Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1464 E. 2019/548 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1464
KARAR NO : 2019/548
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/05/2017
NUMARASI : 2015/73 Esas, 2017/488 Karar,
DAVANIN KONUSU: Cezai şart Alacağı
KARAR TARİHİ : 02/05/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 13/10/2014 tarihli satış sözleşmesi imzalandığını, bu satış sözleşmesi ile davalı şirketin davacı şirkete teknik detayları sözleşmede belirtilen 3.000 adet çadırı en geç 06/11/2014 tarihinde teslim etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, bu tarihe kadar teslimat yapılmaması halinde günlük 5.000,00-USD ceza ödeyeceğinin kararlaştırıldığı ancak 06/11/2014 tarihinde malın teslim edilemediğini ve müvekkilinin de her aldığı teslimattan “teslimdeki gecikmeden doğacak haklarımız saklıdır” ihtirazi kaydı ile 06/11/2014 tarihinden sonra peyderpey teslim edilen çadırları teslim aldığını, çadırların tüm eksikliklerinin davalı tarafından 10/12/2014 tarihinde tamamlanarak teslim edilebildiğini, bu nedenle davalı şirketin 34 günlük gecikmeden kaynaklanan toplam 170.000,00-USD cezai şartı ödemesi gerektiğini belirterek davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği hususlar dava dilekçesine eklenen belge ve delillere göre doğru olduğu anlaşılmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşmenin şartlarını yerine getirmeyerek temerrüde düşen ve geç ödemeye sebep olan davacı taraf olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Yapılan yargılama sonunda, yerel mahkemece istinaf inclemesine konu kararda; Davacının davasının kısmen kabulü ile, 42.500 USD nin dava tarihi olan 26/12/2014 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesine göre, Devlet Bankalarının USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazla talebinin reddine, ” dair karar vermiştir.Yerel mahkeme kararına karşı davalı taraf istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesine konu davada, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişiden kök ve ek rapor alınmış ve bu raporlar yerel mahkemece hükme esas alınmıştır. Hükme esas alınan kök raporda belirtilen gerekçeler dosya kapsamına, taraflar arasında düzenlenen ve her iki tarafın kabulünde olan yazılı sözleşme hükümlerine uygundur. Yine hükme esas alınan ek raporda bilirkişi heyeti davalının öz varlığı ile cezai şartı ödemesi halinde davalının ekonomik mahvına sebep olabileceğinden uygun bir indirim yapılması belirtilmiştir.Yerel mahkeme hükmüne esas alınan bilirkişi raporu dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur. Davalı taraf savunmalarını ispat edememiştir. Bu itibarla sözleşme konusu malların sözleşmeyle belirlenen zamanda tamamının davalı yüklenici tarafından ifa edilmediği, peyderpey teslim edilen mallarda davacı alacaklının ihtirazı kaydı bulunduğu, davalı tarafın açıkça yemine dayanmadığı anlaşılmış olup istinafa konu karar dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğundan davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.Davalı taraf istinaf dilekçesinde reddedilen bölüm yönünden davacı aleyhine yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmedilmemesinin hukuki olmadığını belirtmiş ise de, bu sebeple ilgili yerel mahkeme gerekçesi doğrudur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/05/2017 tarih ve 2015/73 Esas, 2017/488 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 6.752,49-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.688,12-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.064,37-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 02/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.