Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/680 E. 2018/106 K. 30.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/680
KARAR NO : 2018/106
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2016
NUMARASI : 2014/1335 Esas, 2016/867 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/01/2018

Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 02/12/2013 tarihli sözleşme gereğince davalının müvekkiline 68 denye iplikleri kilosu 2,00 USD’den satması, buna karşılık müvekkilinin de bu ipliklerden üreteceği raşel kumaşları kilosu 3,00 USD’den satmayı, ayrıca 75 denye iplikten imal edeceği kumaşları da 3,13 USD’den davalıya satmasının kararlaştırıldığını, sözleşme süresinin 3 ay olarak belirlendiğini, müvekkili şirketin davalıdan temin edemediği ipliklere karşılık piyasadan da iplik temin ederek edimlerini yerine getirdiğini, takibe konu borcun uzun süre gönderilmeyip, çok sonra gönderilen ayıplı ipliklerden kaynaklandığını, davalının malı teslim etmediğini, müvekkilinin ise sözleşme gereği edimlerini yerine getirerek teslim ettiğini, davalının cari hesap borcunu ödemediğini, icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 02/12/2013 tarihli sözleşme uyarınca, müvekilinin davacıya iplik sattığını, ipliklerin davacıya gönderildiğini, ancak davacının makul sebep göstermeksizin iplikleri kabul etmediğini, müvekkilinin ipliklerin depoda olduğunu belirterek teslim alınmasını ihtar ettiğini, davacının ise ipliklerin ayıplı olduğunu bildirerek 173.326,95 TL cari hesap tutarının ödenmesini istediğini, sözleşme süresinin 3 ay olmasına rağmen tarafların karşılıklı müteaddit görüşmelerle revize ettiklerini, davacının delil listesindeki mesajların müvekkiline iletilmediğini, tacirler arası yazışmalara da uymadığını, müvekkilinin Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/65 D.iş dosyası ile 15/07/2014 tarihinde tevdi mahalli tayini istediğini, icra takibinin bu tarihten sonra yapıldığını, tespit raporunda ipliklerin 945 koli ve 30.240 Kg olduğunu, ipliklerde herhangi bir hasar ve ayıbın bulunmadığının belirtildiğini savunarak, davanın reddine, %20 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı tarafından davalıya mesaj ile 2 Nisan tarihinde ipliklerin devrilmiş dağılmış olduğu için alamıyacağının bildirildiği, ayrıca taraflar arasında ihtarnameler bulunduğu, dinlenen tanıkların iplik ayıplı olduğu hususunun davalı yetkilisince de görüldüğünü bildirdiği, davacının ayıp ihbar yükümlülüğüne uyduğu, dava konusu iplikler ile Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/65 D.iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuda değerlendirilen ipliklerin nitelik ve nicelik itibari ile farklı olduğu, mahkemece yapılan bilirkişi tespitleri ile dosyada mevcut fotoğraflar, beyanlar ve taraflarca kabul edilen dava konusu ipliklerin niteliği ve kilosunun uygun olduğu, bilirkişi …. tarafından sunulan uzman raporunda koli içindeki ipliklerin kolilerin zarar görmesi ile kullanılamaz olma imkanı olmadığı gerekçesine dayandığı, dava konusu ipliklerin ise koli değil bobinlerin zarar görmesine dayalı olarak alınmadığı iddiasının bulunduğu, zararın taşınma sırasında iplik bobinlerinin zarar görmesi nedeni ile kumaş imalinde kullanım imkanının ortadan kalkmasına dayandığı, bu nedenle uzman görüşünün dava konusu olaya yönelik olmadığı, bilirkişi raporu ile taraflar arasında yapılan sözleşme hükümlerine uygun olarak edimini yerine getiren davacının alacağının haklılığı, davalının sözleşme edimine göre hammadde olarak teslim etmesi gereken ipliği süresinde tam ve kusursuz olarak teslim etmediğinden davalı borcundan mahsup imkanı olmadığı, davalının iddiasını kanıtlayamadığı, alacağın likit olduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile; İstanbul…. İcra Müdürlüğü’nün ….sayılı takibinin kaldığı yerden devamına, alacağın % 20’si oranındaki inkar tazminatı olan 34.665,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, sözleşmenin 