Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1180 E. 2018/443 K. 24.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1180
KARAR NO : 2018/443
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2017
NUMARASI : 2012/45 Esas, 2017/592 Karar,
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24/04/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı yüklenicinin 29/11/2011 tarihli sözleşme ile müvekkili iş sahibi şirketin Balıkesir / Bandırma Liman Avm’de bulunan mağazasının iç mimari işlerinin yapılmasına işini üstlendiğini, müvekkili şirketin sözleşme kapsamında kararlaştırılan iş bedelini ödediği halde, davalının yükümlendiği işi eksik ve ayıplı olarak geç teslim ettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00-TL eksik ve ayıplı işler bedeli ile geç teslimden kaynaklanan 10.000,00-TL gecikme cezası olmak üzere toplam 20.000,00-TL’nin 25/11/2011 tarihinden (teslim tarihi) itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili savunmasında, sözleşmeye konu işin tam ve eksiksiz olarak süresinde teslim edildiğini, işin bir an için kusurlu yapıldığı kabul edilse dahi, ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğunu, imalatın ihtirazi kayıtsız olarak teslim alındığını belirterek asıl davanın reddine; karşı davasında ise; işin tam ve eksiksiz olarak süresinde teslim edildiği halde bakiye 5.000,00-TL iş bedelinin ödenmediğini, sözleşme bedeline ait 20.700,00-TL KDV alacağının da ödenmediğini belirterek toplam 25.700,00-TL’nin teslim tarihinden itibaren ticari faizle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili, yargılama sırasında verdiği 09/11/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile alacak talebini miktar itibariyle arttırarak 38.592,74-TL maddi tazminat ve gecikme cezasının reeskont faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, yargılama sırasında keşfen alınan son bilirkişi heyet raporuna itibar edilerek asıl davanın kısmen kabulü ile, 13.362,74-TL’nin dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, karşı davanın ise reddine dair verilen karar davalı-karşı davacı vekilince süresinde ve usulünce istinaf edilmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili istinafında özetle, davada talep edilen zarar ile cezai şart tutarı belirlenebilir nitelikte olup belirsiz alacak veya kısmi alacak davası olarak ikame edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın talep sonucunu hangi alacak kalemi için ne miktarda talep ettiğini açıklamadığını, nefaset bedeli talep edilmediği halde mahkemece, talep aşılarak bilirkişi raporunda belirlenen 470,00-TL nefaset bedeline hükmetmesinin hatalı olduğunu, eserin ayıplı olduğuna ilişkin iddianın doğru olmadığını, bu hususla ilgili bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğunu, mahsup yapıldığından bahisle karşı davanın reddi kararının hatalı olduğunu, kaldı ki mahsup taleplerinin de bulunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın reddine, karşı davanın ise kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl dava, eksik ve ayıplı işler bedeli ile gecikme nedeni ile cezai şart alacağının tahsili, karşı dava ise bakiye iş bedelinin ve KDV alacağının tahsili talebine ilişkindir.
Taraflar arasında 22/05/2011 tarihli toplam 115.000,00-TL + KDV götürü bedelli yazılı eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu sabit olup, davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.
Davacı iş sahibi dava dilekçesinde, sözleşme kapsamında eksik iş bedeli ve gecikme tazminatı kalemlerine ilişkin toplam 20.000,00-TL talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 38.592,74-TL’ye çıkarmıştır. Davalı yüklenici ise karşı davasında 5.000,00-TL bakiye iş bedeli alacağı olduğunu belirterek bu bedel ile 20.700,00-TL KDV alacağı olmak üzere toplam 25.700,00-TL’nin tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillerle davacı-karşı davalı iş sahibinin ıslah talebide dikkate alınarak ve davalı-karşı davacının taleplerinin mahsup edildiğide belirtilmek suretiyle asıl davanın 13.362,74-TL üzerinden kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiş, karara karşı davalı-karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Taraflar arasında 115.000,00-TL + KDV götürü bedel üzerinden eser sözleşmesi imzalanmış olduğu ve davalıya toplam 110.000,00-TL ödeme yapıldığı tarafların da kabulünde olmakla ihtilafsızdır.
Götürü bedel sözleşmelerde yüklenicinin yapmış olduğu iş bedeli, sözleşme ile kararlaştırılan tüm işlerin toplam bedele oranlanmasıyla belirlenir. Mahkemece alınan bilirkişi raporlarında ve mahkeme gerekçesinde davalı-karşı davacı yüklenicinin sözleşme kapsamında eksik işler ve uygulanması gereken nefaset oranlarının toplam işe oranlanmak suretiyle davalı-karşı davacı yüklenicinin yapmış olduğu işin oranı ve talep edilebileceği bedel belirlenmiştir. Yine götürü bedel sözleşmesinde iş sahibi sözleşme kapsamında eksik kalan işleri tespit ettirip ihtarla yükleniciyi temerrüte düşürdükten sonra talep edebilir.
Somut olayda, davacı-karşı davalı iş sahibince eksik işlere ilişkin tespit yaptırılmış ve buna ilişkin tespit raporu yükleniciye tebliğ edilmiştir. Davacı iş sahibince tespit raporunda belirlenen eksikliklerin aşamada kendileri tarafından giderildiğini belirtilmiş olmakla bilirkişilerce bu giderim için yapılan işlerin sözleşme kapsamındaki işler olup olmadığı ve sözleşme kapsamındaki eksik işlerin makul sürede giderilip giderilmediği, giderim bedellerinin makul süreye göre piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığının da belirlenmesi zorunludur.
Tüm bu açıklamalar kapsamında, mahkemece taraflar arasındaki 115.000,00-TL+KDV götürü bedel üzerinden değerlendirme yapılarak, işin hangi oranda yapıldığının belirlenmesi ve bu oranın kararlaştırılan bedele uygulanarak KDV dahil ne miktar alacak talep edilebileceğinin hesaplanması ve bundan ihtilafsız olan 110.000,00-TL ödemenin mahsubu ile davalı-karşı davacı yüklenicinin alacağının bulunup bulunmadığının saptanması, yine davacı-karşı davalı iş sahibi tarafından davadan önce tespit yaptırılarak belirlenen sözleşme kapsamındaki eksik işlerin tespit edilerek bu eksikliklerin davacı tarafından giderildiği kabul edilmiş olmakla tespitten sonra zararın artmasına kendisinin sebep olup olmadığının denetlenmesi yönünden bu eksiklikleri makul sürede giderip gidermediğinin değerlendirilmesi ve bu eksikliklerin giderilmesine ilişkin faturadaki bedellerin giderim tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda olup olmadığı incelemek ve denetime elverişli şekilde bilirkişi raporu doğrultusunda harcı yatırılarak açılmış iki ayrı dava bulunması nedeniyle de mahsup yapılmaksızın ayrı ayrı hüküm kurulması, ayrıca davacı-karşı davalı tarafından eksik işler ve gecikme tazminatı kalemlerine ilişkin talepte bulunmuş olmakla ıslah ile arttırılan miktar için hangi kalem yönünden ne miktarda arttırım yaptığının açıklatılarak buna uygun hüküm kurulması gerekli iken, belirtilen hususlar hiç incelenip değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bu nedenle HMK 353/1-a/6 maddesi gereğince davalı-karşı davacı vekilinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin yerel mahkeme kararı kaldırılarak, belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılarak her iki dava yönünden değerlendirme yapılarak ayrı ayrı hüküm kurulmak üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davalı-karşı davacı vekinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/06/2017 Tarih, 2012/45 Esas, 2017/592 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı-karşı davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı-karşı davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı-karşı davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24/04/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.