Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/384 E. 2018/239 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/384
KARAR NO : 2018/239
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2017
NUMARASI : 2015/647 Esas, 2017/137 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 01/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m.356 hükmü gereğince duruşmalı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 07.01.2013 tarihinde, “İstanbul Pendik (Kurtköy) Hangar Depo Binası Yapım İşi” sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmede; davacı şirketin taşeron, davalı şirketin yüklenici, dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumunun mal sahibi, dava dışı … A.Ş.’nin işveren olarak tanımlandığını, taraflar arasında imzalanmış Yapım Sözleşmesinde öngörülmemiş olmasına, o güne kadar uygulanmamış olmasına rağmen, 30.01.2014 tarihinde düzenlenmiş “8″ nolu hak edişten itibaren (geçmiş 7 adet hak edişi de kapsayacak şekilde) “Sistem Garanti Kesintisi” adı altında sözleşmelerden ve Yapım İşleri Genel Şartnamesinden kaynaklanmayan, toplam 1.109.152,19 TL lık haksız ve hukuka aykırı bir kesintinin davalı şirket tarafından, davacı şirketin hak edişlerine uygulandığını, ayrıca kusurlu işlerden dolayı 593.400,00 TL nin davalı şirket tarafından geçici emanet hesabında alıkonulduğunu, davacının yüklenicisi olduğu Yapım İşi’nin, 17.07.2014 tarihinde Geçici Kabulünün yapıldığını, geçici kabulü yapılmış bir yapım işinde sözleşmeye ve hukuka aykırı bu kesintilerin derhal iadesi için davalı şirkete 20 Mart 2015 tarihinde Noter aracılığıyla ihtarname keşide ettiklerini, bu ihtarnameye 26 Mart 2015 tarihli cevabi ihtarnameyle cevap veren davalı şirketin kesinti miktarlarını doğruladığını, ancak tutulan miktarlardan çok daha küçük (50.731,75 TL ve 194.458,00 TL) borçlar karşılığı toplam 1.702.552,19 TL kesintisinin iade edilmeyeceğini bildirdiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davalının ancak var olduğunu iddia ettiği alacak miktarıyla sınırlı olarak ancak takas/mahsup hakkını kullanabileceğini sabit olup, bu miktarın çok üzerinde bir parayı tutmasının herhangi bir haklı ve hukuki açıklamasının olmayacağını,
Haksız kesilen paranın iadesi için Bursa .. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe, davalı tarafın haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali, takibin 500.000,00 TL üzerinden devamı ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın dayanağı olan takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafın 24.04.2015 tarihinde ilamsız takip başlattığı, takipte 1.109.152,19 TL (%3 sistem garanti kesintisi olarak) ve 593.400,00 TL miktarında emanete alınan para alacağı talep edildiği, alacaklının 18.05.2015 tarihinde 500.000,00 TL değer üzerinden dava açtığı görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 1.109.152,19 TL sistem garanti kesintisi uyguladığının doğru olduğunu, sözleşme içeriğine göre; davacıya ödeme yapılması için geçici kabulün yeterli olmayıp, kesin kabulün yapılması gerektiğini, davacı taşeronun ihtarına karşı çekilen 26.03.2015 tarihli cevabi ihtarnamede: “işveren … A.Ş.’nin müvekkili yüklenici hak edişlerinden sistem garanti kesintisi olarak 1.389.750,00-TL kesinti yapıldığı” belirtilerek, davacı şirkete bu bedel üzerinden kesintinin yansıtıldığının bildirildiğini, müvekkili şirketin, yüklenici olarak tahsil etmediği bir hak edişin davacı taşerona ödenmesinin düşünülemeyeceğini, yapılan kesintinin sözleşmeye ve hukuka uygun olduğunu, davacının yükümlülüklerini yerine getirdiğinde; müvekkiline işveren tarafından ödeme yapıldığında, davacı taşerona ödeme yapılacağını, hak edilmemiş ve muaccel olmamış bir alacağın davacıya ödenmesinin düşünülemeyeceğini, dava dilekçesinin 4. bendinde kusurlu işlerden dolayı 593.400,00-TL’sının müvekkili şirket tarafından emanet hesabına aktarıldığının belirtildiğini, bu bedelin ve işlemin cevabi ihtarnamelerinde doğruladıklarını, sözleşmenin 20. maddesine göre; kusurlu ve eksik işler ile ilgili olarak işverenin yüklenicinin hak ediş ve teminatından kesinti yapılacağının, yüklenicinin