12. Maddesi gereğince tarafların sözleşmeyi revize edip yenilediğinden mahkemenin “süresinde teslim olmadığı” sonucuna varmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin hiçbir zaman… marka iplik alıp satmadığını, Çin menşeili iplik alım-satımı yapmakta olduğunu, ne tanık beyanlarında ne yazışmalarda ne de fotoğraflarda ipliklerin … markalı olduğu bahsinin geçmediğini, tanıkla ispat sınırı sebebiyle yazılı delille ispatlanması gerektiğinden muvafakat gösterilmemesine rağmen tanıkların dinlendiği, davalı tanıkları bulunmasına ve bağlantılı 3. şirket yetkilisi ….’yi hazır etmelerine rağmen dinlenmediğini, müvekkilinin kullandığı araçların azami kapasitesinin 21.000 kg olmasına rağmen araca 30.240 kg. yüklenmesinin fiziken olanağı bulunmadığını, müvekkilinin 2 araç yüklemesi yapıp, ilki geri gönderilince ikinci aracı yoldan geri döndürdüğünü, bir an için resimde görünen ipliklerin müvekkiline ait olduğu kabul edilse dahi, yıkılma sonucu ezilerek hasar gören ipliklerin bütün üretimi nasıl etkilediğinin de bilirkişi heyetince açıklığa kavuşturulmadığını, hasarın ipliklerin tamamına sirayet ettiğinin anlaşılamadığını, bu yönde TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası’ndan bağımsız bilirkişi …’ün raporunda 30 kolinin devrilmesi sebebiyle bütün ipliklerin ayıplı kabul edilemeyeceği tespitinin yapıldığını, ipliklerin süresinde tam ve kusursuz olarak teslim edildiğini, davacının müvekkilince gönderilen iplik markasını dahi ispatlayamadığını, ayıplı iplik olduğunun somut deliller yerine tanık beyanlarıyla ispatlanmaya çalışıldığını, tanıkların şirket çalışanları olması nedeniyle objektif olmasının beklenemeyeceğini, mahkeme aracılığı ile yaptırılan tespitin dikkate alınmadığını, 5 Mart 2015-30 Nisan 2015 dönemindeki telefon yazışmalarında da Sözleşmenin 12. Maddesi uyarınca sözleşme hükümlerinin devam ettiği, bu sebeple de zamanında teslimat yapılmadığı iddiasının davacı ikrarlarıyla çürütüldüğünü, davacının malları kabul etmeme nedeninin iplik fiyatındaki %20’lik düşüş olup, başkaca haklı bir sebebi bulunmadığını, diğer yandan bir an ayıp olduğu varsayılsa bile ayıp iddiasının bütün ipliğin %2-3’üne tekabül ettiğini, dosyaya gerçek dışı ve çelişkili iki yazılı beyan sunan …. yetkilisi …., muhasebecisi … ve davacı şirket yetkilisi …. hakkında adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs, yargı görevini yapanı etkileme, özel belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açıldığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında 02/12/2013 tarihli eser sözleşmesi düzenlenmiş olup, işsahibi tarafından kilosu 2,00 USD + KDV bedelle 68 denye ipliğin yükleniciye verilmesi, yüklenici tarafından üretilecek kumaşların kilosu 3,00 USD’den iş sahibine teslimi kararlaştırılmıştır. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir.
Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibine karşı İstanbul . İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden 173.326,95 TL asıl alacağın yıllık %11,75 avans faiziyle tahsili talep edilmiş, borçlu davalı tarafça yapılan itiraz üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/65 D.iş sayılı dosyası üzerinden yaptırılan tespit sonucu alınan ve tekstil mühendisi bilirkişi …. tarafından düzenlenen 31/10/2014 tarihli raporda, tespite konu ipliklerin 68 denye yarı mat FDY polyester iplikler olduğunu, toplam 945 koli olup bir kolinin 32 Kg olduğunu, toplam ipliklerin 30.240 Kg olduğunu, tespit konusu ipliklerde taşıma veya depolama sırasında oluşmuş herhangi bir hasar vb ayıp bulunmadığını, ipliklerin konulduğu kolilerde taşıma veya depolama sırasında oluşabilecek çok küçük hasarlar bulunabildiğini, küçük hasarı bulunan koli açıldığında ipliklerin koruyucu seperatörle kaplandığı ve iplik bobinlerinde herhangi bir hasarın meydana gelmediğinin tespit edildiğini belirtmiş, rapora davacı tarafça itiraz edilmiştir.
