Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1460 E. 2020/1025 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1460
KARAR NO : 2020/1025
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2017
NUMARASI : 2014/738 Esas, 2017/325 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 08/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmalı olarak ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili yüklenici şirket ile davalı işveren şirket arasında 03/11/2012 tarihinde imzalanan sözleşme ile; davalının Rusya’da yapmayı taahhüt ettiği Çimento Fabrikası için müvekkilinin sac imalatı yapmayı üstlendiğini; tarafların birçok kez bir araya gelerek yaptıkları sözleşmeye ek protokoller ile malzemeden kaynaklanan fiyat farklarının da nasıl ödeneceği ve kaç ton imalat yapılacağı hususunda mutabakata vardıklarını; müvekkilince üretilen emtianın 120 tonluk son kalan kısmının tüm görüşmelere rağmen davalı tarafından teslim alınmaması üzerine İstanbul …. Noterliğinden gönderilen 06/01/2014 tarihli ve … yevmiye nolu ihtar ile davalının temerrüte düşürüldüğünü; yine de teslim alınmaması nedeniyle malın Akyazı İlçesinin Vakıf Köyünde bekletildiğini; Akyazı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/7 D.iş dosyasında da tespit yaptırdıklarını; malın teslim alınmamasından kaynaklanan zararlarına ilişkin 03/06/2014 tarihli … seri nolu fatura ile KDV’siz 375.753,31 TL’lik alacağın davalıya bildirildiğini, ancak faturanın davalı tarafından iade edildiğini belirterek, bilirkişi raporu ile sabit olan 03/06/2014 tarihli 342014 seri nolu fiyat farkı fatura bedelinden dolayı 125.915,44 TL, geç teslimden dolayı 6 aylık depolama ücretini gösterir 14.160,00 TL depo kira bedeli, malzemenin başka bir alana nakli için ödenen 9.440,00 TL ve emtianın süresinde alınmaması nedeniyle oluşan zararlarına karşılık 10.000,00 TL alacağından fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik 159.515,44 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin borcu olmadığını, davalının sözleşme ile yüklendiği edimlerini tam yerine getirmediğini, kendisine gönderilen ve alınan tüm mal bedellerinin ödendiğini, dava konusu olan kısım yönünden de 40.000,00 TL ödeme yapılmasına rağmen teslimin gerçekleşmediğini, sözleşmenin 4.5. maddesine uygun olarak faturanın yükleme sırasında ve ölçümleme sonrasında; fabrikada kamyon üzerinde tespit yapılmak suretiyle düzenlenmesi gerektiğini, buna uygun bir düzenlemenin söz konusu olmadığını belirterek malın teslimi konusunda karar verilmesini, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davacı tarafın talep ettiği kalemlerden 125.915,44 TL’lik kalemin geç teslimden dolayı fiyat farkı faturası olup; ancak bunun istenebilmesi için süresinde imal edilen emtiada, sözleşmede kararlaştırılan fiyata göre bir artış varsa bunun fiyat farkı olarak istenebileceği; oysa somut olayda davacının emtiayı ürettiği anda bir fiyat farkının söz konusu olmadığı; emtianın teslim alındığı tarihteki değerine göre fiyat farkı talep edildiği; ancak emtianın geç teslim alınmasından dolayı davacının fiyat farkı isteyemeyeceği, şartları varsa emtiayı saklamaktan kaynaklanan veya naklinden kaynaklanan kalemleri isteyebileceği; bunları da istediği nazara alınarak; bu kalem yönünden davacı lehine bir hüküm kurulamadığı, taraflar arasındaki sözleşmede, teslime kadar depo parası isteyebilmek için malzemenin davacı yanca korunması ve zarar görmemesi şartı konulduğu, mahkemece yaptırılan keşifte malzemenin zarar gördüğü tespit edilmişse de, mahkemece teslim