Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1263 E. 2018/73 K. 24.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/1263
KARAR NO : 2018/73
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2017
NUMARASI : 2014/1907 Esas, 2017/513 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 24/01/2018

Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde, taraflar arasında 1989 yılında “Davacı kooperatife ait İstanbul ili Eyüp ilçesi hudutları içinde yer alan ve İstanbul ili, ..,…, .. parseldeki .. dükkanlık ..m2 lik üst yapı ve alt yapı inşaatları” nın yapılması konusunda bir sözleşme imzalandığı,1989 tarih ve … yevmiye numaralı sözleşmenin beşinci sayfasının (1.12) başlıklı ve (29) sayfasındaki “ek madde” hükmüne göre, tüm ruhsat harçlarıyla birlikte “iskan harçlarının da” Davalı şirkete ait olacağı açıkça kararlaştırıldığı, davalı şirketin yapımını üstlendiği A bloklara ait ruhsat harçlarının hiçbirisini ödemediğini ve belirli bir bölümü yaptıktan sonra inşaatı 28.05.2001 tarihinde yarım bıraktığını, o tarihe kadar sözleşmeye göre . bloklarının tamamı ile A bloklarda 11 Blok inşaatı davalı tarafından tamamlandığını, ancak davalı tarafın kalan 4 blok inşaatı kaba inşaattayken eksik bıraktığını, kalan kısmın müvekkili tarafından başka bir müteahhit vasıtasıyla yaptırıldığını, bu itibarla öncelikle davalı şirket tarafından tamamlanan bölümlerin tespiti ve tamamlanma oranına göre davalı şirkete yansıtılacak ruhsat harçlarının miktarının yargılama sırasında görevlendirilecek bilirkişi marifetiyle belirlenmesini, inşaat ruhsat harçlarını davalı şirketin ödemediğini, çeşitli tarihlerde makbuz mukabili ilgili dairelere davacı tarafından ödenmek zorunda kalındığını, bu şekilde A bloklarla ilgili olarak dilekçeye eklenen makbuz ve davacı kooperatifin kayıtlarına göre ödenen harçların, biten inşaat durumuna göre ne kadarının davalı şirkete ait olduğunun belirterek belirsiz alacak davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, usule ilişkin itirazlarını ve esasa ilişkin cevaplarını bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararında; mahkemenin 2014/1907 esas sayılı dosyası ile İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/413 esas sayılı dosyasındaki tarafların aynı olduğu, aynı hukuki ilişki kapsamında açılan hakediş alacağı davasının derdest olduğu, davalı yanın iddiasının aksine davacısı tarafın, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan davada ileri sürdüğü takas mahsup talebini karşı dava ile ileri sürmediği bu nedenle aynı konuda açılmış bir davadan söz edilemeyeceği ve davalı arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğunu, birleştirme talebinde bulunan davacı vekilinin birleştirme talebinin yerinde görüldüğünü belirterek dava dosyasının daha önce açılmış olan İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/413 E sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar vermiştir.
Bu karara karşı davalı taraf süresinde istinaf kanun yoluna başvurmuş, davalı vekili istinaf dilekçesinde; huzurdaki davanın davacısı kooperatifin talepleri ile bu davanın birleştirildiği İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/413 E. sayılı dosyasında davalı olan kooperatifin takas mahsup talebine konu ettiği taleplerin birebir aynı olduğunu, birleştirme kararı verilen 2015/413 E. sayılı dosyada, Yargıtayın davacının bizzat huzurdaki davada ileri sürdüğü taleplerle aynı olan taleplerinin incelenmesi ve takas mahsubu gerekenler var ise mahsup edilmesi yönünden ilk kararı bozduğunu, bu durumda davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki bir menfaatinin bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekirken, birleştirme kararı verilmesi gerekirken yasaya aykırı olduğunu,
Aynı şekilde, aynı gerekçelerle davanın derdestlik nedeniyle de reddi gerektiğini belirtmiştir.
İstinaf incelemesine konu Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1907 sayılı dosyasında bu davanın İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/413 esas sayılı dosyası ile arasında bağlantı bulunduğundan, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında birleştirilmesine dair hüküm kurulmuş, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/413 sayılı dosyasının incelenmesinde davacı tarafın Kayalar İnşaat Ticaret ve A.Ş (istinafa konu dava dosyasının davalısı) davalı tarafın ise …Yapı Kooperatifi olduğu (İstinaf incelemesine konu dava dosyasının davacısı olduğu) bu nedenle her iki davanın taraflarının aynı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın aynı sözleşmeden doğduğu, bu hususun İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasındaki bozma ilamından da anlaşıldığı, birleştirilen dosya olan İstanbul 11 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/410 sayılı dosyasının bozma ilamından önceki esas numarasının 2010/638 esas olup, dava tarihinin 15/10/2010 olduğu dolayısıyla birleştirilen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasının daha önce açıldığı, Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin birleşen dosyasının dava tarihinin 14.01.2014 olduğu, bu itibarla Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin istinaf incelemesine konu 2014/1907 esas, 2017/513 sayılı kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı şirket vekili istinaf talebine dair dilekçesinde davanın derdestlik nedeniyle de reddi gerektiğini belirtmişse de derdest davadan söz edilebilmesi için her iki davayı aynı kişinin açması gerekir. Başka bir anlatımla tarafların davadaki sıfatlarının aynı olması gerekir.
HMK 166.maddenin 4.fıkrasında belirtildiği üzere davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantının varsayılacağı belirtilmektedir.
Yukarıda belirtilen iki mahkeme dosyası arasında HMK 166. madde 4. fıkra anlamında bağlantı mevcuttur. Bu itibarla ilk derece mahkemesinin birleştirme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2017 tarih ve 2014/1907 esas, 2017/513 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 24/01/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.