Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/303 E. 2018/348 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/303
KARAR NO : 2018/348
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2016
NUMARASI : 2014/947 Esas, 2016/1059 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 29/03/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı firmayla yapılan anlaşma kapsamında yurt dışına ihraç edilecek 472 adet otomaik kilit sistemine ilişkin DKP boruların korozyona karşı galvanizle kaplanması yönünde davalı ile anlaştıkları, davalıya galvaniz işlemi için teslim edilen boruların, galvanizle kaplanması sonrası kullanılamaz hale geldiğini belirterek, ihraç edilememesi nedeniyle oluşan 23.600 ABD doları karşılığı 45.972,80 TL, davalıya ödenen iş bedeli olarak 5.000,00 TL ve davalıya gönderilmesi ve davacıya iadesi için ödenen 1.750,00 TL nakliye bedeli olarak toplam 52.722,80 TL zararından, ayıplı ürünlerin hurdaya satılması sonucu elde edilen 5.488,80 TL hurda bedelinin mahsubuyla 47.234,00 TL bakiye zararının avans faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde; davacı vekilinin davaya dayanak yaptığı tespit raporuna itiraz ettiklerini, incelemenin teknik nitelikte olmadığı kabul edilemeyeceğini, yurt dışındaki dava dışı şirketle yapıldığı iddia edilen sözleşmeye kendilerinin taraf olmadığını, her zaman düzenlenebilecek sözleşme olduğunu, davacının iddia ettiği kadar malzeme göndermediğine, yaptırmadığı kilit sistemlerin parasını talep edemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak davalı yükleniciye galvanizde kaplanması işlemi için teslim edilen boruların davalı tarafça yapılan hatalı ve ayıplı galvanizleme işlemi nedeniyle ihraç edilemeyerek, kullanılamayacak hale geldiği kabul edilmiş ancak davacı tarafın incelemeye sadece 3 numune sunabildiği, diğerleri yönünde hurdaya satılması nedeniyle inceleme imkanı kalmadığı gerekçesiyle, incelemeye sunulan 3 adet ürün yönünden ve bu oranda davalıya ödenen galvanizleme bedeli ile nakliye bedeli hesaplanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının delil tespitine itirazında, tespite konu ürünleri kendisi tarafından galvanizleme yapılan ürünler olduğunu kabul ettiğini, galvanizleme işleminin nasıl yapıldığını, ayıbın oluşma sebeplerini açıkladığı, tespit bilirkişisinin davalı tarafından davacıya işlem sonrası gönderilen ürünleri, aracın üzerinde tek tek sayarak, ayıp durumlarını ve kullanılmasının mümkün olmadığını belirttiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin, işin konusunun ve ayıplı teslimatın davalının kabulünde olduğu bu nedenle, delil tespiti dosyanın delil olarak kabul edilmesi gerektiğini, ayrıca delil tespitinin, tek delil olmadığı, taraflar arasındaki sevk irsaliyeleri, taşıma irsaliyeleri, kantar fişleri, ürünün araç üzerinde iken çekilen fotoğraflar, ödeme belgeleriyle de iddialarının ispatlandığını, mahkemece alınan bilirkişi raporuyla da bu delillerin tamamı değerlendirilerek ve gönderilen ürünlerin, kilitlerin parçalarını oluşturan bütün bir sistem olduğu, kilit sisteminin parçalarından bir tanesinde galvanizlemeden kaynaklanan eğilme, bükülme, kopma vs. eksik ve ayıpların ürünün bütünüyle kullanılamaz hale gelmesine sebebiyet vereceğinden tek bir ürünün incelenmesinin dahi yeterli olacağını, bu nedenle mahkemenin gerekçesinin hatalı olduğunu, davalının hatalı ve kusurlu işleri nedeniyle oluşan tüm zararlarının tahsiline karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olduğundan mahkeme kararı kaldırılarak, davalarının kabulü yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının dayandığı belgelerin delil niteliği olmadığı, delil tespit dosyasına açık ve net olarak itiraz ettiklerini, ayıp olup olmadığı hususu kesinleşmediği gibi, iddia edilen hususların galvanizleme işleminden değil, gönderilen maldan kaynaklandığının itiraz olarak ifade edildiğini, kesinlikle ikrar olmadığını, bu nedenle delil tespitinin delil olarak kabul edilemeyeceğini, davacının dava dilekçesinde önce ayıplı ürünlerin hurdaya verildiğini belirttiği sonrasında iddiasını genişleterek 3 adet numune olduğunu iddia etmesi iddiasının genişletilmesi kuralına aykırı olduğunu, bu nedenle bu numuneler üzerinde inceleme yapılması hükme esas alınmasının hatalı olduğu, yine davacı defter kayıtlarının hükme esas alınacak nitelikte, davacı lehine delil olarak kabul edilemeyeceğini belirterek, mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuş ise de, davalı vekilince, davacı vekilinin istinaf talebi üzerine katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulduğu, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin davalı vekiline 10.02.2017 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf dilekçesinin veriliş ve istinaf harcının yatırıldığı tarihin ise 2 haftalık yasal süreden sonra 27.02.2017 tarihinde olduğu görülmüş olmakla davalı vekilinin istinaf talebinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde ise;
Taraflar arasında, davacı tarafça gönderilecek hayvan yemleme otomatik kilit sistemi üretiminde kullanılmak üzere DKP borularının davalı tarafça korozyona karşı sıcak galvanizle kaplanması işine ilişkin sözlü eser sözleşmesi kurulduğu tarafların kabulünde olup, davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.
Davacı iş sahibi tarafından 01.06.2013 tarihli sevk irsaliyesi ile 8.60 cm uzunluğunda 28 adet (336 başlıklı), 7.70 cm uzunluğunda 4 adet( 44 başlıklı) ve 1 adet kilitlere montali olan (92 adet) kilitin davalıya gönderildiği, aynı tarihli irsaliyeli fatura ile davacının 850,00 TL nakliye bedeli ödediği, davalı yüklenici tarafından galvaniz kaplama işlemi sonrası toplam 5720 kg ürünün 05.06.2013 tarihli sevk irsaliyesi ile davacı iş sahibine gönderildiği, ürünlerin davacıya 06.06.2013 tarihinde ulaştığı, bu gönderme içinde davacı tarafça 06.06.2013 tarihli irsaliyeli fatura ile 900,00 TL nakliye bedeli ödediği, ayrıca davacı iş sahibince galvaniz işlemi için davalıya 05.06.2013 tarihinde 5.000,00 TL ödeme yapılmış olduğu dosyadaki belgelerle sabittir. Davacı vekilince replik dilekçesinde iyi niyetler olarak sadece 8.60 cm ve 7.70 cm uzunluğunda olan toplam 380 adet kilit sistemi yönünde talepte bulunduklarını belirtmiştir.
Davacı vekilince, davalıya galvanizle işlemi için gönderilen borular için, dava dışı Türkmenistan’da bir şirketle anlaşma yaptığı, davalı tarafça galvaniz işlemi yapılan boruların kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle bu sözleşme kapsamında yurt dışına gönderememesi nedeniyle uğradığını iddia ettiği zarar nedeniyle 23.600,00 ABD doları karşılığı dava tarihindeki kur karşılığı 45.972,80 TL ile davalıya galvaniz kaplama bedeli olarak ödediği 5.000 TL ve nakliyeler için ödediği 1.750,00 TL olmak üzere toplam 52.722,80 TL maddi zarardan, boruların hurda satılması nedeniyle alınan 5.488 ,80 TL nin mahsubuyla 47.234,00 TL nin tahsili talep edilmiştir.
