Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1420 E. 2019/110 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1420
KARAR NO : 2019/110
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/02/2017
NUMARASI : 2014/1512 Esas, 2017/70 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 29/01/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, zemin döşemesi yapım işi nedeniyle yazılı eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan cari hesaba dayalı genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın ve icra inkar / kötüniyet tazminatlarının reddine dair verilen karar davacı taşeron şirket vekilince ve davalı yüklenici şirket vekilince katılma yoluyla kötüniyet tazminatı yönünden süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davacı taşeron vekili, taraflar arasında imzalanan 23.08.2013 tarihli sözleşme gereği müvekkilinin sözleşmeye konu zemin döşeme işini tamamlayarak teslim ettiğini belirterek, davalı şirket tarafından ödenmeyen fatura konusu 50.000,00 TL’nin tahsili için başlatılan takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğin ve bu nedenle alacağın belirsiz hale gediğini belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutarak belirsiz alacak davası kapsamında itirazın şimdilik 10.000,00 TL üzerinden iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş ve aşamada 18.04.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle talep miktarını 40.000,00 TL artırarak 50.000,00 TL’ye yükseltmiş ve davasına “blokenin kaldırılması” talebini de eklemiştir.; davalı yüklenici şirket vekili savunmasında, işin geç teslimi nedeniyle ana sözleşmeye dayanılarak dava dışı işveren tarafından müvekkili şirket aleyhinde 693.000,00 TL gecikme cezası kesildiğini, davacı dahil birden çok taşeron şirketten sorumlulukları oranında bu cezaya karşılık kesinti yapıldığını, işveren aleyhine bu kesintisinin iadesi için dava açtıklarını, kesintinin iadesi sağlandığında, davacıya takip konusu paranın ödeneceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl işveren tarafından davalı aleyhinde kesilen 693.000,00 TL gecikme cezası davalıya ödenmedikçe davaya dayanak takip konusu paranın muaccel olmadığından bahisle istenemeyeceğini belirterek davanın ve şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebi ile takibin kötüniyetli yapıldığı hususu ispatlamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. İş bu karar davacı ve katılma yoluyla davalı vekilince istinaf edilmiş, davalı istinafının sadece kötüniyet tazminatına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taşeron şirket vekili istinaf talebinde özetle; davalı tarafından dosyaya aslı ibraz edilmeyen 31.12.2013 tarihli belgeyi kabul etmediklerini, cezai şart koşullarının bulunmadığını, teminat mektubu olduğu halde bu paraya teminat amaçlı olarak bloke konulamayacağını, davalının, dava dışı işveren aleyhine açtığı iade davasını kazandığını, işin sözleşmeye uygun ifa edilerek teslim edildiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yüklenici şirket vekili istinafında; davacının icra takibini kötüniyetli olarak başlattığını ileri sürerek koşulları bulunduğu halde kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu savunmuştur.
Davalı-borçlu yüklenici şirket aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasında 51.985,24 TL üzerinden takip yapılmış, davalı taraf kabul ettiği 1.985,24 TL’yi 03.10.2014 tarihli …bank’a ait dekontla masraflarıyla birlikte toplam 2.356,32 TL olarak yatırmış, kalan 50.000 TL’ye ise itiraz etmiştir.
Taraflar arasında zemin döşemesi yapım işini konu alan yazılı eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ihtilafsızdır. Dosyada mevcut imzası ve içeriği inkar edilmeyen taraflarca imzalanmış 31.12.2013 tarihli Kesin Hakediş raporu ekinde bulunan “Kesinti ve Cezalar” başlıkı aynı tarihli belgede “gecikme cezası nedeniyle geçici olarak bloke edilecek tutar” ibaresiyle 50.000,00 TL ‘nin davacıdan kesilerek kalan hakediş bedelinin ödendiği anlaşılmaktadır. Söz konusu miktar taraf defter kayıtlarıyla da sabittir. Davacı bu bedeli cari hesap alacağı olarak talep etmiş, davalı taraf ise gecikme nedeniyle tutulduğunu, asıl işveren tarafından gecikme nedeniyle kendisinden kesilen 693.000,00 TL ‘nin tahsili halinde bu tutarın iade edileceğini savunmuştur. Davalı yüklenici şirketin dava dışı kendi iş sahibi tarafından kesildiğini iddia ettiği 693.000,00 TL’nin iadesi için açmış olduğu dava, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesince gecikmenin iş sahibinin kusuru nedeniyle yaşandığı gerekçesiyle kabulle sonuçlanmış ve ancak henüz kesinleşmemiştir. Davalı yüklenici şirket eldeki davada, dava dışı iş sahibi tarafından kendisinden haksız olarak kesilen gecikme cezasını iade alması halinde iş bu bedelin davacıya ödeneceğine ilişkin beyanda bulunmuştur. O halde, öncelikle bahsi geçen dosyanın sonucunun beklenmesi zorunludur.
Sonuç olarak; tarafların sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, davacı taşeron şirket vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, davalı yüklenici tarafnıdan dava dışı iş sahibine karşı 693.000,00 TL’nin iadesi için açtığı ve kabulle sonuçlanan İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1140 Esas sayılı dava dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi, kararın kabul edilen şekliyle kesinleşmesi halinde, davalı yüklenicinin bahsi geçen 693.000,00 TL ‘nin tahsili halinde eldeki dava dayanağı takip konusu bedelin ödeneceğine ilişkin beyan/savunmasına göre kabul kararı verilmesi, aksi halde davacı hariç birden fazla taşeronla iş yapıldığı hususu da gözetilerek anılan dava dosyasında varsa gecikme sebebi de gözetilerek eldeki davada gecikmenin olup olmadığı, kesintinin yapıldığı 31.12.2013 tarihli belgedeki kesinti gerekçesine ilişkin ibare içeriği de taraf beyan ve savunmalarıyla birlikte değerlendirilerek, gecikme cezası veya teminat niteliğinde olup olmadığının belirlenmesine, buna uygun niteleme yapıldıktan sonra kabul edilecek niteliğine göre koşullarının da incelenerek değerlendirildikten sonra sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurulması için kararın kaldırılarak dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/02/2017 tarih, 2014/1512 Esas, 2017/70 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 29/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.