Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1419 E. 2019/662 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1419
KARAR NO : 2019/662
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/05/2017
NUMARASI : 2014/51 Esas, 2017/322 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 21/05/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davacı-karşı davalı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili …. Ltd. Şti. ile davalı şirket … A.Ş. arasında; 030 sözleşme numaralı 02.04.2013 tarihli 390.000,00 TL. (+KDV) bedelli sözleşme(Ek-2), 030-EK1 sözleşme numaralı 31.05.2013 tarihli 850.000,00 $ (+KDV) bedelli sözleşme(Ek-3), 030-EK2 sözleşme numaralı 17.06.2013 tarihli 699.000,00 $ (+KDV) bedelli sözleşme(Ek-4) ve 030-EK3 sözleşme numaralı 23.07.2013 tarihli 2.246.644,16 $ (+KDV) bedelli sözleşme(Ek-5) imzalandığını, iş bu sözleşmelerden 030 sözleşme numaralı 02.04.2013 tarihli sözleşme uyarınca davacı şirkete ödenmesi gereken miktarın toplam 390.000,00 TL.(+KDV) olduğunu ancak, taraflarca yapılan keşif ve incelemeler neticesinde, müvekkili şirket tarafından 427.261,14 TL. + 76.907,01 TL. (KDV) = 504.168,15 TL. Miktarında toplam iş yapıldığının tespit edildiğini, yine taraflar arasında akdedilen 030-EK1, 030-EK2 ve 030-EK3 sözleşme numaralı sözleşmeler uyarınca davacı şirkete ödenmesi gereken miktarın toplam 3.765.644,16 $ (+KDV) olduğunu ancak, taraflarca yapılan keşif ve incelemeler neticesinde, müvekkili şirket tarafından 3.950.999,08 $ + 711.179,83 $ (KDV) = 4.662.178,91 $ miktarında toplam iş yapıldığının tespit edildiğini, davalı şirket tarafından iş bu sözleşmelere istinaden toplam 7.454.859,91 TL. ödeme yapıldığını, bu sözleşmeler uyarınca davalı şirketçe 02.10.2013 tarihinde hazırlanan hakediş raporlarında, 30.762,80 TL ceza ve 1.848,60 TL kesinti, 294.961,94 $ ceza ve 17.991,35 $ kesinti yapıldığının müvekkili davacı şirkete bildirildiğini, davacı şirketçe ceza ve kesintilerin kabul edilmemesi ve ibraname / feragatname imzalanmaması halinde bakiye kalan borç miktarının ödenmeyeceği yönünde korkutma davacı şirkete bildirildiğini,bu hususun tanık beyanları ile açığa çıkacağını, davacı şirketin tüm bu hakediş raporlarına göre 1.024.133,12 $ ve 109.518,41 TL alacağının mevcut olduğunu, müvekkili şirketin iş bu alacağını alamaması halinde ekonomik zorluklar içine gireceğini ve ödemelerini yapamaz hale geleceğini, alacak miktarının yüksek olması da dikkate alındığında bu hususun açıkça ortada olduğunu, bu durumda, tüm alacağı zamanında alamamak riski ile karşı karşıya kalan müvekkili şirketin, ekonomik zorluk içine girmek istemediğinden, hakedişlerin tanzim edildiği tarihte, davalı tarafın korkutması ile 02.10.2013 tarihli ibraname ve feragatnameleri imzalamak zorunda kaldığını, alacak miktarının yüksek olmasının korkutmanın en açık göstergesi olduğunu, bu hususlarda tanıklarının da beyanda bulunacaklarını, davalı şirketten olan alacak miktarının 1.024.133,12 $ ve 109.518,41 TL iken, iş bu ibraname ve feragatnameler uyarınca alacak miktarı 711.179,83 $ ve 76.907,01 TL olduğunu, müvekkili davacı şirketin, alacağının bu kadar kısmını dahi kurtarmak ve ekonomik zorluk çekmemek adına zorla ve