Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1625 E. 2019/323 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1625
KARAR NO : 2019/323
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/03/2017
NUMARASI : 2014/1388 Esas, 2017/273 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12/03/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkilinin 12.12.2011 tarih ve … nolu 93.293,44 TL’lik faturadan kalan 25.000,00 TL alacak için ödeme yapılmadığından İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, oysa davalı tarafça 13.01.2014 tarihli mutabakat metni gönderildiğini, müvekkilinin de mutabık olunduğunu bildirdiğini, sonrasında müvekkiliyle ilgisi bulunmayan bir fatura düzenlenerek gönderildiğinden 24.09.2014 tarihli ihtarnameyle söz konusu faturanın iade edildiğini, ayıp ihbarı yapılmadığını ve tespit yaptırılmadığını ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamı ve % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında mekanik ve elektrik projelerinin uygulanması konusunda anlaşıldığını, ancak davalının projeyi geç teslimi ve ayıplar nedeniyle, müvekkilinin kiralamış olduğu taşınmazda yeniden bakım ve onarım yaptırmak ve ayıpların giderilmesi için masraf yapmak zorunda kaldığını, bu hususun davacı şirket yetkilileriyle yapılan yazışmalardan anlaşılacağını, ayrıca müvekkilinin kiracısının kira süresi geç başladığı gerekçesiyle iade faturası düzenlediğini, müvekkilinin elektrik işleri için … firmasına 5.953,30 TL + KDV, mekanik işler için Volüm Mühendislik firmasına 4.800,00 TL + KDV, TV sistemine yeniden kablo çekimi için 10.060,34 TL + KDV masraf yaptığını, gecikme nedeniyle … tarafından 57.086,35 TL + KDV iade faturası gönderildiğini, eksik ve ayıpların e-posta ile bildirildiğini, sonrasında bu işleri başka bir firmaya yaptırdıklarını, borçlarının bulunmadığını belirterek, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunda davacı ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı ve taraflar arasındaki ticari ilişkiyi açıklayıcı nitelikte olmadığı, davacı alacağının diğer belgelerle ispatlandığı, buna göre davacının davalıdan 25.000,00 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından davacıya düzenlendiğinden söz edilen iade faturasının davacı kayıtlarında yer almadığı, borçlu önceden temerrüte düşürülmediği için icra takip talebindeki faizin istenemeyeceği tespitlerinin yapıldığı belirtilerek, davalının yaptığı itirazın bilirkişi raporu esas alınarak kısmen iptali ile takibin 25.000,00 TL asıl alacak üzerine devamına, işlemiş faiz talep edilmiş ise de borçlu temerrüte düşürülmediğinden ve bu nedenle alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden %20 icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulü ile ; davalının İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin, 25.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya dair talebin reddine, alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden %20 icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, ayıp bulunmadığını, ayıba ilişkin ihbar ve tespit olmadığını, bilirkişi incelemesine göre müvekkilinin 25.000,00 TL alacaklı olduğu tespit edilip mahkemece bu miktar üzerinden talebin kabul edildiğini, ancak dava dilekçesinde faize ilişkin bir talep bulunmadığından davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkemece verilen kısmen kabul kararının düzeltilerek davanın kabulü ile yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, edimlerin geç ve ayıplı teslim edildiğinin yazışmalardan anlaşıldığını, ayıplardan kaynaklanan masrafların davacıya bildirilip fatura gönderilmesine rağmen mahkemece bu hususların dikkate alınmadığını, raporda davacı defterlerinin kapanış onaylarının bulunmadığı ve defterlerde davacı iddialarını destekleyen emareye rastlanmadığının belirtildiğini, ayrıca müvekkiline ait defterlerin de incelenmeyerek eksik inceleme ile hukuka aykırı karar verildiğini, usulüne uygun tutulmayan ticari defterlerin sahibi lehine delil vasfında olmayacağını, buna ilişkin olarak sunulan Yargıtay kararları dikkate alınmadan defterlerin davacı lehine delil sayılarak hukuka aykırı karar verildiğini, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde mutabakat belgesindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olup olmadığı yönünde