Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/764 E. 2018/260 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/764
KARAR NO : 2018/260
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2017
NUMARASI : 2014/589 Esas, 2017/229 Karar,
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 06/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, tarafların Katar’da yapılmakta olan …) imalatında kullanılacak modüllerin yapımı konusunda anlaştıklarını, müvekkili tarafından 23/07/2012 tarihli e-posta ile her türlü ana malzeme ve sarf malzemeleri davalıya ait olmak üzere işçilik fiyat teklifi verildiğini, davalının talebi üzerine teklifin adam saat olarak revize edilerek 01/08/2012 tarihli teklif verdiğini, davalının yeniden talebi üzerine ikinci revize teklifi gönderdiklerini, davalı şirket yetkilisi …’nın bu teklifi kabul ettiklerine dair 01/08/2012 tarihli e-posta gönderdiğini, müvekkili şirket yetkilisi …un da mutabık kalındığına dair cevap verdiğini, bunun üzerine malzemelerin müvekkili şirkete sevk edildiğini, süreç içerisinde müvkekili şirket yetkilisi …un eşinin 10/08/2012 tarihinde vefat etmesi üzerine sözleşmenin gerekli titizlikle yazıya dökülemediğini, davalının gönderdiği 15/08/2012 tarihli metnin imzalandığını, sonrasında polisaj fiyatı ile yağ alma fiyatının yerinin değiştirilmesi ve hakediş ile oluşan fiyata %4 genel işletme gider payı ile toplamda bulunacak rakama %20 firma kârı ile genel toplama KDV ilavesi hususları atlandığından davalı yetkilisi … tarafından düzeltilerek 27/08/2012 tarihli e-posta ekinde gönderildiğini, gönderilen hakedişlere itiraz gelmediğini, işin tamamının 08/03/2013 tarihinde davalıya teslim edildiğini, davalının önceki faturaları ödemesine rağmen kötüniyetle şubat/mart faturalarına ve sevk irsaliyelerine 25/03/2013 tarihinde süresinden sonra itiraz ettiğini, 22/03/2013 tarihli ihtar ekinde faturaları iade ettiğini, davalı tarafından gönderilen 25/03/2013 tarihli e-posta ekindeki icmal tablosuna göre davacı alacağının 1.004.156,31 TL olarak hesaplandığını, tüm iyiniyetli görüşmelere rağmen davacı alacağının ödenmediğini ileri sürerek, davalı tarafça ödenmeyen bakiye 336.347,31 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında akdedilen 15/08/2012 tarihli sözleşme ile davacının 220 mm borudan taşıyıcı yapım işini üstlendiğini, sözleşmeye göre fiyatlandırmanın adam/zaman çizelgesine göre yapılacağını, malzemelerin tamamının davalıya ait olduğunu, davacının sadece kendisine teslim edilen paslanmaz borudan taşıyıcı imal edeceğini, fiyatın kapsamında sadece işçilik bedeli bulunduğunu, ek bir malzeme veya aparatların karşılıklı mutabakat sağlanmak suretiyle alınmasının kararlaştırıldığını, sözleşmede belirtilen avansın ödenerek işe başlandığını, gerçek anlamdaki hakedişlerin ödendiğini, ancak davacının sözleşmede bulunmayan %4 genel gider öemesi ve %20 kâr payı ödemesine ilişkin taleplerde bulunduğunu, davacının kendi şirketinde çalışan fakat bu işte çalıştırmadığı işçiler imalat işinde çalışıyormuş gibi gösterilerek talepte bulunduğunu, hakedişlerdeki haksız taleplerin kabul edilmediğini, davacının iş bedelini aşan oranlarda faturalandırma yaptığını ve dava yoluyla talepte bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir
Mahkemece, 28/04/2014 tarihli muhasebeci bilirkişi raporunda, davacının ticari kayıtlarına göre dava tarihi itibarı ile, davalıdan 336.347,31 TL alacaklı olduğu, davalı ticari kayıtlarına göre ise davalının davacıya 25.000,00 TL borçlu olduğunun göründüğü, taraflar arasındaki cari hesap mutabakatsızlığının nedeninin davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş ve dökümü yapılmış faturalardan ve fatura içeriklerinden kaynaklandığının bildirildiği, makine mühendisi bilirkişi raporunda, teslim edilen malların fatura toplam değeri 983.948,00 TL olup, davalının yapmış olduğu 647.600,00 TL imalatın mahsubu