korkutma altında iş bu ibraname ve feragatnameleri imzalamak zorunda kaldığını, bu hususlarda tanıklarının da beyanda bulunacaklarını, bu nedenle Türk Borçlar Kanunu’nun 38. maddesindeki yazılı şartlar gerçekleştiğini, ibraname ve feragatnamelerin geçersiz olduğunu ve taraflarını bağlamadığını belirtmek amacıyla bu davayı açtıklarını, tüm bu ibranameler ve feragatnameler imzalandıktan sonra, davalı şirket tarafından hakediş raporlarına konu olan ceza miktarlarına ilişkin müvekkili şirkete, davalı şirketçe aynı tarihte (02.10.2013) …numaralı ve … numaralı faturalar teslim edildiğini, müvekkili davacı şirketin, zorla ve korkutma altında ceza bedellerini kabul ettiği için, iş bu faturalara yasal süresi içinde itiraz ettiğini (Antalya …. Noterliği’nin 04.11.2013 tarih … Yevmiye sayılı İhtarnamesi) ancak, yine iş bu faturaların müvekkili şirketin ticari defterlerine kayıt edilmediğini ve itiraz edildiğini öğrenen davalı şirketin, ibraname ve feragatnameler uyarınca kalan alacak miktarı olan 711.179,83 $ ve 76.907,01 TL.’nı da ödemediğini, taraflarınca iş bu bedel hakkında Antalya 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/242 D.İş sayılı dosyası ile İhtiyati Haciz kararı alındığını ve yine Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili davacı şirketin, sırf bu yüksek miktarda olan alacağını alamadığı için ödemelerini yapamaz duruma geldiğini. bu hususu çok iyi bilen davalı şirketin, yine davacıyı korkutmayı başardığını ve icra takibinden vazgeçirdiğini, davalı şirketin bu korkutması ile de, 711.179,83 $ ve 76.907,01 TL. yani toplam 1.786.623,72 TL. Olan borcunu 1.500.000,00 TL. olarak ödediğini ve yine müvekkilini zarara uğratarak, kendine aşırı bir menfaat sağladığını, davalı şirketin, tüm aşamalarda, ibraname ve feragatnamelerin imzalanmasında ve icra takibinden vazgeçilmesinde, kendisine aşırı bir menfaat sağladığını, hakediş raporları dikkate alındığında, müvekkili şirketin toplam 312.953,29 $ ve 32.611,40 TL. alacağından iş bu ibranameler ve feragatnameler uyarınca vazgeçtiğini ve bu şekilde davalı şirketin haksız ve aşırı menfaat elde ettiğini, ayrıca, başlatılan icra takibine de yasal hakkı olan itiraz hakkını kullanacağını ve bu şekilde alacağın alınmasını engelleyeceğini belirtip davacıyı korkutarak da 286.623,72 TL. alacak hakkından vazgeçilmesini sağladığını ve yine kendisine aşırı bir menfaat sağlamış olduğunu, kaldı ki, hakediş raporlarında yazılı olan ceza miktarlarının da gerçeği yansıtmadığını, davalı tarafın, sözleşmelere aykırı şekilde ceza miktarlarını belirlediğini, sözleşmeler uyarınca ceza miktarları hesaplandığında, hakediş raporlarında yazılı olan miktarların çok çok altında bir ceza miktarı olduğunun ortaya çıkacağını ayrıca, sözleşmelere konu işler yapılmakta iken, davalıya otel inşaatı Bodrum Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından mühürlendiğini, davacı şirketin işlerini geç teslim etmesinin ve hakediş raporlarına konu olan ceza miktarlarının nedeninin ise otelin mühürlü olmasından kaynaklandığını belirterek, taraflar arasında belirli olmayan ve yargılama ile ortaya çıkacak olan fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 100.000,00 TL. alacaklarının davalı şirketten alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, müvekkili şirketin Bodrum ilçesi Torba Mahallesindeki 75,000 metrekare tahsisli arazisi üzerine 36.500 metrekare büyüklüğündeki turizm tesis inşaatını, onlarca yüklenici ile yaptığı anlaşmalar çerçevesinde tamamladığını, müvekkili şirketin yapılan tüm işlerin denetimini, kontrolünü ve hak edişini de gene yüklenici …San. ve Tic.A.