Mahkemece bilirkişi heyetinden rapor alınmış, mali müşavir, tekstil mühendisi ve hukukçu bilirkişilerden oluşan heyetçe düzenlenen 10.02.2016 tarihli raporda, dosyadaki fotoğraflar, yazışmalar, tanık beyanları sonucunda davalının davacıya Kore Daehan firmasına ait iplik gönderdiğini, 20 ton tırın tamamının dolu olmaması nedeniyle palet üzerindeki kolilerin nakliye sırasında devrildiğini, ipliklerde bundan dolayı hasar oluşabileceğini, davalının Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/65 D.iş sayılı dosyası ile tevdi mahalli tayini istediğini, bilirkişi raporunda tespit edilen ipliklerin koli içerisinde ve başka markaya ait olduğu ve toplam kilosunun 30.240 kg olduğundan aynı iplikler olmadığı kanaatine varıldığını, yıkılma sonucu hasar gören ipliklerin bütün üretimi etkileyeceğini, davacının ayıplı malı kabul etmeyerek alacaklı temerrüdüne düşmesinin söz konusu olmadığını, davacı alıcının bedeli talep edebileceğini, tarafların 2013-2014 defterlerinin delil niteliğinde olduğunu, tarafların cari hesap dökümlerinde ihtilaf bulunmadığını, 31/12/2014 itibariyle davalı şirketin davacı şirkete cari hesap nedeniyle 173.326,95 TL borçlu olarak muhasebe kaydı yapıldığını belirtmişlerdir.
Aynı heyetten alınan 27/05/2016 tarihli ek raporda ise, tarafların itirazlarının incelendiğini, kamyon üzerinde devrilmiş haldeki palet üzerinde kolilenmiş iplik fotoğrafları incelendiğinde koliler üzerinde ….firmasının isminin yazdığını, çekilen bu resimlerin davalı taraf adına… beye Whatsapp ile gönderildiğinde iletilen bu mesajlara herhangi bir itirazın olmadığını, 20 ton kapasiteli kamyonun tamamen dolu olmaması nedeniyle nakliye sırasında devrildiği ve ipliklerde bundan dolayı hasar oluşabileceğini, 15/07/2014 tarihli tespitte alınan bilirkişi raporunda tespit edilen ipliklerin 30.240 kg olduğu ve aynı iplikler olmadığı kanaatine varıldığını, yıkılma sonucu ezilerek hasar görmüş ipliklerin bütün üretimi etkileyeceği kanaatinin oluştuğunu, bir bobinde oluşabilecek hatanın yüzlerce kg kumaşın hatalı olmasına neden olacağını, kamyon üzerindeki ipliklerin açılmış olduğu ve iplikler üzerinde lekeli ve hasarlı yerlerin olduğunun göründüğünü, tespitte görülen ipliklerin 30.240 kg olduğu ve başka bir firmaya ait olduğunu, bu ipliklerin hasarsız olduğunun tespit edildiğini, davacının gecikmeden dolayı bu hasarsız iplikleri teslim almak istemediğini, hasarsız ipliklerin uzlaşma yoluyla değerlendirilebileceğini, uzlaşma olmaması halinde alacaklı temerrüdünün oluşmadığını belirtmişlerdir.
Davalı vekilince sunulan ve TMMOB Tekstil Mühendisleri Odasından bilirkişi …. tarafından düzenlenen tarihsiz görüş yazısında, 1500 koli ipliğin sevkiyatı sırasında 30 kolisinin devrilmesi veya hasar görmesi neticesinde diğer 1470 kolideki ipliklerin kullanılamaz hale gelmesinin söz konusu olmayacağını, ancak hasar gören 30 kolideki ipliklerin kullanılamaz hale gelmesinin de kolilerin parçalanması ve ipliklerin dağılması, kolilerin darbe görmesi ile ipliklerin bobin formunun bozulup ipliklerin sağılamaması veyahut ipliklerin yanması, ıslanması, yağlanması neticesinde oluşacağını, bunun da laboratuvarda test edilip bilirkişinin vereceği rapora göre olacağını belirtmiştir.
