Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1094
KARAR NO : 2018/1310
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2016
NUMARASI : 2014/703 Esas, 2016/713 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak, Alacak
KARAR TARİHİ : 16/10/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Asıl davada davacı ve karşı davada davalı vekili, taraflar arasında 26/11/2013 tarihinde web sitesi tasarım sözleşmesi imzalandığını, sözleşme bedelinin KDV hariç 18.000,00 TL olduğunu, KDV dahil 10.620,00 TL’nin peşin kalan kısmının ise web sitesinin teslim tutanağı ve faturanın teslimi karşılığında 30 gün içinde ödeneceğinin kararlaştırıldığını, 10.620,00 TL’nin peşin olarak ödendiğini, web sitesinin sözleşme tarihinden itibaren 8 hafta içinde test yayınına başlaması, revizyon talepleri değerlendirildikten sonra bir hafta içinde yayına hazır hale getirilmesi gerekirken anılan süreler geçtikten sonra dahi yayına hazır hale gelmediğini, davalının sürekli işin teslim tarihini ertelediğini, müvekkilinin de iyiniyetle bu süreleri verdiğini, son olarak 25/04/2014 tarihindeki görüşmede davalı şirketin müvekkilinden tüm film içeriklerinin CD halinde gönderilmesi halinde bir hafta içinde web sitesini çevrimiçi yayın yapmaya hazır hale getireceklerini taahhüt ettiğini, CD’nin teslim edildiğini, davalının yine de edimlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine müvekkilinin 02/05/2014 tarihli ihtarla sözleşmenin feshedildiğini bildirerek, yapılan ödeme ve müvekkilinin zararlarının istendiğini ileri sürerek, davalı şirkete ödenen 10.620,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacı şirketin uğradığı zararlardan dolayı şimdilik 9.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline, davalı şirkete teslim edilen tüm materyalin davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı ve karşı davada davacı vekili, sözleşmenin 26/11/2013 tarihinde imzalandığını, müvekkilinin 26/12/2013 tarihinde tasarımı tamamlayarak davacıya ilettiğini, 20/01/2014 tarihinde tasarımı tamamlanan web sitesinin test linkinin davacı ile paylaşıldığını ve bu hususun e-posta ile de bildirildiğini, ancak web sitesi için gereken içeriklerin çok küçük bir kısmının 2 ay sonra 20/02/2014 tarihinde verildiğini, davacı şirketin kurumsal kimlik ve renklerinin 2 ay sonra değiştirildiğini, sözleşmenin 5.1 maddesine göre bu durumda sorumluluğun iş sahibine ait olacağını, web sitesinde bulunması gereken film içeriklerinin 22/02/2014 tarihinde teslim edildiğini, davacının proje yönetimindeki değişikik nedeniyle bilgileri yeniden gönderdiğini, 29-31/03/2014 tarihinde davacının revizyon talebinde bulunduğunu, gecikmelerden davacının sorumlu olduğunu, internet sitesinin test yayın linkinin iki kez gönderildiğini ve 01/04/2014 tarihinde çevrimiçi yayına alındığını, sitenin yayından kalkmasının hosting firması ile davacı arasındaki husumetten kaynaklandığını, 01/04/2014 tarihinde müvekkili şirket tarafından davacıya sitenin kurulumunun tamamlandığının bildirildiğini, davacı yetkilisinin de bunu teyit ettiğini, davacının sunucu şirkete gereken ödemeleri yapmaması nedeniyle sitenin kapandığını ve yedeklerinin de silindiğini, bu durumdan müvekkilinin sorumlu olmadığını belirtmiş, karşı davasında ise, müvekkilinin sözleşme gereği edimlerini tam olarak yerine getirmesine rağmen, davacının ödemelerini yapmadığını, müvekkilinin 13/05/2014 tarihli ihtarla davacıyı ödeme yapma konusunda temerrüde düşürdüğünü, ancak davacının bakiye 10.620,00 TL iş bedelini ödemediğini belirterek, asıl davanın reddine, karşı davada, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 