Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/699 E. 2018/321 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/699
KARAR NO : 2018/321
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2017
NUMARASI : 2014/1422 Esas, 2017/174 Karar
KARAR TARİHİ : 21/03/2018

Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı süresinde davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili üniversitenin Beşiktaş merkez yerleşkesinde bulunan binalarına 3 adet yeni asansörün yerleştirilmesi amacı ile davalı ile toplamda 181.792,06 TL bedel üzerinden anlaşıldığını, 15.07.2013 tarihli sözleşmeler kapsamında, asansörlerin yüklenici tarafından temin edilerek yerleştirilmesi için de yükleniciye 5 aylık süre tanındığını, bu kapsamda Aralık 2013 tarihinde asansörler müvekkili üniversitenin binalarına yerleştirildiğini, bir başka deyişle eserler bu tarihte teslim edildiğini, asansör ücret bedeline karşılık olarak davalıya bu tarihe kadar 109.246,59 TL ödendiğini, dava dilekçesine eklenen örnek olarak verilen muhtelif servis fişlerinden de görüldüğü üzere, asansörler mutad bakımlarının yapılmasına ve esasen çok yeni olmalarına rağmen sürekli arıza yapmakta olduğunu,(Asansör kapı motoru değişmiştir. Kapı sürekli aşırı ısınmakta ve hata vermektedir, kapı mekanizma ayarları sürekli bozulmaktadır, fren switchleri sürekli arıza yapmaktadır, katta durdurucu sürekli arıza yapmaktadır, kabin paten ve blokları değiştirilmiştir.vb.) davalı şirketin hiçbir şekilde ayıpları gidermeye yanaşmadığı anlaşıldığından açılan işbu davaya mesnet olmak üzere, İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/71 D.iş sayılı dosyası üzerinden tespit yaptırıldığını, ayrıca yüklenici davalıyla imzalanan ve 15.07.2013 tarihinden itibaren geçerlilik kazanmış olan sözleşmenin “işle ilgili ruhsatlar” başlıklı 13. Maddesi; “Sözleşme kapsamındaki işle ilgili tüm ruhsat izin ve diğer resmi onaylar yüklenici tarafından temin edilecektir.” tüm bu hususlar çerçevesinde asansörlerin işletme ruhsatlarının davalıya ait olduğunu, ancak davalı bu hususların hiçbirini yerine getirmediğini, kaldı ki davalının başvursaydı dahi bu ruhsatları alamayacağını, TMMOB tarafından düzenlenen rapor kapsamında belli olduğunu, zira asansörler ruhsat verilebilmesi için gerekli TSE ve AT asgari standartlarının pek çoğunu karşılamadığını, asansörlerle ilgili olarak müvekkili üniversitenin herhangi bir kullanım hatası olmadığını, asansörler, yukarıda da belirtildiği üzere başlangıçtan itibaren gizli ayıplarla birlikte teslim edildiğini, fazlaya ve sair hususlara ilişkin her türlü hakkları saklı kalmak kaydıyla, öncelikli olarak TBK 475. Maddesi uyarınca asansörlerdeki ayıpların giderimi ve ayıpsız olarak teslimiyle birlikte, asansör bedelinden ayıplar oranında indirim yapılmasına ve ayıplar nedeniyle doğan zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili … ile Davacı arasında, … Beşiktaş-İstanbul adresinde mukim “…” binasında bulunan asansörlerin temin, montaj, teslim, bakım ve onarımına, mevcut asansörlerin ise de-montesine yönelik olarak 18 Haziran 2013 ve 15 Temmuz 2013 tarihli Sözleşmeler ile 1 Mart 2014 tarihli Temel Bakım Sözleşmesi ve 7/24 Arıza Hizmet Protokolü (“Sözleşmeler”) imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeler ile taahhüt edilen işleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirerek sözleşme konusu asansörlerin bakım ve onarımını sözleşmelere uygun olarak gerçekleştirdiğini, ancak buna rağmen davacı, asansörlerin ayıplı olduğunu ve sürekli arıza yaptığını iddia ederek asansörlerdeki ayıpların giderimini, ayıpsız olarak teslimini, asansör bedelinden ayıplar oranında indirim yapılmasını ve ayıplar nedeniyle doğan zararının tazminini talep ettiğini, asansörlerin ayıplı olarak teslim edilmediğini, ilgili asansörlere ilişkin olarak 3 ünitede 13 ay içerisinde toplam 30 adet arıza kayıtlara geçtiğini, meydana gelen 30 arızanın 6 adedi çevresel veya kullanım hatalarından kaynaklandığını, müvekkili şirkete bildirilen arızalara, bildirimler sonrasında kullanım kaynaklı olanlara dahi ücretsiz olarak sözleşmelerde belirtilen süreler içerisinde müdahale edilip ve bu arızaların giderildiğini, ilgili arızaların 13 ay içerisinde 30 kez meydana geldiği ve 6 adedinin