konusunda davalının temerrüte düşürülünceye kadar malzemenin korunması ve zarar görmemesinin gerektiği; davalı temerrüte düşürüldükten sonra malı teslim alıncaya kadar geçecek süre için davacı tarafın depo gideri isteyebileceği; bu nedenle davalının temerrüte düşürüldüğü İstanbul …. Noterliğinin 06/01/2014 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarına göre temerrüt tarihi ile dava tarihi arasında geçen 6 ay 10 günlük net süre yönünden bilirkişilerin tespit ettiği aylık 1.500,00 TL depo kira bedeli üzerinden davacının 9.500,00 TL toplam depo kira bedeli isteyebileceği; emtianın nakli konusunda ise davalı teslimde temerrüte düşürüldükten sonra naklin zorunluluk ile gerçekleştiği belirlendiğinden nakil bedellerini isteyebileceği; her ne kadar bilirkişi nakil bedelini 10.300,00 TL olarak belirlemişse de mahkemece taleple bağlı kalınarak 9.440,00 TL’ye hükmedilebileceği, tarafların kayıtlarına göre de bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davacının 658,19 TL alacağının sabit olduğu, davalı kayıtlarında da yer aldığı gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne; 9.500,00 TL kira bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile; 9.440,00 TL nakliyat bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile; 658,19 TL de eski borcun dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine; fazlaya dair talebin reddine; davalı tarafın her ne kadar tespit talebi varsa da süresi içinde açılan karşı bir dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; davaya konu edilen 03/06/2014 tarihli … seri nolu 125.915,44 TL tutarlı malzeme fiyat farkı faturasının kaynağının geç teslim olmayıp 03/11/2011 tarihli yüklenici sözleşmesi ile bu sözleşmeye ek olarak yapılan 26/02/2013 tarihli protokol olduğunu protokol gereği taraflar üretim esnasında MTA’nın dolardaki kur farkından kaynaklanan malzeme fiyat farkını hesap ettiklerini ve bu farkın davacı şirkete ödenmesi yönünde 26/02/2013 tarihli protokolü imzaladıklarını; müvekkili şirketin MTA’yı üretip teslime hazır hale getirmesine rağmen imalat davalı şirket tarafından teslim alınmayınca protokole göre davalı şirkete daha önce gönderdiği malzeme listesinden yola çıkarak faturayı kestiğini; taraflar arasında kararlaştırılan malzeme fiyat farkının dolardaki kur farkından kaynaklandığını ve müvekkilinin emtiayı ürettiği anda doğan fiyat farkının olduğunu, mahkemece bu hususta hatalı değerlendirme yapıldığını; alının tüm malzemelerin ve hesaplanan fiyat farkı listesinin davalı şirketin elinde ve bilgisinde olduğunu, bu hesabın davalı şirketle paylaşıldığını, fakat davalı şirketin Rusya’daki işlerin durması nedeniyle artık bu imalata ihtiyaçları kalmadığından kur farkından kaynaklanan faturayı ödemeyi sürüncemede bıraktığını, davalı tarafça gönderilen ihtarnamede fiyat farkından kaynaklanan alacağın 71.433,67 TL’lik kısımını kabul ettiklerini, 25/07/2016 tarihli ek bilirkişi raporu ile KDV dahil toplam 125.915,44 TL alacaklı olduğu belirlenmesine rağmen mahkemece değerlendirmeye alınmadığını; imalatın ekim 2013 tarihiden itibaren teslime hazır halde bulundurulmasına ve 06/01/2014 tarihinde ihtarname keşide edilerek ürünleri teslim alması ihtar edilmesine rağmen davalı şirketin malları gelip teslim almadığı ve temerrüde düştüğü hususunun Akyazı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/7 D.