Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1678 E. 2019/533 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1678
KARAR NO : 2019/533
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2017
NUMARASI : 2016/34 Esas, 2017/908 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 30/04/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, sabunluk üretimi ve teslimini konu alan sözlü eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın kabulüne itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen karar davalı iş sahibi şirket vekili tarafından süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir. Davacı yüklenici şirket, anlaşma gereği imal edip teslim ettiği 3000 adet sabunluk bedeli karşılığı kesilen 67.740,00 TL tutarlı fatura bakiyesi olan 55.362,00 TL ‘in tahsili için başlattıkları icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini; davalı iş sahibi şirket ise ürünlerin ayıplı olarak geç teslim edildiğini belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuştur. Mahkemece, yargılama sırasında keşfen alınan bilirkişi heyet raporunu hükme esas alarak taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu, davacının kendi ticari defterlerine göre davalıdan 55.362,00 TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki cari hesap farkının davalının kestiği ve ticari defterlerine kaydettiği 55.364,68 TL tutarlı reklamasyon faturasından kaynaklandığı, ürünlerin açık ayıplı olduğu, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı, bu nedenle ayıplı işler bedelinin mahsubunun gerekmediği, alacağın likit bulunmadığı belirtilerek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin asıl alacak üzerinden devamına, koşulları bulunmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair verilen hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.Davalı iş sahibi vekili istinaf talep dilekçesinde özetle; ürünlerin ayıplı olduğu kabul edilmiş olmasına rağmen davanın kabul edildiğini, ayıp ihbarının süresinde yapıldığının tanık beyanlarılya ortaya konulduğunu, ürünlerin ayıplı ve arızalı olması nedeniyle müşterileri tarafından iade edildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir. Davalı borçlu aleyhinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün 01.12.2015…. Esas sayılı takip dosyasında 23.10.2014 tarihli 67.740,00 TL tutarlı fatura bakiyesi olan 55.362,00 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı görülmüştür. Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık dışıdır. İhtilaf, sözleşme ve davaya konu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, niteliği varsa ayıp bedeli ve ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığına ilişkindir. Mahkemece ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı belirtilerek eksik ve ayıplı imalat bedeli düşülmemiştir. Eser sözleşmesinde, iş sahibi eseri teslim alır almaz makul süre içerisinde gözden geçirmek varsa ayıplı işleri belirlemek ve bunları açık bir şekilde yine işlerin olağan akışına uyan sürede yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. Bu husus iş sahibinin genel ihbar sorumluluğu kapsamındadır. İş sahibi bahsi geçen işlemleri belirtilen şekilde ifa etmez ise eseri teslim edilmiş haliyle kabul etmiş sayılır ve ayıplı işler nedeniyle kanunun kendisine tanıdığı seçimlik haklarını (sözleşmenin feshi, bedelden indirim, bedel karşılığında onarma) kullanamaz. Somut olaya bakıldığında, davalı iş sahibi, imalat konusu ürünlerin konulduğu koli ambalajına bakmakla yetinerek içindeki imalat konusu ürünleri denetlemeden depodan satış yerlerine sevkini sağlamak suretiyle az yukarıda belirtilen kontrol yükümlülüğü yerine getirmemiş ve ayıplı husus müşterileri tarafından fark edilip kendilerine bildirildikten sonra yükleniciye bildirildiği anlaşılmaktadır. Açık ayıp niteliğindeki bu kusurların açıklanan prosedüre uygun olarak belirlenip usulünce iş sahibine süresinde bildirilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemenin bu kabule uygun gerekçesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2017 tarih ve 2016/34 Esas, 2017/908 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 3.781,77 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 944,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.837,32 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 30/04/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.