çevresel veya kullanım hatasından kaynaklandığı tutulan kayıt formlarında da belli olduğunu, asansörlerin ruhsatının davacıdan kaynaklanan sebepler ile alınamadığını, müvekkili şirketin sözleşmeler ile taahhüt edilen işleri tam ve eksiksiz yerine getirdiğini ve asansörlerin bakım ve onarımının usulüne uygun olarak yapıldığını, sözleşmeler uyarınca yerine getirilen modernizasyon hizmetleri ile bakım ve onarım hizmetleri karşılığında müvekkili şirketin modernizasyon projesi için 17.850,00 Euro ve bakım ve onarım hizmetleri için cevap dilekçesi tarihi itibariyle 19.129,13-TL alacağı bulunduğunu belirterek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir
İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararında; yargılama sırasında alınan 09.12.2016 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmuş, davacı-karşı davalının davasının reddine, davalı-karşı davacının davasının kabulüne, 67.324,13 TL nin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Yerel mahkeme kararına karşı her iki taraf istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davacı-karşı davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ilk derece mahkemesi kararının hem asıl dava hem de karşı dava yönünden kaldırılmasını talep etmiştir. Asıl dava yönünden istinaf sebeplerinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunun talep ve itirazlarını karşılamadığını belirtmiştir. Karşı dava yönünden istinaf sebeplerinde ise; davalı-karşı davacının edimlerini eksik ifa ettiği ve ayıplı ürün teslim ettiğinden müvekkili üniversitenin edimini yerine getirmediğini, ödeme yapmadığını belirtmiştir.
Davalı-karşı davacı istinaf başvuru dilekçesinde; karşı davanın 67.324,13 TL üzerinden kabulüne ilişkin hükmün kaldırılmasını, alacak taleplerinin Euro olmasına rağmen mahkemece TL üzerinden hüküm kurulduğunu, bu durumun yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın 17.500 Euro ve 19.129,13 TL üzerinden, temerrüd tarihi olan 11.12.2014 tarihinden itibaren Euro için işleyecek kamu bankalarının 1 yıllık Euro mevduata uyguladıkları değişik oranlardaki faizi ve TL alacak için ticari temerrüd avans faizi ile birlikte kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Kural olarak eser sözleşmelerinde sözleşmenin kabul edilmesine rağmen, işin veya eksiklerin 3.kişilere yaptırıldığı iddia ediliyorsa, bu durumda kural olarak sözleşme ilişkisinin tarafı olan yüklenicinin işi yaptığı kabul edileceğinden iş sahibi işi başkasına yaptırdığı iddiasını ispatlamalıdır. Bu itibarla her ne kadar davacı iş sahibi eksikliklerin giderildiğini belirterek bedelini talep etse de bu eksiklikleri kendisinin tamamladığını, dosya kapsamına göre ispatlayamadığından davalı yüklenicinin bu eksikleri giderdiği kabul edilmiştir.
Taraflar arasında davacı üniversiteye ait binalarda toplamda 3 adet asansöre ilişkin proje yapımı, asansörün temini ile montajının yapılarak, çalışır durumda davacıya teslimine ilişkin 18.06.2013 ve 15.07.2013 tarihli 2 ayrı sözleşmenin imzalanmış olduğu ihtilafsız olup, davacı işsahibi davalı yüklenicidir.
Taraflar arasıdaki sözleşmenin 6.maddesi gereğince sözleşmeye konu tüm ekipmanların malzeme, işçilik, montaj hatalarına ilişkin geçici kabulden itibaren 24 ay süre ile garanti kapsamında olduğu ve yine sözleşmenin 13. maddesi gereğince de sözleşme kapsamındaki işle ilgili tüm ruhsat, izin ve diğer resmi onayların yüklenici tarafından temin edileceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Taraf beyanları ile davalı yüklenici tarafından asansörlerin Aralık 2013 tarihi itibari ile teslim edildiği anlaşılmakta ise de davacı tarafça davadan önce 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/71 D.iş sayılı dosyası ile 26.06.2014 tarihli tespit ile alınan 18.08.2014 tarihli heyet raporunda sözleşmeye konu asansörlerde imalat ve işçilik hatalarının belirlenmiş olduğu ve yine dosyaya sunulan taraflarca da içeriğine itiraz edilmeyen servis formlarından teslim ve dava tarihinden sonra da sözleşmeye konu asansörlere ilişkin bakım-onarım eksik ve hatalarının giderilmesine yönelik işlemlerin yapılmış olduğu görülmüştür. Ayrıca sözleşme kapsamında sözleşmeye konu asansörlere ilişkin işletme ruhsatının henüz alınmamış olduğu anlaşılmaktadır.