10.620,00 TL bakiye alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi raporuna itibar edilerek davalının sözleşme kapsamındaki edimini yerine getirdiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 10.620,00 TL’nin karşı davalıdan alınarak karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Asıl davada davacı ve karşı davada davalı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde, iş bedelinin 10.620,00 TL’sinin davalıya ödenmesine rağmen davalı tarafından “Web Sitesini çevrimiçi yayın yapmaya hazır hale getirmek” şeklindeki edimin yerine getirilmediğini, teslim tarihinin sürekli ertelendiğini, 25/04/2014 tarihli görüşmede film içeriklerinin teslimi halinde bir hafta içinde web sitesini çevrimiçi yayın yapmaya hazır hale getirebileceklerini taahhüt etmelerine ve CD verilmesine rağmen edimin yerine getirilmediğini, bunun üzerine davalıya 02/05/2014 tarihli ihtar gönderilerek sözleşmenin feshedildiğinin davalıya bildirildiğini, buna rağmen 08/07/2015 tarihli bilirkişi raporunda işin yerine getirilmiş olduğuna ilişkin görüşün kabul edilemeyeceğini, tasarımların müvekkiline teslim edilmediğini, teslime dair somut delil bulunmadığını, 15/02/2016 tarihli ek raporda da itirazların dikkate alınmadığını, mahkemece eksik inceleme sonucu verilen kararın kaldırılması gerektiğini, bilirkişilerce web sitesinin test yayınına hazır olduğunun kabulü gerektiği belirtilmesine rağmen, sözleşmenin asıl konusunun çevrimiçi yayına hazır hale getirilmesi olduğunu, 08/07/2015 tarihli raporda “…04/03/2014 tarihli yazışmalarda sitenin test yayınına ait link paylaşıldığından dolayı sitenin yazılım kısımlarının bu tarihte hazır olduğu” belirtilmesine rağmen 27/03/2014 tarihinde davalı şirket vekilince sitenin eksikleri bulunduğu ve kontrol sonrası yayına başlayabileceğinin bildirildiğini, mahkemece eksik inceleme ile oluşturulan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, raporlarda 27/03/2014 tarihinde halen test yayınına başlanmadığının dikkate alınmadığını, müvekkilinin gecikmesi olmadığını, davalının temerrüde düşürülmediği için kusurun müvekkiline ait olduğuna ilişkin bilirkişi tespitinin yerinde olmadığını, bilirkişilerce web sitesinin süresinde hazırlanmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin ek süre vermesine rağmen davalının edimlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine sözleşmeyi feshettiklerini, bilirkişilerin bu hususta açıklama yapmadığını, bilirkişi raporlarında itirazların karşılanmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 26/11/2013 tarihli “Web Sitesi Tasarım Sözleşmesi” ile, 18.000,00 TL + KDV iş bedeli karşılığında yüklenici tarafından web sitesi tasarlanarak sözleşme tarihi itibariyle 8 hafta içinde elektronik ortamda test yayına açılıp iş sahibinin onayına sunulması, iş bedelinin yarısının sözleşme onayını müteakip, diğer yarısının ise web sitesinin test yayınına açılması üzerine yüklenici tarafından sitenin teslim tutanağının imzalanması ile faturanın teslimi karşılığında 30 gün içinde banka hesabına yatırılarak ödenmesi kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, niteliği itibariyle TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde hükme bağlanan bir eser sözleşmesi olup, asıl davada davacı ve karşı davada davalı şirket iş sahibi; asıl davada davalı ve karşı davada davacı şirket ise yüklenicidir.
Taraflar arasındaki asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ve yükleniciye ödenen bedelin iadesi ve tazminat; karşı dava ise bakiye iş bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir.