ile davalının, davacıya bakiye borcunun 336.348,00 TL olduğunun belirtildiği, bilirkişilerin birlikte sunduğu 29/11/2016 günlü ek raporda ise önceki raporları teyit ettikleri, davalı tarafın alınan raporlara itirazları ve yeni heyetten rapor alınma isteklerinin mevcut dosya kapsamına uygun bulunmadığından ve yerinde görülmediğinden reddedildiği, davadan önce davacı tarafından davalı temerrüde düşürülmediği gerekçeleriyle davanın kabulü ile, 336.347,31 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında sadece 15/08/2012 tarihli sözleşmenin imzalandığını, e-posta yazışmalarının hukuken geçerli olmadığından hükme esas alınamayacağını, dilekçe ekinde sunulan uzman mütalaasında belirtildiği üzere, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında e-postalar konusunda soyut değerlendirme yapıldığı, dayanak faturaların sözleşmeye uygunluğunun incelenmediği, faturaya itiraz edilmemesinin işin yapıldığını göstermeyeceği, bu husus doğru kabul edilerek sözleşmeye uygun olmayan alacak talebine haklılık tanındığı, raporların ticari defterlerin delil olma koşullarına dikkat etmediği, defterler arasındaki çelişki, ödemenin neye istinaden yapıldığı hususlarının incelenmediği, yeterli inceleme yapılmadan davalı aleyhine kanaate varıldığı ve mahkemece buna göre hüküm kurulduğu, sözleşmedeki fiyatlandırmanın adam/zaman çizelgesine göre yapılacağı yönündeki hüküm sonradan değiştirilmiş gibi kabul edilerek davacı lehine sonuca ulaşıldığı, genel gider payı ve kâr payı konusunda da bu söylenenlerin geçerli olduğu, bu nedenlerle mahkeme kararına dayanak yapılan kök ve ek bilirkişi raporlarının hukuken eksik, yanlış ve hatalı değerlendirmeler içerdiği, hükme esas alınamayacağını, uyuşmazlık konusu faturaların teslimi konusunda davacı tarafça tek taraflı düzenlenen israliyelerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığının araştırılmadığını, tarafların ticari defterleri arasındaki uyuşmazlığın 7 adet faturadan kaynaklandığını, irsaliyelerdeki imzaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı ve imza atanların müvekkili şirkette çalışıp çalışmadığı konusunda araştırma yapılmadığını, faturaların toplu şekilde 15/03/2015 tarihinde gönderildiğini ve yasal süresi içinde itiraz edilip iade edildiğini, sadece davacı defterlerine itibar edilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, itiraz edilen fatura içeriklerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, hakedişlere karşı bildirilen itirazların dikkate alınmadığını, davacının fahiş hakedişler düzenlediğini, hakedişlerde çalışma yapmayan personelin çalışma yapmış gibi gösterildiği, yapılmayan işlere ilişkin taleplerde bulunulduğunu, bir çok gerçeğe aykırı giderin talep edildiğini, sözleşmede genel gider ve kâr payı ödemesi konusunda anlaşma olmadığı halde %4 oranında genel gider ödemesi ve %20 oranında kâr payı talebinde bulunulduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiş, davalı tarafça sunulan uzman görüşünde de benzer görüşler belirtilmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında düzenlenen 15/08/2012 tarihli sözleşme ile, teknik resimleri ve detayları sunulan ürünlerin imalatının yapılarak davacı firmanın fabrika sahasında teslimi, her türlü malzemenin davalıya ait olmak üzere işçilik fiyatları olduğu belirtilerek fiyatlandırmanın adam/zaman çizelgesine göre yapılması kararlaştırılmıştır. Davacı taşeron; davalı ise yüklenicidir.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme sonrasında bir kısım e-posta yazışmaları yapılmıştır. Bu e-postaların incelenmesinde:
Davacı şirket adına…. tarafından davalı şirket adına…ya gönderilen 01/08/2012 tarihli e-posta ile, “Revize edilmiş teklifimiz ekte inceleme ve onayınıza sunulmuştur.” denildiği, buna göre gider payının %3 ve firma payının %20 olarak belirtildiği, para biriminin euro olduğu;
