Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1268 E. 2018/1599 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1268
KARAR NO : 2018/1599
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2017
NUMARASI : 2014/1180 Esas, 2017/429 Karar,
KARAR TARİHİ : 04/12/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 17/06/2011 tarihli sözleşme gereğince müvekkilinin İstanbul Seyrantepe 600 yataklı hastane inşaatının kaba inşaat kalıp, beton işlerinin yapımını üstlenerek işi bitirdiğini, 12 adet hakediş düzenlediğini, müvekkilinin ödenmeyen 84.221,81 TL alacağı bulunduğunu, ayrıca 7 ve 9 nolu hakedişler gereğince 8.892 m3 karşılığı 44.460,00 TL iskele işçiliği alacağı olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafça talep edilen 84.221,81 TL alacağın bulunmadığını, davacı alacağının ödendiğini, yapılacak ticari defter ve belge incelemesinde bunun ortaya çıkacağını, 44.460,00 TL yönünden de böyle bir alacağın ve aralarında bu yönde bir sözleşmenin de olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişilerden rapor alındığı, ayrıca taraf defter ve kayıtları ile icra dosyası üzerinde de bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırıldığı, raporlarda takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 84.221,81 TL hakediş alacağı ve 23.030,28 TL tutarında da iskele bedeli alacağı bulunduğu tespitlerine yer verildiği, dosya kapsamına ve oluşa uygun olduğu mülahaza edilen raporlar ve ek raporların mahkemece hükme esas alınabilir kabul edildiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında takip tarihi itibari ile davalı taraftan 84.221,81 TL hak ediş alacağı, 23.030,28 TL iskele bedeli alacağı olmak üzere toplam 107.252,09 TL alacaklı bulunduğunun tespitine, davalının takibe vaki itirazının bu miktar yönünden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, takibin, 107.252,09 TL alacak ve alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz uygulanmak sureti ile ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile diğer kayıt ve şartlarla devamına, alacak likit bulunduğundan, alacağın % 20 sine tekabül eden 21.450,41 TL icra inkar tazminatının itirazında haksız çıkan davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, icra inkar tazminatı şartlarının bulunmadığını, kararın gerekçesiz olduğunu, bilirkişi raporuna atıf yapılmakla yetinildiğini, raporun varsayım ve yoruma dayalı olduğunu, iskele bedelinin yersiz olup, sözleşmede böyle bir bedel bulunmadığını, müvekkiline ait 2012 yılı defterlerinin Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında olmasına rağmen ticari defterlerin sunulmadığı belirtilerek hazırlanan rapora dayalı olarak karar verildiğini, talimat dosyasında bilirkişinin Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki ticari defterleri inceleme imkanı varken, tebliğ edilmeyen bir ihtarlı davetiyeye dayanılarak sonuca gidilmesinin adil yargılama ilkesine aykırı olduğunu, ekli makbuzlara göre davacı alacağının ödendiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/232 Tal. sayılı dosyası üzerinden alınan 28/12/2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafın defter tutmadığı, davalının ise 2011 yılı defterlerini sunduğu, uyuşmazlığın 2011 ve 2012 yılına ait olduğu, 2012 yılı defterlerini sunmadığı, 2011 yılı defterlerinde davalı ile ilgili bir kayda rastlanmadığı belirtilmiş, yine Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/106 Tal. sayılı dosyası üzerinden alınan 31/05/2016 tarihli ek raporda, talimat mahkemesince davalı şirkete 2012 yılı defterlerinin ibrazı için muhtıra çıkartılmasına rağmen, davalı şirketin defterlerini belirlenen güne kadar ibraz etmediğinden davalı şirketin defterlerinin sırf bu nedenle incelenemediği ve 28/12/2015 tarihli rapordaki görüşün muhafaza edildiği belirtilmiştir.
Mahkemece alınan 24/02/2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, davalı tarafından ödenmeyen miktarın 84.221,81 TL olduğu, ödeme belgelerinin tamamı sunulmadığından borçsuz olunduğu hususunun ispatlanamadığı, toplam 23.030,28 TL davacının iskele işçilik bedeli alacağının hesaplandığı, buna göre davacının toplam alacağının 107.252,09 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece yazılan talimat yazısında, davalı tarafa 2012 yılı defterlerini ibraz için muhtıra çıkarılması, defterler sunulduğunda bilirkişiden ek rapor alınması istenmiştir. Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/106 Tal.sayılı dosyasında davalı şirket vekili adına 2012 yılı defterlerini ibraz etmesi için çıkarıldığı anlaşılan davetiyenin 4001741380372 barkod numaralı olduğu ve PTT sorgusunda bu tebilgatın PTT’de işlem kaydı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davalı vekilinin sunduğu dilekçelerde müvekkiline ait defterlerin Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/428 esas sayılı dosyasında bulunduğu belirtilmiş, yerel mahkemece 16/03/2016 tarihli duruşmada verilen ara kararı gereğince davalı şirkete 2012 yılına ait defterlerinin ibrazı konusunda muhtıra çıkarıldıktan sonra defterlerin ibrazından sonra daha önce rapor hazırlayan mali müşavir bilirkişi Yalçın Kotanoğlu’ndan ek rapor alınması için Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmasına karar verilmiş, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/106 Tal. sayılı dosyası üzerinden davalı şirket adına 2012 yılı defterlerini ibraz için muhtıra beyanı içeren tebligat düzenlenmiş ise de, bu tebligatın davalı şirkete tebliğ edilmediği halde, 31/05/2016 tarihli bilirkişi raporunda “muhtıra çıkartılmasına rağmen davalı şirketin defterlerini belirlenen güne kadar ibraz etmediği” belirtilerek, davalı şirketin 2012 yılı defterleri incelenmeden rapor düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davalı taraf, davacıya olan borcunu ödediğini savunmuş ve delil olarak defter ve belgelerine dayanmış, defterlerin bilirkişi incelemesi için mahkemede bulunduğunu belirterek, mahkemesini ve dosya numarasını bildirmiştir. Bu durumda mahkemece söz konusu ticari defterlerin bulunduğu yerden temin edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmektedir. 2012 yılı defterlerini ibraz etmesi için muhtıra içeren ve davalı taraf adına düzenlenen tebligatın davalı şirkete hiç gönderilmediği PTT kayıtlarından anlaşıldığından, davalının gösterdiği delilin davalının kusuru olmaksızın toplanmamış olması nedeniyle, davalının savunma hakkının kısıtlandığı, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
Mahkemece, gerekirse talimat mahkemesi tarafından davalı şirket adına çıkarılan 4001741380372 barkod numaralı tebligatın akibeti de araştırılmak suretiyle, usulüne uygun olarak davalı şirkete tebliğ edilmediğinin anlaşılması halinde, talimat mahkemesine yeniden talimat yazılarak, 2012 yılı defter ve belgelerinin bulunduğu bildirilen mahkemeden istenmesi, davalıya teslim edilmiş ise davalı şirket adına da usulüne uygun muhtıra tebliğ edilerek 2012 yılı defter ve belgeleri temin edildikten sonra, mali müşavir bilirkişiden tarafların iddia, savunma ve delilleri doğrultusunda rapor düzenlenmesi istenilerek, düzenlenecek rapor da değerlendirilmek suretiyle talep hakkında oluşacak uygun sonuç dairesinde yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf talebinin usül yönünden kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının kaldırılarak, dosyanın belirtilen şekilde inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı vekinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,
2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2017 tarih, 2014/1180 Esas, 2017/429 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.