Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1503 E. 2019/161 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1503
KARAR NO : 2019/161
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2017
NUMARASI : 2016/358 Esas, 2017/263 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 07/02/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dilekçesinde, taraflar arasında 06/03/2015 tarihinde müvekkili şirketin almış olduğu Karayolları 4. Bölge Müdürlüğü sınırlarında hasarlı oto korkulukların onarımı ve idare malı malzeme ile oto korkuluk yapılması işi ihalesi kapsamında yapımını taahhüt etmiş olduğu oto korkuluk montaj işlerinin davalı şirket tarafından yapılması konusunda taşeron sözleşmesi imzalandığını, aynı sözleşmenin 7.maddesinde davalı şirkete müvekkili şirket tarafından ve mülkiyeti davacı şirkete ait olan iş makinasının aylık 4.500,00-TL kullanım bedeliyle verildiğini, işin yapımında kullanılmasına izin verildiğini, aynı maddede davalı şirketin müvekkili firmanın talep etmesi halinde iş makinalarını kullanım süresinden evvel derhal teslim etmeyi ve her halükarda ya derhal teslim isteğinden veya kullanım süresinden sonra makinaları teslim etmediği her gün için 2.000,00-TL bedel ödeyeceğinin kabul edildiğini, davalı şirketin ilerleyen aylarda sözleşmede belirtilen işleri özenle yapmadığını, şantiyeyi terk ettiği, kısmen yaptığı işleri de eksik, özensiz ve kusurlu yaptığının tutanakla tespit edildiğini ayrıca davalı şirkete kullanması amacıyla verilen iş makinasının çalışma sahasında bulunmadığının tespit edildiğini, makinanın iadesi için ihtarname çekildiğini, bu çekilen ihtarnameden sonra davalı şirketçe kendilerine 09/12/2015 tarihinde ihtarname çekildiğini, bu ihtarnameyi tebliğ ettiklerini, ihtarnamede davacı şirketçe kendilerine ödeme yapılmadığı bu yüzden işlerine devam etmeyeceklerini belirttiklerini, söz konusu makinanın taraflarına teslim edilmediğini, çalışma sahasında da olmadığını, daha sonra jandarma ekiplerinin desteğiyle 10/03/2016 tarihinde teslim aldıklarını, ayrıca davacı taraf dava dilekçesinde, davalı firmaya 32.825,91-TL fatura borçları bulunduğunu, sözleşmeye göre buna el koyduklarını, davada haklı çıkmaları halinde hükmedilecek cezai alacaklarının ödeneceği konusunda emin olmadıklarını, bu nedenle fatura alacağı için tevdi mahalli tayini ve tedbir kararı verilmesini ve dilekçenin talep bölümünde sözleşmeden kaynaklanan 33.000,00-TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmişlerdir. Davalı taraf cevap dilekçesinde, yazılı eser sözleşmesini kabul etmiş, davacı şirketçe müvekkiline 32.825,91-TL ödemenin yapılmadığını, davacının sözleşmede üstlendiği ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğinden müvekkili şirket tarafından da yüklenilen işlere devam edilmediğini, müvekkiline fatura ödemeleri yapılmadığı için yasal hakkı olan hapis hakkını kullandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, “Davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 33.000.-TL cezai şart alacağının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı tarafça mahkememiz veznesine depo edilen 32.825,91.-TL’nin iş bu karar kesinleşinceye kadar taraflara ödenmemesine,” dair karar verilmiştir. Yerel mahkeme kararına karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi olduğu ihtilafsız olup, davacı yüklenici, davalı taşerondur. Davalı tarafın 32.825,91-TL fatura alacağının ödenmediği her iki tarafın kabulündedir. Taraflar arasındaki taşeron sözleşmesinde davacı tarafça davalıya kullanım üzerine verilen iş makinesinin süresinde iade edilmemesi sonucuna bağlı geciken her gün için davalı tarafından 2.000,00-TL ödeneceği kararlaştırılmış ve iş makinesinin tesliminde gecikme olduğu sabit ise de, davalı tarafça gönderilen 09/12/2015 tarihli ihtar ve yerel mahkemece kabul edilen, istinaf konusu edilmeyen davalı bakiye alacağının bulunduğunun anlaşılmasına göre davanın reddi gerekirken kabulü doğru olmamış, bu nedenle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine dair ve davada talep edilen kısmi dava olup, son kısma ilişkin olmamasına göre temyizi kabil olmak üzere yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2017 tarih ve 2016/358 Esas, 2017/263 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın REDDİNE, 4-Davacı tarafça ilk derece mahkemesi veznesine depo edilen 32.825,91-TL’nin iş bu karar kesinleşinceye kadar taraflara ödenmemesine, B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 563,56-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 519,16-TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa iadesine, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.960,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine, 2-Davalı tarafından yapılan 85,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 07/02/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.