Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/714 E. 2018/351 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/714
KARAR NO : 2018/351
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/11/2016
NUMARASI : 2016/19 Esas, 2016/782 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 29/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki neticesinde fatura ve cari hesap alacağı doğduğunu, söz konusu alacağın tahsili amacıyla 14.08.2015 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu firmanın müvekkiline 56.623,40-TL tutarında alacak borcu mevcut olduğundan bu tutar için haklarında icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket her ne kadar 9.984,17-TLlik kısmı kabul etmiş olsa da 46.639,23-TL lik kısım için borcu bulunmadığına dair iddia ve itirazları tamamen hukuki dayanaktan yoksun ve soyut olduğunu, davanın kabulüne, 46.639,23-TL asıl alacak ve takip tarihi itibariyle işlemiş olan temerrüt faizinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkili şirket tekstil alanında faaliyet gösteren bir şirket olup müvekkilinin müşteri firması olan … Tic. A.Ş. tarafından müvekkili şirkete Tamm-Onur-Akbay- Ayça ve Atlas modelleri sipariş edildiğini, bu modellere ait kumaşların davacı şirket tarafından temin edilmesi yönünde müvekkili şirketle davacı şirket arasında anlaşma yapıldığını, ancak söz konusu kumaşların hatalı imalat nedeniyle bir kısmının teslim edilmediğini, bir kısmının ise edilmesi gereken tarihten çok sonra teslim edildiğini, teslim edilmeyen ve geç teslim edilen kumaşlar nedeniyle müvekkilinin müşteri firmasınnı siparişlerin bir kısmını iptal ettiğini ve gecikme faturaları düzenlediğini, müvekkilinin bu nedenle kar elde etmesi gerekirken kar elde edemediği gibi bir de gecikme zararı ödemek zorunda kaldığını, davacı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak ikame edilen iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; 31/10 tarihinde müvekkili şirketin netleştirilmiş bir sipariş formu olmadığını, 04/11 tarihinde siparişlerle ilgili son eksiklerin Aydınlı ile yapılacak olan toplantıda netleştirilip siparişin geçileceği mailinin geldiğini, mail yazışmalarının dosyada mevcut olduğunu, geçilecek siparişin orjinal numunesi istenmesine rağmen müvekkili şirkete iletilemediği için siparişlerin planlanamadığını, 12/11 tarihinde …’a mail ile bildirildiğini, mail yazışmalarının dosyada mevcut olduğunu,… Hanımdan alınan Orjinal Numuneler ve sipariş kontrol edildiğinde renk isimlerinin farklı olduğu ve siparişte geçen renklerin müvekkili şirketten onaylı olmadığının tespit edilip … Hanıma bilgi verildiğini ve renk kodlarının istendiğini, kendisinin bu kez müvekkili şirkete tespit edebildiği renkleri 15/12 tarihinde müvekkili şirkete mail attığını, bu renk ve orjinal numunelerin davalı şirket tarafından ve davalı şirket kusuru ile geç ulaştırıldığından dolayı alınan siparişlerin planlanması ve üretime girilmesinin geciktiğini, davanın kabulüne, 46.639,23-TL asıl alacak ve takip tarihi itibariyle işlemiş olan temerrüt faizinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçesi ekinde belirttiği mailleri sunmuştur.
İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararında; tarafların ticari defter ve belgleri, takip dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına nazaran; davacı tarafça kesilen tüm faturaların davalının ticari defter ve belgelerinde aynen kayıtlı bulunduğunu, her ne kadar davalı şirket ayıplı imalattan bahsetse de, ayıplı imalata ilişkin herhangi bir tespit yaptırmadığı, ürünlerinde davalının uhdesinde bulunmadığı, tüm faturaların davalı kayıtlarında yer alması sebebiyle eksik teslimden de bahsedilemeyeceği, tarafların ticari defter ve belgelerindeki mutabakatsızlığın davalının ticari defterlerinde yer alan 13/07/2015 tarih, 217291 no’lu, 16.173,45 TL’lik ve 26/08/2015 tarih, 217325 no’lu 30.465,70 TL’lik olmak üzere toplam 46.639,15 TL’lik davacı hesabına borç kaydı yapılan faturalardan kaynaklandığı, bu faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün 2015/24395 esas sayılı takipte, takip tarihi itibariyle davacı şirket alacağının 56.623,40 TL olduğu, davadan önce davalı şirketin icra dosyasına 9.984,17 TL yatırdığı, bu miktar düşüldüğünde, davacı şirket alacağının 46.639,23 TL olduğunu belirterek davanın kabulüne karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dosyaya sunulan mail yazışmaları incelendiğinde görüleceği üzere, davacının dava konusu kumaşların bir kısmını teslim etmediği, bir kısmını da geç teslim ettiği için kusurlu olduğu, davacı şirket yetkilileri tarafından bu konuda defalarca özür ve açıklama mailleri atıldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dosya kapsamına göre; taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi bulunup, bu sözleşme her iki tarafın kabulündedir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Davada her iki taraf da delil olarak mail yazışmalarına dayanmıştır.
Hükme esas alınan mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan raporda; her iki taraf defterleri incelenmiş, taraf defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinde bulunduğu, davalı tarafın yaptığı ödemelerin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, başka bir anlatımla davacı tarafça tanzim edilen faturalar ve davalı ödemelerinin davalı tarafın sahibi lehine delil niteliği bulunan yasal defterlerinde aynen kayıtlı bulunduğu, taraf defterleri arasındaki hesap mutabakatsızlığının davalı tarafın düzenlediği iki adet faturadan kaynaklandığı, kaldı ki faturalardan bir tanesinin takip tarihinden sonra düzenlendiğini, dosya kapsamında sunulu olan mail içeriklerinden davacının geç teslimler yapmasıyla ilgili bir yazışma olmadığı gibi geç teslim halinde herhangi bir bedel yansıtılacağına ilişkin de dosya kapsamında sözleşme bulunmadığı, davacı tarafça takip konusu yapılan faturaların davalının defterlerinde aynen kayıtlı olduğu, davalı tarafın söz konusu fatura bedellerini ödediğini ispatlayıcı mahiyette herhangi bir belge ibraz etmediğini belirtmiştir.
Toplanan delillere göre; davalı tarafın kumaşların hatalı olduğuna yönelik delil ortaya koyamadığı, taraf defterlerinin davalı tarafından düzenlenen iki fatura dışında birbirini teyit ettiği (ki bu faturaların gecikme bedeli ile kar kaybına ilişkin olduğu), dosyaya ibraz edilen e-maillerden kumaşlara ilişkin talepler yönünde işlemlerin yapıldığının anlaşıldığı, taraflar arasında işin ifasına ilişkin yazılı sözleşme ve belirlenmiş kesin vadenin olmamasına göre istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/11/2016 tarih ve 2016/19 esas, 2016/782 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2- Alınması gereken 3.185,92 TL istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 796,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.389,42 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 29/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.