Mahkemece dinlenen tanıklardan …, davacı şirketin işletme sorumlusu olduğunu, ipliklerin yüklendiği tırın tam dolu olarak gönderilmediğinden düşme ve yıkılmalar olduğunu, bu sebeple kirlenme, ezilme, yer yer bobinlerde kesikler olduğunu, üretilen kumaşlarda defo oluşacağı için yaklaşık 18 ton olan iplikleri almadan iade ettiklerini, fotoğrafını çekip çalıştığı şirket ve karşı şirket yetkilisine durumu ilettiklerini, gelen ipliklerin paletli olduğunu, tespit yapılan ürünlerin ise kutulu olduğunu, aynı ürünler olmadığını, farklı marka olduğunu belirtmiş; tanık …, iplikler geldiğinde inip baktığını, paletlerin devrilmiş ve ipliklerin bozulmuş olduğunu gördüğünü, fabrika sahibine ve … yetkilisi …beye haber verdiklerini, …’ın gelip baktığını, kendilerinin iplikleri alamayacaklarını söyleyince …’ın iplikleri alıp götürdüğünü, tırın 18 ton olduğunu, tam yüklü olmadığını, bu yüzden paletlerin devrildiğini, kendilerine gelen ipliklerin paletli olduğunu, fotoğraflara bakıldığında tespittekilerin koli şeklinde olduğunu, farklı iplikler olduğunun ilk bakışta anlaşıldığını belirtmiş; tanık …, ipliklerin geldiği tırın kapısını açtığında paletlerin devrilmiş olduğunu görüp … beye haber verdiğini, onun gelip gördüğünü ve ipliklerin hasarlı olduğunu söylediğini, tırın tam dolu olmadığını belirtmiştir.
Dosyaya sunulan Whatsapp yazışmalarında davacı tarafça davalıya gönderildiği belirtilen 2 nisan tarihli yazışmada, gelen ipliklerin tırda devrildiği, bir kısmının açık olduğu, dağıldığından bu iplikleri alamayacaklarını belirtmiş (fotoğraflarda tır içinde yan yatmış koliler görünmekte), 18 nisan tarihli yazışmada, gönderilecek ipliklerin pazartesi gelmezse dışarıdan fark ödeyip iplik temin edileceği, daha sonra gönderilecek iplikleri almayacaklarını, ipliğin bittiğini belirtmiş, 25 ve 28 nisan tarihli yazışmalarda, iplikleri aldıklarını belirterek para gönderilmesi istenmiş, davalı tarafından gönderilen 30 nisan tarihli yazışmada ise, telefonların yüzüne kapatıldığı, kapıya gelen ipliği geri çevirmekle nakliye eziyeti yapıldığının belirtilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalıya gönderilen 07/05/2014 tarihli noter ihtarında 173.326,95 TL cari hesap borcunun 7 gün içinde ödenmesi istenmiş, ancak karşı tarafa tebliğ edilememiştir. Davalı tarafından davacıya gönderilen 07/05/2014 tarihli ihtarda, sözleşme gereği gönderilen ipliklerin hiç bir makul gerekçe gösterilmeden kabul edilmediği, söz konusu ipliklerin sözleşmeye uygun olarak şirkete ait depoda teslime hazır bulunmakta olduğu belirtilerek ipliklerin depodan teslim alınması istenmiş, davacı tarafından gönderilen 13/05/2014 tarihli ihtarda ayıpsız gönderilen ipliklerin kabul edildiği, ancak ihtara konu ipliklerin taahhüt edilen zamanda teslim edilmediği ve vasıfları düşük, sözleşmeye uymayan ipliklerin nakliye tırında yapılan muayenesinde çoğunun hırpalanmış, devrilmiş ve paketleri olmayan, açılmış, kirli vaziyette olduğunun tespit edildiği, bunun üzerine ayıplı ipliklerin alınmadığı, bu durumun muhatap şirket yetkililerine derhal iletildiği ve tutanak tutulup fotoğraflandığı, devam eden süreçte başka yerden temin edilerek muhataba olan yükümlülüklerin yerine getirildiği belirtilerek, 173.326,95 TL cari hesap borcu olduğu bildirilmiş ve ihtarın 15/05/2014 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış, davalı tarafından gönderilen 23/05/2014 tarihli ihtarda ise, 13/05/2014 tarihli ihtar içeriğini kabul etmedikleri, sözleşme şartlarına uygun malların eksiksiz gönderilmesine rağmen teslim