Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1582 E. 2018/8 K. 16.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/1582
KARAR NO : 2018/8
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2017
NUMARASI : 2016/392 Esas, 2017/469 Karar,
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 16/01/2018

Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, malzemeli olarak; söküm, dekorasyon, renovasyon, tamir, yenileme ve bir kısım inşaat işleri yapım işi nedeniyle eser sözleşmesinden kaynaklanan ve tespit raporuna dayalı bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; davacı yüklenici, davalı işsahibidir.
Davacı şirket vekili, davalı şirketin… Alışveriş Merkezi Sarıyer İstanbul adresinde bulunan mağazasında bazı imalatlar nedeniyle alacaklı olduğu KDV dahil 215.585,52-TL’den , KDV dahil 125.019,22-TL’sinin ödendiğini belirterek, bakiyesinin ödenmesi için keşide edilip 11.08.2015 günü tebliğ edilen ihtara rağmen ödenmemesi üzerine, İstanbul 14. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/132 D. iş sayılı dosyasından alınan 09.12.2015 tarihli tesbit raporuna göre KDV dahil 203.189,60-TL miktarlı imalat yapıldığının belirlendiğini, itiraza uğramayan tesbit raporuna göre belirlenen bedelden ödenen ücretin mahsubu ile bakiyesi olan 78.170,38-TL asıl alacak ve 4.115,19-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 82.285,57-TL’nin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile yapılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali yönünde davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davaya konu işlerin yapılmasıyla ilgili dava dışı yüklenici … ile anlaşma yaptıklarını, davacı şirket ile bu hususta her hangi bir sözleşmelerinin olmadığını, davacının adı geçen kişi ile taşeron anlaşması yaptığını, kendileri tarafından davacıya yapılan ödemelerin adı geçen dava dışı …. adına ve hesabına yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, sözleşmelerin nisbiliği ilkesi gereği davalı ile sözleşme yapıldığının ispat edilmediği gerekçesi ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen karar, davacı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinafında özetle, dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak haksız ve hukuka aykırı kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı, davalı ile sözlü eser sözleşmesi kapsamında bakiye bedelin tahsili istemiyle yapmış olduğu takibe itirazın iptali ve takibin devamı talebinde bulunmuş, davalı şirket ise, icra takibindeki ödeme emrinin tebliğinden itibaren akdi ilişkiyi inkar etmiş, dava dışı gerçek kişi ile sözleşme ilişkisi olduğunu belirterek ve yazılı sözleşme de ibraz ederek davacı ile akdi ilişkisinin bulunmadığı yönünde cevap vermiştir.
Sözleşmeler hukukunun temel prensiplerinden biri de Sözleşmenin ancak tarafları arasında hüküm ve sonuç doğurarak sadece onlar yönünden hak ve borçlar doğuracağıdır. Sözleşmelerin nispiliği ilkesi denilen bu prensibe göre sözleşmede taraf olmayan biri hakkında bu sözleşmeden kaynaklanan hükümlere göre herhangi bir talep ileri sürülemez. Davadaki taraf sıfatı (husumet) ancak sözleşmeye taraf olması halinde kabul edilebilir. Aksi halde aktif (davacı yönünden), pasif (davalı yönünden) husumet yokluğu nedeniyle davanın esastan reddine karar verilir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ve özellikle davacı tarafından davalıya gönderdiği anlaşılan 21 Nisan 2015 tarihli yazıdaki beyanlarla akdi ilişkinin davacı ile dava dışı gerçek kişi arasında kurulduğu, davacı şirketin de dava dışı gerçek kişinin taşeronu olarak bir kısım imalatları yaptığı, davalı tarafından davacıya yapılan bir kısım ödemenin davalı ile dava dışı gerçek kişi arasındaki sözleşmeyle ilgili avansın dava dışı yüklenici adına davacıya yapılmış olduğunun anlaşılmasına göre, bu nedenle mahkemenin sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği akdin tarafları arasında kurulmadığına ilişkin kabulünün usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla, davacı akdi ilişkiyi yasal delillerle ispat edemediği gibi, dava dilekçesinde veya delil listesinde ayrıca ve açıkça yemin deliline de dayanmamış olduğu görülmüş olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/05/2017 tarih ve 2016/392 Esas, 2017/469 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 16/01/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.