Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1322 E. 2018/1652 K. 11.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1322
KARAR NO : 2018/1652
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2017
NUMARASI : 2013/380 Esas, 2017/764 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 11/12/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 18/04/2012 tarihli sözleşme gereğince müvekkilinin 159.300,00 TL karşılığında iki adet villanın dış cephesini betopan mamülü yalıpan ve betonit ile kaplanmasını üstlendiğini, müvekkilinin işi yapıp teslim ettiğini, davalının 142.780,00 TL ödediğini, ödenmeyen bakiye 16.520,00 TL’nin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası üzerinden takibe geçtiklerini, itiraz üzerine takibin durduğunu, dava konusu faturanın davalıya gönderilmesine rağmen kabul etmediğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 18/04/2012 tarihinde düzenlenen iki sözleşmeden birinin iki adet villanın dış cephesinin 135.000,00 TL + KDV bedel ile kaplanıp boyanması, diğer sözleşmenin ise 30.000,00 TL + KDV karşılığında sosyal tesisin dış cephesinin kaplanıp boyanması işi olduğunu, buna göre davalının toplam KDV dahil 194.700,00 TL almasının kararlaştırıldığını, müvekkilinin yapılan asıl ve ek işlerin bedellerini 228.799,40 TL olarak ödeyerek borcunu kapattığını, tarafların 19/02/2013 tarihli mutabakat metni imzaladığını, buna rağmen davacının icra takibi yaptığını, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını belirterek, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı tarafça yapılan imalatların sözleşmeye uygun bir şekilde yapılıp davalıya teslim edildiği, takip konusu fatura içeriğinin “C2 Villa eksik kalan imalatlar toplamı” olarak belirtildiği ve sözleşme kapsamında kalan işe istinaden düzenlendiği, sözleşme kapsamında davacı tarafça ödenmesi gereken eser bedelinin 194.700,00 TL olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında davalı tarafça sözleşmeye ilişkin işler nedeniyle 178.170,60 TL tutarında ödeme yapıldığı, sözleşme dışı işler nedeniyle 50.629,39 TL ödeme yapıldığı, sözleşme dışı işler nedeniyle yapılan ödemenin takip konusu faturaya mahsup edilmesi gerektiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, davacının sözleşmeye ilişkin işler nedeniyle 16.529,99 TL alacaklı olduğu ve takipten önce temerrüte düşürüldüğü, alacağın likit ve itirazın haksız olduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin devamına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan %20’si oranında 3.474,51 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin her iki sözleşmeden kaynaklanan borcunu ödediğini, sonrasında müvekkinin 19/02/2013 tarihli mutabakat belgesine davacının kaşe vurarak 31/12/2012 itibariyle mutabık olduğunu bildirdiğini, bu tarihten sonra herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, buna rağmen bir ay sonra ihtar çekerek 16.320,00 TL bakiye hakediş bedelinin istendiğini, davacının tamamen hayali fatura düzenlediğini, müvekkilinin faturaya itiraz ve iade ettiğini, 05.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda, mutabakat metninden sonra düzenlenen faturadaki sözleşme kapsamı dışındaki işlerin davacı tarafından belgelenemediğinin bildirildiğini, buna göre davanın reddi gerekirken davacının talebi üzerine mahallinde keşif yapıldığını, keşif sonrası düzenlenen 03.02.2015 tarihli raporda ilave işler konusunda belgeye rastlanmadığını ve yapılan işin ispatlanamadığının belirtildiğini, hakim değişikliği sonrası dosyanın yeniden görülmeye başlandığını, alınan mali müşavir bilirkişi raporunda davalının davacıya 16.529,99 TL borcu kaldığının bildirildiğini, ancak faturaya yapılan itirazın gözardı edildiğini, itirazlara rağmen son rapora göre karar verildiğini, faks ile gelen belgenin aslının olmasının mümkün olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında düzenlenen 18/04/2012 tarihli sözleşme ile Başakşehir’de bulunan … Evleri Projesi içindeki iki bloktan oluşan toplam 4 villanın dış cephesinin … Betopan AŞ mamulü 10 ve 12 mm taşonitler kullanılarak kaplanması, düz mekanların Aquapanel ile kaplanıp üzerinin fileli sıva ve süsleme yapılıp tasarım doğrultusunda görülen süs ve dekoratif sövelerin kaplanması işinin 135.000,00 TL + KDV bedelle yapılması; aynı tarihli ikinci sözleşme ile de, sosyal tesisin dış cephesinin… AŞ mamulü 10 ve 12 mm taşonitler kullanılarak kaplanması ve boyanması işinin 30.000,00 TL + KDV bedel ile yapılması kararlaştırılmıştır. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir.
Dosya kapsamındaki belgelerden davalı tarafından davacıya gönderilen 19/02/2013 tarihli mutabakat mektubunda, şirket nezdindeki cari hesabın 31/12/2012 itibariyle 160,00 TL alacak bakiyesi verdiğinin belirtildiği, davacı tarafından kaşe ve imza ile “mutabıkız” denildiği, yine davacı tarafından davalı adına 79.650,00 TL, 63.130,00 TL ve 16.520,00 TL bedelli faturalar düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında düzenlenen 05/09/2014 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda ve keşif sonrası düzenlenen 03/02/2015 tarihli inşaat mühendisi bilirkişi raporunda yapılan işlerin belgelendirilemediği belirtilmiş, 24/03/2016 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda ise fatura ve ödemelere göre davacının 16.529,99 TL alacaklı olduğu bildirilmiştri.
Mahkemece, bilirkişi raporları esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dava konusunun eser sözleşmesi olduğu göz önüne alındığında, alınan bilirkişi raporlarının yetersiz ve denetime elverişsiz olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece mahallinde uzman inşaat mühendisi bilirkişi aracılığı ile keşif yapılarak, dosya kapsamındaki takip konusu fatura ve belgeler de dikkate alınarak, faturaya konu işin sözleşme konusuna giren işlerden mi, yoksa sözleşme dışı işlerden mi olduğu, yine her iki sözleşmeye konu işler ile sözleşme dışı işlerin de belirlenerek, sözleşme konusu işlerin sözleşme fiyatları ile, sözleşme dışı işlerin ise yapıldığı yıl ve yerdeki serbest piyasa rayici ile değerlendirilerek iş bedelinin bulunarak, yapılan ödemeler düşülüp, mutabakat belgesi ve diğer deliller de değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde hiç durmadan salt belgelerden hareketle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince kaldırılarak, belirtilen şekilde inceleme yapılıp yeniden bir kararı verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2017 tarih, 2013/380 Esas, 2017/764 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.