İş dosyasında bilirkişi raporu ile belirlendiğini, bu tespit sonrasında davalı şirkete tebliğ edilen kira faturasına karşı davalı tarafça fatura bedeline itiraz etmesine rağmen 6,5 aylık 1500 TL’den toplam 9.750,00 TL depolama ve kira ücreti ödemeye hazır olduğunu kabulü ettiğini, davalı tarafın malları en son 10/08/2015 tarihli keşif esnasında teslim aldığını, buna rağmen mahkemece depolama devam etmesine rağmen sadece dava tarihine kadar olan kira bedelinin talep edebileceğin dair değerlendirmesinin hatalı olduğunu, malları süresinde teslim almayarak zarar görmesine davalının sebep olduğunu, müvekkilinin sözleşmeye göre muhafaza yükümlülüğünü yerine getirdiğini, makul süresinin aşılması üzerine korumalı kapalı olandan açık alana nakledildiğini bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına ve malların davalı şirketçe teslim alındığı 10/08/2015 tarihine kadar kira alacağına hükmedilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; mahkemece davacının fiyat faturası adı altında talebine konu ettiği alacak talebinin reddine dair verilen kararın yerinde olduğunu, taraflar arasındaki protokolde fiyat farkı talep edilebilmesinin koşullarının oluşmadığını; kira bedeli yönünden de; taraflar arasında düzenlenen sözleşme 2.maddesi ve 15.maddesi gereği davacı tarafça yapılan imalatın müvekkili şirketçe teslim alınana kadar davacının koruması altında kalacağı, imalatın kullanılacağı Rusya’daki nedenlerden dolayı ocak ayında hazır olduğu iddia edilen imalatın nisan mayıs ayına kadar depolanması gerektiğini, davacı tarafın buna rağmen 06/01/2014 tarihli ihtarname ile müvekkili şirketi temerrüte düşürmeye çalıştığını bilahare yapılan görüşmeler sonunda depolama konusunda mutabık kalındığını, ancak davacı tarafın bu mutabakata aykırı ek ödenmeler talep ettiğini, imalatın teslimi için Rusya şantiye sahası açıldığında malın teslimine yanaşmadığını ve eksik imalatları tamamlamadığını, müvekkili şirketçe gönderilen Beykoz….. Noterliğinin 16/05/2014 tarih … sayılı ihtarnamesi sonrası tespit yapıldığını, raporun kendilerine tebliğinden sonra yeniden ihtarname çektiklerini buna rağmen imalatın teslim edilmediğini, bu konuda tutulan tutanakların dosyada bulunduğunu, teslimde direnen tarafın davacı olduğunu, davacı tarafa borcun tamamının ödendiğini, mahkemece delillerin takdirinde hataya düşülerek kira bedeline hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu; davacının imalatı müvekkili şirkete teslim etmek yerine saklama koşulları uygun olmayan açık alana nakletmesinin sözleşme ve teamüle açıkça aykırı olduğundan bu işleme ilişkin nakliye masrafının müvekkili şirkete yüklenmesinin hatalı olduğunu, davacının tüm taleplerinin haklılığının bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını ve davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dairemiz tarafından HMK’nın 356. maddesi gereğince taraf vekillerinin istinaf talebinin duruşmalı olarak incelenmesine, istinaf sebeplerinin incelenmesi bakımından tahkikat duruşması açılmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ve yüklenici tarafından açılan alacak davasıdır. Eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde yüklenicinin borcu eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmek, iş sahibinin asli borcu ise TBK 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi olup her iki tarafın sözleşme ve sözleşme eki protokol doğrultusunda davranma yükümlülüğü bulunmaktadır.Taraflar arasında, 03.11.2012 tarihli Yüklenici Sözleşmesi ile bu sözleşmeye ek 26/02/2013 tarihli protokolün düzenlendiği ihtilafsız olup, davacının ürettiği sacın davalıya teslimine dairbir akti ilişkinin bulunduğu, davacı tarafça üretilen emtiadan son kısmın zamanında teslim