Davacı tarafça 01.06.2013 tarihinde galvanizle kaplanmak üzere boruların davalı yükleniciye gönderildiği, davalı tarafça da galvanizle işlemi yapılarak, boruların 06.06.2013 tarihinde davacıya iade edildiği, davacı iş sahibinin 06.06.2013 tarihinde, nakliyeyi yapan araçtan, sözlü anlaşmaya konu ürünler indirilmeden, Balıkesir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/63 D. İş sayılı dosyasıyla tespit talep edildiği ve aynı tarihte teknik bilirkişi tarafından yapılan incelemeyle düzenlenen 19.06.2013 tarihli raporla, galvanizle kaplama işlemi sonrası boruların, kilit sistemi üretimine elverişsiz hale geldiği, ayıplı mal niteliğinde olduğu belirtilmiş, rapor davalı vekiline tebliğ edilmiş, davalı vekilince itiraz edilmiştir. Açılan dava sırasında, davacı tarafça incelenmek üzere sadece 3 adet numune incelemeye sunulmuş ise de, tespit raporunda davalı tarafça yapılan nakliye sonrası araç üzerinde yapılan tespitler ve çekilen fotoğraflar ve numune olarak sunulan ürünler incelenerek yapılan incelemeye tüm ürünlerin ayıplı olduğu belirlenmiş, Dairemizce de bu rapor ve duruşma açılarak yapılan yargılamada alınan ek raporla, tüm ürünlerin davalı tarafça yapılan işlemler sonucu kullanılamaz derecede ayıplı hale geldiği kabul edilmiştir.
Ayrıca, davalının tespit raporuna itirazının da ayıbın galvanizleme işleminden değil, davacı tarafça gönderilen borulardaki kaynak yerlerindeki hatalardan kaynaklandığını iddia etmiş ise de davacı tarafça gönderilen boruların galvanizleme işlemine uygun olmadığı yönünde davacıyı uyardığını iddia ve ispat edememiştir. Bu nedenle mahal mahkemesince sadece 3 ürün üzerinden davanın kabulüne dair verilen karar hatalı bulunmuştur. Ancak taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi, davalının galvaniz kaplama yapacağı ürünlerin ihraç edileceği, davacının dava dışı firma ile yaptığı sözleşmeden haberdar olduğu ve o sözleşme kapsamında bir taahhüdünün bulunduğu hususları iddia ve ispat edilememiştir. Bu nedenle davalı, davacının dava dışı şirketle yapmış olduğu sözleşme kapsamındaki zararların değil, davacı tarafça gönderilen boruların galvanizleme işlemi sonrası kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle oluşan zararlarını karşılamak zorundadır. Dairemizce alınan ek raporla davacı tarafça talep edilen ve kullanılamaz hale gelen boru miktarı itibariyle konstrüksiyon ürünü maliyeti 10.120.00 TL, konstrüksiyon üretim işçilik bedeli 4.000,00 TL, galvaniz işlemi nedeniyle davalıya ödenen 5.000,00 TL ve sözleşme nedeniyle ödediği 1.750,00 TL nakliye bedeli olmak üzere toplam 20.870,00 TL zararı olduğu, bu bedelden davacının dava dilekçesinde, ayıplı ürünlerin hurdaya satılması sonucu elde ettiğini belirttiği 5.488,80 TL hurda bedelinin mahsubuyla davacının sonuçta talep edebileceği bedelin 15.381,20 TL olduğunun kabulü gerekmiştir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında davalı yüklenici vekilinin istinaf talebinin süre nedeniyle reddine; davacı iş sahibi vekilinin istinafı itirazları yönünden ise sair istinaf taleplerinin reddiyle, davacı vekilinin davanın 15.381,20 TL üzerinden kısmen kabulü yönünde istinaf talebinin kabulü HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Davalı vekilinin istinaf talebinin süre nedeniyle REDDİNE,
B) Davacı vekilinin istinaf talebinin ise KISMEN KABULÜ ile, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.12.2016 gün, 2014/947 esas, 2016/1059 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın KISMEN KABULÜ ile, 15.381,20 TL nin dava tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
C) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 1.050,69 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 806,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 244,04 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davacı tarafından yatırılan 806,65 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvurma harcı, 463,25 TL posta gideri ve 1.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.587,55 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 516,97 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 3.822,34 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
D) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
1-Davalı tarafından yatırılan 59,20 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
2-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
3- Davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 172,90 TL posta ve tebligat gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 858,60 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5–İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı davacı yönünden miktar yönünden kesin, davalı yönünden ise temyizi kabul olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 29/03/2018