Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/784 E. 2018/273 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/784
KARAR NO : 2018/273
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2017
NUMARASI : 2014/1468 Esas, 2017/16 Karar,
DAVANIN KONUSU : İstirdat
KARAR TARİHİ : 13/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili davasında, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında imzalanan 85.000 Euro+KDV bedelli yazılım hizmet sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği halde, davalının sözleşme gereği avans ödemesi karşılığı kendisine verilen 10.000,00 Euro peşinat tutarlı teminat çekini iade etmeyerek takibe koyduğunu belirterek, takibe itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleşen takipten dolayı ödenmek durumunda kalınan 48.655,06-TL’nin 11/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdadını talep etmiştir.
Davalı şirket vekili savunmasında, davanın zamanaşımına uğradığını, İstanbul 4. Fikri Sınai Hakları Mahkemesi’nin 2009/115 Esas sayılı dava dosyası nedeniyle derdestlik itirazının bulunduğunu, şartları da oluşmadığından bahisle, davanın esastan da reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, İstanbul 4. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin temyiz incelemesinden de geçerek kesinleşen 2009/115 Esas ve 2012/285 Karar sayılı ilamında, taraflar arasındaki yazılı sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin anlaşılmasına göre, sözleşmenin bir parçası olan teminatın çekinin karşılığının da tahsil edilemeyeceğinden, davalının haksız olarak icra takibiyle tahsil ettiği 48.655,06-TL’nin davacıya iade etmesi gerektiğini belirterek davanın kabulüne dair verilen karar davalı şirket vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davalı şirket vekili istinaf talebinde özetle, davaya konu icra takibinin 30/01/2007 tarihinde başlatıldığını, davacının süresinde itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, davacının bu aşamada menfi tespit davası açmadığını ve takip alacağının haciz yoluyla tahsil edildiğini, aradan 7 yıl geçtikten sonra istirdat davasının açılmasında davacının kötü niyetli olduğunu, davacının takip dosyasında mal beyanında bulunarak, haciz aşamasında ödeme taahhüdünde bulunarak borcu zımnen kabul ettiğini, tahsilatın haciz yolu ile yapılmış olması nedeniyle, istirdat davasının şartlarının oluşmadığını, davaya konu talebe dayanak 18.000,00-TL’lik avans ödemesine ilişkin hususun İstanbul 4. Fikri Sınai Hakları Hukuk Mahkemesinin anılan davasında değerlendirildiğini belirterek kabul edilen kısım yönünden kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini ve incelemenin duruşmalı olarak yapılmasını talep etmiştir.
İstanbul 4. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/11/2012 tarih 2009/115-2012/285 Sayılı dosyasında; davacı .. şirketi, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini belirtilerek, şimdilik 20.000,00-Euro iş bedelinin tahsilini talep etmiş, davalı iş sahibi ise yazılımın süresinde tamamlanmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, davacının ağ tasarımının tamamını, yazılımın ise %30 kısmını tamamladığını belirterek taleple bağlı kalınarak 20.000,00-Euro’nun tahsiline karar verilmiş, karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2013/5731-2014/12312 27/06/2014 tarihli ilamı ile onanmış, karar düzeltme talebi reddedilmiştir.
Dava, yazılım işi nedeniyle yazılı eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshedilmiş olması nedenine dayalı, sözleşmenin başında nakit avans karşılığı verilen ve iade edilmeyerek takibe konulan çekten dolayı takibin kesinleşmesi nedeniyle takip sırasında ödenen paranın istirdadı talebine ilişkindir.
Taraflar arasında yazılım işini konu alan 26/05/2005 tarihli eser sözleşmesi bulunduğu ihtilafsız olup davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Maddesinde toplam iş bedeli 85.000,00-Euro+KDV olarak belirlenmiş sözleşme ile davalıya 10.000,00-Euro avans olarak ödeneceği davacı yüklenici tarafından da peşinat tutarı kadar teminat çekinin davalı iş sahibine teslim edileceği kararlaştırılmış olup 10.000,00-Euro avans bedelinin karşılığı 18.000,00-TL ödendiği karşılığında da davacı yüklenici tarafından davaya konu 18.000,00-TL bedelli çekin davalı işsahibine verildiği tarafların kabulündedir.
