Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/687 E. 2018/265 K. 07.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/687
KARAR NO : 2018/265
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2016
NUMARASI : 2014/545 Esas, 2016/916 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 07/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davacı taraf süresinde istinaf yoluna başvurmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili .. Ticaret Limited Şirketi ile … Tic. Ltd. Şti. arasında 11.04.2010 tarihinde taşeronluk sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile müvekkilinin, …’a ait tersanede inşa edilen … gemisinin tümümün ve bloklarının atölye imalatı vc kızak montajının yapılması ile işin montaj, kaynak ve taşlama bakımından tam ve eksiksiz olarak boyaya, klasa ve armatöre teslimi işini üstlendiğini, 02.08.2012 tarihinde, üstlenilen işin tam ve eksiksiz olarak tamamlanarak geminin armatöre teslim edildiğini, teslim tarihinden itibaren müvekkile hiçbir ayıp ihbarının yapılmamış olmasının da işin tam ve gereği gibi yapıldığına karine teşkil ettiğini, davalı tarafça müvekkiline çeşitli tarihlerde toplam 504.060 TL ödeme yapıldığını, eksik kalan 69.087 TL nin ödenmediğini, bunun üzerine taraflar arasında imzalanan 11.04.2010 tarihli sözleşme gereğince müvekkiline ödenmesi gereken bakiye hakediş miktarı olan 69.087 TL nin tahsili için Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyasıyla ilamsız takip yaptıklarını, davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itiazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili şirketten alacağı olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararında; son alınan 15.04.2016 tarihli bilirkişi heyet raporu esas alınarak somut uyuşmazlıkta davacı tarafından takibe konu alacak yönünden dava dışı …Denizcilik şirketinden ödeme talebinde bulunulmadığından davalı yönünden alacak muaccel hale gelmemiş bulunduğundan davacı tarafın icra takibine itirazın iptaline yönelik davasının reddine karar verildiği belirtilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurarak yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Taraflar arasında 11.04.2010 tarihli yazılı sözleşme mevcuttur. Davanın dayanağı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafın davalı aleyhine 11.04.2010 tarihli sözleşme gereğince ödenmesi gereken bakiye hakediş miktarına dayalı olarak 69.087 TL asıl alacak miktarı üzerinden takip talebinde bulunduğu görülmüştür.
Taraflar arasında 11.04.2010 tarihli…inşasına ilişkin bir kısım işler yönünden taşeron sözleşmesi imzalanmış olduğu ihtilafsızdır.
Sözleşmenin taraflar başlıklı 1. maddesinde davalı şirketin “tersane” olarak anılacağı kararlaştırılmış ve yine sözleşmenin ödeme ve hesap kesimi başlıklı 7. maddesinin alt bendinde “Tersane karşılıklı imzalanmış istihkak formlarına ait ödemeyi 15 gün içerisinde ödemekle yükümlüdür.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Sözleşmenin 10. maddesinde davacı taşeron tarafından hakedişlerle ilgili faturanın davalının talebiyle, davalı ile anlaşması bulunan dava dışı armatör iş sahibine keseceği belirtilmiş olmakla birlikte aynı maddede dava dışı işsahibi adına fatura kesilmiş olmasının davacı ile davadışı iş sahibi arasında sözleşmesel ilişkinin kurulduğu anlamına gelmeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt ettikleri gibi hakediş bedelinin dava dışı iş sahibi tarafından ödenmesinin üstlenildiğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Dosyadaki beyanlardan sözleşmeye konu iş bedelinin bir kısmının dava dışı iş sahibi tarafından davacı taşerona ödenmiş olduğunun kabulü dahi sözleşmeye konu bedelin davalı değil, dava dışı iş sahibi tarafından üstlenildiğinin kabulü anlamına gelmeyeceği, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında taahhütlerini yerine getirme yükümlülüğü bulunması nedeniyle sözleşmenin ihlali halinde akidine müracaat etmesi gerektiği Türk Borçlar Kanunu yasal düzenleme ve yerleşik Yargıtay içtihatları gereği zorunludur.
Sözleşmenin 10.maddesindeki düzenleme kapsamında faturanın dava dışı iş sahibine kesilecek olmasına rağmen davacı ile dava dışı iş sahibi arasında akdi ilişkinin kurulmuş olmayacağına ilişkin kabul de değerlendirildiğinde ödemeye dayalı borcun nakli veya havaleden de söz edilemez.
Bu nedenle davacının sözleşme kapsamında bakiye alacağının tahsili için akidinden talepte bulunabileceğinin kabulü gereklidir.
Açıklanan nedenlerle mahkemece sözleşmenin 10. maddesinin hatalı değerlendirilmesi ve bir kısım ödemelerin dava dışı iş sahibi tarafından ödenmiş olduğunun kabulü ile havale hükümleri uygulanarak davacının öncelikle dava dışı iş sahibinden talepte bulunması onun tarafından ödenmemesi durumunda davalıdan talep edebileceği, bu nedenle davalıdan talep yönünden muacceliyet şartı oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Tüm bu açıklamalar kapsamında mahkemece yapılacak iş; taraflar arasında sözleşme kapsamında davacının yapmış olduğu tüm işin bedeli davalı tarafça yapılan işe ve miktara itiraz edilmiş olması nedeniyle, davalı cevap ve delilleri de değerlendirilerek belirlenmesi, davaya konu sözleşme kapsamında dava dışı iş sahibi tarafından da yapılmış ödemeler varsa, bu ödemelerden davalı tarafından ispatlanan ödeme miktarı da mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece ihtilaflı olan iş bedeli ve toplam ödemeler yönünden dosya kapsamına uygun denetlenebilir bilirkişi raporu incelemesi yapılmaksızın son bilirkişi raporundaki havaleye ilişkin değerlendirme kabul edilerek davalı yönünden muaccel talep edilebilir bir borç ilişkisi bulunmadığı kabul edilerek verilen kararın HMK 353/1-a-6 gereğince kaldırılarak mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2016 tarih, 2014/545 Esas, 2016/916 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/03/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.