de bu kesilen bedeli taşerona yansıtacağının öngörüldüğünü, bu duruma göre kesin kabul olmadığından işverenin müvekkiline ödeme yapmadığını, bir başka deyişle; davacının alacağının henüz muaccel olmadığını belirterek davanın reddine ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; dava açıldıktan sonra 10.07.2015 tarihinde davalı tarafından, dava konusu edilen %3 Sistem Garantisi kesintisinden (mahsuplar yapıldıktan sonra) 933.997,43 TL nin davacı banka hesabına ödendiğini, ancak yine dava konusu edilen emanete alınan paradan 447.853,60 TL nin haksız ve yersiz şekilde davalı elinde tutulmaya devam edildiğini, itirazın iptali davasının davalı elinde haksız yere tutulmaya devam edilen bu bedel için devam ettiğini,17.07.2014 tarihli Geçici Kabul Tutanağında 593.400,00 TL geçici kabul eksikliklerinin işverence belirlenmişse de, 20.02.2015 tarihi itibariyle işverence bu eksikliklerin davacı tarafça giderildiğinin teyit edildiği, buna göre davalının “Ödeme Esas İç Kapak” esasına göre elinde tutmaya devam ettiği 447.853,60 TL yi davacıya ödememesinin hiçbir haklı gerekçesi bulunmadığını belirtmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde; sözleşme içeriğine göre muaccel hale gelmiş olan ödemelerin davacı tarafa yapıldığını ve dava açıldıktan sonra işveren tarafından müvekkiline ödeme yapıldığında sözleşme uyarınca yine davacı tarafa ödeme yapıldığını beyan etmiştir.
Dava dilekçesine ekli taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 3. maddesinde sözleşmenin konusunun mal sahibi ile işveren arasında yapılan protokol gereği, uygulama proje ve şartnamelerine uygun olarak İstanbul Pendik (Kurtköy) Hangar Depo Binası Yapım İşi ile ilgili olarak gerekli tüm izin ve ruhsatların (yıkım, hafriyat, iskan vs.) alınması, arsa devir işlemlerinin takibi, inşaat yapım işlerinin anahtar teslimi götürü bedel üzerinden yapılması işi olduğu belirtilmiştir.
İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararında; 1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının Bursa 16.İcra Müdürlüğünün 2015/4406 esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının; 447.153,60 TL asıl alacak ile asıl alacağa 24/04/2015 takip tarihinden tahsil gününe kadar yürütülecek yıllık %10,50 oranını aşmamak üzere avans faizi, icra gideri ve vekalet ücreti ile birlikte sınırlı olarak iptaline, fazlaya ait istemin reddine,
2-Dava konusu uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanıp, alacak borç miktarı bilirkişi raporu ile açıklığa kavuşturulduğundan, bu nedenle takip konusu alacak likit olmadığından, davacı tarafın icra inkar tazminatı, davalı tarafın haksız takip tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkeme kararına karşı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.
Davacı vekili istinaf talebine dair dilekçesinde; dava açıldıktan sonra davalı tarafça yapılan ödeme nedeniyle dava bu miktar yönünden konusuz kaldığından yargılama giderleri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi için yerel mahkemece tesis edilen davanın kısmen kabulüne dair kararın bu bölümünün kaldırılarak yeni hüküm tesis edilmesini, ayrıca davanın kısmen kabulüne karar verilen miktarı yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf talebine dair dilekçesinde; bilirkişi raporunda alacağın muacceliyeti yönünden takip tarihi ve dava tarihinin dikkate alınmadığını, takip tarihinin 24.04.2015, dava tarihinin 18.05.2015, dava açıldıktan sonra düzenlenmiş olan kesin kabul tutanağının tarihinin ise 27.05.2016 tarihi olduğunu, bilirkişi kurulunun bu belgeyi esas aldığını, sözleşmeye göre ise; işin kesin tutanağa bağlanması ve müvekkili şirkete ödeme yapılması gerektiği, bu ödeme yapılmadan davacının talep hakkının doğmadığını, dava tarihinden sonra düzenlenip sunulan tutanağa itibar edilmesinin hukuken doğru olmadığını, nitekim dava açıldıktan sonra müvekkili şirkete ödeme yapıldığını ve sözleşme uyarınca davacı taşerona yapılan ödemenin aynen yansıtıldığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dairemizde yapılan istinaf incelemesinde duruşma açılmasına karar verilmiştir.