alınmaması sonucunda, ortaya çıkan gecikme sebebiyle davacı tarafça iddia edilen fiyat farkı, gecikmeden kaynaklanan depo kira bedeli ve malzemenin zorunlu olarak bir başka yere nakli nedeniyle ödenen nakliye bedeli nedeniyle ihtilaf oluşmuştur. Akyazı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/7 D.iş sayılı delil tespiti dosyasında alınan 27/05/2014 tarihli raporda; depolama alanında bulunan teslim alınmayan ön ısıtıcı bölümündeki ürünlerin toplam 110.523 kilo olduğu, ön ısıtıcı bölümüne ait kalsinatörün ve diğer parçalara yönelik diğer imalatların toplam 120.821 kilo olduğu belirlenerek imal edilen parçalarda yer yer paslanmalar olduğu tespit edilmiş, teslimata hazır bekleyen parçaların depolandığı alanların 600m2 olarak ölçüldüğü; etki eden unsurlar değerlendirilerek aylık depolama kira ücretinin 1.500 TL olduğu ve tespit isteyenin imalatta yavaşlamanın olması firmanın depolama alanlarında bulunan vinçlerin iş kaybının azaltmasından dolayı hali hazırda üretimi bitirilen diğer ürünler için nakletme ve depolama işlemlerinde vinçlerin olmadığı alanlara forklift ile yapılması dalısıyla iş gücünün artması gibi nedenlerden dolayı zarara uğradığı tespit edilmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından 2015/86 talimat dosyası ile yapılan keşif sonucu alınan 02/11/2015 tarihli raporda; söz konusu ürünlerin hasarlı olduğu ve kullanılabilir hale gelmesi için ekstra işlemlere gereksinim olduğu; davacı ve davalı arasındaki borç/alacak ilişkisine göre dava tarihi itibarıyla davalı şirketin davacı şirkete 378.077.61 TL fazla ödemesi olduğu; teslim alınmayan ya da alınamayan dava konusu imalatın 13/08/2015 tarihinde 121.780 kilo olarak teslim alındığını; ürünlerin hasarsız olması halinde değerinin 378.735,80 TL olacağı; dava konusu en son telim edilen 121.780 kilo ile birlikte (378.735,80 TL – 378.077,61 TL= 658,19 TL) davacı şirketin davalı firmadan alacaklı olduğunu; davacı tarafından kesilen 120.821 kilo için 0,88 TL kilo/ birim fiyatlı 106.708,00 TL’lik fiyat farkı faturasının hangi malzemeye neye istinaden kesildiğinin anlaşılamadığını, ayrıca 10/11/2012 – 30/01/2014 tarih aralığından yapılan imalatların hepsi 3,11 TL/Kg birim fiyatı ile kesildiğinden ekstradan kesilen malzeme fiyat farkı faturasının fazladan kesilmiş gibi göründüğünü; imalatı yapan davacı şirket imalatın teslim alınıncaya kadar muhafazasından ve kurulmasından sorumlu olduğunu; alınmayan/alınamayan süre için imalatın zarar görememe şartı ile kira talep etme hakkı bulunduğunu; mahkemece davacı şirketin haklı bulunması durumunda dava tarihine kadar 6 ay dava açılması sonrası teslime kadar 13 ay olmak üzere 06/01/2014 -10/08/2015 tarih aralığında 19 ay için 1.500 TL’den 28.500 TL kira alacağı olduğunu; davacı malların başka bir yere taşınmazı için vinç bedeli 7.080 TL ve nakliye için 2.950,00 TL toplamda 10.300,00 TL masraf yapıldığını; davalı şirketin mallarını en son hali ile 13.08.2015 tarihinde teslim aldığını ve teslim alırken ilave olarak 17.034,96 TL masraf yapıldığını; davacı şirketin geç teslim nedeniyle kira ücreti ve yapılan nakil masrafları haricinde zarara uğramadığını belirtmişlerdir. İlk derece mahkemesi tarafından 2016/21 talimat dosyası ile alınan 25/07/2016 tarihli ek raporda; kök raporda belirlenmiş olan tespitlerin sabit olduğu dikkate alınarak; hasarlı ürün miktarını 1/3’lik kısmının yeniden imalinin gerektiği ve 2/3 kısmına ait ürünler için temizlik, yeniden boyanması gibi işlemler sonucunda kullanıma uygun olacağı dikkate alınarak bu operasyon için