Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1196 E. 2018/1596 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1196
KARAR NO : 2018/1596
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2017
NUMARASI : 2014/1109 Esas, 2017/248 Karar,
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 04/12/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında davacıya ait restoranın mimari tasarımı konusunda anlaşma yapıldığını, davalı yükleniciye 637.800,00TL ödeme yapıldığını, ancak sadece 26/11/2012 tarihli proje bedeli açıklamalı 162.604,00 TL fatura düzenlendiğini, buna göre müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını, davalının hayali cari hesaba dayalı olarak başlattığı 463,200,18 TL tutarlı icra takibinin usulsüz tebligat ile kesinleştiğini, kapak hesabında 541.443,89 TL borç göründüğünü, oysa müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını ileri sürerek, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından dolayı davacının davalıya 541.443,89TL borçlu olmadığının tespitine, icra işlemlerinin engellenmesi ve dosyaya yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi için İİK’nın 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesine, dava değerinin %40’ından aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında davalıya ait restoranın iç mimari tasarımı ve projesi konusunda anlaşma yapıldığını, müvekkilinin projeyi hazırlayarak proje bedeli için 162.604,00 TL tutarlı fatura düzenlediğini, davacının projeyi onaylaması üzerine uygulama için de 938.396,18 TL tutarlı fatura düzenlediğini, tefrişatın tamamlandığını, davacının faturayı tebellüğden imtina ettiğini, davacı tarafından 162.604,00TL’lik faturanın 137.800,00 TL’lik kısmının ödendiğini, 24.804,00 TL’lik KDV’sinin ise ödenmediğini, uygulama konusunda davacıya 01/11/2012 tarihli e-posta gönderilerek teklifin kabulü halinde %50’lik avans ödemesi istendiğini, teklifin kabul edilerek 02/11/2012 tarihinde 350.000,00TL avans ödemesi yapıldığını, revize fiyat üzerinde mutabakat sağlanınca proforma fatura ve uygulama sözleşmesinin davacıya gönderildiğini, daha sonra 16/01/2013’te 50.000,00 TL, 28/06/2013’te ise 100.000,00 TL tutarlı ödemeler yapıldığını, proje ve uygulama bedeli toplamının 1.101,0018 TL olmasına rağmen 637.800,00 TL ödeme düşüldüğünde davacının bakiye 463.200,18 TL ödemeyi yapmadığını, bunun üzerine davacı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takip yaptıklarını, ödeme emrine süresinde itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini belirterek, davanın reddine, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, İİK’nın 72. Maddesi kapsamındaki dava ve tazminat haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında davacıya ait restoranın mimari tasarım ve uygulamasının yapılması konusunda sözleşme bulunduğu, davacı tarafından davalıya 637.800,00 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafından 795.250,75 TL tutarlı fatura düzenlendiği, faturanın KDV dahil toplamının 938.396,18 TL olduğu, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi 20.11.2012 tarihli 674.262,00 TL ve 722.907,00 TL genel toplamlı Teklif Değerlendirme Detay Tablosu olarak sunulan tabloda imalatların ayrıntılı miktar, birim fiyatlar ile toplam tutarlarının belirtildiği, 27.02.2015 tarihinde yapılan keşif incelemesinde de bu imalatların yerinde görüldüğü, varlığının tespit edildiği ve durumun fotoğraflarla belgelendiği, bu tablodaki imalatlar ile fiyatları arasında uyumsuzluk bulunmadığı ancak taşınmazın yerinde yapılan incelemesinde malzeme ve işçilik kalitesinden kaynaklanan bir kısım hatalı ve kusurlu imalatların bulunduğunun belirtildiğini, yerinde yapılan tespite göre davacı tarafından yapılan işlerin toplam tutarının 938.333,58 TL olduğu, hatalı ve kusurlu imalatlardan kaynaklanan 187.666,72 TL mahsup edildiğinde kalan kısmın 750.666,86 TL olduğu, davacının davalıya toplamda 637.800,00.-TL ödediği, davacının davalıya borcunun 112.866,86.