Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/689 E. 2018/432 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/689
KARAR NO : 2018/432
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2017
NUMARASI : 2014/558 Esas, 2017/128 Karar,
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 12/04/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK’nın 356. maddesi gereğince duruşmalı inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında 01.11.2013 – 01.11.2014 arası dönem için ajans-müşteri hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 13. Maddesinde “tarafların 11.ayda değerlendirme yaparak sözleşmenin devamına, feshine, koşullarının değiştirilmesine karar verebileceğinin” belirtildiğini, ancak davalının 07/07/2014 tarihinde gönderdiği e-posta ile “İTHİB yönetim kurulunun aldığı 01/07/2014 tarihli kararla sözleşmenin feshedildiğini” bildirdiğini, davalının 02/07/2014 tarihli e-posta ile de temmuz ayında kesilecek faturayı ve ekstra stok görsel alım fiyatı olan 300,00 TL + KDV ödemeyi onayladıklarını bildirdiklerini, bunun üzerine müvekkili tarafından 03/07/2014 tarihli fatura düzenlenerek davalıya gönderildiğini, ancak davalının faturayı iade ettiğini, sözleşme imzalanırken fiyatın aktif sezon, pasif sezon dikkate alınarak belirlenip 12 aya bölündüğünü, sözleşme öncesinde müvekkilince gönderilen e-posta ile yıllık sözleşmede indirimli aylık ödeme veya iş başı ödeme alternatiflerinin sunulduğunu, davalının yıllık anlaşmayı tercih ederek sözleşmeyi imzaladığını, yıllık sözleşmenin 12 ayı kapsayan paçal bir fiyatlama olduğunu, davalının tüm taleplerinin karşılandığını, ekstra işlerin dahi yapıldığını, aynı ay içinde birden fazla etkinlik olan dönemlerde hizmet verildiğini, ancak yoğun hizmet verilen dönemlerden sonra fuar döneminin sona erdiği Temmuz ayında davalının sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, davalının aynı ücretin alınmasıyla dengelenecek olan fiyatı ödemekten kaçınmak için bu dönemde sözleşmeyi haksız feshettiğini, müvekkilinin sözleşme dönemi için temmuz ayı dahil 4 aylık hakedişinin ödenmediğini, ayrıca onay verilen 300,00 TL + KDV’nin de ödenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, sözleşmeye göre hesaplanan 21.594,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin sözleşme ile üstlendiği ve müvekkili tarafından yürütülen organizasyonların tanıtımı için gereken materyallerin sözleşme ve talimatlara uygun olarak yerine getirilmediğini, bu nedenle katılımcılardan çok sayıda şikayet alındığını, görsellerin ve diğer materyallerin değiştirilmesi için davacı şirketten talepte bulunulmasına rağmen davacı şirketçe bu eksikliklerin tamamlanmadığını, bu hususların yazışmalardan anlaşılacağını, sözleşmenin davacı şirket tarafından haksız olarak feshedildiğini, müvekkili tarafından davacı şirkete yapılan herhangi bir geçerli fesih ihbarı bulunmamasına rağmen davacı şirketçe sözleşmenin haksız olarak feshedilerek bu davanın açıldığını, davacının haksız feshi nedeniyle 4 aylık hizmet bedeli ve tüm taleplerinin haksız olduğunu, taleplerin sebepsiz zenginleşmeye yönelik olduğunu, davacının iddia ettiği gibi sözleşmenin yıllık bedel üzerinden değil aylık bedel üzerinden hesaplandığını ve belirlenen rakamın aylık olarak ödeneceğinin açıkça ifade edildiğini, yine aktif sezonda hizmet alındıktan sonra pasif sezonda müvekkili tarafından sözleşmenin feshedildiği yönündeki iddiaların doğru olmadığını, sözleşmenin 6. Maddesi gereğince 300,00 TL + KDV bedelli harcama için müvekkilinden onay alınmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin 07.07.2014 tarihli e-posta ile davalı taraf yönetim kurulunca feshedildiğinin bildirildiği, davalı tarafından sözleşmenin feshinden önce davacıya ayıp ihbarında bulunulmadığı, ek bilirkişi raporuna göre davacı tarafça tasarruf