Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2017/1077 E. 2018/1459 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1077
KARAR NO : 2018/1459
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2017
NUMARASI : 2014/894 Esas, 2017/954 Karar,
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/11/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete satılan mobil kırma ünitesinin gerek satış sözleşmesinde, gerekse proforma faturada belirtilen davacı şirketçe talep olunan ve davalı şirketçe taahhüt olunan vasıfta olmaması sebebiyle satılan malın müvekkili şirket tarafından ödenen 344.164,00-TL bedelinin (146.453,30-EURO), müvekkili şirketin finansal kiralama sözleşmesi kapsamında kiralama konusu mal ile ilgili sigorta poliçesinde belirtilen ve davacı şirket tarafından ödenen 3.886,00-TL sigorta pirimi bedelini, davacı şirketin dava dışı … Ltd.Şti.ile akdedilen 16/08/2016 tarihli kiralama sözleşmesinin yerine getirilememesi sebebiyle uğradığı 460.000,00-TL tutarındaki gelir kaybını 16/08/2012 tarihli kira sözleşmesinin tarafı … Ltd.Şti.’nin montaj işlemleri esnasında müvekkili şirketin yapmış olduğu masrafların toplamı olan 26.557,00-TL’nin sözleşmenin feshedildiği 10/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı şirketten tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, sözleşme gereği müvekkilinin üzerine düşen edimi gereği gibi ifa ettiğini, makinede tespit edilen eksikliklerin müvekkilinin kusurundan kaynaklanmadığını, sözleşme konusu ünitenin kararlaştırıldığı şekilde ve sürede davacı tarafa teslim edilerek davacı tarafın talep ettiği yere mevcut şartlar dahilinde kurulumunun yapılarak üretime hazır hale getirildiği, buna rağmen olması gereken randımanın alınamamasının tamamen davacı tarafın çalıştırdığı personelin niteliğinden, ünitenin kurulduğu yerden, fiziki şartlardan, iklim şartlarından, kullanılan malzemenin özelliğinden, ünitenin kapasitesinin üzerinde malzeme doldurulmasından ve benzeri sebeplerden kaynaklandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkeme istinaf incelemesine konu kararında, davacının davasının kısmen kabulü ile, 344.164,00-TL satış bedeli ve 26.557,00-TL masraf olmak üzere toplam 370.721,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar vermiştir.
Yerel mahkeme kararına karşı taraf vekilleri istinaf talebinde bulunmuştur.
İstinaf incelemesine konu davada yargılama aşamasında mahallinde keşif yapılmış, dava konusu makine incelenmiş, yerel mahkeme hükmüne esas alınan bilirkişi heyeti raporunda, makinanın ayıplı olarak üretildiği hatta daha sonra yapılan müdahalelerle makinenin kendisinden beklenen faydayı sağlayamayacak hale geldiğinin anlaşıldığı, teknik değerlendirme sonucunda yapılan keşif ve tespitlerde davaya konu mobil kırma eleme ünitesinde belirtilen eksik ve ayıpların üretim hatası ve açık ayıp olduğu tespit edilmiştir.
Yerel mahkeme hükmüne esas alınan bilirkişi raporu uzman bilirkişiler tarafından düzenlenmiş, dosya kapsamına uygun, yeterli, gerekçeli ve ayrıntılı, denetlemeye elverişlidir.
Taraflar arasında 30/07/2012 tarihli mobil kırma eleme ünitesinin imal ve montajına ilişkin eser sözleşmesi ilişkisi olduğu ihtilafsız olup, davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.
Eser sözleşmesinde yüklenici işi sözleşmeye uygun olarak yapıp teslim ettiğini ispatlamak zorundadır.
Mahkemesince mahallinde keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile sözleşmeye konu ünitenin kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı olduğu belirlenmiş olmakla mahkemesince sözleşmenin feshi niteliğinde davacı işsahibince ödenen bedelin davacıya iadesine karar verilmesi dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
Yine sözleşmenin feshi ile birlikte sözleşmenin ifa edileceğine güvenle davacı tarafça yapıldığı iddia ve ispat olunan masrafların da menfi zarar kısmında davacıya iadesine karar verilmesi doğrudur.
Ancak, mahkemesince sözleşmenin feshi ile davacı tarafından ödenen bedel ve masrafların iadesine dair hüküm kurulmuş olmasına göre, davacının elinde olduğu anlaşılan sözleşmeye konu ünitenin de davalı yükleniciye iadesi yönünde hüküm kurulmamış olması hatalıdır.
Sözleşme feshedilip, ödenen bedel iade edilmiş olmakla, davacının müspet zarar kapsamında olan 3.kişi ile kira sözleşmesi kapsamındaki taleplerinin reddi kararı doğrudur.
Tüm bu açıklamalar kapsamında, davacı vekilinin tüm istinaf sebeplerinin reddine, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin kısmen kabulü ile mahal mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile 344.164,00-TL satış bedeli + 26.557,00-TL masraf olmak üzere toplam 370.721,00-TL’nin dava tarihinden avans faizi ile tahsiline, davacı elinde olduğu anlaşılan sözleşmeye konu mobil kırma eleme ünitesinin davalıya teslimine dair yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,
2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/07/2017 tarih ve 2014/894 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Davanın KISMEN KABULÜ ile, 344.164,00-TL satış bedeli ve 26.557,00-TL masraf olmak üzere toplam 370.721,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, davacı elinde olduğu anlaşılan sözleşmeye konu mobil kırma eleme ünitesi’nin davalıya teslimine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN
1-Alınması gereken 25.323,95-TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 14.253,05-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.070,90-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
2-Davacı tarafından yatırılan 14.253,05-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 5.100,00-TL bilirkişi ücreti, 635,00-TL talimat, tebligat vs posta giderleri, 160,00-TL tespit masrafı olmak üzere toplam 5.895,00-TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 2.618,48-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 24,00-TL tebligat-posta yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 13,34-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 28.193,26-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 32.505,44-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN
1-Davacıdan alınması gereken 35,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 4,50-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davalı tarafından yatırılan 6.331,00-TL nispi istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 85,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 51,70-TL tehir-i icra karar harcı, 85,00-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 222,40-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 08/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.