Davacı yüklenici şirketçe İstanbul 4 nolu FSHK’nın 2009/115 Esas sayılı dosyasında sözleşmenin davalı tarafça haksız feshedildiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup iş bedeli olarak 20.000,00-Euro’nun tahsilini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı yüklenicinin yapmış olduğu toplam iş bedeli 20.000,00-Euro olarak kabul etmiş taleple bağlı kalınarak 20.000,00-Euro üzerinden davanın kabulüne karar vermiş verilen bu karar Yargıtay incelemesinden de geçerek kesinleşmiş ve bu miktar alacak icra takibine konulmuştur.
Davalı iş sahibi tarafından da avans olarak ödenen 18.000,00-TL bedel karşılığı alınan avans çekinin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas dosyası ile takibe konulduğu davacı yüklenici tarafından kesinleşen mahkeme kararı ile hükmedilen alacağı için İstanbul .. İcra Müdürlüğü’nün… Esas takip sayılı dosyası üzerinden 01/09/2014 tarihinde toplam icra dosyası alacak bedeli olarak 48.655,06-TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yüklenici tarafından istinaf incelemesine konu yapılan eldeki dosyada FSHHK mahkemesinde görülen davada alacağının 29.000,00-Euro olarak belirlendiği takibatın ise hükmolunan 20.000,00-Euro üzerinden yapıldığı bu nedenle davalı iş sahibince sözleşmenin başında ödenen avans miktarı kadar da tahsil edilmeyen bakiye alacağının bulunduğunu belirterek almış olduğu avans karşılığı davalı iş sahibine vermiş olduğu teminat çeki nedeniyle borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığını belirterek ödediği bu bedelin istirdadını talep etmiştir.
Dava, ödeme tarihi dikkate alındığında yasal sürede açılmıştır.
Davacı yüklenici tarafından daha önce açılan ve derecattan geçerek kesinleşen iş bedeline ilişkin alacak davası kısmi dava niteliğinde olup davada talep edilen miktar yönünden kesinlik arzedecektir. Yerleşik Yargıtay içtihatları gereği açılan kısmi davada alınan bilirkişi raporundaki yapılan belirleme, davada talep edilen miktarın üstündeki rakam yönünden kesinlik arzetmez.
Eser sözleşmesi ilişkisinde yüklenici yapmış olduğu işi ve bedelini, iş sahibi ise iş bedelini ödediğini ispatla yükümlüdür. Taraflar arasında daha önce görülen ve kesinleşen davada davalı yüklenicinin, davalı iş sahibinin sözleşmenin feshinde haksız olduğu, davacı yüklenicinin yapmış olduğunu ispatladığı kadar iş bedeline hak kazandığı hususu kesinleşmiştir. Ancak yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde hüküm altına alınan 20.000,00-Euro üzerindeki bedel ihtilaflı olup mahkemede açılan ve istinafa konu edilen dava dosyasından incelenmek ve belirlenmek zorundadır.
Bu açıklamalar kapsamında mahkemece yapılacak iş, taraflar arasında daha önce görülen ve yukarıda kesinleştiği belirtilen hüküm de dikkate alınarak davacı yüklenicinin sözleşme kapsamında yapmış olduğu toplam iş bedelinin belirlenmesi, bu miktardan tahsil edilen 20.000,00-Euro’nun mahsubu ile avans olarak almış olduğu 18.000,00-TL yönünden de bir alacağının bulunup bulunmadığı, dolayısıyla almış olduğu avans karşılığı verdiği teminat çeki nedeniyle borçlu olmadığı, istirdadını talep edebileceği bir bedelin bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekirken bu yönde hiç bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan hatalı yorumla sözleşme feshedilmiş olduğuna göre teminat çekinin de karşılığının tahsil edilemeyeceği şeklinde kabulü hatalı olmuş, kararın kaldırılarak HMK’nın 353/1-a/6 maddesi hükmü uyarınca belirtilen hususlara göre inceleme yapılarak esası hakkında yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2017 Tarih, 2014/1468 Esas, 2017/16 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 13/03/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.