı Aralık ayında meydana gelen fırtına neticesinde ve dalgaların etkisi ile iskele üzerindeki bir kısım ahşapların kırılmış olduğunu, davalı şirketin bu nedenle kalan iş bedelini ödemeyeceğini bildirdiğini, kendisinin kusuru bulunmadığını belirttiği anlaşılmaktadır. Davacının TMK’nın 6. Maddesi gereğince; işi ayıplı yapmadığı, buna rağmen mücbir sebeplerle eserin zarar gördüğü, kendisinin bir kusuru bulunmadığı iddiasını yasal delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Bilirkişi tarafından bu iddia üzerinde durulmadığı gibi, mahkemece de işin yapıldığı yerde 2015 yılı Aralık ayında davacının bildirdiği şekilde ve mücbir sebep oluşturacak derecede fırtına olayları olup olmadığı araştırılmamıştır.
Bu durumda, mahkemece ilgili meteoroloji biriminden dava konusu işin yapıldığı yerde 2015 yılı Aralık ayı içerisinde fırtına olayları olup olmadığı, olmuş ise hangi tarihlerde gerçekleştiği ve her bir olayın şiddet derecesinin ne olduğunun sorularak saptanması gerekmektedir. Meteorolojiden alınacak cevaba göre, dosyada rapor düzenleyen inşaat mühendisi bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle; bildirilen şiddetteki bir fırtınanın dava konusu iskeledeki usulünce monte edildiği varsayılan ahşap kaplamaları söküp sökemeyeceğinin belirlenmesi, sökebilecek ise mücbir sebebin varlığının kabulü ile bu sonuç dairesinde hüküm kurulması; ancak meteoroloji tarafından o tarihlerde fırtına olayları olmadığının belirtilmesi ya da bu şiddetteki fırtınanın usulünce monte edildiği varsayılan söz konusu ahşap kaplamaları sökmesinin mümkün olmayacağının belirlenmesi halinde, işin yüklenici tarafından ayıplı yapıldığı sonucuna varılacağından, davacı tarafından düzenlenen ve taraflarca benimsenen faturada belirtilen 43.306,00 TL iş bedeli götürü bedel niteliğinde olduğundan, yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre, işin ayıplı yapılan kısmının işin tamamına olan oranı bulunarak, bu oran 43.306,00 TL iş bedeline uygulanmak suretiyle davacı yüklenicinin isteyebileceği toplam iş bedelinin hesaplanması ve bu bedelden taraflar arasında ihtilafsız olan 25.000,00 TL ödemenin düşülmesi ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu esaslı hususlar üzerinde hiç durulmadan, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin diğer yönleri incelenmeksizin usul yönünden kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının kaldırılarak, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı vekinin istinaf başvurusunun diğer yönüleri incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,
2- Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2017 tarih ve 2016/295 esas, 2017/335 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından ve davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/03/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.