Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1661 E. 2019/416 K. 02.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1661
KARAR NO : 2019/416
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2017
NUMARASI : 2015/801 Esas, 2017/518 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 02/04/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 10.07.2013 tarihli sözleşme gereğince iş bedelinin KDV dahil 181.720,00 TL olduğunu, davalıların müvekkiline toplam 50.000,00 TL ödeme yaptığını, kalan 131.720,00 TL’yi ödemediklerini, müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini ve trafo merkezini kurarak, işleri tamamlayıp 23/09/2015 tarihinde teslim ettiğini, davalıların da trafo merkezini ve kablo geçiş güzergahını 26/09/2013 tarihli sözleşme ile 99 yıllığına … kiraya verdiğini, müvekkilinin gönderdiği faturaların 10.03.2015 ve 06.03.2015 tarihli ihtarlarla iade edildiğini, İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile yapılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiş, bilahare, davalılarca müvekkiline yapılan 111.000,00 TL ödemenin sehven kayıtlara girmediğini, ödenmesi gereken toplam bedelin 181.720,00 TL olup, toplam ödemenin 161.000,00 TL olduğunu, bakiye 20.720,00 TL alacak bulunduğunu, 111.000,00 TL yönünden davadan feragat ettiklerini belirterek, itirazın iptali ile takibin 20.720,00 TL üzerinden devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davacının taraflar arasındaki 10.07.2013 tarihli sözleşmeyle müvekkillerine ait …- …, … ada, … parseldeki inşaatın 1600 KWA trafo merkezi ve kablolama işlerini üstlendiğini, sözleşmeye göre iş bedelinin 154.000,00 TL + KDV olduğunu, müvekkillerince 23.10.2013 tarihinde 50.000,00 TL ödendiğini ve KDV dahil faturasının düzenlendiğini, davacının talebi üzerine 25/10/2013 tarihinde bakiye 111.000,00 TL ödemenin sözleşmeyi imzalayan … yapıldığını, müvekkillerinin borcu kalmadığını savunarak, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafça icra takibine geçilmeden önce, davalı tarafından toplamda 161.000,00 TL ödendiği halde, davacı tarafından asıl alacaktan 131.000,00 TL üzerinden icra takibine geçildiği, davacıya ödenen 111.000,00 TL … ödenmiş olduğunun davacı vekilince dava açıldıktan kabul edilmiş olmakla, davacının davalılardan belirlenen 20.720,00 TL asıl alacak miktarı kadar alacağının olduğunun kabulü; davalının ve davacının haksız ve kötüniyetli olduğu kabul edilmediğinden tazminat istemlerinin reddi gerektiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile, İstanbul …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasında davalı borçluların yapmış olduğu itirazın 20.720,00 TL asıl alacak miktarı yönünden iptaline, 20.720,00 TL asıl alacak ve takip tarihi olan 04/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek %10,50 avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istem ile davacının icra inkar tazminatı, ve davalının kötüniyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiştir.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde, sözleşmeye göre iş bedelinin KDV hariç 154.000,00 TL olduğu ve tüm harç, KDV ve sair ödemelerin davacıya ait olduğunu, 161.000,00 TL ödemenin davacının kabulünde olduğunu, faturaların iki yıl sonra düzenlendiğini, 20.720,00 TL alacak olabilmesi için faturalarda yazılı işin yapıldığının ispatlanması gerektiğini, düzenlenmeyen ve gönderilmeyen bir fatura nedeniyle KDV talep edilmesi ve mahkemece KDV’nin tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu durumun VUK’na da aykırı olduğunu, bilirkişinin tespit ettiği 20.720,00 TL’nin KDV bedeline ilişkin olması nedeniyle elektrikçi bilirkişi incelemesine gerek olmadığını, davacının fatura kesmediği sabit olduğundan ve sözleşme bedeli KDV hariç olup tüm resim, harç, KDV ve benzeri ödemelerin davacıya ait olduğundan davanın tümden reddi gerektiğini, müvekkilinin iş bedelini fazlasıyla ödediğini, davacının haksız kazanım ve