Davalı şirket adına … tarafından davacı şirket adına ….’a gönderilen 01/08/2012 tarihli e-posta ile, “… Bu birim fiyat isçilik için uygundur. … Bu prensipte anlaşma uygundur. Dilerseniz yarın programınızı bozmayin ve seyahatinize çıkın. Teklif teyid şeklinde anlaşmayi yaparız. Zaten ben de Pazar gidip perşembe gelecegim. Anlaşma imzalayalım derseniz l0 Ağustos Cuma onu da yapabiliriz….” denildiği;
Davalı şirket adına … tarafından davacı şirket adına …a gönderilen 15/08/2012 tarihli e-posta ile, “Rakamları TL’ye çevirirken 2 kalem hatalı olmuş, onları düzelttim. Sözleşme son haliyle tamamdır…. beyin de onayı sonrası imza altına alalım. Hayırlı olsun.” denildiği;
Davacı şirket adına … tarafından davalı şirket adına …’ya gönderilen 16/08/2012 tarihli e-posta ile: “polisaj fiyatı ile yağ alma-yıkama fiyatının yeri değişmesi gerekiyor. Değiştirilmiş olarak ektedir.” denildiği;
Davacı şirket adına … tarafından davalı şirket adına …’ya gönderilen 21/08/2012 tarihli e-posta ile: “Teklifimizdeki fiyatları birim saate çevirince sözleşmede gene bir maddeyi atlamışız sanırım. Hakediş ile oluşan fiyata % 4 genel işletme gideri payı, toplama %20 firma kârı ve genel toplama KDV ilave edilerek fatura düzenlenecektir. Bu maddeyi ekleyebilirmiyiz?” denildiği;
Davalı şirket adına… tarafından davacı şirket adına ….’a gönderilen 27/08/2012 tarihli e-posta ile: “Daha önce hazırlanan sözleşmede, verilen teklife istinaden eksik kalemler mevcuttur Bu kalemler mavi ile işaretlenmiştir. Ayrıca, bazı birimler, teklifte TL/saat olarak görünmekte, sözleşme metninde TL/gün görünmekte. Kırmızı kalemlerle bu satırlar düzeltilmiştir. Buna istinaden sözleşme yinelenecektir Onaylarınızı rica ederim.” denildiği, e-postada belirtilen kısımların sözleşmenin “Fiyatlandırma” kısmındaki Tezgah çalışmalarına ilişkin 4 bölüm kırmızı ile, genel gider payı %4 ve kâr payı %20’ye ilişkin 2 bölüm ise mavi ile işaretli olarak gösterildiği,
Davalı şirket adına …tarafından davacı şirket adına …’a gönderilen 25/03/2013 tarihli e-posta ile: “Bugün gönderdiğim önceki maili dikkate almayın. Tarafınızdan düzenlenmiş hakedişlerin ayrıntılanmış şeklini rakamlarıyla birlikte ekte bulabilirsiniz. Kontrol edip teyit etmenizi rica ederim ki üzerinde konuşabileceğimiz bir liste olsun.” denildiği, bu e-posta ekinde olduğu anlaşılan listede 14 hakedişin birlikte gösterildiği ve bu hakedişlerin tamamında genel gider payının %4, firma payının %20 olarak alındığı ve diğer adam/saat birim fiyatlarının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davalı şirket tarafından davacı şirkete gönderilen Beyoğlu .. Noterliği’nin 22/03/2013 tarih ve …yevmiye nolu ihtarnamesi ile, davacı tarafından gönderilen 7 adet fatura ve sevk irsaliyesine itiraz ettiklerini bildirmiş, 25/03/2013 tarih ve 5491 yevmiye nolu ihtarmame ile de fatura ve irsaliyelerin tamamına itiraz ettiklerini, içeriklerini kabul etmediklerini, faturalarda belirtilen miktarda borçlarının bulunmadığını belirtmiş, ihtarnamenin 26/03/2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 28/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda, tarafların ticari defterlerinin delil vasfında olduğu, davacı defterlerinde davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş toplam 983.947,31 TL faturaların davalıya borç kaydedildiğini, davalı tarafından yapılan ödemeler tutarının 647.600,00 TL olarak kayıtlı olduğunu, davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 336.347,31 TL alacaklı durumda bulunduğunu; davalı defterlerinde ise, davacı tarafından düzenlenmiş toplam 672.600,00 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğunu, davalı tarafından 647.600,00 TL ödeme kaydı bulunduğunu, dava tarihi itibariyle davacının 25.000,00 TL alacaklı göründüğünü, toplam 311.347,31 TL bedelli faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığını, taraflar arasındaki ihtilafın bu faturalardan kaynaklandığını belirtmiştir.
Makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 08/11/2015 tarihli raporda, taraflar arasında 15/08/2012 tarihli sözleşme bulunduğunu, ayrıca davalı imzası bulunmayan ve diğer sözleşmeden farklı olarak işin imalatında kullanılan tezgahların çalışma bedelleri, genel giderler ve firmanın kâr payı belirtilerek yeniden 4 maddelik bir sözleşme yapıldığını, davacının işi tamamlamış olduğunu, dosyadaki e-posta yazışmalarının tümü incelendiğinde, tarafların düzeltme isteklerini birbirine ilettiği ve herhangi bir itirazın olmadığını, toplam ilk 8 adet hakedişlerin hiçbir sorun çıkarılmadan ödendiğini, davalı firmanın, ikinci sözleşmedeki yanlışlığın düzeltilmesine itiraz ettiği, 1. Sözleşmenin aynen kabul edilmesi taraftarı olduğunu, ancak işin birim bedelleri belirlenirken yüklenicinin genel gider ve kar payının da ayrı bir oran ve sütun olarak verildiği, 1.sözleşmede unutulmuş olduğunu, davacının sadece işçilik yaptığından işin imalatında kullanılan makineler için de bir ücret talep etmesinin uygun olduğunu, birinci ve düzeltilmiş ikinci sözleşmeye göre, dava konusu işin işçilik bedelinin, kanopilerin imalatında kullanılan ve işçilerin ve makinelerin saatlik ücretleri ve çalıştırılan işçi sayısı ve makine sayısı dikkate alınacağı belirtildiğinden hakedişler hazırlanırken bu belirtilen ücretlerin dikkate alınarak hazırlandığının belirtildiğini, davalı elemanının da üretim sürecini birebir izlediğini, ancak davalının bazı çalışanlara itiraz ettiğini, bunlardan …’in davacı firmada teknik ressam olarak çalıştığı ve imalat resimlerini çizdiği, …’nin proje için gelen malzemelerin temini ve teslim alınmasını, imal edilen modüllerin sevkini sağladığı, …’nun, davacı firmada kalite kontrolcü olarak çalıştığının belirtildiğini, yapılan işin boyutu ve miktarı dikkate alındığında bu kişilerin belirli süre çalıştırılmasının uygun olduğunu, itiraz edilen imalat makinelerinin sözleşemede belirtildiğinden işin imalatında kullanılan makineler için de bir ücret talep edilmesinin uygun olduğunu, davacı tarafından 14 adet toplam bedeli KDV dahil 983.948,00 TL hakediş ve değişik tarihlerde 16 adet ve toplam bedeli KDV dahil 983.948,00-TL fatura ve 22 adet sevk irsaliyesi hazırlanmış olduğunu, hazırlanan hakedişler incelendiğinde davacı firmanın KDV dahil 983.948,00 TL’lik imalat yaptığı ve buna karşılık davalının 647.600,00 TL ödediğini, davacının davalıdan talep edebileceği miktarın 336.348,00-TL olduğunu belirtmiştir.