edilen bir gider olmadığından davacı alacağından indirim yapılması gerekmediği, davacı alacağının bir aylık ücretin KDV dahil 5.310,00 TL olup fesih nedeniyle davacı tarafın 4 aylık ücret alacağının 21.240,00 TL olduğu, davalı tarafça 300,00 TL + KDV = 354,00 TL’lik faturaya da onay verildiğinden davacının toplam alacağının 21.594,00 TL olarak hesaplandığı, davalının sözleşmeyi feshi haksız olduğundan davacının sözleşme sonuna kadar belirlenen aylık ücreti talep etmekte haklı olduğu gerekçeleriyle, davanın kabulü ile 21.594,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde; davacının sözleşmeyle üstlendiği edimleri yerine getirmediğini, uyarılara rağmen eksik ve hataların giderilmediğini, sözleşmenin davacı tarafça haksız olarak feshedildiğini, müvekkilince gönderilen bildirimlerin tümünün işten memnun olunmaması üzerine olduğunu, müvekkilince fesih iradesi bildirilmediğini, haksız fesih nedeniyle, davadaki talebin hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasındaki anlaşmanın yıllık değil aylık bedeller üzerinden olduğunu, müvekkilince 300,00 TL + KDV tutarındaki harcamanın onayladığına dair herhangi bir resmi e-posta bulunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle, kalan süre içerisinde ödenmesi gereken iş bedeli ile iş sahibinin onayıyla yapılan harcamaların tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen 01.11.2013 tarihli sözleşme ile, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği’nin (İTHİB) yürüteceği tanıtım ve faaliyetlerin, katılacağı veya düzenleyeceği fuar, organizasyon, yarışma, toplantı vs etkinliklerin tanıtımı için sınırsız hizmet verilmesi, her türlü tanıtım materyalinin tasarlaması, yapılacak işler için adet sınırlaması olmadan her ay 4.500,00 TL + KDV ödenmesi, sözleşmenin 01/11/2013 başlangıç tarihli ve 12 süreli olup, taraflarca sözleşmenin 11. ayı içinde bir değerlendirme toplantısı yapılarak sözleşmenin devamına, feshine, koşulların değiştirilmesine karar verilmesi kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, niteliğince TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir eser sözleşmesidir. Davacı iş sahibi; davalı ise yüklenicidir.
Davalı Birlik Yönetim kurulu tarafından alınan 02/07/2014 tarihli 5 nolu kararı ile, davacı ile yapılan sözleşmenin feshedilmesine karar verilmiş ve davacıya gönderilen 07/07/2014 tarihli e-posta ile, İTHİB Yönetim Kurulu’nun 01/07/2014 tarihi itibariyle sözleşmenin iptaline karar verdiği bildirilmiştir.
Mahkemece, davacının talepleri konusunda bilirkişi raporu alınmış, 24/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda, davalının süresi içinde davacıya ayıp ihbarı yapmadığını, 300,00 TL + KDV tutarındaki harcama teklifinin davalı tarafça onaylandığını, davalı tarafça gönderilen 07/07/2014 tarihli e-posta ile sözleşmenin 01/07/2014 tarihi itibariyle yönetim kurulunca iptal edildiğinin bildirildiğini, iptal gerekçesinin belirtilmediğini, dosyadaki CD’nin incelenmesinde 19 klasör içinde 82 adet tasarım ve konsept çalışması ile etkinlik düzenlemelerinin ifa edildiğine dair görüntülerin bulunduğunu ve aylık ücretin yapılan işe bölünmesi halinde her bir iş için 640,00 TL civarında olduğunu, reklamcılık piyasa rayiçlerine göre tanesinin en az 1.500,00 TL – 2.000,00 TL olması gerektiğini, bu fiyatların çok düşük olduğunu, buna mukabil ancak bir yıllık toptan bir anlaşmayla bu düzeydeki fiyatlarla iş yapılırsa reklamcıyı kurtarabileceğini ve taraflar arasında bu amaca yönelik 12 ayı kapsayacak sözleşme yapıldığını, sözleşmenin davalı tarafından tek taraflı gerekçesiz ve ayıp ihbarı yapılmadan iptali sonucunda davacı reklamcının umulan gelirden mahrum kalacağı ve zarar göreceğini, davalının sözleşmeyi feshinin haklı nedene dayanmadığını, davacı tarafın sözleşme süresinin sonuna kadar olan ifa menfaatini