Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/737 E. 2018/213 K. 21.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/737
KARAR NO : 2018/213
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2016
NUMARASI : 2015/1376 Esas, 2016/907 Karar,
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 21/02/2018

Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan olan 14.070,00 TL ilan ve reklam alacağı için icra takibi yaptığını, itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu, takip dayanağı cari hizmet föyünün davalı tarafından imzalanarak müvekkiline verildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takipte belirtilen işlerin ifası ve gereği gibi teslimi ve bildiriminin yapılmadığını, cari hizmet föyü, fatura ve gazete ilanlarına dayalı icra takibi yapılsa da teslim edilmeyen ve gereği gibi ifa edilmeyen edimin ücretinin istenemeyeceğini, taraflar arasında bir kısım işler olmuş ise de bu işlerden halen davalının alacaklı olduğunu, faiz talebinin yerinde olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalının ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte borcun fahiş olduğunu ileri sürdüğü, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede taraflar arasında ticari ilişki olduğu, davalı defterlerinde talep edilen miktar kadar davacıya borcu bulunduğunun görüldüğü, dosyaya ödemeye dair herhangi bir yazılı delil sunulmadığından davanın asıl alacak bakımından kabulü gerektiği, davalının icra takibinden önce temerrüde düşürülmediğinden birimiş faiz isteyemeyeceği, alacağın davalı defterlerinde kayıtlı ve likit olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile davalının Kocaeli … icra Müdürlüğünün .. esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 14.070,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, fazlaya dair talebin reddine, alacak likit olmakla 14.070,00 TL üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde; davacı tarafından işin gereği gibi teslimi yapılmadığından ücret talep hakkı bulunmadığını, fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişki bulunması gerektiğini, davacı tarafından teslim edilmeyen iş karşılığında ücret istenmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, aradaki akdi ilişkinin varlığını ve teslimi ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacı ticari defterlerinde yapılan incelemede, davacının iddialarını ispatlayamadığını, yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre belirlenmediğini, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava, TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte, davalının savunmasında taraflar arasında bir kısım işlerin yapıldığını belirtmek suretiyle akdi ilişkiyi benimsediği anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir.
Davacı tarafından Körfez İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında başlatılıp yetkisizlikle gönderilen Kocaeli .. İcra Müdürlüğü’nün .. sayılı takip dosyasında devam edilen icra takibi ile, 14.070,00 TL asıl alacak ve 1.041,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.111,76 TL alacağın tahsili istenilmiş, cari hizmet föyü, fatura ve gazete ilanları dayanak olarak gösterilmiş, davalı borçlu tarafça icra takibine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı yüklenici tarafından icra takibine dayanak yapılan ve davalı şirket adına düzenlenmiş olan, çeşitli günlerde gazete ilanı yapıldığına ilişkin 19 adet fatura örneği ile bir kısım e-posta mesajları ve imzasız cari hesap föyü dava dosyasına ibraz edilmiştir.
Mahkemece, tarafların defterleri üzerinde inceleme yaptırılmış, mali müşavir bilirkişi 14/06/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı defterlerinin işletme defteri olduğunu, işletme defterlerinde tahsilat ve ödemelerin kaydedileceği bir kısım bulunmadığını, bu nedenle davacı defterlerinde sadece 28.320,00 TL tutarlı satış faturalarının kayıtlı olduğunu, davacının düzenlediği faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğunu, ödemelerin havale ve çeklerle yapıldığını, toplam davalı borcunun 28.320,00 TL ve davalı ödemesinin ise 14.250,00 TL olup, davalının bakiye borcunun 14.070,00 TL olarak göründüğünü belirtmiştir.
Somut olayın incelenmesinde, her ne kadar davacı vekilince istinaf dilekçesinde aksi belirtilse de, aşamalardaki beyanlardan taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici tarafından davaya konu icra takibine dayanak yapılan faturalarda gösterilen ilan ve reklam işinin yapıldığı belirtilerek iş bedeli alacağının tahsili için icra takibine girişilmiş, davalı borçlunun itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf, icra takibine itirazında ve davaya cevap dilekçesinde işin gereği gibi ifa edilerek teslim edilmediğini savunmuştur. Mahkemece, taraf defterleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, davalı iş sahibinin defterinde görünen bakiye borcun icra takibinde istenilen 14.070,00 TL’yi doğruladığı kabulü ile asıl alacak üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına ve icra inkâr tazminatının tahsiline hükmedilmiştir.
Eser sözleşmesi ilişkisinde işin sözleşmeye uygun yapılıp teslim edildiğini yüklenicinin; iş bedelinin ödendiğini ise iş sahibinin ispat etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere, yüklenici tarafından düzenlenip gönderilen faturalara iş sahibince alınıp süresinde itiraz edilmemesi, sözleşme konusu işin yapılıp teslim edildiğini ispat için yeterli değildir. Davalı iş sahibi, aşamalarda ve istinaf dilekçesinde sözlü eser sözleşmesine dayalı ve davaya konu edilen faturadaki işlerin teslim teslim edilmediğini savunmuştur. Bu durumda, genel ispat kuralları doğrultusunda yüklenicinin işin yapılıp teslim edildiğini, somut olayda ilan ve reklamın yayınlandığını ispatlamak zorundadır. Davacı taraf gerek icra takibinde dayanak olarak, gerekse bu davada delil olarak ilanların yayınlandığı gazete nüshalarına dayanmıştır. Davacı tarafından delil olarak bildirilen ve faturalarda belirtilen dava konusu ilan ve reklamların yayınlandığı gazete nüshalarının dosyaya ibrazı sağlanıp, teslimin tam ve gereği gibi yapılıp yapılmadığı yani faturada belirtilen ilan ve reklamların tümünün ayıpsız olarak yayınlanıp yayınlanmadığının tespiti gerekirken, bu tespit yapılmadan ve bu husus hiç değerlendirilmeksizin sadece fatura ve cari hesap föyü ile defter ve belgelerin incelenmesine dayalı olarak düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafa, sözleşme konusu işlerin yapılıp teslim edildiğine ilişkin gazete nüshaları ile delil ve belgelerin sunulması için usulüne uygun süre verilerek, ibrazı ve teslim hususunun ispatlanması durumunda, faturaların tebliğ edilip davalı defterlerine kaydedilerek süresinde itiraz edilmemiş olması da göz önüne alınmak suretiyle deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile, usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılarak, dosyanın açıklanan şekilde inceleme yapılıp yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Davalı vekinin istinaf başvurusunun diğer yönleri incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,
2- Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2016 tarih ve 2015/1376 esas 2016/907 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 21/02/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.