inceleme talep edilmesine rağmen bu talebin değerlendirilmediğini, davanın esasına etki eden bu husus hakkında rapor aldırılmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibine karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyası ile 25.000,00 TL asıl alacak ve 1.557,28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.557,28 TL alacağın tahsili istemiyle icra takibi yapılmış, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından davalı adına 12/12/2011 tarihli 93.293,44 TL bedelli “Gümüşsuyu binası elektromekanik işler kesin hakediş” açıklamalı fatura düzenlenmiş, ayrıca davalı iş sahibi tarafından davacı yükleniciye gönderilen 13/01/2014 tarihli Mutabakat Belgesi’nde 31/12/2/13 tarihi itibariyle 25.000,00 TL alacak bakiyesi bulunduğunun teyidi istenmiş, davacı tarafça alacak miktarı teyit edilmiştir. Davacı tarafından davalıya gönderilen 24/09/2014 tarihli ihtarname ile de, davalı tarafından gönderilen 01/08/2014 tarihli iade faturasının kabul edilemeyeceği, faturada sayılan işlerin kendileriyle ilgisinin bulunmadığı, işlerin eksiksiz tamamlandığı ve mutabakat sağlandığından ödenemeyen miktar için icra takibi yapıldığı belirtilerek fatura aslının iade edildiği anlaşılmaktadır. Davalı taraf, cevap dilekçesi ekinde bir kısım fotoğraflar, üçüncü firmalar tarafından düzenlenmiş faturalar ve ayrıca 28/08/2012 tarihli e-posta örneğini dosyaya sunmuştur. Davalı tarafça sunulan ve davacıya gönderildiği anlaşılan 28/08/2012 tarihli e-postada, yapılan işteki gecikme ve aksaklıklardan, sürekli olarak aradıklarından ve sonuç alınamadığından bahsedilerek, mekanik ve elektrik sistemlerinde oluşan arıza ve eksik işler nedeniyle yerin kiracıya teslim edilemediği, bu nedenle kendilerine iade faturası kesildiği, bu süre zarfında kendilerinin kalan eksikler ve yanlış imalatları düzeltmek için başka firmalara yüklenicinin bilgisi dahilinde başvurulduğu ve eksikler ve yanlış imalatların giderildiği belirtilerek, eksik ve ayıplı işlerin giderimi için üçüncü firmalarca düzenlenen faturalar listelenmiştir. Mahkemece, davacı defterleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 16/05/2016 tarihli raporda, davacı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, davacı ticari defterlerinin taraflar arasındaki ticari ilişkiyi açıklayıcı nitelikte olmadığı, davacı alacağının diğer belgelerle ispatlandığının anlaşıldığı, buna göre davacının davalıdan 25.000,00 TL tutarında alacaklı olduğu, davalı tarafından davacıya düzenlendiğinden söz edilen iade faturasının davacı kayıtlarında yer almadığı, mahkemece bir alacağa hükmedildiği takdirde borçlu önceden temerrüde düşürülmediği için icra takip talebindeki faizin istenemeyeceğinden faiz hesabı yapılmadığı belirtilmiştir.Somut olayda, davalıya ait işyerinde mekanik ve elektrik projelerinin uygulanması konusunda taraflar arasında anlaşma sağlandığı, davacı tarafça işin tamamlanmasına rağmen 12.12.2011 tarihli 93.293,44 TL bedelli faturadan bakiye 25.000,00 TL alacağının ödenmediği iddiası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğu, süresinde itirazın iptali istemli bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından taraflar arasında 31/12/2/13 tarihi itibariyle davalıdan 25.000,00 TL alacak bakiyesi bulunduğuna ilişkin 13/01/2014 tarihli Mutabakat Belgesi imzalandığı ileri sürülmüş, ancak davalı taraf mutabakat belgesindeki imzanın şirket yetkililerine ait olmadığını savunmuş, buna karşılık işin eksik ve ayıplı yapıldığı, kendilerince bu eksik ve ayıpların üçüncü firmalara tamamlatıldığı belirtilerek, üçüncü firmalarca düzenlenmiş faturalar dosyaya sunulmuştur. Dosya kapsamından, davacı yüklenici tarafından yapılan işin bedeline ve bakiye alacağa bir itirazın olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça, yapılan işlerde eksik ve ayıplı işler bulunduğu ve bu eksik ve ayıplı işlerin iş sahibi tarafından tamamlatıldığı, işin geç teslim edildiği, bu nedenlerle yapılan masraflardan dolayı davacı alacağının bulunmadığı savunulmaktadır. Davacı yüklenici tarafından iş teslim edildikten sonra, işin eksik ve ayıplı olarak yapıldığına dair, mahkeme aracılığıyla düzenlenmiş, eksik ve ayıpları ve giderilme bedelini gösterir herhangi bir tespit raporu davalı tarafça dosyaya sunulmamıştır. Davalı tarafça işin eksik ve ayıplı