-TL olduğunun belirlendiğini, davalı tarafından başlatılan icra takibinde 463.200,18 TL talep edildiğine, davacı da davalıya 112.866,86 TL borçlu olduğuna göre, başlatılan takip bakımından davacının borçlu olmadığı tutarın 350.333,32 TL olduğu, davalı tarafın, aşamalarda proje bedeli yönünden 162.604,00 TL alacaklı olduğunu ileri sürmüş ise de taraflar arasında proje hazırlanması konusunda ayrıca akdi ilişki tesis edildiğinin, böyle bir projenin hazırlanıp sunulduğunun kanıtlanamadığı, yapılan işle ilgili bir proje hazırlanmış ise de proje bedelinin yapılan işe dahil olduğu sonucuna ulaşıldığı, davalının kötüniyeti sabit olmadığından tazminata hükmedilmediği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüyle, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibinden dolayı takip konusu 463.200,18 TL alacağın 350.333,32 TL’lik kısmından davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazla talebin reddine, tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davanın tam kabul edilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda %20 nefaset indirimi yapılırken emsal bedellerin dikkate alınmadığını, kötüniyet tazminatı talebinin reddinin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın tam kabulüne ve %40’dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf talebinde, mahkemece tarafların talepleri ve uyuşmazlık konusu dışında karar verildiğini, davacının ayıplı kusurlu ifa yönünden bir talebinin bulunmadığını, menfi tespit davalarında borçlunun borçlu sayıldığına ilişkin karinenin aksinin ispatı gerektiğini, bilirkişinin görevi dışına çıkarak bir kısım hatalı tespitlere yer verdiğini ve mahkemenin de buna uyarak karar verildiğini, işin tesliminden sonraki iki sene içerisinde kullanılması nedeniyle bir kısım yıpranmaların olağan olduğundan %20 oranında kesintinin kabul edilemeyeceğini, davacı iddiasının aksi ispat edildiğinden davanın reddi gerektiğini, toplam 637.800,00 TL ödeme yapıldığını, ödenmeyen bedelin ise 463.200,18 TL olduğunu, müvekkili tarafından 932.726,22 TL proforma fatura gönderildiğini, davacının bunu baştan beri bildiğini, raporda iki faturadan birinin hesaba dahil edilmeyerek fahiş hataya düşüldüğünü, ödenmesi gereken bedelin 250.666,86 TL olduğunu, 137.800,00 TL’lik faturanın ödenmeyen KDV’si olan 24.804,00 TL’nin de ilavesi ile ödenmesi gereken bedelin 275.470,86 TL olarak bulunacağını, kesinti yapılmaksızın 463.200,18 TL ödenmesi gerekirken, kesinti yapılması halinde ise 112.866,86 TL değil, 275.470,86 TL ödenmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesinin hatalı olarak 750.666,86 TL’den ödeme olarak 500.000,00TL yerine hatalı olarak 637.800,00 TL düşerek hatalı sonuca ulaştığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın tümden reddine, icra takibinin devamı ile davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar ve haksız tedbir nedeniyle kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Taraflar arasında eser sözleşmesi bulunmakta olup, davacı iş sahibi; davalı ise yüklenicidir. Dava, davacı iş sahibinin davalı yükleniciye icra takibinde istenen miktar kadar borçlu bulunmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkemece mahallinde 27/02/2015 tarihinde keşif yapılmış, bilirkişi kurulunca düzenlenen 07/10/2015 tarihli raporda, dava konusu Restaurantın hali hazırda tüm teşrifatıyla kullanımda olduğunu, hem içte, hem dışta mekana açılan kapılarda doğrama birleşim detaylarında, kanadın sarkması ve ahşabın dönmesine bağlı boşluklar ve iki kanatlı kapılarda kapanmada örtüşme problemi bulunduğu, masa ve sandalyelerde deformasyonlar, çatlak ve kırıklar olduğu, tuvalete gider koridoru çevreleyen tüm ahşap kaplamalarda derin (yüzey çatlağı değil, malzeme kalınlığının tamamında) çatlamalar meydana geldiği, yapılan imalatlara ilişkin 20/11/2012 tarihli proforma faturada sabit ve hareketli mobilya bedeli 674.262,23 TL, deri bedeli 48.645,00 TL = 722.290,72 TL + %10 mimari uygulama bedeli 72.290,72 TL = 795.197,95 TL + %18 KDV 143.135,63 TL olmak üzere toplam davalı alacağının 938.333,58 TL olarak belirtildiği, davacı tarafın İstanbul ve Taksim’in en önemli lokasyonlarından birinde ve lüks bir otelin bünyesi içerisinde, özel tasarım ve üretim kalitesiyle, üst düzey belirli bir müşteri kitlesine hitap edebilme hedefi ile açılan işletmesinde satın almış olduğu malzeme ve işçilik kalitesinden kaynaklı hatalı ve kusurlu imalatlar neticesi, eserde değer azalışı meydana geldiği kanaati oluştuğundan %20 oranında nefaset kesintisi yapılmasının uygun görüldüğünü, 938.333,58 TL x %20 = 187.666,72 TL indirim yapıldığında davacı alacağının 750.666,86 TL olduğu, bu miktardan davacının ödediği 637.800,00 TL’nin mahsubu halinde davacının davalıya 112.866,86 TL daha borcu bulunduğunu belirtmişlerdir.