Duruşma aşamasında istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi dosyasında rapor tanzim eden aynı heyetten ek rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama aşamasında ibraz etmiş oldukları 16.01.2017 tarihli raporlarında: İstanbul Pendik (Kurtköy) Hangar Depo Binası Yapımı İşi ile ilgili olarak 27 Mayıs 2016 tarihinde (.. ve SGK İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı) düzenlenen iş bu kesin kabul tutanağı ile; yapılan işin sözleşme ve eklerine uygun olduğu, geçici kabulde tespit edilen noksanlıkların tamamlandığı ve teminat süresinde gerektiği gibi korunduğu, işin kesin kabule engel, eksik, kusur ve arızalarının bulunmadığını, ancak EK-1 listede tespit edilen kusurlu ve eksik işlerin yapımı için yüklenici (…) firmaya 27.05.2016 tarihinden itibaren 20 gün süre verilmiş olup söz konusu işlerin yapılmasını müteakip kesin kabulün onaylanacağının belirtildiğini beyan etmişlerdir.
Kesin kabul tutanağına EK-1 listede mekanik, sıhhi tesisat, havalandırma tesisatı, yağmur tesisatı, mutfak tesisatı vs. yönünden 2 sayfalık mekanik ve elektrik tesisatı eksikleri listelenmiştir.
Dava dosyasında bulunan 17.07.2014 tarihli 16-Kesin nolu hakedişin ödemeye esas iç kapağında;
Tahakkuk tutarı (-) 492.592,05
Gecikme cezası 0,00
SSK Prim borcu kesintisi iadesi 512.943,26
Geçici kabul eksiklikleri ikmali yapılmayan (-) 447.853,60
Geçici kabul eksiklikleri için emanete alınan iade 593.400,60
Sistem Garanti Kesintisi İadesi 1.128.000,00
Taşeron adına yapılan SGK ödemeleri (-) 359.900.13
Müteahhide ödenecek tutar 933.997,43 TL olarak belirtilmiş ve davacının dilekçesinde belirttiği sistem garanti kesintisi olan 1.128.000,00 TL ile geçici kabul eksiklikleri için kesilen 593.400,60 TL nin iade edildiği görülmüştür.
Ancak bu sefer hakedişten geçici kabul eksiklikleri ikmali yapılmayan adı altında 447.853,60 TL nin kesilmiş olduğu görülmüş, davacı … . Tic. Ld. Şti. tarafından sunulan 27.05.2016 tarihli kesin kabul tutanağında; yapılan işin sözleşme ve eklerine uygun olduğu, geçici kabulde tespit edilen noksanların tamamlandığı ve teminat süresinde gerektiği gibi korunduğu, işin kesin kabulüne engel, eksik, kusur ve arızaların bulunmadığı belirtilmiştir.
Dava konusu inşaatta 27.05.2016 tarihinde yapılan kesin kabulde yapılan kesin kabul tutanağında “Yapılan işin sözleşme ve eklerine uygun olduğu, geçici kabulde tespit edilen noksanların tamamlandığı ve teminat süresinde gerektiği gibi korunduğu, işin kesin kabulüne engel, eksik, kusur ve arızaların bulunmadığı görülmüştür.” diye belirtildiğini beyan etmişlerdir.
İtirazın iptali davaları, dayanağı olan takiple sıkı sıkıya bağlıdır. Muaccel hale gelmeyen alacak için takip yapılmasında ve dava açılmasında alacaklının hukuki yararı yoktur.