yapıldığı bir tespit raporu ile ispat edilemediği gibi, ayıpların varlığı ve ayıp ihbarına ilişkin olarak sunulan 28/08/2012 tarihli e-posta da, … firmasıyla düzenlendiği anlaşılan 14/02/2012 tarihli sözleşmeden ve dosyaya sunulan 13/03/2012- 18/07/2012 tarihleri arasında düzenlendiği anlaşılan üçüncü firmaların faturalarından, yani ayıbın giderildiği ileri sürülen tarihlerden çok sonra gönderilmiş olup, ayıp ihbarı niteliğinde bulunmamaktadır. Eser sözleşmesinde asıl olan işin yüklenici tarafından yapılmış olmasıdır. Aksinin iddia eden tarafça ispatlanması gerekir. Üçüncü kişilerce hazırlanarak davalı vekilince dosyaya sunulan faturalar, her zaman düzenlenebilen faturalar olduğundan, davalının eksik ve ayıplı imalât yapıldığına ilişkin savunmasını bu fatura içerikleriyle kanıtlaması mümkün değildir. Bakiye iş bedeli üzerinde uyuşmazlık bulunmayıp, gecikme ile eksik ve ayıplı işler bulunduğu hususları ispatlanamadığından, mahkemece 25.000,00 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi yerinde olmuştur. Davacı tarafça, icra takibinde 25.000,00 TL asıl alacağa ilaveten 1.557,28 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.557,28 TL alacağın tahsili istenmiş ise de, itirazın iptali davası açılırken harca esas değer 25.000,00 TL gösterilip, bu miktar üzerinden itirazın iptali talep edilmesine rağmen, mahkemece faiz yönünden de itirazın iptali talep edilmiş gibi, itirazın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş, davacı vekilinin istinaf talebinin bu yönden kabulü gerekmiştir. Davalı vekilinin istinaf taleplerine gelince, davacı defterlerinin kapanış tasdiki bulunmadığından davacı lehine delil olarak değerlendirilemez. Bununla birlikte, davalı tarafça bakiye iş bedelinin miktarına yönelik bir itiraz ileri sürülmediği, davalı tarafın gecikme ile eksik ve ayıplı imalat bulunduğu iddialarının ise yasal delillerle kanıtlanamadığı, davacının bakiye alacağının 25.000,00 TL olduğu anlaşıldığından, mutabakat belgesindeki imzaya itirazın sonuca etkili bulunmadığı, davalı taraf defterlerinin incelenmediği ileri sürülmesine rağmen, delil listesinde defter ve belgelere dayanılmadığı ve yargılama aşamasında da davalı tarafça defterlerinin incelenmesi istenmediğinden istinaf sebebi olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, HMK’nın 353/1-b-2.bendi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın tümden kabulü ile, davalının icra takibine itirazının iptaline, takibin 25.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak likit olmayıp, bilirkişi incelemesi ve yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin; davalı tarafça davacının icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;A) 1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, davalı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 2- İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2017 tarih ve 2014/1388 Esas, 2017/273 Karar, sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- a- Davanın KABULÜ ile, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün… sayılı takip dosyasında davalının icra takibine yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin 25.000,00 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, b- Alacak likit olmayıp, bilirkişi incelemesi ve yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,c- Davalı tarafça davacının icra takibi yapmakta kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 1.707,75 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 294,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.413,50 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2- Davacı tarafından yapılan 294,25 TL peşin harç, 913,30 TL posta, tebligat gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1207,55 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.000,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,2- Davalı yönünden alınması gereken 1.707,75 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 426,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.280,82 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2- Davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 65,05 TL posta gideri olmak üzere toplam 150,75 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 12/03/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.