Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1259 E. 2018/1598 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1259
KARAR NO : 2018/1598
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2017
NUMARASI : 2015/893 Esas, 2017/429 Karar,
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 04/12/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, tarafların sözlü olarak 28/04/2015 tarihinde .. parselde bulunan … Apartmanının ruhsat elektrik projesi çalışması için anlaştıklarını, projenin yapılarak davalı tarafa verilmesine ve davalı şirket tarafından 06/05/2015 tarihinde mail yolu ile ödeme yapılacağının bildirilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, 16/06/2015 tarihinde ihtar çekildiğini, davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile 13/07/2015 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borca itiraz edildiğini, bedelin sadece elektrik projesine ait olduğunu ve e-posta yazışmalarında 5.000,00 TL + KDV olarak belirtildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığını, davacı tarafın KDV dahil 5.000,00 TL proje bedeli için e-posta ile teklifte bulunduğunu, teklif edilen hizmetin içinde avan proje çizimi, belediyeye sunulacak proje, uygulama projesi, detaylı proje olduğunu ve işin başlangıcında ödemenin tamamının davacı tarafından talep edildiğini, mimari projesi çizilmemiş bir işte elektrik projesinin çizilemeyeceğini, davacı tarafın projeyle ilgili bir hazırlığı ya da çalışmasının olmadığını, ortada tamamlanmış ya da kısmi dahi olsa yapılmış bir iş olmadığını, buna rağmen 5.900,00 TL olarak fatura düzenlediğini ve kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını belirterek, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında sözlü anlaşmanın yapıldığı, davacı tarafın projeyi hazırlayıp faturayı davalı yana tebliğ ettiği, defterlerine de kaydettiği, davalı yanca faturaya herhangi bir itiraz ileri sürülmediği gibi ticari defterlerini de incelemeye sunmadığı, davalının itirazının yersiz olduğu gerekçeleriyle, davanın kabulüne, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün .. esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 5.900,00 TL asıl alacak ve 22,31 TL işlemiş faiz olmak üzere 5.922,31 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.180,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı şirket temsilcisi istinaf dilekçesinde, mahkemece verilen kararı kabul etmediğini, belediye incelemesi ve defter incelemesinin yapılmadığını, incelenmesi halinde davacı şirketin ismi veya projesinin bulunmadığının görüleceğini, bilirkişi incelemesinde de kendilerinden talepte bulunulmadığını ve inceleme yapılmadığını, böyle bir faturanın olmadığını, incelemeye her zaman hazır olduklarını, hiç bir hizmet alınmadığını, anlaşma ve sözleşme bulunmadığını, başlangıçta konuşulduğunu, ancak davacı tarafça yapımından vazgeçildiğini, inşaat işlerinde proje sürecinin uzun bir süreç olduğunu, avan proje, belediye projesi, uygulama projesi, tadilat projesi vb. hazırlandığını, bu süreçte projelerin yapılıp tesliminin minimum 6-8 ay veya 1 yıl sürdüğünü belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Dosya kapsamı ve e-posta yazışmalarından taraflar arasında elektrik projesi yapımına ilişkin yazılı olmayan bir eser sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir.
Mahkemece mali müşavir bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda, 5.900,00 TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, faturanın davalıya teslimine ilişkin kargo irsaliyesi bulunduğu, faturaya süresi içinde itiraz edildiğine dair belge bulunmadığı belirtilmiştir.
Dosya kapsamındaki 30/11/2015 tarihli yapı ruhsatında, elektrik projesi müellifi olarak …isim ve imzasının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekili de istinaf dilekçesinde cevabında, projenin tamamlandığını, ödeme alınamayınca işlem yapılmadığını, davalının daha sonra başka bir şirketle anlaştığını belirtmiştir. Bunun yanında davacı tarafça ödeme isteğini içerir e-posta iletilerine, davalı tarafça gönderilen 06/05/2016 tarihli cevapta “henüz proje ile ilgili nihai sonuca varılamadığı, gerekirse projenin kendilerince ve belediye teslim süreçlerinde değişiklikler ve eklemeler, uygulama projesi safhaları bulunduğu, sadece avans olarak ödeme yapılabileceği, bu ödemenin haftaya cuma günü yapılabileceği” hususları belirtilmiştir.
Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, davacı tarafça elektrik projesinin hazırlandığı, ancak belediyeye sunulması aşamasında iş sahibinin başka bir müellif ile anlaşarak diğer müellife ait projenin belediye onayına sunulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı yüklenicinin hazırladığı projenin onay işlemi tamamlanmadığından, mahkemece onaylanmış proje gibi sözleşme bedelinin tamamı üzerinden itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesi hatalı olmuştur. O halde, mahkemece davacı tarafça hazırlanan elektrik projesi üzerinde elektrik mühendisi bir bilirkişiye rapor düzenletilerek, dava konusu elektrik projesinin mevcut hali ile değeri tespit ettirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, bu husus üzerinde hiç durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/05/2017 tarih, 2015/893 Esas, 2017/429 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.