Tarafların itirazları üzerine aynı mali müşavir ve makine mühendisi bilirkişilerce düzenlenen 29/11/2016 tarihli müşterek ek raporda, dosyada 15.08.2012 tarihli 3 adet sözleşme bulunduğunu, bunlardan iki adedinde sadece . …Ltd. Şti. firmasının imzası ve kaşesinin olduğu, diğer üçüncü sözleşmede ise davacı firmanın imzası ve davalı firmanın kaşesi ve imzası bulunduğunu, bu üç adet sözleşmenin iki adedinde birim fiyatların aynı olduğu ve %4 genel gider payı ve %20 firma kâr payı olmadığı, ancak birim fiyatlar ve diğer veriler için taraflar arasında 31.07.2012 tarihinden 25.03.2013 tarihine kadar çok sayıda e-posta yazışmaları yapıldığını, davacı firmanın davalı firmaya gönderdiği 01.08.2012 tarihli e-postada “Revize edilmiş teklifimiz ekte inceleme ve onayınıza sunulmuştur.” denilerek, genel gider payının %3 ve firma payının %20 olarak belirtildiğini, para biriminin euro olduğunu, davalı firmanın davacı firmaya gönderdiği 01.08.2012 tarihli e-postada “Bu birim fiyat işçilik için uygundur. Dilerseniz yarın programınızı bozmayın ve seyahatinize çıkın, teklif teyit şeklinde anlaşmayı yaparız. Zaten ben de Pazar gidip Perşembe geleceğim, anlaşma imzalayalım derseniz 10 Ağustos Cuma günü onu da yapabiliriz.” denildiğini, bu e-postaya göre davacı firmanın revize teklifini davalı firmanın onayladığının görüldüğünü, davalı firmanın davacı firmaya gönderdiği 15.08.2012 tarihli e-postada “Rakamları TL’ye çeviriken 2 kalem hatalı olmuş. Onları düzelttim. Sözleşme son haliyle tamamdır. …’in de onayı sonrası imza altına alalım.” denildiğini, davacı firmanın davalı firmaya gönderdiği 21.08.2012 tarihli e-postasında “Teklifimizdeki fiyatları birim saate çevirince sözleşmede bir maddeyi atlamışız sanırım. Hakediş ile oluşalan fiyata %4 genel işletme gideri payı, toplama %20 firma kârı ve genel toplama KDV ilave edilerek fatura düzenlenecektir. Bu maddeyi ekleyebilirmiyiz.” denildiğini, davalı firmanın davacı firmaya gönderdiği 25.03.2013 tarihli e-postada “Bugün gönderdiğim önceki maili lütfen dikkate almayın. Tarafınızdan düzenlenmiş hakedişlerinizin ayrıntılanmış şeklini rakamları ile birlikte ekte bulabilirsiniz, kontrol edip teyit etmenizi rica ederim ki üzerinde konuşabileceğimiz bir liste olsun.” denildiğini, bu e-posta ekindeki listede 14 adet hakedişin birlikte verildiğini ve tamamında genel gider payı % 4 ve firma payı %20 olarak alındığının görüldüğünü, bütün bu yazışmalar ve 14 adet hakedişin herbiri ayrı ayrı incelendiğinde, bütün hakedişde personel saat ücretleri, makine ve tezgah saat ücretleri, genel gider payı % 4 ve firma karpayı %20 alınarak ve toplam saatler ile çarpılarak, toplam hakediş bedellerinin tespit edildiğini, bu hakedişlerin dosyada ayrı ayrı dosyalar halinde bulunduğunu, bu hakedişlere istinaden KDV’li faturaların düzenlendiğini, buna göre hakedişler toplamının KDV hariç 983.948,00 TL, yapılan ödemenin 647.600,00 TL, düzenlenen faturaların 983.948,00 TL olup, davacının davalıdan 336.348,00 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Somut olayın incelenmesinde; davalı yüklenici şirket tarafından üstlenilen kanopi yapım işine ilişkin bir kısım imalatların davacı taşeron şirket tarafından yapılmasının taraflar arasında düzenlenen 15/08/2012 tarihli sözleşme ile kararlaştırıldığı, ancak sonrasında taraflar arasında yapılan e-posta yazışmaları ile, sözleşmedeki adam saat fiyatları, para cinsi, genel gider payı ve taşeron kârının oranı