Dosyadaki belgelerden, iş sahibi tarafından yükleniciye gönderilen 02/05/2014 tarihli ihtarname ile, yüklenicinin edimlerini yerine getirmediği gerekçesiyle sözleşmenin feshedildiği bildirilerek, ödenmiş olan 9.000,00 TL+KDV iş bedeli ile uğranan zararlar için 9.000,00 TL’nin ödenmesi istenmiş, yüklenici tarafından iş sahibine gönderilen 13/05/2014 tarihli cevabi ihtarname ile de, ihtarda belirtilen hususların yerinde olmadığı belirtilerek, bakiye 9.000,00 TL + KDV iş bedelinin ödenmesi istenmiştir. Sözleşmede kararlaştırılan 10.620,00 TL peşinatın 04/12/2013 tarihinde iş sahibine ödendiği ve yüklenici tarafından buna ilişkin 31/10/2013 tarihli fatura düzenlendiği, yine ödenmeyen bakiye iş bedeli yönünden de 31/03/2014 tarihli fatura düzenlendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca dosya kapsamında taraflar arasında çeşitli tarihlerde gönderilmiş çok sayıda e- posta mesajları bulunmaktadır.
Mahkemece alınan 08/07/2015 tarihli bilirkişi raporu ve 15/02/2016 tarihli ek raporda, taraflar arasındaki sözleşmenin 26/11/2013 tarihinde imzalandığı, sözleşmede işin teslim süresinin gerekli materyerlerin zamanında teslim edilmesi halinde sözleşmenin imzalanmasından itibaren 8 hafta içerisinde test yayınına konacağının, revizyon taleplerinin 10 iş günü geçmeyecek nitelikte olması durumunda ise 1 hafta ertelenmesinde çevrimiçi yayın yapmaya hazır hale getirileceğinin belirtildiği, davalının sunmuş olduğu elektronik posta yazışmaları incelendiğinde kurumsal kimlik bilgilerinin 16/12/2013 tarihinde davacı tarafından netleştirildiği, …’dan (…) …’na (…) gönderilen 26/12/2013 tarihli elektronik postada tasarımların tamamlandığının belirtildiği, 04/03/2014 tarihli yazışmalarda sitenin test yayınına ait link paylaşıldığından dolayı sitenin yazılım kısımlarının bu tarihte hazır olduğunun kabul edilebileceği, teslim süresinin kurumsal kimlik çalışmasının paylaşılmasından itibaren hesaplansa dahi bu tarihin 8 haftalık süreyi aştığı, ancak davacının süredeki sarkma dolayısıyla uzun bir süre itirazı bulunmadığından dolayı bu gecikmeyi sessiz kalarak makul bulduğu ve kabul etmiş olduğu, bu teslim tarihinden sonra siteye konacak içeriklerin güncelleme hizmet kapsamında tasarımın hatalı olmasından veya üzerinde anlaşılandan farklı olmasından dolayı yapılacak değişikliklerin ise site tasarım işi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, gönderilen revizyon talepleri içerisinde buton rengi ve menü stili gibi tasarımın bütününü etkilemeyen taleplerin olduğu, bu taleplerin de davalı tarafından karşılandığı, tüm bu nedenlerle taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında internet sitesinin tasarımı işlerinin davalı tarafından yerine getirilmiş olduğu, bu nedenlerle sözleşmede kararlaştırılan bedellerin ifasının gerektiği, siteye eklenecek diğer içerik ekleme taleplerinin sözleşmedeki içerik güncelleme hizmeti kapsamında olduğu ve taraflarca bu hizmetlere ait bütçenin ayrıca belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Dava konusu web sitesinin sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde tamamlandığı bilirkişi raporuyla belirlendiğinden davacı ve karşı davada davalı iş sahibinin iş bedelinin kalan kısmını ödemesi gerektiği, iddia ettiği zararlarına ilişkin delil sunmadığı anlaşıldığından mahkemece asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı ve karşı davada davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/12/2016 tarih ve 2014/703 Esas, 2016/713 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı ve karşı davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Asıl davada alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacı ve karşı davada davalı …Tic.A.Ş’den alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karşı davada alınması gereken 725,45 TL istinaf karar harcından peşin alınan 181,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 544,09 TL istinaf karar harcının davacı ve karşı davada davalı … Tic.A.Ş’den alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Asıl davada davacı ve karşı davada davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından asıl davada davalı ve karşı davada davacı şirket lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a bendi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 16/10/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.