Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1265 E. 2018/17 K. 16.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1265
KARAR NO : 2018/17
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/03/2017
NUMARASI : 2015/978 Esas, 2017/247 Karar,
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 16/01/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile bir proje çizimi konusunda anlaşmaları neticesinde çizimi gerçekleştirip faturasını karşı tarafa göndermesine rağmen ödeme yapılmadığını, Eskişehir .. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile girişilen takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında hiç bir akdi ilişki bulunmadığını, müvekkili için bir iş yapılmadığını, salt fatura düzenlenmesinin borç doğurucu nitelikte bulunmadığını, sözleşme veya projenin onayına dair bir teyit bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalı borçlunun akdi ilişkiyi kabul etmediği, hem itiraz hem de cevap dilekçesinde aradaki ticari ilişkiyi reddettiğinin anlaşıldığı, alacaklının kendi ikametinde ya da vekilin bulunduğu yerde icra takibi yapamayacağından usulüne uygun icra takibi yapılmadığından, Eskişehir’de taraflarla ilgili herhangi bir husus bulunmadığından, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekilince, 13/04/2016 tarihli duruşma tutanağında görüleceği üzere davalı vekilinin istifa dilekçesi gönderdiği ve asile tebliğe çıkarıldığı, daha sonraki aşamalarda da davalı adına herhangi bir vekalet ibrazı bulunmadığından davalı lehine vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf talebinde bulunulmuştur.
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin; 07/11/2012 gün ve 2012/4145 esas 2012/6920 karar sayılı kararında “…. asıl ve birleşen davada bilahare istifa etmiş ise de davalı, vekille temsil edildiğinden her iki davada reddolunan kısım üzerinden davalı yararına vekâlet ücreti takdiri gerekirken davalı lehine vekâlet ücreti tayin edilmemesi de usul ve yasaya aykırı görülmüştür.” denilmiş; 28/03/2008 tarih ve 2007/2525 esas, 2008/1966 karar sayılı kararında ise “Asıl dava davacıya vekâleten avukatı tarafından açılmış ve 15.02.2006 tarihinde istifa edinceye kadar vekille temsil edilmiş, davalı şirket de dava süresince vekille temsil olunmuştur. … Bu durumda asıl davada kabul ve reddolunan kısım üzerinden vekille temsil olunan taraflar yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin üçüncü kısmı uyarınca nisbî vekâlet ücreti takdiri” gerektiği belirtilmiştir. Yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 10/06/2016 gün ve 2016/4057 esas 2016/10417 karar sayılı kararında “… davalı vekilinin istifa etmiş olması davalı lehine vekalet ücreti takdirine engel değildir.” denilmiştir.
Somut olay incelendiğinde, davalı vekilleri …..tarafından 30/03/2016 tarihli istifa dilekçesi sunulduğu, vekillerin istifa dilekçesinin 27/11/2016 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı vekilleri istifa etmiş olsalar da, davanın devamı sırasında davalı şirketin adı geçen vekillerin vekillik görevinden istifa anına kadar yararlandığı anlaşıldığından, yukarıda anılan Yargıtay kararları da göz önüne alındığında, mahkemece davanın reddi nedeniyle davalı şirket yararına 1.980,00 TL maktu vekalet ücreti verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, istinaf sebebiyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 14. Asliye ticaret Mahkemesi’nin 22/03/2017 tarih ve 2015/978 esas, 2017/247 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 16/01/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.