Buna göre somut olay açısından dava itirazın iptali davası olduğundan; dikkate alınması gereken tarih dava tarihi değil, icra takip tarihi olan 24.04.2015 tarihidir.
Nitekim Dairemizde yapılan istinaf yargılaması sırasında alınan ek raporda: kesin kabul, alacağın muaccel hale gelmesini sağlayan ve alacakla ilgili zamanaşımı başlangıç tarihi olarak alınması gereken noktadır. Bu hususta Yargıtay’ın bir çok kararı mevcuttur. Somut uyuşmazlığın temeli Yeni Borçlar Kanunu mad. 470 vd. (eBK.nun 355 ve devamı maddelerinde) düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Bilindiği üzere; eser sözleşmesi karşılıklı taahhütleri barındıran akit türlerinden olup davacı yüklenicinin edimi eseri noksansız teslim etmek, davalı iş sahibininki ise işin bedelini ödemekten ibarettir. Bu tür işler uzun süre devam etmekte ve sonuçta geçici kabul ve kesin kabulleri yapılmakla sona ermektedir.
İşin devamı süresince, işin metrajına bakılmaksızın geçici hakedişlerle avans türünde ödemeler yapılmakta ve eser tamamlandığında oluşturulan heyetler vasıtasıyla işin geçici ve kesin kabulleri ve hesapları çıkartılmakta, başından sonuna kadar iki tarafın alacak ve borçları hesap edilerek kimin kimden ne miktar alacaklı kaldığı bulunup sonucuna göre yüklenicinin teminat mektubu da iade edilmektedir.
Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere kesin kabul ve kesin hesap yapılmadan yüklenicinin muaccel bir alacağından söz edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Yüklenici işin bir safhasında alacaklı durumda olabilir, ne var ki sonuçta borçlu çıkması, yaptığı eserin kabule icbar edilemeyecek derecede kusurlu bulunması kabulden imtina edilmesi de ihtimal dahilindedir.
Kısaca iş sona ermeden yüklenicinin muaccel bir alacağından söz edilemez.
İcra takibi sebebiyle 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 67. Maddeye göre açılan itirazın iptali davasındaki haklılık durumu ise takip tarihine göre değerlendirileceğinden muaccel olmayan bir alacağın istenip istenmediği de takip tarihine göre belirlenmelidir.
Yine sözleşmenin 20. Maddesi, …..geçici kabul için yapılan incelemede, teknik olarak kabulünde sakınca görülmeyen ve giderilmesi de mümkün olmayan veya fazla harcama ve zaman kaybını gerektiren kusur ve eksiklikler görülecek olursa İşveren’ce yüklenicinin hakediş veya teminatından uygun görülecek bir bedel kesilmek şartı ile iş, işveren tarafından bu hali ile kabul edilir ise bu kesilen bedel taşeron’a aynen yansıtılır hükmünü içermektedir.
Yapım işleri Geçici Kabul tutanağı gereğince İstanbul Pendik (Kurtköy) Hangar Depo Binası Yapım İşi 17.07.2014 tarihinde geçici kabul/ işin bitirildiği tarih olarak kayda geçilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmede Taşeron’dan sistem garantisi adı altında bir kesinti yapılacağına dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bu durumda sistem garantisi adlı kesintinin sözleşmeye uygun olarak davacı alacağından kesilerek teminata alınıp alınmadığının, bu paranın hangi tarihte davalıya ödendiğinin tetkik ve değerlendirilebilmesi için; işveren …İnşaat A.Ş ‘den davalı firmaya yapılan ödeme tarihlerinin dikkate alınması gerekir.
Dosya ekinde yer alan klasör içerisinde… İnşaat -…Yapı firmasının muavin dökümleri mevcuttur. Buna göre sistem garantisi adıyla … şirketi alacaklarından kesilerek emanete alınan bedelin de içerisinde olduğu 1.535.296,40 TL’NİN 24.06.2015 tarihinde yani icra takibinden sonra MSN şirketine ödendiği tespit edilmiştir.
