Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1624 E. 2018/10 K. 16.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1624
KARAR NO : 2018/10
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2017
NUMARASI : 2017/56 Esas, 2017/533 Karar,
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 16/01/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Somut olayda, davacı iş sahibi firma ile davalı yüklenici gerçek kişi arasında belirli malların üretimi ve teslimi konusunda yapıldığı iddia edilen sözleşme gereği, ürünlerin teslim edilmemesi ve bu nedenle sözleşmenin feshi nedeniyle ön ödemeye ilişkin bedelin tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olup, dosya mahkemece görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Davacı Ticaret Şirketi olup kanunen (TTK.’nın 16/1) tacir ise de davalı gerçek kişidir. Gelinen aşamada davalının tacir veya dava dışı şirketin sahibi veya temsilcisi olup olmadığı anlaşılmamaktadır. Proformo faturada davacı şirketle sözleşme ilişkisi kurulduğu, bu sözleşmede davalı …’ın da imzası bulunduğu tarafların kabulünde olup, dosyada görevlendirme sertifikasında davalının da başkan olarak belirtildiği anlaşılmıştır. Bu durumda dava dışı şirketin (….) niteliği de araştırılarak davalının şirket adına yapıldığı iddia edilen sözleşmeden şahsen sorumlu olup olmadığı hususu da araştırıldıktan sonra görev hususunun değerlendirilmesi gerekirken eksik araştırmayla görevsizlik kararı verilmesi yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin usule ilişkin sebep nedeniyle kabulüne, Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere kararın kaldırılarak dosyanın mahal mahkemeye gönderilmesine karar verildiği, mahkemece bu kez, davalı …’nun dava dışı … isimli yabancı uyruklu şirketin temsilcisi sıfatıyla hareket ettiği, bu hususun dava dilekçesinde de kabul edildiği, görevlendirme sertifikası tercümesinden davalının dava dışı şirketin başkanı, saymanı ve sekreteri olarak yetkilendirildiği, proforma faturadan satım ilişkisinin davacı ile dava dışı şirket arasında kurulduğu, davalının dava dışı şirketin sahibi olduğuna yönelik iddianın isbatlanamadığı, isbat edildiği varsayımında dahi, şirket tüzel kişiliğinin taraf olduğu sözleşmeden doğan sorumluluğun kural olarak şirket tüzel kişiliğine ait olduğu, davalı sözleşmenin tarafı olmadığından bahisle sözleşmelerin nispiliği ilkesine göre davanın esastan reddine dair verilen karar davacı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinafında, davalı …’nun dava dışı …’nin ticari mümessili olduğunu, bu nedenle tacir olduğunu, davalının aynı zamanda bu şirketin sahibi ve Türkiye’deki temsilcisi olduğunu bu sebeple alacağın ve davanın muhatabı olduğunu, şirketin kaşesini kullandığını ve imza attığını, maddi olayların aydınlatılmadığını, Amerika’daki ve Türkiye’deki şirket arasındaki organik bağın araştırılmadığını, delillerin değerlendirilmediğini, karşı taraf lehine maktu vekalet ücreti yerine nispi vekalet ücreti kabulünün de hatalı olduğunu belirterek deliller toplanmadan ve son sözleri sorulmadan yapılan eksik inceleme sonucu usul ve yasaya aykırı olarak verilen esastan red kararının bozulmasını talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan ve edimin ifa edilmemesi nedeniyle peşin ödenen iş bedelinin istirdatı talebine ilişkin olup; mahkeme kararının kaldırılmasına yönelik önceki Dairemiz kararı sadece istinafa konu görevsizlik kararıyla ilgili ve görev hususunun belirlenmesine ilişkin değerlendirmeye yönelik olmakla, mahkemece, belirtilen önçülere göre kendini görevli sayarak işin esası incelenmek suretiyle dosya kapsamına göre davalı …’nun dava dışı… ünvanlı şirketin temsilcisi olduğu ve anılan şirketin başkanı saymanı ve sekreteri olarak yetkilendirildiği, davalının dava dışı şirketin sahibi olduğuna ilişkin iddiasını ispatlayamadığı ve proforma faturasına dayalı sözleşme ilişkisinin dava dışı şirketle kurulduğu, nispilik ilkesi gereği, sözleşmenin tarafı olmayan davalının sözleşmeden sorumlu olamayacağına yönelik kabulü ile davanın reddine ilişkin kararı usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2017 tarih ve 2017/56 Esas, 2017/533 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 16/01/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.