toplamda 341.450,26 TL tutarında ilave masrafın gerektiği; Davacı tarafından tespit edilmiş fiyat farkı tutarına ait 106.708,01 TL olduğu; davacı tarafından yapılan ilave nakliye stoklama ve kira bedeli için toplamda 38.530,00 TL tutarında ilave masraf yapıldığı, başkaca yapılan ilave giderin bulunmadığı beyan edilmiştir.Davacı tarafça geç teslimden dolayı fiyat farkı faturası 125.915,44 TL’nin tahsili talep edilmiştir. Taraflar arasındaki 26/02/2013 tarihli protokolde “bu güne kadar satın alınan malzeme ile ilgili fiyat farkı hesabının (620 usd ile malzeme satın alındığı fiyat arasındaki fark) … ödeneceğinin belirlendiği, hesabın ilgili malzemenin alış fiyatı +- 50 USD farkı geçmediği sürece 620 USD üzerinden yapılacağının düzenlendiği; bu durumda geç teslimden dolayı fiyat farkı faturası olan bu bedelin istenebilmesi için protokole göre süresinde imal edilen emtiada, sözleşmede kararlaştırılan fiyata göre (+-50 USD) bir artış varsa bunun fiyat farkı olarak istenebileceğinden Dairemizce yapılan yargılama sırasında dosyada daha önce rapor düzenleyen serbest mali müşavir … 2019/59 talimat dosyası ile alınan 14/06/2019 tarihli ek raporda; ürünün neden alınmamış yada neden alınamamış olduğu sorularının netlik kazanması ile mahkemenin kira ödenip ödenmeyeceğine hükmetmesi durumunda; mahkemenin depo kira bedeli olarak temerrüt tarihi 06/01/2014 tarihinden dava açılış tarihi olan 16/07/2014 tarihine kadar geçen 6 ay 10 gün için aylık kira bedeli 1.500 TL’den 9.500,00 TL kira tutarı olacağı; depo kira bedeli olarak temerrüt tarihi 06/01/2014 tarihinden malın teslim alındığı 10/08/2015 tarihine kadar geçen sürede toplam kira bedelinin 28.700,00 TL olacağı; yapılan işle ilgili fiyat farkı oluşup oluşmadığı konusunda teknik bilgiye sahip olmadığı beyan edilmiştir.Dairemiz tarafından alınan bu ek rapor karar vermeye yeterli olmadığından, bu kez dosya kapsamında daha önce 14/06/2019 tarihli asıl ve ek rapor düzenleyen teknik bilirkişilere ilaveten mevcut mali müşavir bilirkişi … dışında dava konusu edilen hususlarda rapor düzenleyecek başka bir uzman mali müşavir bilirkişi de ilave edilmek suretiyle bilirkişi kuruluna tevdii ile taraf vekillerinin beyan ve itirazları incelenerek bu itirazları karşılar mahiyette ve Dairemizce yazılan 11/03/2019 tarihli talimat evrakında belirtilen “davacının malzeme fiyat farkı talebine ilişkin olarak ek ve kök rapor arasında çelişki bulunduğu ve dosyaya sunulan 26/02/2013 tarihli protokolün değerlendirilmediği anlaşıldığından, dosyada bulunan 26/02/2013 tarihli protokol hükümleri, davacı tarafından sunulan fiyat farkına ilişkin liste ve faturalar ile tüm dosya kapsamı göz önüne alınarak, protokolde belirtildiği gibi bir kur farkı oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, oluşmuş ise hangi malzemelerde ne miktar bir kur farkı oluştuğu tespit edilerek, kur farkı nedeniyle oluşacak davacı alacağı varsa hesaplanması konusunda, tarafların itirazları da dikkate alınarak ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınmasına karar verilmiştir.Bilirkişi heyeti tarafından 2020/1 talimat dosyası ile düzenlenen 03/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda; söz konusu ürünlerin hasarlı olduğu ve kullanılabilir hale gelmesi için ekstra işlemlere gereksinim olduğu; davacı ve davalı arasındaki borç alacak ilişkisinde dava tarihi olan 16/07/2014 tarihi itibari ile davalı şirketin davacı şirkete 378.077,61 TL fazla ödemesi olduğu, ancak davalı tarafça fatura iade edilse de bu değerin davacı yan alacağına kayıtlı olması