Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1233 E. 2018/1579 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1233
KARAR NO : 2018/1579
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/06/2017
NUMARASI : 2015/992 Esas, 2017/408 Karar,
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 29/11/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili şirketin mobilya imalatı yaptığını, davalı şirket ile aralarında ticari iş ilişkisi olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirkete mobilya siparişi vermekte, müvekkili şirketin sipariş üzerine imalatanı yaptığı ve davalı şirkete teslim ettiğini, davalı şirketin 2 ayrı mobilya siparişi üzerine müvekkili şirketin yine gereğini yerine getirdiğini, oturma grubu ve komple ev mobilyası imal ettiğini, bu imalatlar tamamlandığında 2 adet fatura tanzim edildiğini, 10/06/2014 tarihli 25.000.96-TL miktarında komple ev mobilyasını içeren ve 27/06/2014 tarihli 26.178,30-TL bedelli oturma grubunu içerir fatura tanzim edilerek davalı şirkete bildirildiği ancak davalı tarafça ödeme yapılmaması üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, davalının borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafın taahhüt edilenin aksine kalitesiz malzeme kullanılan ürünler imal ettiğini, müvekkilinin davacı tarafa iş bedelini ödeyerek karşılığında bedelin tahsil edildiğine dair tahsilat makbuzu aldığını, bu nedenle taraflar arasında herhangi bir alacak-borç ilişkisinin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 2. cevap dilekçesinde, takibe konu faturalara konu imalatın bedelinin 09/04/2014 tarihli makbuzla ödendiğini belirterek bu makbuzu dosyaya ibraz etmiştir.
Yerel mahkeme istinaf incelemesine konu kararında;
“davacının davasının kabulüne, Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin 51.171,02 asıl alacak üzerinden devamına,
51.171,02 asıl alacağa takip tarihinden itibaren alacaklının talebi aşılmamak suretiyle değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Alacak likit ve belirlenebilir olmakla hükmolunan alacağın %20’si oranında 10.234,20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalının icra inkar tazminatı taleplerinin reddine” dair karar vermiştir.
Yerel mahkeme kararına karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinafa konu davada yargılama aşamasında her iki taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, mali müşavir bilirkişi raporunun sonuç bölümünde; taraflarca ibraz edilen ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırıldığı, kayıtların usulüne uygun olarak kaydedildiği, dava ve takip konusu faturaların her iki yanın ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerinde davalıdan 51.176,20-TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerinde ise, davalının davacıdan 27.558,96-TL alacaklı olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın tamamen davalı tarafından davacıya ödendiği iddia edilen 37.600,00-USD’den kaynaklandığı (dosyaya ibraz edilen 09/04/2014 tarihli masraf listesi başlıklı .. . isim ve imzasını içerir belge) davalı tarafından ibraz edilen bu belgenin incelenmesinde tahsilat-tediye makbuzu özelliği taşımadığı, davacıya ait herhangi bir imza veya şerhe rastlanılmadığı, belgede ödeme aldığına dair imzası olan …’un davacı çalışanı olup olmadığının tespit edilemediği, bu miktardaki bör ödemenin yanlar arasındaki ticari ilişki neticesinde yapılmış ise, 213 sayılı VUK hükümlerine aykırı olarak elden yapılmış olduğu, her iki yan da tacir vasfına haiz olduğundan banka veya özel finans kurumlarından yapılması şartı olduğu, davalı tarafın davacıdan aldığı emtiaların ayıplı ve kusurlu olduğu beyan edilmekle beraber takip ve dava dosyasında davalı iddiaları açısından her hangi bir ispat vasıtasına rastlanmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamına, usul ve yasaya uygundur. Davalı tarafça dosyaya sunulan masraf listesi başlıklı belgede imzası olan …’un davacı tarafın yetkili temsilcisi olduğuna dair dosyada belge ve delil bulunmamaktadır. Davalı tarafça açıkça yemin deliline dayanılmış olup, yerel mahkemece davalı vekiline yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış, ancak davacı tarafa yemin teklif etmemişlerdir.
Bu itibarla yerel mahkeme kararı dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup, istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/06/2017 tarih ve 2015/992 Esas, 2017/408 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 3.495,49-TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 873,88-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.621,61-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 29/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.