yani olumlu zararını isteyebileceğini, 4 aya tekabül eden iş bedelinin 21.594,00 TL olup, ancak tasarruf ettiği masraflar varsa bunların denkleştirilmesi gerekeceğini, 300,00 TL + KDV masrafın da davacı tarafından talep edilebileceğini belirtmiş, 18/11/2016 tarihli ek raporda; reklam sektöründe insan gücüne dayalı olarak çalışıldığından, feshedilen dönem için tasarruf edilen miktarın söz konusu olmadığını, davacı defterlerinin lehinde delil vasfı taşıdığını, davacı alacağının temmuz ayı dışında KDV’siz olarak hesaplanması halinde 19.164,00 TL olacağını, personel giderlerinden tasarruf edildiği sonucuna varılması halinde 4.157,46 TL personel gideri düşülerek davacı alacağının 15.006,54 TL olacağını belirtmişlerdir.
Dairemizce dosyanın istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılması gerektiği değerlendirilerek duruşma açılmış, taraf vekillerine meşruhatlı davetiyeler tebliğ edilmiş, davalı vekilince ilk duruşmaya kadar gider avansı yatırılmadığı gibi, mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadığından HMK’nın 358/3 bendi gereğince dosyanın mevcut durumuna göre karar verilmesi gerekmiş ve bu kapsamda istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, davacı yüklenici şirket tarafından açılan dava ile sözleşmenin haksız feshi nedeniyle, çalışılmayan günler yönünden sözleşmeyle kararlaştırılan aylık iş bedeli ve onaylanan masrafın davalıdan tahsili istenmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere, taraflar arasındaki yazışmalara ve tüm dosya kapsamına göre, davalı Birlik Yönetim Kurulu tarafından alınan karar ile sözleşmenin gerekçe gösterilmeden feshine karar verildiği, bu kararın davacıya e-posta yolu ile bildirildiği anlaşılmaktadır. Davalı haklı bir sebep ileri sürüp kanıtlayamadığından fesih haksızdır. Sözleşmenin haksız olarak feshi halinde davacı yüklenici kalan süre için sözleşmeyle kararlaştırılan iş bedelini ve karşı tarafça kabul edilen ve ispatlanan masraflarını talep edebilir. Bilirkişi raporunda, taraflar arasında kararlaştırılan bir aylık ücretin KDV dahil 5.310,00 TL olduğu, fesih nedeniyle davacı tarafın 4 aylık ücret alacağının ise 21.240,00 TL olduğu, davalı tarafça 300,00 TL + KDV = 354,00 TL’lik faturaya onay verildiği, buna göre davacının toplam alacağının 21.594,00 TL olarak hesaplandığı; yerel mahkeme tarafından da bu bedel üzerinden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar, ek bilirkişi raporunda reklam sektöründe insan iş gücüyle iş yapıldığından tasarruf edilecek bir husus bulunmadığı belirtilmiş ve fakat mahkemenin aksi kanaatte olması halinde yapılabilecek 4.157,46 TL personel giderinin düşülebileceği belirtilmiş ise de, mahkemece haklı olarak bu görüşe itibar edilmemiştir. İstinaf sebepleri ve HMK’nın 358/3 bendi ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda yerel mahkeme kararının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davacı vekilince davalı hakkında kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talep edilmiş ise de, davalının kötüniyeti ispatlanamadığından ve yasal şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2017 tarih ve 2014/558 esas, 2017/128 karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Davacı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
2-Alınması gereken 1.468,39 TL istinaf karar harcından peşin alınan 368,77 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.099,62 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-İstinaf isteyen davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapıldığından yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Artan istinaf gider avansı bulunması halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a bendi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere 12/04/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.