Ş. ile yaptığı “Teknik Danışmanlık ve Kontrolörlük Hizmeti Sözleşmesi)” uyarınca gerçekleştirdiğini yani müvekkili şirketin, yüklenicilerin işlerinin denetimi, hakedişlerinin hazırlanmasını dahi profosyenel hizmet veren başka bir yüklenicinin hizmeti ile ifa ettiğini, müvekkili şirketin; söz konusu tesisin mermer işlerini de davacı-karşı davalı şirkete; 030 numaralı 02.04.2013 tarihli 390.000,00 TL.(+KDV) bedelli, 030-EK1 numaralı 31.05.2013 tarihli 850.000,00$ (+KDV) bedelli (Ek-3), 030-EK2 numaralı 17.06.2013 tarihli 699.000,00$ (+KDV) bedelli (Ek-4), 030-EK3 numaralı 23.07.2013 tarihli 2.246.644,16$ (+KDV) bedelli (Ek-5) sözleşmeler ile verdiğini, davacı şirketin son derece kötüniyetli olduğunu, haksız kazanç sağlamanın peşinde olduğunu, davacı şirket yetkilisinin refakati ile kontrol edilmiş ve 02/10/2013 tarihli hakediş raporları hazırlandığını, hazırlanan hakediş raporlarının;a) 427.261,14-TL+76.907,01-TL (KDV) tutarlı Yüklenici hakediş raporu:Sözkonusu hak ediş raporunun, davacı şirket yetkilisi, kesin hesap şefi, ince işler şefi, şantiye şefi, proje müdürü ve ….A.Ş. yetkilisi tarafından müştereken imza altına alındığını, yani iddia edildiği gibi davacı tarafa bildirilmiş değil davacı şirketin yetkilisinin katılımı ile birlikte imza altına alındığını, sözkonusu hak ediş raporunun dayandığı 030 nolu 02/04/2013 tarihli sözleşmenin bedeli 390,000,00TL+KDV olmasına rağmen hakediş bedeli 427.261,14TL+KDV olarak tespit edildiğini, iddia edildiği gibi korkutma ile ibraname imzalatabilecek bir şirketin, sözleşme bedelinden daha fazla miktarda davacı lehine hakediş düzenlemesi söz konusu olamayacağını, sözkonusu hak ediş raporunda; dava konusu 30.762,80TL ceza, 1.1.848,60TL kesinti ibranameden önce mevcut olup davacı şirket yetkilisi, kesin hesap şefi, ince işler şefi, şantiye şefi, proje müdürü vc ….A Ş yetkilisi tarafından müştereken imza altına alındığını, kesinti ve cezaya ilişkin hakediş raporuna hiçbir itirazi kayıt düşülmediğini, kaldı ki davacı vekili dilekçesinde; sözkonusu hak ediş raporunun, sözleşme bedelini artıran miktar kısmına yani belgenin lehine olan bölümüne itiraz etmediğini, kesintiler ve ceza kısmına itiraz ettiğini, bu hususun dahi davacının kötü niyetinin ispatı olduğunu, oysa ki bir belge altındaki imzanın belgenin bütünü için geçerli olduğunu, sözkonusu hak ediş raporunda belirtilen 1.848.60TL kesintinin, sözleşmenin damga vergisinin ½’si olduğunu, 030 nolu sözleşmenin 16. maddesinin son cümlesinde sözleşmeden doğan ve doğacak damga vergisinin taraflarca yarı yarıya ödeneceğinin düzenlendiğini, hakediş raporunda yer alan 30.762,80TL ceza, sözleşmenin 6.4, maddesinde, günlük gecikme cezası olarak düzenlenen madde uyarınca hesaplanan ceza olduğunu ve sözleşmenin 6.5. maddesinde de bu cezanın hak