alınmadığı, bahsi geçen zararlar olmuş olsa bile nakliye sırasındaki zararlardan sorumluluklarının bulunmadığı, 3 aylık sözleşme süresinin revize edildiğine dair mesajlaşmalar bulunduğu, cari hesap alacağını kabul etmedikleri, 07/05/2014 tarihli ihtarın ulaşmadığı, malların halen adreslerinde bulunduğu, teslim alınmadığından temerrüde düşüldüğü, 2 gün içinde teslim alınmaması halinde tevdi mahalli tayini istenileceğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalı iş sahibi şirket tarafından davacı yükleniciye gönderilen ipliklerin yüklenici elemanlarınca muayenesinde tır içerisinde dağınık vaziyette ve hasar görmüş durumda oldukları iddiası ile ipliklerin teslim alınmayıp iade edildiği, buna ilişkin whatsapp yazışmaları yapılıp, fotoğrafları çekilerek davalı tarafa gönderildiği anlaşılmış, mahkemece alınan bilirkişi heyeti raporunda da davalının davacıya … firmasına ait iplik gönderdiği, 20 ton tırın tamamının dolu olmaması nedeniyle palet üzerindeki kolilerin nakliye sırasında devrildiğinden ipliklerde hasar oluştuğu, devrilmiş haldeki palet üzerinde kolilenmiş iplik fotoğrafları incelendiğinde koliler üzerinde … firmasının isminin yazdığı, çekilen bu resimlerin davalı tarafa gönderildiğinde bir itirazın olmadığı, tespit raporunda belirtilen ipliklerin marka ve miktarının farklı olduğundan aynı iplikler olmadığı, kamyon üzerindeki ipliklerin açılmış olduğu ve iplikler üzerinde lekeli ve hasarlı yerlerin olduğunun göründüğü, yıkılma sonucu hasar gören ipliklerin bütün üretimi etkileyeceği, bir bobinde oluşabilecek hatanın yüzlerce kg kumaşın hatalı olmasına neden olacağı, taraf defterlerinde davalının 173.326,95 TL borçlu göründüğü belirtilmek suretiyle davacı iddiaları doğrulanmıştır. Her ne kadar davalı tarafça tespit yaptırılmış ve ipliklerin hazır olduğu belirtilmiş ise de, tespit raporunda belirtilen ipliklerin, davacıya gönderilip iade edilen ipliklerle aynı olmadığı bilirkişi raporuyla tespit edilmiş ve tanıkların beyanlarında belirtilmiştir. Yine taraflar arasındaki yazışmalardan davacının 2 nisanda iplikleri iade ettiklerini bildirdiği, 18 nisanda yeni iplik gönderilmezse dışarıdan iplik alınacağını bildirdiği, 25 ve 28 nisan tarihli yazışmalarda ise kendisine iplik gönderilmediği için dışarıdan iplik alındığını bildirdiği anlaşılmaktadır. Dosyadaki whatsapp yazışmaları, ihtarnameler, tespit ve bilirkişi raporları, fotoğraflar, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre davalının gönderdiği ipliklerin ayıplı olması nedeniyle davacı tarafından kabul edilmediği, ancak davalı tarafından bu süre içerisinde yeniden iplik gönderilmeyerek temerrüde düşüldüğü, davalının sözleşme gereği hammadde olarak teslim etmesi gereken ipliği süresinde tam ve kusursuz olarak teslim etmediğinden davalı borcundan mahsup edilemeyeceği, davalı borcunun 173.326,95 TL olduğu hususunda taraf defterlerinin birbirini doğruladığı anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde yerel mahkemece davanın kabulüne, takibin devamına ve alacak likit olup taraf defterlerinde de kayıtlı olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen hükmün usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2016 tarih ve 2014/1335 esas, 2016/867 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2- Alınması gereken 11.839,96 TL nisbi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 2.959,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.879,97 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 30/01/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.