Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1547
KARAR NO : 2019/150
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2017
NUMARASI : 2014/401 Esas, 2017/312 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 05/02/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, mülkiyeti davalıya ait İstanbul ili, …parsel sayılı taşınmaz üzerine taraflar arasında noter haricinde yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi devri sözleşmesi gereğince inşaat yapıldığını, noter harici sözleşmenin 4.4 maddesine göre davacıya isabet edecek 7 adet dairenin şerefiye hakkı saklı kalmak şartıyla kooperatife ait 2 bloğun en alt katında ve kooperatif yönetimince belirleneceğinin düzenlendiğini, davalı kooperatifin H-2 blok 2. Bodrum kat 2 nolu daire sahibine 16.500,00 TL ve 18.500,00 TL olmak üzere iki defada toplam 35.000,00 TL şerefiye bedeli ödendiğini, müvekkilinin 7 dairesi için ise toplam 240.200,00 TL şerefiye bedeli ödenmesi gerekirken 88.221,00 TL ödendiğini, bakiye şerefiye bedeli olarak 151.979,00 TL’nin tüm uyarılara rağmen ödenmediğini, müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, müvekkiline ait 7 daire için ödenmeyen 151.979,00 TL şerefiye bedelinin 01/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı yüklenicinin sözleşmeyi dava dışı …Tic.AŞ’ne devrettiğini ve devir bedelini aldığını, müvekkili tarafından belirlenen şerefiye farklarının hak sahiplerine ödendiğini, davacı mülkiyetindeki bağımsız bölümlere 110.700,00 TL şerefiye bedeli düştüğünü, davacıya 88.221,00 TL’sinin nakit ödendiğini, geri kalan 22.249,00 TL’nin ise davacının emlak vergisi borçlarına mahsup edildiğini, 26/05/2011 tarihli genel kurulda sadece H2 blok 2 nolu bağımsız bölüm maliki olan kooperatif üyesine inşaat ve yapı eksikleri nedeniyle bir defaya mahsus olmak üzere 18.500,00 TL ödendiğini, şerefiye denilse bile dayanışma ücreti olduğunu, kooperatif üyesi olmayan davacının talepte bulunamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, Kooperatifler Kanunu’nda şerefiyenin düzenlenmediği, ancak tip ana sözleşmenin 61. Maddesinde düzenlendiği, tarihsiz sözleşmede davacıya şerefiye bedeli ödenmesi kararlaştırılmış ise de yönetim kurulunun bu konuda genel kuruldan yetki almadığı, bu nedenle sözleşmenin davalı kooperatif yönünden bir bağlayıcılığı bulunmadığı, kaldı ki; bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere şerefiye bedelinin, kooperatiflerde ortaklar ile kooperatif arasında geçerli olup, kooperatif ortakları arasındaki eşitliği sağlamak ve dengeleri temin etmek gayesine matuf bir uygulama olduğu, her şeyden önce ortaklık dışındaki şahısların kooperatiften şerefiye adı altında bir hak talebinde bulunamayacağı, somut olayda davacı müteahhit inşaat sebebiyle kendisine verilen daireler dolayısıyla kooperatif ortağı yahut üyesi olarak kaydedilmemiş olduğundan ortaklara ait hak ve yükümlülüklerinden istifade etmeye hak kazanamamış olup, şerefiye bedeli adı altında bir talep hakkı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkiline ait 7 dairenin şerefiye bedelinin eksik ödendiğini, tarihsiz bilirkişi raporunun taleplerini doğruladığını, Kooperatifler Kanunu’nun 23. Maddesinde ortaklar arasındaki eşitliği sağlamak ve haksızlıkları gidermek için şerefiye düzenlemesi getirildiğini, 25.10.2016 tarihli bilirkişi raporunun dayanağı bulunmadığından kabul etmediklerini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi istenmiştir. Dava, eksik ödendiği ileri sürülen şerefiye bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Arsa sahibi SS.Özel Bir Konut Yapı Kooperatifi ile yüklenici… Tic.AŞ arasında düzenlenen Eyüp … Noterliği’nin 25/02/2008 tarih ve .. yevmiye nolu düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile, kooperatife ait arsa üzerinde inşaat yapılması kararlaştırılmıştır. Yüklenici …Tic.AŞ ile yeni yüklenici ….tic.Ltd.Şti arasında düzenlenen Büyükçekmece … Noterliği’nin 25/03/2010 tarih ve … yevmiye nolu düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile … firmasının 49/100 hissedarı olduğu taşınmazdaki hissesi ile arsa sahibi kooperatiften devralacağı 9/100 hisse ile birlikte arsanın toplam %58’ine tekabül eden 5.591,00 M2’sinin arsa payının inşaat ruhsatının alınmasından itibaren en kısa sürede yükleniciye ferağ edilmesi, iki blokta 120 daire yapılarak 7 adet … firmasına ve 113 adetinin kooperatife verilmesi, ayrıca yüklenici …r firmasına ait 1931 ada 11 parseldeki 3 adet bağımsız bölümün … firmasına devredilmesi hususları kararlaştırılmıştır. Sonrasında, arsa sahibi SS.Özel Bir Konut Yapı Kooperatifi ile devreden yüklenici … Tic.AŞ ve devralan yüklenici ….San.Tic.Ltd.