edişten hiçbir ihtara gerek kalmaksızın kesileceğinin hüküm altına alındığını, işin geç teslimi nedeniyle davacı şirket yetkilisinin de imzaladığı hak ediş raporunda belirlenen cezaya ilişkin olarak davacı şirkete 497581 nolu fatura müvekkili şirket tarafından tanzim edildiğini, söz konusu sözleşmenin 3.697,20TL tutarında damga vergisinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini, ½’sinin 1.848.60TL olduğunu, tarafların bildirdikleri vakıalarda dürüstlük ve gerçeklik kuralına uymak zorunda olduklarını, davacı dilekçesinde, kesinti ve cezaların gerçeğe aykırı olgularla açıklamakta mahkemeyi yanıltmaya çalışmakta olduğunu, davacı-karşı davalı şirket, ödenen damga vergisini dahi dava konusu yaptığını, söz konusu hak ediş raporunda tespit edilen alacak miktarı olan 427.261,14-TL+KDV’nin 394.649,74TL’lik kısmı işin tesliminden, hak ediş raporundan, ibranameden çok önce ödendiğini, yani alacağın ödenmeyeceği korkusuyla ibraname imzaladığını iddia eden davacının alacağının %80’i hakediş raporundan ve ibranameden çok önce tahsil edildiğini, bu hususun davacının da kabulünde olduğunu, dolayısıyla alacağının ödenmeyeceği iddiasının gerçek dışı olduğunu, iftira teşkil ettiğinin belgelerle ortada olduğunu, kaldı ki kabul etmemekle birlikte korkutmanın aşırı bir menfaat temin etmesi gerekir ki alacağının sadece KDV’si kalmış bir şirketten nasıl aşırı menfaat temin edilmiş olabileceğini, davacı şirketin, 030 nolu sözleşme uyarınca hazırlanan hak ediş raporuna istinaden 548013 sıra nolu ve 02/10/2013 tarihli fatura tanzim etmiş ve gene aynı tarihli ibraname ve feragatname imzalayarak müvekkili şirkete teslim ettiğini, b) 950.999.08 USD+711.179,83USD (KDV) tutarlı yüklenici hakediş raporu:Sözkonusu hak ediş raporu davacı şirket yetkilisi, kesin hesap şefi, ince işler şefi, şantiye şefi, proje müdürü ve ….A.Ş. yetkilisi tarafından müştereken imza altına alındığını, yani iddia edildiği gibi davacı tarafa bildirilmiş değil davacı şirketin yetkilisinin katılımı ile birlikte imza altına alındığını, sözkonusu hak ediş raporunun dayandığı 030-EK 1 nolu 31/05/2013 tarihli, 030-FK 2 nolu 17/06/2013 tarihli, 030-Ek 3 nolu 23/07/2013 tarihli sözleşmelerin toplam bedelinin 3.765.644,16 USD +KDV olmasına rağmen hak ediş bedelinin 3.950.999,08USD+ 711.179.83USD (KDV) olarak tespit edildiğini, iddia edildiği gibi korkutma ile ibraname imzalatabilecek bir şirketin, sözleşme bedelinden daha fazla miktarda davacı lehine hakediş düzenlemesi söz konusu olamayacağını, sözkonusu hak ediş raporunda; dava konusu 294.961,94 USD ceza, 17.991.35 USD kesintinin ibranameden önce mevcut olup, davacı şirket yetkilisi, kesin hesap şefi, ince işler şefi, şantiye şefi, proje müdürü ve ….A.Ş. yetkilisi tarafından müştereken imza altına alındığını, kesinti ve cezaya ilişkin hakediş raporuna hiçbir ihtirazi kayıt düşülmediğini, kaldı ki davacı vekili dilekçesinde; sözkonusu hak ediş raporunun, sözleşme bedelini artıran miktar kısmına yani belgenin lehine olan bölümüne itiraz etmediğini, kesintiler ve ceza kısmına itiraz ettiğini, bu hususun dahi davacının kötü niyetinin ispatı olduğunu, oysa ki bir belge altındaki imzanın belgenin bütünü için geçerli