Mahkeme tarafından bilirkişi raporu esas alınarak, davacı tarafından yapılan işlerin toplam tutarı olan 938.333,58 TL’den 187.666,72 TL nefaset indirimi yapıldığında kalan 750.666,86 TL davalı alacağından ödenen 637.800,00 TL’nin mahsubu halinde davacının davalıya ödediği, davacının davalıya borcunun 112.866,86.-TL olduğu, icra takibinde istenen 463.200,18 TL’den mahsubu halinde davacının davalıya 350.333,32 TL borçlu bulunmadığı, davalının proje bedeli olarak 162.604,00 TL talep etmesine rağmen bu konuda akdi ilişki kurulduğu ve projenin teslim edildiğinin ispatlanamadığı, projenin işe dahil olduğu gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüyle, davacının takipte istenen miktarın 350.333,32 TL’lik kısmından davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Her ne kadar mahkemece, davalı tarafından talep edilen 162.604,00 TL proje bedelinin sözleşmeye dahil olduğu belirtilmiş ise de, davalı tarafından 26/11/2012 tarihli 162.604,00 TL bedelli fatura düzenlendiği ve davacının da defterlerine işlediği gibi, dava dilekçesinde kendisine bu miktar fatura tebliğ edildiğini bildirdiği, dava dilekçesi ekindeki cari hesap tablosunda da bu miktar faturayı davalı alacağı olarak göstermiş olduğu, davalının da cevabında, projenin davacı tarafça onaylanması üzerine uygulamaya geçildiği ve söz konusu faturanın 137.800,00 TL’sinin ödendiği, ancak KDV’sinin ödenmediğine ilişkin beyanları göz önüne alındığında, 162.604,00 TL proje bedelinin tarafların kabulünde olduğunun benimsenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Bu durumda, davalı tarafından davacıya gönderilen en son 20/11/2012 tarihli proforma fatura esas alındığında, proforma faturada belirtilen mobilya bedelinin 674.262,23 TL, deri malzeme bedelinin 48.645,00 TL olup toplam 722.907,23 TL alacağa %10 hesabıyla 72.290,72 TL mimari uygulama bedeli eklendiği, toplam 795.197,95 TL alacağa 143.135,63 TL tutarında %18 KDV eklenmesiyle alacağın 938.333,58 TL olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere her iki tarafın kabulünde olan 162.604,00 TL proje bedelinin de eklenmesiyle davalı alacağının 1.100.937,58 TL olduğu, bundan 637.800,00 TL davacı ödemesinin düşülmesi halinde davalı alacağının 463.137,58 TL olduğu görülmektedir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde, söz konusu restaurantın lüks bir otelde bulunması, muhiti ve diğer özellikleri dikkate alınarak %20 oranında nefaset indirimi yapılması gerektiği değerlendirilmiş olup, 938.333,58 TL iş bedeli üzerinden hesaplanan %20 nefaset indiriminin 187.666,72 TL olduğu, bunun 463.137,58 TL davalı alacağından mahsubu halinde davalının bakiye 275.470,86 TL alacağının kaldığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece davalının 275.470,86 TL alacaklı olduğu, bu miktarın takipte istenen 463.200,18 TL’den mahsubu halinde davacının davalıya 187.729,32 TL borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde 350.333,32 TL yönünden borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bunun dışında, yargılama sırasında mahkemece 16/06/2014 tarihli ara kararı ile İİK’nın 72/3 maddesi gereğince davacıdan tahsil edilecek paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verildiği ve mahkemece tedbirin uygulanması için icra dairesine 20/06/2014 tarihli yazı gönderildiği anlaşıldığından, İİK’nın 72/3 maddesi gereğince asıl alacağın %20’si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
Alacak yargılama ile belirlendiğinden ve likit olmadığından davalının icra inkar tazminatı ve davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmelidir.
Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf talebinin reddine, davalının istinaf talebinin kısmen kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda belirtilen esaslar dairesinde, davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
A)1- Davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,
2-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/03/2017 tarih ve 2014/1109 Esas, 2017/248 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün .. esas sayılı takibinden dolayı takip konusu 463.200,18 TL alacağın 187.729,32 TL kısmından davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazla talebin reddine,
4- İİK’nın 72/3 maddesi gereğince asıl alacağın %20’si oranındaki 55.094,17 TL tutarındaki kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Koşulları oluşmadığından tarafların icra inkar ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 12.823,79-TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 9.246,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.577,24-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davacı tarafından yatırılan 9.246,55-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 161,00-TL tebligat ve posta gideri, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 195,40-TL keşif harcı, 29,00-TL ilk masraf olmak üzere toplam 1.585,40-TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 642,54-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 17.213,76-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 22.478,25-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
1-Davacıdan alınması gereken 35,90-TL maktu istinaf karar harcından peşin alınan 2.000,00-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 1.964,10-TL harcın istek halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davalı tarafından yatırılan 6.062,80-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 85,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 04/12/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.