Şti arasında düzenlenen adi yazılı ve 2011 tarihli “Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin Devri” başlıklı sözleşme ile, 25/02/2008 tarihli sözleşmenin devralan şirkete devredilmesi, 940.000,00 TL devir bedelinin 60.250,00 TL nakit veya çek vermek ve 7 daire verilmesi şeklinde ödenmesi kararlaştırılmış, sözleşmenin 4.4 maddesinde ise, devredene verilmesi gereken 7 adet dairenin, geçerli şerefiye hakkı saklı kalmak şartı ile devreden ve kooperatifin iki bloğunun konut olarak iskan alınacak en alt ve kooperatif yönetimince belirlenecek 7 dairesi olması kararlaştırılmıştır. Davalı kooperatif tarafından …bank Mercan Şubesi’ne gönderilen 01/12/2011 tarihli yazıda, Kooperatif şerefiye hesabında bulunan …’a ait 7 daireye isabet eden şerefiye bedeli olan 110.700,00 TL’den 22.479,00 TL emlak vergisi tutarı düşülerek bakiye 88.221,00 TL’nin … firmasının banka hesabına ödenmesi, 22.479,00 TL’nin ise Kooperatifin hesabına aktarılarak şerefiye hesabının kapatılması istenmiştir. Davalı vekilince emlak vergilerine ilişkin makbuz örnekleri dosyaya sunulmuştur. İlk bilirkişi kurulunca düzenlenen tarihsiz raporda, şerefiyenin daha değerli bölümleri alan ortakların daha az değerli bölümleri alan ortaklara yaptıkları ek ödeme olduğunu, gerek Kooperatifler Kanunu’nda gerekse Konut Yapı Kooperatifleri Tip Anasözleşmesinin 61. Maddesinde şerefiye bedellerinin tespit edilmesi konusunda kooperatif üyesi olmayanlara, örneğin kooperatife yapmış olduğu bir iş karşılığında herhangi bir firmaya ya da bir şirkete verilmesi kararlaştırılmış konut ya da iş yerleri için daha farklı veya düşük şerefiye bedeli belirlenebileceği ile ilgili açık veya örtülü bir düzenlemenin yer almadığını belirtmişlerdir. İkinci bilirkişi kurulunca düzenlenen 25/10/2016 tarihli raporda ise, 25/02/2008 tarihli sözleşmede taraflara ek ödeme yapılmasının belirlenmediğini, tarihsiz devir sözleşmesinin noterde yapılıp yapılmayacağının mahkemenin takdirinde olduğunu, sözleşme altında kooperatif yönetim kurulu üyelerinin imzası bulunmasına rağmen kooperatif kaşesi bulunmadığını, temsil ve ilzamın ancak kooperatif kaşesi altına atılacak imza ile mümkün olduğunu, davada şerefiye bedeli alacağı talep edildiğini, şerefiye bedelinin kooperatif ortakları arasındaki eşitliği sağlamak ve dengeleri temin etmek amacına matuf bir uygulama olduğunu, ortaklık dışındaki şahısların kooperatiften şerefiye adı altında bir talepte bulunma hakları olmadığını, somut olayda davacı yüklenicinin inşaat sebebiyle kendisine verilen daireler dolayısıyla kooperatife ortak olarak kaydedilmemiş olduğundan ortaklara ait hak ve yükümlülüklerden yararlanmaya hak kazanmadığından şerefiye konusunda bir bedel talep etme hakkına sahip olmadığını belirtmişlerdir. Somut olayda, davacı taraf, davalı kooperatifin bir kooperatif üyesine iki kez şerefiye bedeli ödediğini, müvekkiline eksik ödeme yapıldığını belirterek eksik ödenen şerefiye bedelinin tahsilini istemiş, davalı ise davacının vergi borcu düşüldükten sonra bakiyesinin ödendiğini, genel kurul kararı gereğince H2 blok 2 nolu daire maliki kooperatif üyesine bir defalığına eksik ve ayıplı imalatlar için ödeme yapıldığını, bunun dayanışma amaçlı olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin devrine ilişkin olarak düzenlenen tarihsiz ve adi yazılı sözleşmede devreden davacı şirkete şerefiye hakkı saklı kalmak üzere 7 daire verileceği belirtilmiş olup, bu 7 daire devredilmiştir. Davalı kooperatif tarafından tespit ettirilen şerefiye bedellerine uygun olarak davacının 7 dairesi için hesaplanan şerefiye bedeli, davacının emlak vergi borcu mahsup edilerek ödenmiştir. Davacı taraf, H2 blok 2 nolu bağımsız bölüm sahibine ikinci kez ve 18.500,00 TL olarak şerefiye bedeli ödendiği, ancak kendi daireleri için ödenmediğini ileri sürmekte ise de, bu husus genel bir uygulama olmayıp, 26/05/2011 tarihli genel kurulda alınan “üyelerden sadece bir kişiye, H2 blok 2 nolu daireye şerefiye hakkı ödenmesi konusunda verilen önergede daha önce belirlenmiş olan şerefiye bedeline 18.500,00 TL ilave edilip toplam 35.000,00 TL’ye çıkarılması” konusundaki önergenin oybirliği ile kabul edilmesine ilişkin genel kurul kararına dayandığı ve davalı tarafça bunun söz konusu dairedeki eksik ve ayıplar nedeniyle ödendiği açıklandığından, davacının bu uygulama nedeniyle kendi dairelerine de şerefiye ödenmesi gerektiğine ilişkin davasının yerel mahkemece reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/03/2017 tarih ve 2014/401 Esas, 2017/312 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 13,00-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 05/02/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.