olduğunu, sözkonusu hak ediş raporunda belirtilen 17.991,35USD kesintinin, sözleşmenin damga vergisinin ½’si olduğunu, Sözkonusu üç sözleşmenin damga vergisi: (.15.087,00+40.924,47+12 322.02)/ ½’si 17.991,35USD’ye denk geldiğini ve müvekkili şirket tarafından ödenmiş olduğunu, sözleşmelerin son maddesinin son cümlesinde, sözleşmeden doğan ve doğacak damga vergisinin taraflarca yarı yarıya ödeneceğinin düzenlendiğini, hakediş raporunda yer alan 294.961,94USD ceza, sözleşmelerin 6. Maddesinde, gecikme cezası olarak düzenlenen madde uyarınca hesaplanan ceza olduğunu ve sözleşmenin 6.5. maddesinde de bu cezanın hak edişten hiçbir ihtara gerek kalmaksızın kesileceğinin hüküm altına alındığını, davacı-karşı davalı şirket yetkilisinin de imzaladığı hak ediş raporunda belirlenen cezaya ilişkin olarak da müvekkili şirketin davacı-karşı davalı şirkete 497582 nolu fatura tanzim edildiğini, tarafların bildirdikleri vakıalarda dürüstlük ve gerçeklik kuralına uymak zorunda olduklarını, davacı dilekçesinde, kesinti ve cezaları gerçeğe aykırı olgularla açıklamakta mahkemeyi yanıltmaya çalışmakta olduğunu, söz konusu hak ediş raporunda tespit edilen alacak miktarı olan 3.950.999,08USD+ 711.179,83USD(KDV) miktarın, KDV hariç olan kısmı yani 3.950.999,08USD’lik ödemenin, işin tesliminden, hak ediş raporundan, ibranameden çok önce ödendiğini, yani alacağın ödenmeyeceği korkusuyla ibraname imzaladığını iddia eden davacının alacağının %80’i hakediş raporundan ve ibranameden çok önce tahsil edildiğini, sadece KDV alacağı kalmış iken alacağının ödenmeyeceği tehdidi iddiasının gerçek dışı olduğunu, iftira teşkil ettiğinin belgelerle ortada olduğunu, kaldı ki kabul etmemekle birlikte korkutmanın aşırı bir menfaat temin etmesi gerekir ki alacağının sadece KDV’si kalmış bir şirketten nasıl aşırı menfaat temin edilmiş olabileceğini, davacı şirketin, hak ediş raporuna istinaden 548014 sıra nolu ve 02/10/2013 tarihli fatura tanzim etmiş ve gene aynı tarihli ibraname ve feragatname imzalayarak müvekkili şirkete teslim ettiğini, davacı şirketin, korkutma ile imzalatıldığını iddia ettiği ibranamelerden önce; ibranamelere uygun hazırlanmış ve gene davacı şirket yetkilisinin imzası mevcut ve tarafsız diğer görevlilerin de imzası bulunan hakediş raporlarının olduğunu ve ibranamelerin de hakediş raporları uyarınca düzenlendiğini ve de imzalı hak ediş raporlarında kesinti ve cezaların mevcut olduğunu, buna itiraz edilmediğini, davacı şirketin korkutma ile yani ‘‘borcumuzu ödemeyiz” tehdidi ile ibraname aldığı ve kendisine aşırı menfaat elde ettiği iddia edildiğini, oysa yukarıda yazılı verilerden anlaşılacağı üzere ibraname ve hak edişlerin imzalanmasından önce müvekkili şirketin borcunu ödediğini, sadece yapılan işin KDV ödemelerinin kaldığını da davacının dilekçesinde kabul edildiğini, müvekkili şirketin tüm iyi niyeti ile KDV borçlarını yani 711.179,S3USDx2.036TL= 1.447.962.13TL(USD cinsinden yapılan sözleşmelerin KDV horcu) ve 76,907.01TL(TL olarak yapılan 030 nolu sözleşmenin KDV borcu) 12/12/2013 tarihinde davacı şirkete ödendiğini hatta 15.000,00 TL fazla ödeme yapıldığını, davacının hile suretiyle kur farkını kullanarak oluşturduğu fazladan 213.866.5l TL’na