Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1084 E. 2018/1306 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1084
KARAR NO : 2018/1306
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/07/2017
NUMARASI : 2016/444 Esas, 2017/649 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 16/10/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, kutu doldurma makinası imalatını konu alan teklif-kabul şeklindeki eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan mutabakat mektubu ve cari hesap alacağına dayalı bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece asıl alacak yönünden davanın kabulüne, işlemiş faiz talebinin reddine, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatının kabulüne dair davanın kısmen kabulü kararına karşı davalı şirket vekili süresinde ve usulünce istinaf talebinde bulunulmuştur.
Davacı şirket yüklenici, davalı şirket ise iş sahibidir.
Davacı taraf, davalı taraf ile teklif- kabul şeklinde yapılan sözleşme uyarınca sözleşmeye konu 1 adet kutu doldurma makinesini sözleşmeye uygun şekilde ve süresinde imal edip teslim ettiklerini, davalı tarafın da kabulünde olan 26/12/2014 tarihli mutabakatla davalı borcunun 25.745,14-TL olarak belirlendiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle tahsili için başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
Davalı taraf, imalatın ayıplı olduğunu, ayıp ihbarının süresinde yapıldığını, sözleşmeye konu makinenin hiç bir şekilde çalışmadığını, davacının edimini yerine getirmemesi nedeniyle ödemezlik definde bulunduklarını, işlemiş faiz ve oranını kabul etmediklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, sözleşmeye konu makine imalatının sözleşmeye uygun olarak imal edilip teslim edildiği, takip konusu 25.745,14-TL bakiye asıl alacak bedelinin davalı tarafından 26/12/2014 tarihli mutabakatla kabul edildiği belirtilerek davanın asıl alacak yönünden kabulü, işlemiş faiz talebinin reddi, alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına dair verilen hüküm davalı şirket vekilince istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle, işin ayıplı olduğunu, süresinde ayıp ihbarının yapıldığını, sözleşme konusu makinenin hala çalışmadığını, kabule dayanak 26/12/2014 tarihli mutabakatta ve 20/06/2013 tarihli servis formunda müvekkilinin kaşe ve imzasının bulunmadığını, davacı lehine hükmedilen icra inkar tazminatı şartlarının bulunmadığını, dava kısmen kabul edildiği halde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, diğer tanıkların dinlenmediğini ve bilirkişi raporu alınmadan karar verildiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı -borçlu iş sahibi şirket aleyhinde, 26/12/2014 tarihli mutabakat ve cari hesaba dayalı olarak 25.745,14-TL asıl alacak ve 2.617,19-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.362,33-TL üzerinden ilamsız icra takibi yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında makina imalatına ilişkin teklif- kabulle kurulmuş akdi ilişkinin olduğu tarafların kabulünde olup; davacı şirket yüklenici, davalı şirket ise iş sahibidir. Davalı iş sahibi, imal edilen makinanın ayıplı olarak imal edildiğini iddia etmiştir. Eser sözleşmesinde ayıp iddiası ve ayıp ihbarı tanık dahil her türlü delille isbatlanabilir. Dinlenen davalı tanığı da bu yönde beyanda bulunmuştur. Davacı yüklenici ise, iddia edilen ayıpların Çorlu’dan Malatya’ya nakliyesinin de kendisi tarafından yapıldığını belirterek taşıma sırasında oluştuğu iddiasında bulunmuştur. Sözleşme konusu makinenin sözleşmede karalaştırılan niteliklere uygun imal edilip edilmediği, oluştuğu iddia edilen ayıpların bulunup bulunmadığı, varsa bu ayıpların imalattan mı yoksa kullanmadandan mı kaynaklanıp kaynayaklanmadığı belirlenerek, kaynaklanan sebebin belirlenmesi durumunda sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu hususu da değerlendirmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre davacının talep edebileceği bir bedel olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus hiç incelenip değerlendirilmeden sadece mutabakata değer verilerek yazılı gerekçeyle karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle yerel mahkemesi kararının kaldırılarak belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılarak sonuncuna göre yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmişir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/07/2017 tarih, 2016/444 Esas, 2017/649 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.