Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1667 E. 2019/453 K. 09.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1667
KARAR NO : 2019/453
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2017
NUMARASI : 2016/1089 Esas, 2017/581 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ 09/04/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, davalı şirketin çatı ve cephe panelleri üretimi konusunda müvekkili ile anlaşarak 04/11/2015 tarihli müşteri onay formunu imzaladığını, müvekkilinin verilen siparişlerin üretimini tamamlayıp 21 sevkiyat ile teslim ettiğini, 12 adet fatura düzenlediğini, ancak davalının cari hesaptan 101.481,67 USD’yi ödemediğini, alacağın tahsili için girişilen Gebze …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamış, davalı şirket temsilcisi … tarafından sunulan 22/02/2017 tarihli dilekçede, firmalarının … San.ve Tic.AŞ’ne bugün itibariyle herhangi bir borcu bulunmadığını, ekte cari hesap dökümünün sunulduğunu, hesapta açık görülen miktarın belgelendirildiğini belirtmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu ve ek rapora dikkate alınarak, davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun Gebze …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 100.474,67 USD miktarı yönünden iptaline ve takibin bu miktar yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı borçlu itirazında haksız ve kötüniyetli olduğundan takip konusu 100.474,67 USD alacağın Türk Lirası karşığı olan 281.530,02 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin müvekkilince dosyaya sunulan bilgi ve belgeleri dikkate almadan davacı belgeleri doğrultusunda bilirkişice tek taraflı olarak düzenlenmiş rapora dayanarak eksik inceleme ile karar verildiğini, mahkemenin tahsilde tekerrür oluşturacak şekilde sebepsiz zenginleşme hükümlerini de gözardı ettiğini, müvekkinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, dosyaya sunulan evraklar doğrultusunda yeniden bilirkişi raporu aldırılması gerekirken eksik inceleme sonucu düzenlenen rapora göre karar verildiğini, mahkemenin hükümde gerekçeli kararıyla çeliştiğini, Cumhuriyet savcılığına müracaat hakları saklı kalmak kaydıyla alacaklı tarafın bu durumu yerel mahkemeye bildirmesi gerekirken bildirmemiş olmasının davacı alacaklı tarafın kötü niyetini açıkça ortaya koyduğunu, bu durumda davacı tarafın “mükerrer tahsilat yapmak istemesi” sorununu akla getirdiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Taraflar arasında 04/11/2015 tarihli teklif formu ile düzenlenen sözleşme, niteliğince TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde hükme bağlanan bir eser sözleşmesidir. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir. Mahkemece mali müşavir bilirkişiden alınan 13/02/2017 tarihli raporda, davacı tarafın e-defter kayıtlarına göre, davacının düzenlediği faturaları kaydettiği, davacının faturaları USD’nin TL cinsinden karşılığı olarak düzenlediği, davalının düzenlediği faturanın da bu şekilde olduğundan taraflar arasında bu konuda anlaşma bulunduğunu ortaya koyduğu, davacının takip tarihi itibariyle 270.597,72 TL alacaklı olduğunun görüldüğü, dolar karşılığı ise 100.474,67 USD olduğu, ancak Gebze … İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı takip dosyasında 101.481,67 USD olarak takip yapıldığı, 39944 nolu faturanın kur farkı olarak düzenlendiği, sevk irsaliyeleri ile faturaların örtüştüğü, bu anlamda fatura muhteviyatı malın teslimi hususunda ihtilafın olmadığı belirtilmiş, 13/06/2017 tarihli ek raporda ise, …. nolu, 31.03.2016 tarihli 1.007,00 USD bedelli faturanın kur farkı için düzenlendiği, faturanın davacı defterine kaydedildiği, ardından 04.05.2016 tarihinde ise alacak kayıt etmek suretiyle bu alacak yönünden iddiasını sıfırladığı, kök rapordaki beyanlarını tekrar ettiğini bildirmiştir.Dosyaya sunulan 12/12/2015 – 11/01/2016 tarihleri arasını kapsayan 21 adet sevk irsaliyesinin teslim alan kısımlarında teslim alan imzalarının bulunduğu, bu irsaliyelere karşılık faturalar düzenlendiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, mahkemece tarafların defter ve belgelerini sunmaları için 08/11/2016 tarihli ön inceleme duruşmasında 2 hafta kesin süre verilmiş, aksi takdirde ticari defterlere delil olarak dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağı ihtar edilmiştir. Bu ihtara ilişkin tebligat davalı vekiline 22/11/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına ve 2 haftalık sürenin 06/12/2016 tarihinde dolmasına rağmen, mahkemece dosyanın bilirkişiye bu süre dolmadan önce 30/11/2016 tarihinde verildiği, bilirkişi tarafından 13/02/2017 tarihinde rapor düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından düzenlenen kök rapor davalı vekiline 20/02/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekilince 22/02/2017 tarihli dilekçe ile beyanda bulunulmuş ve dilekçe ekinde iki sayfa muavin defter çıktısı sunulmuş, 13/06/2017 tarihli ek raporda ise bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Mahkemece verilen 2 haftalık süre beklenmeksizin bilirkişi raporu alınması ve sonrasında davalı tarafça sunulan belgeler konusunda ek raporda değerlendirme yapılmamış olması, HMK’nın 27. Maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir. Mahkemece, davalı tarafa verilen süre beklenerek, sunulması halinde defter ve belgeleri ile delilleri incelenip, bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda belirtilen şekilde inceleme yapılıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/07/2017 tarih, 2016/1089 Esas, 2017/581 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.