ilişkin olarak da müvekkili şirketin mecburen 12/12/2013 tarihli ve … sıra nolu kur farkına ilişkin faturasını tanzim ettiğini ve davacı-karşı davalı şirkete teslim ettiğini, davacının imzalı yazılı belgeler karşısında tanık dinletme talebine muvafakatlerinin olmadığını, davacı alınan iki ibranamenin korkutma suretiyle alındığını iddia etmiş, ibranamelerin müşterek imza altına alınan hak ediş raporları uyarınca tanzim edildiğini ve hak ediş raporlarında da dava konusu kesinti ve cezaların mevcut olduğunu, o halde hak ediş raporlarını imzalayan davacının hak ediş raporlarını da inkar etmesi gerektiğini, hak ediş raporlarındaki alacak miktarının sözleşmede yazılı miktarlardan fazla olduğunu, dolayısıyla hak edişlerin geçerli olmaması durumunda; hak edişlerin bağımsız yüklenici tarafından düzenlendiği de dikkate alınarak davacı şirketin alacak miktarı da en fazla sözleşmede yazılı miktarlar olması ve hak ediş ile fazladan hesaplanan miktarların da müvekkili şirkete iadesi gerektiğini,” Davalı taraf karşı davasında ise; “ticari defterler ve kayıtlardan da anlaşılacağı ve yukarıda detaylı izah olunduğu üzere müvekkili şirketin, davacı-karşı davalı şirkete 12/12/2013 tarihi itibarıyla 711.179.83USD x 2.036TL = 1.447.962.13 TL(USD cinsinden yapılan sözleşmelerin KDV borcu) ve 76,907,01TL (TL olarak yapılan 030 nolu sözleşmenin KDV borcu) borcu olmasına rağmen müvekkilİ şirketin sözkonusu borcunu 12/12 2014 tarihinde sehven 15.000,00TL fazla ödediğini, söz konusu miktarın iadesi istenmişse de, davacı-karsı davalı şirketin bu miktarı iade etmediği gibi bu miktarda mermer teslim etmiş gibi içeriği gerçek olmayan fatura tanzim ederek müvekkil şirkete göndermek istediğini, buna ilişkin olarak davacı- karşı davalı şirketin muhasebe yetkilisi …, 06 Ocak 2014 tarih ve 12:05 saatli mailinde “hesap ekstraları ekte mevcuttur. Bu hesaba göre size 15.000TL kdv dahil fatura kesmem gerekiyor. Sizin için uygunsa muhtelif ebatlı mermer faturası kesip göndercem sizden haber bekliyorum.” dediğini ancak müvekkili şirketin kabul etmediğini, buna ilişkin mail çıktısı ve eklerini dilekçe eklerinde sunduklarını belirterek, davacı-karşı davalının davasının öncelikle usulden aksi takdirde esastan reddini; karşı davalarının kabulü ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 15.000,00 TL’sinin dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak müvekkili şirkete verilmesini talep etmiştir.Yerel mahkeme istinaf incelemesine konu kararında; “-Asıl dava yönünden; yerinde görülmeyen davanın reddine, -Karşı dava yönünden; davanın kabulüne, 15.000 TL’nin karşı dava tarihi olan 04/03/2014 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,” dair karar vermiştir.Karara karşı davacı-karşı davalı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuştur.Taraflar arasında her iki tarafın kabulünde olan sözleşmeler mevcut olup, davacı yüklenici, davalı iş sahibidir.Dosyaya ibraz edilen ibraname ve feragatnamelerde imzaya itiraz mevcut değildir.Dava dilekçesine ekli feragatname başlıklı belge incelendiğinde, davacı şirketin imza ve kaşesinin bulunduğu belge içeriğinde; davalı şirketin otel inşaatı ile ilgili 02/04/2013 tarihinde imzalanmış olan