gerektiğini, fatura şartlarından mal teslim edilmediği için geçersiz olmasının anlamsız olduğunu; ek protokolün 5.maddesinin davacıya bu hakkı verdiğini ve 3.maddesinin anlaşmazlıktan dolayı uygulanamadığı ve fatura kesilerek davalıya gönderildiğini; teslim alınmayan ya da alınamayan dava konusu imalatın 13/08/2015 tarihinde 121.780 kilo olarak teslim alındığını; teslim edilen dava konusu malın değerinin 375.753,31 TL + 67.635,60 = 443.388,91 TL olması gerektiğini, çünkü bu tarihten sonra iade alınamayan KDV tutarınında davacının alacak değeri olarak kabul edilmesi gerektiğini; dava konusu en son teslim edilen 121.780 kilo ile birlikte (443.388,91 + 2.517.217,39 = 2.960.606,30 TL) – 2.895.295 = 65.311,30 TL davacı şirketin davalı firmadan alacaklı olduğunu; davacı tarafından kesilen 125.915,44 TL’lik fiyat farkı faturasının ek protokol 5. maddesine uygun olduğunu, ancak burada ekte sunulmuş olan ve tabloda sarı olarak işaretlenen hammade cinsleri ile miktarları üzerinde oluşan kur farkları ile TL bazında kesilebilecek ve protokol sözleşmesine uyan (+-50 USD) şartına uyan 76 kalem malzemeden ancak 40 adedi için KDV dahil toplamda 87.161,69 TL olması gerektiğini; imalatı yapan davacı şirket imalatın teslim alınıncaya kadar muhafazasından ve kurulmasından sorumlu olduğunu; alınmayan / alınamayan süre için imalatın zarar görememe şartı ile kira talep etme hakkı bulunduğunu; mahkemece davacı şirketin haklı bulunması durumunda dava tarihine kadar 6 ay dava açılmış sonrası teslime kadar 13 ay olmak üzere 06/01/2014 – 10/08/2015 tarih aralığında 19 ay için 1500 TL’den 28.500 TL kira alacağı olduğunu; davacı malların başka bir yere taşınmazı için vinç bedeli 7.080 TL ve nakliye için 2.950,00 TL toplamda 10.300,00 TL masraf yapıldığını; davalı şirketin mallarını en son hali ile 13.08/2015 tarihinde teslim aldığını ve teslim alırken ilave olarak 17.034,96 TL masraf yapıldığını; davacı şirketin geç teslim nedeni ile kira ücreti ve yapılan nakil masrafları haricinde 65.311,30 TL + 87.161,69 TL = 152.472,99 TL toplamda davacı yanın alacak miktarına dava sonucuna göre kira ve nakliye alacakları eklenerek tutardan davalının 17.034,96 TL’lik masraf tutarının tenzil edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Tüm dosya kapsamı ve bilirkişiden alınan gerekçeli, denetime açık, yasal düzenlemelere uygun bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından talep edilen 125.915,44 TL’lik fiyat farkı faturasının ek protokol 5. maddesinde uygun olduğu, ancak rapor ekinde sunulmuş olan ve tabloda sarı olarak işaretlenen hammade cinsleri ile miktarları üzerinde oluşan kur farkları ile TL bazında kesilebilecek ve sözleşmeye ek protokole uyan (+-50 USD) şartına uyan 76 kalem malzemeden ancak 40 adedi için KDV dahil toplamda 87.161,69 TL’nin belirlendiği ve davacının fiyat farkı talebi için bu miktarı talep edebileceğinden ilk derece mahkemesi tarafından davacının bu kalem alacağının reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Taraflar arasındaki sözleşme 4.5 maddesinde, sözleşme kapsamında imalatı yapılacak malzemenin fabrikasında kamyon üzerinde teslim edileceği düzenlenmiş ise de davacı tarafça ürünlerin teslime hazır hale getirilmesi ve davalı tarafa bu konuda ihtar çekilmesine rağmen ürünlerin davalı tarafça teslim alınmaması nedeniyle depodan çıkarılarak açık araziye nakledildiği ve bu nedenle hasarın oluştuğu; ilk derece mahkemesi tarafından yapılan keşif sonucu alınan raporda ürünlerin hasarlı olduğu, hasarlı ürün miktarını 1/3’lik kısmının yeniden