gibi bazı hususların değiştirilmesi konusunda tarafların görüşlerini bildirmek suretiyle mutabakat sağladıkları, taraflar arasında imzalanan 15/08/2012 tarihli sözleşme hükümlerinin bu şekilde karşılıklı mutabakat ile e-posta yazışmaları yoluyla değiştirildiği, neticede davalı tarafça davacıya gönderilen 25/03/2013 tarihli e-posta ekindeki 14 adet olduğu anlaşılan tüm hakedişleri gösteren tablonun esas alındığı ve bu tablodaki 14 hakedişin tümünde genel giderin % 4 ve taşeron kârının ise %20 olarak yer aldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda da anılan hususlar ayrıntılarıyla değerlendirilmiştir. 28/04/2014 tarihli mali müşavir bilirkişi raporuna göre taraf defterlerinin delil vasfında olduğu, davacı defterlerinde 983.947,31 TL fatura ve 647.600,00 TL ödeme kaydı bulunduğu, davalı borcunun 336.347,31 TL olduğu, davalı defterlerinde 672.600,00 TL fatura ve 647.600,00 TL ödeme kaydı ile 25.000,00 TL davacı alacağı görüldüğü, aradaki farkın ise davalı defterlerinde kaydedilmeyen 311.347,31 TL bedelli faturalardan kaynaklandığı belirtilmiştir. Makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerce düzenlenen 29/11/2016 tarihli ek raporda da taraflar arasındaki e-posta yazışmaları değerlendirilmiş, 25/03/2013 tarihli e-posta ekinde gönderilen listede 14 adet hakedişte de genel gider payının % 4, firma payının %20 olarak hesaplandığı belirtilerek, bu yazışmaların birlikte değerlendirilmesinden ortaya çıkan adam/saat birim fiyatları ve genel gider ve firma payları ayrıntılarıyla gösterilmek suretiyle nihai anlaşmanın çerçevesi belirtilmiş, sonuç olarak taraflar arasında mutabık kalınan davacı hakedişleri toplamının KDV hariç 983.948,00 TL, yapılan ödemenin 647.600,00 TL, düzenlenen faturaların 983.948,00 TL olup, buna göre davacının davalıdan 336.348,00 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Davalı yüklenici şirket vekilinin toplam 311.347,31 TL bedelli faturalara itiraz edilerek davacıya iade edilmesi ve davalı şirketin bu faturaları defterlerine kaydetmemesi nedeniyle borçlu olunmadığı yönündeki savunması karşısında yine bizzat davalı firma tarafından gönderilen 25/03/2013 tarihli e-posta ekindeki mutabakata esas listede hakediş bedelinin KDV hariç 983.948,00 TL olarak belirtildiğinden, faturaların davalı defterlerine kayıtlı olmaması ve itiraza uğramasının sonuca etkili bulunmadığı değerlendirilmiştir. Yine davalı şirket vekilince bir kısım çalışanların çalışmadığı halde ve bir kısım işlerin yapılmadığı halde hakedişlere eklendiği savunmasında bulunulmuş ise de, bilirkişi raporunda bu çalışanlardan …’in davacı firmada teknik ressam olarak çalıştığı ve imalat resimlerini çizdiği, …’nin proje için gelen malzemelerin temini ve teslim alınmasını, imal edilen modüllerin sevkini sağladığı, …’nun, davacı firmada kalite kontrolcü olarak çalıştığı, yapılan işin boyutu ve miktarı dikkate alındığında bu kişilerin belirli süre çalıştırılmasının uygun olduğu, ayrıca makinelere ödenen bedellerin de uygun olduğu belirtildiğinden söz konusu itiraz yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/03/2017 tarih ve 2014/589 esas 2017/229 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 22.975,87 TL nisbi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 5.744,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.231,87 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 06/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.