Yine davacı alacağından kusurlu işler adıyla kesilen 593.400 TL lik kesintinin de ..muavin dökümlerine göre MSN şirketine icra takibinden sonraki bir tarih olan 24.06.2015 tarihinde ödendiği tespit edilmiştir.
Somut olayda SGK -..ve… şirketinin 27.05.2016 tarihli Yapım İşleri kesin kabul tutanağını tanzim ettikleri,
Bu tutanakta yer alan ifadelere göre tarih sıralaması şöyle olduğu;
26.02.2014 geçici kabul
04.02.2015 teslim – hizmete açılma
04.02.2016 tarihinde kesin kabul için makama sunulma,
24.05.2016 tarihinde makam onayı ile kesin kabul komisyonu kurulması,
27.05.2016 kesin kabul tarihi,
Davalı tarafından davacı alacağından yapılan Sistem garantisi kesintisi’ne ilişkin sözleşmede herhangi bir düzenleme mevcut olmadığı, …İnşaat şirketinin davalı firmaya sistem garantisi adıyla yaptığı kesintiye ilişkin ödemeyi 25.06.2015 tarihinde 1.535.296,40 TL lik ödeme ile birlikte yaptığı ,
Davacıya düzenlenen 17.07.2014 tarihli 16-Kesin nolu hakedişte geçici kabul eksiklikleri ikmali yapılmayan adı altında kesilen 447.853,60 TL nin …A.Ş tarafından davalıya yapılan hakedişlerden kesildiği, bu bedelin… A.Ş tarafından davalıya 24.06.2015 tarihinde ödendiği beyan edilmiştir.
Bu itibarla; yukarıda açıklanan bilirkişi raporları doğrultusunda, emanete alınan bedelin iade edildiği, kesin kabul tutanağında bile eksikliklerin bulunması ve takip tarihindeki muacceliyet esas alınarak, davanın kısmen kabulü ile takibin 145.546,40 TL üzerinden devamına karar verilmiştir. (geçici kabul eksiklikleri için emanete alınan iade bedeli olan 593.400,00 TL – geçici kabul eksiklikleri ikmali yapılmayan bedel olan 447.853,60 TL = 145.546,40 TL)
Davalıdan talep edilen alacak miktarı likit, bilinebilir, önceden hesap edilebilir olmayıp, varlığı ve miktarı yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporuyla saptandığından alacağın likit olduğundan söz edilemeyeceğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebi yönünden ise; itirazın iptali davalarında davacı alacaklı aleyhinde tazminata hükmedilebilmesi için davacı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanısıra takibin kötü niyetli yapılması da şarttır.
İstinaf incelemesine konu dosya kapsamında davacının kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Her ne kadar davacı vekili istinaf talebinde davalı tarafça dava açıldıktan sonra yapılan ödeme nedeniyle konusuz kalan dava miktarı yönünden yargılama giderlerine hükmedilmesini talep etmişse de ön inceleme duruşmasındaki beyanında davaya 447.853,60 TL üzerinden devam ettiklerini, bu miktar yönünden itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiğinden buna ilişkin istemi reddedilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin REDDİNE,
Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2017 gün 2015/647 Esas, 2017/137 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b/2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının Bursa 16. İcra Müdürlüğü’nün 2015/4406 takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 145.546,40-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle ve icra takibindeki ferileriyle iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Yasal şartları oluşmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine,
Yasal şartları oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 9.942,27 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 8.540,46 TL (ilk derece mahkemesine: 27,70 TL + icra dairesine: 8.512,76 TL) harcın mahsubu ile bakiye 1.401,81 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davacı tarafından yatırılan 8.572,26.TL toplam harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 2.146,30.TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren hesaplanan % 29 kabul oranına tekabül eden 622,43 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 14.393,71 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 27.217,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın istek halinde yatıran tarafa iadesine,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
1-Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafça yatırılan 85,70.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90.TL istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40.TL ‘nin mahsubu ile bakiye 4,50.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafça yatırılan 85,70.TL istinaf başvurusu harcının hazineye gelir kaydına, 7.638,00 TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
4-Davalı tarafından yatırılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 1.444,20.TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.180-TL istinaf vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın istek halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/03/2018