sözleşmeye istinaden yapmış oldukları bütün işlerin yapımı esnasında tarafından kaynaklanan nedenlerden ötürü 30.762,80-TL nefaset bedelinin hakedişinden rücu edilmesini kabul, beyan, taahhüt etmiş olduğu görülmüştür. (bu bedel dava dilekçesinde belirtilen gecikme cezası olup, davacı taraf ıslah dilekçesinde de bu bedelin iadesini talep etmiştir.)Yine dava dilekçesinde belirtilen davalı şirketçe 02/10/2013 tarihinde hazırlanan hakediş raporunda bulunan 294.961,94 Dolar ceza kesintisiyle ilgili olarak, aynı içerikte davacı şirketin imza ve kaşesi bulunan feragatname başlıklı belge mevcuttur.Bu iki belgede taraflar arasında yapılan 4 tane sözleşmeye istinaden düzenlenmiştir.Dava dilekçesine ekli deliller içerisinde bulunan 02/10/2013 tarihli ibraname ve feragatname başlıklı belgelerin incelenmesinde; davacı şirketin imza ve kaşesinin olduğu, bu belgelerde 02/10/2013 tarihli bakiyenin 76.907,01-TL ile 711.179,83 Dolar olduğu belirtilmiş, taraflar arasındaki imzalanan sözleşmelere yönelik olarak düzenlenen bu belgelerde; “yapmış olduğumuz bütün işlerin ve satışını yaptığımız tüm mal ve hizmetlerin karşılığı olan hizmet ve mal faturalarını düzenlediğimizi bu işler ve satışlara ait şirketinize düzenlediğim tüm faturaların karşılığını aşağıda yazılı bakiye tutarı hariç tamamını tahsil ettiğimizi şirketiniz … A.Ş.’yi aşağıda bakiyesi yazılı tutar dışında hiçbir hak ve alacağımızın kalmadığını, her türlü fazlaya dair haklarımızdan feragat ettiğimizi gayri kabili rücu kabul, beyan ve taahhüt ederiz” şeklinde belirtilmiş, iş bu ibraname ve fesihnamenin hür ve serbest irade ile basiretli tacir sıfatıyla müzayakadan ari olarak düzenlendiği belirtilmiştir. 02/10/2013 tarihli ibraname ve feragatname başlıklı belgelerde belirtilen bakiye tutarlar davacı yükleniciye ödenmiştir.Dosyaya dava ve cevap dilekçesi ekinde ibraz edilen hakediş raporları incelendiğinde, 02/10/2013 tarihli olup, bu hakediş raporlarında dava dilekçesinde belirtilen ceza ve kesintiler mevcuttur. Yukarıda belirttiğimiz ibraname ve feragatnamelerin tarihi de 02/10/2013’tür.Taraf dilekçelerinden anlaşılacağı üzere dosya kapsamına göre, hakediş raporlarındaki yapılan iş miktarı ile yapılan işin bedeli konusunda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur.Davacı-karşı davalı yüklenici şirket 18/11/2015 tarihli ıslah dilekçesinde, dava dilekçesindeki sonuç ve istem bölümünü ıslah etmiş, dava dilekçesinde belirttiği 294.961,94 $ ceza ile 30.762,80 TL ceza miktarını belirterek dava tarihindeki 1 Usd’nin=2,2247 olduğunu, 294.961,94 USD=656.201,82-TL alacak ile yine 30.762,80 TL alacağın mevcut olduğunu, dolayısıyla toplam 686.964,62 TL alacağın bilirkişi raporu ile sabit olup, 686.964,62 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiş, 100.000,00-TL taleplerini 586.964,62-TL artırarak 686.964,62-TL’ye çıkararak, davacı taraf ıslah dilekçesinde bu kadar alacakları olduğunu belirtmiştir.Bu durumda davacı tarafın talebi davalı iş sahibinin kestiği ceza miktarlarına yönelik olup, başka bir talebi bulunmamakta, dava dilekçesinde belirttiği davalı şirketin kestiği 1.848,60-TL ve 17.991,35 Dolar miktarındaki damga vergisi kesintilerini talep etmemiştir. Yargılama