Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1391 E. 2019/111 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1391
KARAR NO : 2019/111
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2017
NUMARASI : 2014/1065 Esas, 2017/477 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 29/01/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, kaba inşaat yapım işi nedeniyle iş bedeli alacağının tahsili talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir. Davacı şirket taşeron, davalı firma yüklenicidir.
Davacı taşeron şirket, taraflarca imzalanan sözleşme gereği sözleşme kapsamındaki işlerin yapıldığını ancak ekonomik sebeplerle söz konusu sözleşmenin 20.01.2013 tarihinde düzenlenen belge ile taraflarca feshedildiğini ileri sürerek fesihten sonra da işçilik hizmeti olarak çalışmaya devam edildiğini, sözleşme kapsamında alınan bir kısım inşaat malzemelerinin davalı firma tarafından iade edilmediğini belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını da saklı tutarak 230.000,00 TL alacağın doğum tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş; davalı yüklenici firma ise, sözleşmenin 20.01.2013 tarihinde düzenlenen belge ile feshedilerek tarafların ibralaştıklarını, bu nedenle davacı alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, sözleşmenin 20.01.2013 tarihli belge ile taraflarca karşılıklı olarak feshedilerek aynı belge içeriğine göre tarafların ibralaştıklarını bu nedenle sözleşme kapsamında davacı alacağının bulunmadığını, sözleşmenin feshinden sonra davacının işçilik hizmeti devam ettiğine yönelik iddiasının soyut nitelikte olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmiş iş bu karar davacı taşeron şirket vekilince istinaf edilmiştir.
Davacı taşeron şirket vekili istinaf talebinde özetle; 20.01.2013 tarihli belgenin sadece sözleşmenin feshine ilişkin olduğunu, ibraname niteliğinde olmadığını, belge içeriğinde belirtilen 300.000,00 TL’nin müvekkiline ödenmediğini, ticari defter kayıtlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, müvekkilinin sözleşmenin feshinden sonra da sadece işçilik olarak çalışmaya devam ettiğini, talep konusu malzemelerin iade edilmediğini belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesin talep etmiştir.
Taraflar arasında kaba inşaat yapım işini konu alan yazılı eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu ihtilafsızdır. Davacı dava dilekçesinde iş bedeli, malzeme bedeli ve sözleşmenin feshinden sonrasında da işçilik hizmeti devam ettiğini iddia ederek işçilik alacağı olmak üzere toplam bakiye 230.000,00 TL ‘nin tahsilini talep etmiştir. Taraflarca imzası ve içeriği inkar edilmeyen 20.01.2013 tarihli belge ile sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Davacı taşeron söz konusu belgenin ibraname niteliğinde olmadığını ve belge içeriğinde belirtilen 300.000,00 TL’nin kendilerine ödenmediğini iddia etmiş, davalı yüklenici bahsi geçen belgeyle tarafların ibralaştıklarını, içerikte geçen 300.000,00 TL ‘nin de ödendiğini savunmuştur. Mahkemece, bu belgeyle sözleşmenin feshedilerek tarafların ibralaştığı ve belge içeriğindeki ifadeye göre 300.000,00 TL’nin ödendiği kabul edilmiştir. Mahkemenin bu kabulü belge içeriği ve dosya kapsamına uygun olup, taraflar bununla ibralaşmak suretiyle sözleşmeyi sonlandırarak tasfiye etmişlerdir. Bu nedenle davacı iş bedeli talebinde bulunamaz. Davacı taşeron, sözleşmenin feshinden sonra da işçilik olarak çalışmaya devam ettiğini ileri sürerek bedel talebinde bulunmuş ise de bu talebini davasında takip miktarını ayrıca ve açıkça belirterek diğer yönleriyle de somutlaştırmadığı gibi buna yönelik taraf tanık beyanları arasında kısmen farklılık bulunsa dahi oluşa uygun tutarlı tanık beyanlarına göre fesihten sonra çalışılmadığı yönünde olduğunun kabulü ile buna ilişkin mahkemece talebin soyut olduğu yönündeki gerekçesine göre verilen red kararında da yanlışlık yoktur. Aynı şekilde malzeme bedeline yönelik talebinin de belirtilen şekilde somutlaştırılmadığı gibi bilirkişi raporuna göre kerestelerin davacıya iade edildiğinin belirtildiği, bazı tanık beyanlarında malzemelerin iade edildiği de ifade edilmiştir. Ayrıca sözleşme bedelinin işçilik+malzeme dahil olarak kararlaştırılmış olmasına göre sözleşmenin malzemelerde dahil ibralaşmak suretiyle tasfiye edildiği gözetildiğinde malzeme bedelinin talep edilemeyeceğinin anlaşılmasına göre mahkemece buna yönelik verilen red kararı da doğru olmuştur.
Sonuç olarak, mahkemece davanın reddine dair verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı taşeron vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2017 tarih ve 2014/1065 Esas, 2017/477 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 13,00-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 29/01/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.