imalinin gerektiği ve 2/3 kısmına ait ürünler için temizlik, yeniden boyanması gibi işlemler sonucunda kullanıma uygun olacağı tespit edilmiştir. Ancak, bu durumda emtiayı teslim almayarak teslim konusunda temerrüde düşen davalı iş sahibinin oluşan sonuçtan sorumlu olduğu ve malın teslim tarihine kadar geçecek süre için davacı tarafın depo kira gideri ve malın nakliyesi için yapılan masraf bedelinin talep edilebileceği; davalının temerrüte düşürüldüğü İstanbul …. Noterliğinin 06/01/2014 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarına göre temerrüt tarihi ile dava tarihi arasında geçen 6 ay 10 günlük net süre yönünden bilirkişilerin tespit ettiği aylık 1.500,00 TL depo kira bedeli üzerinden davacımızın 9.500,00 TL toplam depo kira bedeli isteyebileceği; dava tarihinden sonraki alacak iddiasına karşı hüküm tesis edilemiyeceğinden davacının bu konudaki talebi dikkate alınmaksızın dava tarihine kadar geçen süreye ilişkin 9.500,00 TL kira bedeli ile malın nakliyesi için yapılan masraf bedelinin taleple bağlı kalınarak 9.440,00 TL için davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan incelemede davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak davacı yüklenicinin davalı iş sahibinden talep edebileceği 87.161,69 TL kur farkı alacağı, 9.440,00 TL nakliyat bedeli ve 658,19 TL bakiye borç ve 9.500,00 TL kira bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-Davalı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 3-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.04.2017 tarih, 2014/738 Esas, 2017/325 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Davanın kısmen kabulüne, 87.161,69 TL kur farkı alacağı, 9.440,00 TL nakliyat bedeli ve 658,19 TL bakiye borcun dava tarihinden işleyecek ticari faiziyle; 9.500,00 TL kira bedelinin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine, 5-Süresi içerisinde açılmış bir karşı dava bulunmadığından davalının tespit talebi hususunda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN1-Alınması gereken 6.643,82 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.724,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.919,67 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 2.724,15 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,3-Davacı tarafından yapılan 382,50 TL tebligat ve posta gideri, 3.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.982,50 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 2.428,21 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,4-Davalı tarafından yapılan 150,00 TL tebligat ve posta gideri, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.750,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren …. TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 13.189,69 TL TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 8.893,22 TL TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde ve karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,2-Davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 70,00 TL istinaf avansı, 6.000,00 TL bilirkişi ücreti, 1.840,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 7.995,70 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,3- Davalı yönünden alınması gereken 6.643,82 TL den davalı tarafından peşin yatırılan 334,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.309,14 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından ve davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dair, duruşmalı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/10/2020