mükerrer tahsilat peşinde koştuğundan kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, hüküm fıkrasının 9. Bendinde 1.536,85 TL olan tüm harçtan müvekkilinin sorumlu tutulduğunu, müvekkiline yüklenebilecek harcın 207,36 TL olması gerektiğini, bu husustaki tavzih talebinin reddedildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Davacı ile davalı şirketler arasında düzenlenen 10/07/2013 tarihli sözleşme ile davalılara ait binaya trafo merkezi kurulumu, OG trafo projesi ve mühendislik hizmeti, yeraltı kablo kanalı yapımı, kablo kanalı kazımı, kum, tuğla dahil OG kablo döşeme, kanal kapatma, zemin yapımı işlerinin davacı tarafından KDV hariç 154.000,00 TL bedel ile yapılması kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından davalılara karşı İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile girişilen icra takibinde 131.720,00 TL asıl alacak ve 21.288,12 TL işlemiş faiz olmak üzere 153.008,12 TL alacağın tahsili istenmiş, davalı tarafça itiraz edildiğinden takibin durduğu anlaşılmıştır. Mahkemece mali müşavir bilirkişiden alınan 28/04/2017 tarihli raporda, davacının ticari defterlerinde davalı ….San.AŞ’den 65.860,00 TL alacağı olduğu, davalı… San.Tic.Ltd.Şti’den 65.860,00.-TL alacağı olduğu, davalıların ibraz edilen ticari defterlerinde davacıya borçu ve alacağı olmadığı, davacının davalılardan 20.720,00-TL alacağının olabilmesi için 040946 ve 040947 nolu faturalarda yazılı mal ve hizmetleri davalılara verdiğini ispat etmesi gerektiği, ancak bu konu uzmanlık alanı dışında olup konusunda uzman elektrik mühendisinden görüş alınması gerektiği, davacının ispatlayabilmesi halinde İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davalılardan 20.720,00 TL alacağının olacağı belirtilmiştir.Somut olayda, davacı tarafça bakiye iş bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istenmiş, bilahare bir kısım alacak talebinden feragat edilmiş, mahkemece, 20.720,00 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptaline karar verilmiştir. Davalı tarafça söz konusu işin yapıldığının ispat edilmesi gerektiği savunulmuş ve bilirkişi raporunda bu konuda elektrik mühendisi incelemesi yaptırılması gerektiği belirtilmiş ise de, davalı tarafça istinaf dilekçesinde bilirkişi tarafından tespit edilen 20.720,00 TL’nin KDV bedeline ilişkin olduğundan elektrik mühendisi bilirkişi incelemesine gerek bulunmadığı, sözleşmede KDV’den davacının sorumlu olacağının belirtildiği bildirmiş, dosya kapsamına göre de dava konusu işin bitirilerek trafo merkezi ve kablo geçiş güzergahının …AŞ’a kiraya verildiğine dair kira sözleşmesi sunulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 5. Maddesinde iş bedelinin KDV hariç 154.000,00 TL olduğu hükme bağlanmıştır. Sözleşmede iş bedeli KDV hariç olarak belirtildiğinden, bu bedele KDV eklenmesi gerekmektedir. KDV’yi ödeme yükümlülüğü nihai olarak iş sahibine aittir. KDV’ye tabi olan eserin yapılması halinde iş bedeli ya da KDV alacağının istenebilmesi için fatura düzenlenmemiş olması yüklenicinin Vergi Usul Kanunu’na göre sorumluluğunu gerektirir ise de; bu alacağını takibe koyması ya da dava etmesi için fatura düzenlenmiş olması şart değildir. Bunun dışında, davalı taraf istinafında talep edilen miktar ile hükmedilen miktar oranına göre harca hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüş olup, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre, mahkemece hükme bağlanan miktar üzerinden yargı harçlarının davalıya yükletilmesi gerekmektedir. Tüm bu hususlar göz önüne alındığında, yerel mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/06/2017 tarih ve 2015/801 Esas, 2017/518 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,2- Alınması gereken 1.415,38 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 385,24 TL’nin mahsubu ile, bakiye 1.030,14 TL harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 02/04/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.