aşamasında istinaf incelemesine konu davada dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişi raporunda, her iki tarafın defterlerinin usulüne uygun olduğunu, birbirini doğruladığını, davacının incelenen defter kayıtlarına göre, davalıdan herhangi bir alacağı olmadığı, davalının 15.000,00-TL alacaklı olduğu, davalı tarafın incelenen defter kayıtlarına göre ise, davacıya borcu olmadığı, davacıdan 15.000,00-TL alacaklı olduğunun görüldüğü, her iki tarafın defterlerindeki borç ve alacak kayıtlarının uyumlu olduğu şeklinde tespit edilmiştir.Davalı tarafın açtığı karşı dava yönünden defter kayıtlarına göre, davalı tarafın 15.000,00-TL alacaklı olduğu anlaşıldığı gibi, davacı yüklenici şirket tarafından davalı …San. ve Tic.A.Ş. aleyhine açılan İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1206 Esas sayılı itirazın iptali davasının dava dilekçesi incelendiğinde, davacı yüklenici şirket davalı … İşletmeleri şirketinin 12/12/2013 tarihinde kendilerine 1.447.962,13-TL, 15.000,00-TL ile 76.907,01-TL ödeme yaptığını belirtmiştir. Dava dilekçesinde belirtilen davalı şirket tarafından hakediş raporunda kesilen ve ıslah dilekçesinde de davacı tarafça talep edilen ceza miktarları ile ilgili olarak, taraflar arasındaki tüm sözleşmeleri kapsar şekilde feragatname mevcuttur. Dosyaya ibraz edilen her iki hakediş raporunda da davacı-karşı davalı yüklenici şirketin imza ve kaşesi mevcut olup, ihtirazi kayıt bulunmamaktadır. Davacı taraf dava dilekçesinde iddia etmiş olduğu korkutma iddiasını ispat edememiştir.Her ne kadar davacı-karşı davalı tarafın istinaf dilekçesinde, ceza miktarlarının hakediş raporunda ve ibranamede farklı olduğunu belirtmiş ise de, davalı şirketçe kesilen ceza miktarları dosyaya her iki tarafça sunulan hakediş raporlarında aynı olduğu gibi, bu cezalara ilişkin feragatnamelerde de miktar aynıdır.Taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi mevcut olup, sözleşme kapsamında ve sözleşme dışı yapılan işler, düzenlenen hakediş belgeleri, yine imzası ve içeriğine itiraz bulunmayan ibraname ve feragatname başlıklı belgeler, taraf defterlerinin incelenmesi sonucu kayıtların birbirini teyit ettiğini tespit eden bilirkişi raporu, davacı-karşı davalı vekilince ibraname ve feragatname başlıklı belgelerin tehditle imzalattırıldığı iddiasının yasal delillerle ispatlanamamış bulunmasına göre, usul ve yasaya, dosya kapsamına uygun yerel mahkeme kararına karşı davacı-karşı davalının istinaf talebinin reddine dair hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/05/2017 tarih ve 2014/51 Esas, 2017/322 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,2-Davacı-Karşı davalıdan asıl davada alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 13,00-TL istinaf karar harcının davacı-karşı davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı-Karşı davalıdan karşı davada alınması gereken 1.024,65-TL istinaf karar harcından peşin alınan 256,16-TL’nin mahsubu ile bakiye 768,49-TL istinaf karar harcının davacı-karşı davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Davacı-Karşı davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 21/05/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.