Dosyada yapılan bu tespitler ve somut delillerin değerlendirilmesinde davalı yüklenici tarafından sözleşmeye konu 3 asansörün sözleşme hükümlerine, fen ve sanat kurallarına uygun olarak tamamlayıp, işletme ruhsatlarını da alarak teslimi üstlendiği ve geçici kabul tarihinden itibaren de 2 yıl süre ile malzeme ve işçilik hatalarına karşı garanti verdiği, Aralık 2013’te geçici olarak teslimden sonra 6 ay içerisinde yapılan tespitte sözleşmeye aykırılık ve eksikliklerin belirlendiği ve yine garanti süresi dolmadan bu eksikler nedeni ile davacı iş sahibince davanın açılmış olduğu, dosyada mevcut servis formlarından bu eksiklerin giderilmesine ilişkin işlemlerin dava ve karşı dava tarihinden sonra da giderilmeye çalışıldığı ve yargılama sırasında mahallinde keşfen alınan heyet raporu ile de eksiklerin giderilmiş olduğunun anlaşıldığı, ancak işletme ruhsatlarının halen bulunmadığı, davalı-karşı davacı yüklenici tarafından işletme ruhsatının alınamamasının davacıdan kaynaklanan sebeplerle olduğu iddiasında bulunulmuş ise de eksiklerin yargılamanın devamı sırasında giderilmiş olması nedeniyle, davalı-karşı davacının işletme ruhsatı alınamamasının davacı iş sahibinden kaynaklandığı iddiasını ispatlayamamış olmasına göre,
Davacı-karşı davalı istinaf taleplerinin incelenmesinde; sözleşme kapsamındaki eksiklikler yargılama aşamasında giderildiği mahallinde keşifle ve denetime elverişli bilirkişi raporu ile belirlendiğinden eksik ve ayıplara yönelik davasının reddine karar verilmesi doğru olduğundan, davacının buna ilişkin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiş, ancak asansörlerdeki eksikler dava tarihinden sonra giderilmiş olduğu anlaşılmış olmakla dava açılmasına sebebiyet verdiğinden davalı-karşı davacı tarafın yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekeceği,
Davacı-karşı davalı tarafın karşı davaya yönelik istinaf talepleri yönünden ise; sözleşmeye konu eksikliklerin dava ve karşı dava tarihinden sonra giderilmiş olduğu, işletme ruhsatının halen alınamadığı, dava ve karşı dava tarihi itibari ile eksiklikler nedeniyle işletme ruhsatının anılamamasının sadece davacıdan kaynaklandığının davalı-karşı davacı tarafından usulüne uygun olarak kanıtlanamamasına göre davacı işsahibinin bakiye bedelin ödenmemesi yönünde ödemezlik def’inde haklı olduğu, bu nedenle karşı davanın da reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün hatalı olduğu kanaatine varılmış, bu yönden davacı-karşı davalı işsahibi vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı-karşı davacı yüklenici vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde; davalı-karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde talebini fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 17.850 Euro karşılığı 48.195 TL ve 19.129,13 TL olarak belirtmiş ve temerrüt tarihinden ticari faizi ile tahsilini talep etmiş olmakla, Euro karşılığı -TL olarak gösterilerek talepte bulunmuş, buna ilişkin ve karşı dava tarihinden önce usulüne uygun olarak davacı-karşı davalı işsahibini temerrüde düşürdüğünü ispatlayamamış olmasına göre faiz yönünden istinaf talebinin de reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar kapsamında davalı-karşı davacı yüklenici vekilinin tüm, davacı işsahibi vekilinin sair istinaf taleplerinin reddi ile açmış olduğu asıl davası yönünden yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması ve karşı davanın reddi gerektiğine ilişkin istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
Davacı- karşı davalının istinaf taleplerinin KISMEN KABULÜNE,
Davalı-karşı davacının istinaf talebinin REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-Davacı-Karşı Davalının davasının REDDİNE,
Davacı karşı davalı harçtan muaf olup dava açılış aşamasında da harç yatırılmamış olduğundan, bu konuda karar verilmesine yer olmadığın,
Davacı tarafça yapılan 3.400,00 TL bilirkişi ücreti, 253,00 TL tebligat ve posta masrafı ve 206,30 TL keşif harcı olmak üzere toplam 3.859,30 TL yargılama giderinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
Taraf vekillerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN
2-Davalı-Karşı Davacının açtığı karşı davanın REDDİNE,
Yargılama giderlerinin karşı davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı-karşı davacı tarafından yatırılan 1.150,00 TL harçtan alınması gereken 35,90 TL karar harcının mahsubu ile 1.114.10 TL fazladan alınan harcın karar kesinleştiğinde talep halinde karşı davacıya iadesine,
7.755,65 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından, kullanılmayacak olan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
Davacı karşı davalı harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığın,
Alınması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50-TL istinaf karar harcının davalı karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf incelemesi sırasında davacı karşı davalı tarafından yapılan 44,00 TL tebligat masrafı, 24,38 TL posta masrafı olmak üzere toplam 68,38 TL yargılama giderinin davalı- karşı davacıdan alınarak davacı -karşı davalıya verilmesine,
İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı-karşı davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 21/03/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.