Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1219 E. 2018/1571 K. 27.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1219
KARAR NO : 2018/1571
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2017
NUMARASI : 2015/226 Esas, 2017/253 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/11/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, çatı kaplama yapımı işi nedeniyle sözlü eser sözleşmesi ilişkisine dayalı iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece, ayıplı işler bedelinin talep edilen alacak miktarından fazla olması nedeniyle davacı alacağı bulunmadığından bahisle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davacı şirket yüklenici, davalı şirket ise iş sahibidir.
Davacı, davalıya ait iş yeri binasının çatı kaplama işini kararlaştırılan şekilde tamamlayarak teslim ettiğini belirterek iş bedelinin ödenmediğinden bahisli tahsili için yapılan takibin davalının haksız olarak itiraz ettiğini; davalı taraf ise, işin ayıplı olarak imal edildiğini, teslim ve kabulünün yapılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Belirlenen ayıp bedelinin talep edilen alacak miktarından fazla olması nedeniyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Davacı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle; davalı iş sahibi şirket ile sözlü olarak eser sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme konusu işlerin yapılıp teslim edildiğini ve davalı tarafından kabul edip kullandığını, taraf ticari defter ve kayıtlarına göre alacağının ispatlandığını, ayıp iddialarını kabul etmediklerini varsa dahi ayıp ihbarının yapılmadığını, ayıbın ise yapılması halinde sorun olabileceği bildirildiği halde istek üzerine yapılan güvercinliklerden kaynaklandığını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemesince taraf defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde alınan bilirkişi raporunda davacı yüklenici tarafından 01.03.2014 tarihli KDV dahil 485.218,52 TL, 21.10.2014 tarihli KDV dahil 140.410,56 TL ,17.10.2014 tarihli KDV dahil toplam 365.142,88 TL ve 21.01.2015 tarihli KDV dahil toplam 27.210,80 TL’lik faturalar düzenlediği, davacı yüklenicinin bu faturalar ve yapılan ödemeler sonrası bakiye 300.537,76 TL bakiye alacağının olduğu yapılan inceleme ve taraf beyanlarıyla sabittir. Davacı tarafça bakiye alacağın tahsili için davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasıyla 17.02.2015 tarihinde icra takibinde bulunulmuş, davalı tarafça yasal süresinde 27.02.2015 tarihli borçlu olmadıklarıyla birlikte faiz ve fer’ilerine ilişkin taleplerine yönelik itiraz edilmiş, yasal süresi içerisinde itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacı tarafça davaya konu sözleşme kapsamında edimin ifası ile teslimin 21.01.2015 tarihinde gerçekleştiği, takip, itiraz tarihi ve bilirkişilerce mahallinde keşifle alınan bilirkişi raporuyla davaya konu çatı imalatına su alma şeklinde gizli ayıbın bulunduğu belirtilmiş olup, tespit edilen ayıbın niteliği ve ortaya çıkabilecek sebepler ile süreler birlikte değerlendirildiğinde gizli ayıbın makul sürede ihbar edildiğinin kabulü gerekmiştir. Yine mahallinde keşifle alınan dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun denetlenebilir nitelikte kabul edilen bilirkişi raporuyla gizli ayıba ilişkin imalat kusurlarının giderim bedelinin 384.296,50 TL ‘nin tespit edildiği ve bu bedelin davacı yüklenicinin bakiye alacağından fazla olduğu görülmüş olmakla davanın reddine dair mahal mahkemesi kararının doğru olduğu kanaatine varılmış, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2017 tarih ve 2015/226 Esas, 2017/253 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 27/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.