Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/742 E. 2018/203 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/742
KARAR NO : 2018/203
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2017
NUMARASI : 2014/786 Esas, 2017/67 Karar,
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 20/02/2018
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 06/03/2018

Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili davasında, davalı yüklenici ile imzalanan 23/03/2005 tarihli Su Depoları Su izolasyon işlerine dair sözleşme gereği işin yapıldığını, geçici ve kesin kabul tutanaklarının imzalandığını belirterek davalıya yapılan 26.989,39-TL fazla ödeme ile, davacıya devri gereken ancak devredilmeyen şantiye binası bedeli 27.869,79-TL ile birlikte toplam 54.859,18-TL alacağın muaccel olduğu 29/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte istirdadını talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi vermemiş, ancak bilirkişi raporuna karşı beyanında, 17. Maddesine göre şantiye binasının yapılmasındaki amacın denetim görevlilerinin ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olup, her ihalede idareye yeni baraka ve bina temini olmadığını, bina ve baraka bedellerinin geçici kabul tutanağında yer almadığını, belirlenen fiyatın fahiş olduğunu, şartnamede bina ve baraka bedellerinin ödeneceği hususunda bir düzenleme bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere şantiye fiyatı belirlenirken kullanıldıkları hususunun da değerlendirilmesi gerektiğini, geçici kabul tutanağına göre işin sözleşme ve eklerine uygun yapıldığının belirtildiğini, müvekkili davalının ibra için yazılı olarak çağrılmadığından kesin hesapta belirlenen hususta mutabakatın olmadığını, ek imalatlar konusunda taraflar arasındaki uyuşmazlığın giderilmediğini, kesinleşmiş bir kesin hesap ve hakedişten bahsedilemeyeceğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 54.859,18-TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair verilen karar davalı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinafında özetle, denetim elamanları için yapılacak yerlerden amacın onların ihtiyaçlarının giderilmesi olduğunu, yoksa idare için yeni bina veya baraka yapmak olmadığını, dava dilekçesinin 2. Sayfasındaki davacı idarenin beyanına göre barakaların kendi isteği ile (kullanılamayacak durumda olması ve idarede atıl vaziyette kalacak olması nedeniyle) devralmadıklarının anlaşıldığını, idarenin 2007 yılında yapılan geçici kabulle teslim almadığı ve ancak dört yıl sonra 2011 yılında yine teslim almayarak bedellerini kesin hesaba kattığını, bedellerin sıfır bina ve baraka bedellerinin dahi üzerinde fiyatla belirlendiğini, davalının yükümlülüğünün bina ve barakaları bulundukları durumlarla teslim etmek olduğunu, … 17. Maddesinde bedel ödemesinden bahsedilmediğini, bedel belirlense dahi kullanıldıkları hususunun da dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin ibralaşmak için yazılı olarak çağrılmadığından kesin hesapta belirlenen hususlar arasında mutabakatın olmadığını, revize fiyat tablolarında müvekkilinin imzasının bulunmadığını, taraflar arasında ek imalatlarla ilgili anlaşmalar bulunduğunu, davalı tarafından imzalanan matbu hakedişte düzeltmeler yapıldığı ve ancak bundan sonra yapılması gereken işlemler yapılmadığından kesinleşmiş bir kesin hesap ve hakedişten bahsedilemeyeceğini belirterek hatalı mahkeme kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında 23/05/2005 tarihli Avrupa ve Asya Bölgeleri Su Depoları İzolasyon yapım işlerine ilişkin sözleşmenin imzalanmış olduğu, sözleşmeye konu işe yönelik 19/11/2007 onay tarihli geçici kabul ile 06/12/2011 tarihli kesin kabul tutanaklarının düzenlenmiş olduğu, sözleşmenin 9/2-a maddesi hükmü gereğince ‘nin sözleşmenin eki olduğu görülmüş olup, davalı yüklenici tarafından işin tamamlanarak davacı iş sahibine teslim edildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca düzenlenmiş bulunan 06/11/2013 tarihli Kesin Hesap Hakedişinde davacı idarece hakediş üzerinde çizilerek bir kısım düzeltmelerin yapıldığı, bu düzeltmeler kapsamında davalı yüklenici hakedişlerinden kesilecek bedelin 27.869,74-TL olarak belirtildiği ayrıca şantiye boya kesintisi (KDV dahil) ibaresinin de sonradan hakedişe eklenerek 26.989,39-TL fazla ödeme belirtilmek suretiyle yüklenici lehine kesin hesap iadesi olarak belirlenen 11.896,73-TL’nin mahsubu ile toplam yüklenici borcu 54.859,18-TL olarak belirtilmiştir.
Davacı iş sahibi idarece, kesin hesapta yapılan düzeltmeler sonucu belirlenen bedelin ödenmediğinden bahisle eldeki dava açılmıştır. Mahkemece bilirkişi heyetinden rapor alınarak hüküm kurulmuş ise de hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda davacı iş sahibince üzerinde düzeltme yapılan kesin hakediş raporu esas alınarak görüş beyan edilmiştir. Oysa, bu kesin hakediş raporu taraflarca imzalandıktan sonra idarece bir kısım kalemler çizilmek suretiyle düzeltilerek şantiye binasına ilişkin kalem ise sonradan hakedişe ilave edilmek suretiyle düzenlenmiş olduğu görülmektedir. Yapım işleri genel şartnamesi’nin 39. ve 40. maddeleri gereğince hakedişte işsahibince sonradan düzeltme yapılması halinde düzeltilmiş bu hakedişin yükleniciye gönderildiği veya düzeltilmiş bu hakedişin düzeltilmiş haliyle yükleniciye ödendiği tarihten itibaren 10 gün içinde itiraz edebileceği kabul edilmiştir.
Mahkemece, düzeltilen kesin hakedişin idarece tebliğ edilip edilmediği hususu araştırılmadan, tebliğ edilmemiş veya tebliğ edilmiş de yüklenici tarafından şartnamedeki süre kapsamında usulüne uygun olarak itiraz edilmiş ise taraflar arasındaki sözleşme daha önce düzenlenen hakedişler yapılan işe ilişkin taraflarca tutulmuş tutanaklar değerlendirilerek yüklenicinin talep edebileceği iş bedeli belirlenip ispatlanan ödeme miktarı da düşülerek gerekirse mahallinde keşif yapılarak mahkemece kesin hesabın çıkartılacak şekilde bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken bu hususlar hiç değerlendirilip araştırılmadan çizilmek ve eklenmek suretiyle idarece oluşturulan kesin hakediş raporunun aynen kabulü ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi; sözleşme eki teknik şartname kapsamında yapıldığı ve idareye bırakıldığı anlaşılan şantiye binası yönünden de davalı idarece tutulan tek taraflı bila tarihli tutanakta şantiye binaları sökülerek davacı ambarına kaldırılması kamu zararı oluşturacağından, şantiye binalarının bedelinin talep edildiği hususunun da sözleşme ekleri ve tutanak birlikte değerlendirilmek suretiyle bu talebin de değerlendirilmesi gerekirken bu hususla ilgili mahkeme gerekçesinde ve bilirkişi raporunda da hiç bir inceleme ve değerlendirme olmadığı görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı taleplerinin taraflar arasındaki sözleşme, ve diğer ekler kapsamında incelenip değerlendirilmek ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken açıklanan nedenlerle yazılı şekilde kabul kararı verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmadığından, mahkeme kararının HMK 353/1-a/6 maddesi uyarınca kaldırılarak açıklanan şekilde inceleme ve değerlendirme yapmak ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı vekinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2017 Tarih, 2014/786 Esas, 2017/67 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.